29.09.2009

hürriyetli pazarı ben keşif eylemedim.

altı gibi diye sözleştiğimiz zamanlara tersten bakınca dokuz gibi oluyor
ama tersten bakmayalım altı görürnür, donu görünür.
çiğdem solmaz ile konuşurken çıktı bu muhabbet.
kendi çabamla çıkarttım o başka .

beyaz çikolata sıvı haldeyken önce muhallebi tadı veriyor bana.

Nazlı Oluz'dan bir teklif:
''Korsan cdleri sahte parayla alalım.''

dimes'in kırmızı ambalajlı sütünden yola çıkarak babamla reklam ve rekabet temalı uzun bir konuşma yapmıştık da babam yine de benim ambalajın sütten ziyade bir domates suyu kutusna benzediğini ve bunun bir dez avantaj yarattığı fikrimi değiştirememişti.

metroda son dönem türk komik gibi filmlerin aranan oyuncusu olan ufak tefek adamı gördüm.
şimdi adını bilmiyorum maskeli beşler serisinde hababam sınıfı'nın son versiyonlarında falan var .

kendikendime tişörtler basabilecek ekonomik bir tekonojim olsaydı size de basardım güzel güzel grafikerl yapardım da sevgili okurum.


penye ama hırka kalıbında olan bişey gördüm istanbul pasajlarında
o ne lan öyle.

aa lan,
daha kar yağacak istanbula.

eskiden gençler oyuna başlıyordu şimdi oyuna başlamak azalıyor dizilere başlamak artıyor.
başlarım öyle işe!

okuluam şimdilik önce metro
sonra feniküler
sonra da tramvayla
ulaşıyorum hayatımda binmediğim kadar trene biniyorum.

insanın ilkokul lise arkadaşları evlendiğinde hayata bakışı değişmece bu böyle olmaca.


icetea Mango'nun büyüğü yok galiba.
bu arada 750 ml. ölçüsünde icetea çıksın herzaman burgerking,mcdonalds bulunmuyor.

yani şimdi strarbucks iyi kahve yapıyor.
koltukları da garanti rahat
fiyatları da inanılmaz inanılmaz pahalı değil.
ha yerli sermaya candır, kalkınsındır. o değerlerimiz başka
ancak serbest piyasayı da ben icad etmedim.

''vereceğim!'' diye bağırdı kadının birisi sokakta.
aklım hemen kötü anlamlara kaydı.

Ayna çok seviyorum ben kendime bakmasını değil de ters açı yakalayıp görünmüyorum diye düşünen insanları izlemesini ve güzellik abisesi kızları seyredalmasını seviyorum.

Nergisli Şiir.
Nergis mevsimi gelsin artık,
5 sezon birden alıp izleyeceğim.
bir sırada, sıradan bir şekilde,
hem de sırayla birbirimize baktık
be o koriordan çok geçeceğim.


^Mulan^dan sonra animasyonları yürekten sevemedim.
gerçi mulanı da pek sevememiştim Türkleri yeniyor ve kötü gösteriyorlar diye.
aladdin candır.

can ismini de sevemedim şu ara.

death in vegas- ''cocaine and gin''
Radiohead-''everything is in rigth place''
Jay-z-''d.o.a''
Teoman-''sevişirdik bazen''
Pearl Jam-''world wide suicide''
şu aralar çok sevdiğim şarkılar diyor ve sizlere ufak çaplı bir play list tavsiye edip gidiyorum.

24.09.2009

Yüzde Astarı Kaçtır?


başınıza küçük çaplı bir felaket geliyor da o andan önceki dakikalarınızın pek güzel olduğunu düşünüyorsunuz ya, işte o güzel sandığınız dakikalar da teorik olarak yine bir felaket sonrası dakikaları.

anıra anıra gülerken çekilmiş fotoğrafları facebook aracılığıla ''bakın böyle mekanlara gidip çok eğlenebiliyoruz işte'' temasıyla bizlere gösterilmesi mevuu hoşuma gitmiyor.
diğer hoşuma gitmeyen şeylerse:
-anıra anıra gülmek.
-çatur çutur flashların patlaması.
-facebook aracılığı.
-öyle mekanlarda çok eğlenmek(egolarında boşluk bulunan ergenlerin işleri bunlar).
-orada olmaması gerektiğini düşündüğünüz insanın kendini sizin kadar düşünmeyip oralarda olması.

cevizli dondurmayı sevemedim gitti.
fıstıklıya ne kadar aşıksam cevizli de onun sinir en yakın arkadaşı gibi geliyor bana işte.

alman dondurması dedin mi şöller'i bilirim.
çiğdem dedi, hemen şöller dedim.

bilgisayar ve ingilizce kursları vardı bir ara gidiyordum ben de bir tanesine.
o kursun bana olan katkısı sıfatlardır.
daha derin cümle kurmak için sıfat içerisinde kalmıştık.
öğretmenin adı güldü.
''ela nedir?'' diye sorduğumda'' hazel'' demişti.
öğrenme merakı işte.

kılıç oyununda vurmamaya değil,
godoslama vurmaya çalışın.
esas o zaman çıkıyor zevki.
bunu Anılla starwars izleyip o gazla çıkışta cadde boyunda bröşürden yaptığımız kılıçlarla kapışırken farketmiştim de ağzımla ışın kılıcı efekti(ııvvaaauuuuv) yapmaktan dillenirmeye mecalim kalmamış.

taşa oturan genç kız görsem ''çocuğunuz olmaz'' diye uyarırım kızlar da gülüşürler.

yanımdan geçen dişi konuşmaları kulağıma takılıyor ve yaptığım tespitlere göre
kadın kısmısı'nın yüzde 83.3'ü başkasına ait olan şeylerden bahsediyor.
kıyafeti olur, sevgilisi kocası olur..
varın gerisini siz düşünün.

Buzlaş diye birşeyler satıyorlar.
yıllar önce gömbe adlı yayla mekanında yediğim kar üzeri pekmezin daha kimyasallısı.
hayır bir de bana buzlaş diyor esasen buzlaşan o.
'Buzlaştımmm!'' gibi birşey olmalıymış adı.

masaya başparmağındaki hariç diğer el parmaklarının tırnaklarını vura vura birşey anlatan kadını hiç ama hiç sevmem.
hele bir de sigarasından çok derin nefes alırken aklına birşey gelirse amanın!

sezonun modası saks mavisi.
dişi pabuçlarında favorim kendisi.

eğlence mekanlarında bulunduğum yahut kendilerini bir iletişim aracıyla gözlemlediğim zamanlarda farkediyorum ki genç erkeklerimizin yüzde 97.2'si kapıda kalmamak için beyaz gömlek giyiyorlar.
olmaz olsun öyle şey.
ha, rock barlardaki siyah tişört olayına da karşıyım.

rep müzik sevdalısı ergen kız giyinme ayarını tutturamayınca hiç olmuyor yahu.

bandana ve bel çantası geri gelsin görün bakın ne biçim moda olacaklar.
fayda sağlıyor bir kere.

Anılla birlikte dev bir düşünüşten sonra elbise ve eteklerde yüksekbelin güzel olduğuna kot pantolonlarda ise güzel olmasının garantisinin olmadığına kararverdik.

oyunlar içiersinden tekken'i tek geçerim
pes'de pes etmem.
mario neden hiç bağırmio

Jülide Özçelik Neşet Ertaş'ın Yalan Dünya eserini ne güzel söylemiş.
bi araştırn bakalım.
jazzistanbul albümün'ün adı
bende bitireyim yazımı.

fotoğraf enteresan fotoğraflar ve ışık ayarına sahip olan ogatech marka fotoğraf makinamdan tarfımın baskısyla çekilmiştir
ve bir şarap şişesinin içine bakmak eylemidir.

21.09.2009

25 Kuruş Fazlayım.


''ayıkken dünya çekilmiyor'' diyenleri sevmem ancak hak verebilirim.
bir masa ile sandalye arasına fix menü ile sıkıştırılmadan olduğunuz hafif sarhoş halde işler daha güzel.
istemsizce kurgulayarak yaşamak zorunda olmadığınız bir hayat sizi daha az yaşlandırabilir.
başak burcu olmak biraz fena galiba.
he sevgili okur.

bossanova adlı blogger, çok blogger takipçisi bir insan.
takdir ediyorum fazla fazla.
kendisini de heyecan ile okuyoruz efendim.

sözleşme tamam da antlaşma denilince bi ürpertici oluyor.

bir ara yazdığım kadar akıcı konuşamıyordum.
şimdi hemen hemen aynı.
bir ara geveze bile olup geçebilirim yazımı.

sarhoş kızları düdüklemeye çalışan gençlere en önemli tavsiyem.
kadeh kronolojisini iyi hesaplayın.

o değilde şarap şişesinin mantarı içine düşüyor mantar lezeeti şaraba geçiyor.
şarap zaten ucuz.
bir de aromalı oluyor.

deha var ,daha var
daha fazla dehaya ihtiyaç var.

dolmuşa binen güzel kız topluluğunun konuştukça gözümden düşmesidir beni üzen.
a bu arada bayaram tarifesinden bi öğrenci diyerek tam ücreti olan 50 kuruşu verdim.
para üstü olara 50 kuruş aldım.
bir önceki sefer de 25 kuruş fazla almışlar benden.
25 kuruş fazlayım yani.

Aydın Doğan şeker bayramında çalışanlarına çikolata göndermiş
bayarmda yediğim en iyi çikolataydı.

falım sakızından çıkan falları okuyorum ben halen inanıyorum 70 milyon da okuyor.

bayramda yerinde yurdunda bulunamayan nice öğrenci milletinin bayram harçlık ihtiyacı bi şekilde karşılansın.

M.K'nın katil zanlısı C.G yakalandı artık adından bahsetmek yanlış bence.

Hepsi adlı toplulukta Yasemin güzel kızmış.
uzun zaman önce inceledim bu karara vardım.

rakı da en güzel çay bardağında içiliyor.
tabii ince bel severim.

tamam dalgalı,kıvırcık gençkız saçı güzeldir de dans etmese de oluyor be blendax.

shakira'nın shewolf klibi korkutucu.

Antalyadaki Bademaltından uzun uzun bahsedebilirim bir ara.
pek denk gelmesem de giden insanalrla oradan konuşmak güzel oluyor.
aynı anda gitmediğiniz bir yer hakkında o insanlarla o yer hakkında güzel güzel konuşuyorsanız o yer süper bir yer oluyor.
adeta bir KAŞ oluyor.

cihangir, hangi r?

arkadaşları tarafından kendisine Mo denilen Hakan adlı zat ikidir beni eve uğurlamaya yazıhaneye geliyor hadi bakalım.

hamile olan kadının dukakları büyüyor bunu farkettim.

penolope cruz,
penolope beni,penolope geleceğim.
karlar tozarken penolepe.

kolları güzel olmayan kızlar dikkat çekiyorlar şu ara.
moda akımlarının yarattığı kostümler dikkatimizi yönlendiriyor galiba.

çizim bana aittir.

20.09.2009

Duş Perdesi v.s Sis Perdesi


akşama kadar kafelerde şarap içip kekikli pulbiberli zeytinyağına ekmek banan yurdum entel gibileri,
biliyorum hepinizin midesi bozuk.
hadi gelin itiraf edin bunu.

saçlarımı kestirirken farkediyorum ki şu hayatta hiç bir etkinliğim. yok.
berber ne derse o oluyor.
bu his en çok saçlarım berber şampuanı ile yıkanırken çöküyor yakışıklı bünyeme.
eskiden muz kokardı o şampuanlar şimdi muz kokmuyor.

Antalya'nın bahçelievler ve dedeman-şirinyalı samtlerinin kızlar güzel oluyor.
ışıklar civarı çok gezerken portakal çiçeğindeki potansiyel ise çoğunlukla toplu taşım araçlarında görülüyor.
migros-konyaaltı ve ötesi de fırsat verilirse gol ile buluşabilirler.
lara tarfını bi sevemedim gitti.

gittiğim kafe-bar'ın oturaklarına dikkat ederim.
bademaltını da bu konuda tavsiye ederim.

telefonuna mesaj gelince şak diye kabul edip koşa koşa arkadaşlarının yanına giden insansan aha işte sen yalnız bir insansın ve pek işin gücün yok.
ha arkadaşların sen aramadan hiç aramıyorsa o daha bi fena.

hayalci genç kızlarımız var onlara iki çift laf edeyim:
canlarım, iyi güzel hoş bunlar bizim de istediğimiz şeyler.
lakin bunu dillendirmek üzere bir hayat tarzı kurmuyoruz.
sürekli ''yurt dışına gitmem lazım'' diyerek yaşanmaz ki
sürekli ''kafe-bar açacağım'' diyerek yaşanmazki.
ha aşk olur meşk olur dillendirilir.
hayaller aşkın kuvvetiyle bir olan vucutlarda gerçek edilebilir hayaller o başka.

kulağım çınlamıyor benim.
biliyorum konuşuyorsunuz hatta bazen ''benden konuştunuz mu?'' diye soruyorum.
işte bundan soruyorum.

lise de çok kızlı bir arkadaş ortamım vardı.
bu hakikatti
flörtöz ile fritöz olmak arasında kalıyor insan.
yine de her sabah akşamki maçtan 900 dakika konuşmaktan iyidir.

eşcinselliğe sanki ilk olarak 2003'de rastlanmış gibi şaşırıyorlar ya
o garip geliyor bana

hermahallenin nasıl ki bir zülfü livaneli gibi adamı varsa bir de necmettin erbakan gibi adamı oluyor.
zaman zaman ecevit gibi adamlar da karışabiliyor aralarına
bir tansu çiller bir mesut yılmaz zor bulunuyor.
deniz baykal gibi adamlar ise sitelerde yaşıyor bence.
bunların hepsi mahalleli oluyorlar öyle siyasete falan da girmiyorlar.

yabancı medeniyet kökenli arkaşlarım hep olsun hayatımda istiyorum.
içten içe sevgi gösteriyorum onlara.
italyan alman amerikan hollandalı gibi gelişmiş medeniyet olması şart değil.
maksat yabancılık.

bir kadının hamileyken güzelleşme ihitmali yüzde yüz iken bu şansı çirkinleşerek değerlendirebilen kadına üzülüyorum.
sonra da kocasından dayağın kralını yememek için başka şeyler düşünüyorum.

ortaokul civarı bulduğum bir espri vardı
nikah memuru ''o zaman ben de nikah salonunun bana verdiği sandalyeye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum'' diyordu.
fıkralaştırmak istemedim e kimseyi de evlendirmediğimden de yapmaya fırsat olmadı

kurbanda 3 arkadaş yaşam koçu kestik rahatladık
o neydi öyle ya.

tekbir giyimin tek-bir lira anlayışına ne desem bilemedim.

yeni msn'de yazıyazdığımız bölümde karikatürlerde kullanılan konuşma baloncuğu var.
boydan fotoğraf koyanların edep yerlerini hedef alıyor okun ucu.

bundan sonra dark side'dayım arkdaşım.
işinize gelirse.
pelerin de alacağım şimdi.

duş perdesinden korkuyorum ben hele bir de ıslaksa abooov!

bozuk kaset severim
açarım sökerim onun içini dışını
sonra kalemle sararım falan.

durup durup starsailor indiriyorum.
sonra kayboluyor onlar bir daha indiriyorum.

bu yazıyı da burada bitiriyorum.

ek:
''ben kendimi bulcam sana''
dedi eskilerden bir arkadaşım.
görkemli bir söylem bence.

18.09.2009

bi şiler


robot olmuş muyuz?
bence olmuşuz başımızdaki devletin computer'i hepimize işlemlerimiz daha hızlı yürüsün diye numaralar vermiş.
ayaklarımızın pantolonlarımızın şapkalarımızın bedenlerinin bir numarası var.
insan para verdiği hizmetin karşsında ''benim ayaklarım biraz taraklı'' derken ancak kendini gerçekleştirebiliyor ve o ruhsuz satış elemanının karşısında 42 gibi bir rakam olmanın üzerine çıkıp ''taraklı 42 oluyor'' benzer durum dişilerde eğilirken sağın solun meydana çıkmasıyla olabilir.

filmlerde vucut değiştme komedisi oluyor ya onlar saçma başkasının vucuduna girseniz adam akıllı adım atabilmeniz 1 ay sürer.
ne komikliği?

yürürken popsu açılacak kadar kısa etekli bir kadının arkasından yürümek durumunda kaldım.
siyah etek içine siyah çamaşır tercihi vardı(ek bilgi)
esnaf çeşitli jest ve mimiklerle karşıladı kendisini.
gördüğüm en çirkin kadınlardan birisiydi ve gideceği yere dolmuş arayan arkadaşının aksine muhtemelen müşteri arayışı içerisindeydi.
bilinçli işler bunlar.

Hido'lu turcell reklamı in,
''Burası istanbul''lu mavi reklamı out.
tespit: ''alper tola''

Dünyanın en boktan doğumgününü de geride bıraktım.
ha önümde yürüyen kişiler yere 5 tl düşürdüler,
herzamanki gibi gidip koşa koşa vermedim.
arkadaşlarıma bira ısmarlarım diye cebime attım.
arkadaşlarım gelmediler.
uzun uzun yürüdüm.
ayağım su toplamış
bknz. 16.09.2009

bir film olayı da kadın kılığına giren erkeği düdüklemeye çalışan absürd karakter olmazsa olmaz.

Azeri bulutsuzluk özlemi:
''Özlerimi geri alabilmirem''

Askeri bulutsuzluk özlemi:
''sözler geri alınacak...al.''

kısacık saçlıları pek sevmediğimi söylemiştim.
garipoğlu cem de uzun sakallı ancak kısacık saçlı teslim olmuş.
suçsuz günahsız kısacık saçlıları tenzih ederim tabii.

facebook'a gir.
18230498209 video izle.
18230498209 video paylaş.
çık.

evin-ana reklamı vardı iyiki bitti o reklam, uzatında kötü oluyor.
''yeyin gari'' temalı lays reklamı da bitsin.

broşür dağıtan kız(hop diye önüme çıkarak,gülen gözlerle):''öyle arkadan giderek kaçamazsınız''dedi.
hiç bir şey diyemiyorum işte böyle durumlarda
broşürü hiç istemiyorum çünkü.
kağıttır o,
en nihayetinde de ağaçtır.

iyi güzel hoş ingiliz tarzı giyip çıkıyorsunuz da
o köşe başında simitçi var
o caddede tekel bayii var köfteci var
o ne olacak ey daracık panolonlu bol aksesuarlı insan?

facebook duvarına sadece doğum günününde birşeyler yazılan bir kimseyim
şikayet yahut onur söylemi değil bu.

bir insan bana gelip ''ben rakı içmeyi hiç sevmiyorum'' dedikten sonra coşkulu arkadaş ortamında rakı içiyorsa kızmayayım da ne yapayım.
Rakıyı çok sevdiğimden değil kendime karşı boş değilim sen gibi.
yeni msn'i de sevmedim.
böyle değişip duran göt başı ayarı oynayan şeyleri sevmiyorum.

dolaylı yoldan edilen küfürleri araştıracağım artık.
örnek göt çocuğu
anlam:bildiğin bok

yağmur kelimesini çıkartsınlar şarkılardan bilgisayarımızın hafızasında ciddi yer açılır.
ha yağmur gene yağar o başka.

bazı insanlar olmamış da olmuş gibi takılıyorlar.
böyle bi gelişmekte olan ülke hali var üstlerinde.

doğumgünün'ün ilk kutlama mesajını saat 24.00'dan hemen sonra almak hoş birşey içten içe

tuvalet kağıdı daha samimidir alengirli peçetelerden
misafirlere tuvalet kağıdı ikram edilsin bence.

rock metal alemlerine dalmış, cool kızı aile büyüklerine yardım ederken falan görünce daha bir seviyorum.
o dünyanın etrafında dönüyor olduğu olayının yalan olması güzel bir olay.

bitiriyorum burada yazımı.

16.09.2009

konyaalatı caddesinde doğmak.


Futbolcu Alex de Souza'dan bir gün sonra
Sihirbaz David Coperfield ile aynı günde
Miryakefalon ve ABD anayasasının kabülünden bir gün önce
doğan kişi benim.

16eylül tarihinde doğan ve ölenler ise şöyle

Doğumlar

Ölümler

ayrıca ben doğmadan tam on yıl evvel iranda 60 saniyelik deprem olmuş 20bin kişi ölmüş
ben belki onlardan tekrar hayata dönebilen birisiyimdir.

ve son olarak Uluslar arası ozon tabaksaını koruma günü
yes!

fotoğraftaki benim.
fotoğraf makinası murat kocakaplan'ın,
kompozisyon ömer şahin gültekin'in,
telefondaki ses gökçe tüfekçi'nindir.

yanına gittiğimiz kişi de çiğdem solmaz.

15.09.2009

70.000.000-12=?



sene 2001 ülkemizde basketbol şampiyonası düzenleniyor benim için ergenlikten hemen sonrası dönemler.(dünya üzerinde pek fazla bir önemim yok)
basketbol takımımızda ise o ergenlikten hemen sonrası dönemleri o an yaşamakta olan kimse yok zira: finaldeyiz!
rakip o zamanki adıyla yugoslavya,
efsane bir jenarasyon bir araya gelmiş, Bodiroga bile sıkışınca giriyor oyuna.
bakkallarda,berberlerde ise halen futbol,helen revivo,hasan şaş,rüştü ve muhtemelen hersezonki gibiFenerbahçeden Beşiktaşa gitmiş futbolcular konuşuluyor.
ülkece kendi evimizde yugoslavyaya karşı sadece 12 dev adamız,70 milyon değil
12 dev adam.
Tarkan oynak şarkılar yapmıyor 70 milyon bir oluruz yolunda diye
Athenanın çoşkulu ve ritimleri 12 dev adam diyor.
finalde güçlü ve herdaim torpilli yugoslavyaya kaybettik çok üzülüp yıkılmadık.
arkadan gelen altın bir jenarasyon olduğunu farkettik.
bugün,
ulusal futbol takımımız nam-ı diğer Terim'in aslanları Başbakanın teşrif ettiği maçlarda rezalet bir futbolla dünya kupasına katılma şansını çok düşük yüzdelere düşürüyorlar.
vatan millet sakarya üzlüyoruz ve sorguluyoruz.
Terim'in maaşı hepimizin dilinde oluyor böyle zamanlarda
bir kaç gün sonra kırmızı beyaz Adidas formalı basketbolcular parkelere çıkıyorlar ve tekrar 2001 ve sonrası tüm şampiyonlardaki ruhla anasını ağlatıyorlar şampiyonanın.
dün akşam (14 eylül 2009) o zamanki adıyla yugoslayva şimdiki adıyla sırbistanı uzatmalara giden maçta,
5 dakikalık uzatma perityodunda hiç sayı yemeden eze eze yendik.
Eminim insanlar halen Fenerbahçeden Beşikataşa giden beşiktaş kalecisi rüştün'ün akşamki united maçı öncesi sakatlanıvermesini konuşuyor.
Türkfutbolu,
zekisin ama çalışmıyorsun lakin babanın parası var bir yere kadar.
dersane mersane idare edersin ancak hiç o türkbasketbolu gibi azimli çalışmaktan sonuç almaktan zerre anlamayacaksın.
Türk futbolu, senin öne eğdiğin başın hep okşanacak.
basketbolcu kardeşlerin ise madalya alırken tavantaki Ay Yıldıza odaklanmış gururlu başları olacak.

14.09.2009

bi kitle sezdim,kahkaha atana kadar süzebildim

buzdolabınına bakarken ''ye iç gül..'' diye başlayan şarkı aklıam takıldı.
'içgül' diye isim var mıdır lan?
diye düşünmeye başladım.
halen de hindi gibi düşünüyoruz işte
from Turkey.
hindili, turkeyli kelime oyunu da yaptım ya kendime lafım kalmadı.

''enteresan bir kimseyim bundan şikayetim yok ancak bundan dolayı da gurur duymuyorum.aslında ben de isterim emeklemeden çoşmayı (koşma,koşuk)
Şebnem*'in ''aslında ben de isterim'' adlı serzenişli şarkısı ahanda böyle bir isyan.

*sezen aksuya sezen demek
şebnem feraha şebnem demek.
facebook'a feys demek.
çıkartın bunları hayatınızdan ibret olsun diye yazdım yukarıya.

geçen gün mor ve ötesi'nin 'bir derdim var'ının ciddi boyutlarda eskimiş bir şarkı olduğunu ve paralel olarak yaşlanmaya başlamaya başladığımı düşündüm.
sonra da ''başlarım lan öyle işe'' dedim.

şimdi şöyle bi kız tipi var kimse ''genelleme yapıyorsun beni kaybediyorsun'' demesin.
kızıla boyanmış dalgalı saçlar,
kumral kız teni rengi,
koyu olmayan göz rengi,
yanakta kahve rengi ben,
güzel lakin sararmaya başlayan dişler,
muhakkak az çerçeveli optik gözlük,
siyah kanvas yahut kot pantolon,
siyah adidas yahut simsiyah converse,
yandan yahut sırttan çokspor simsiyah çanta.
uzun gibi ve ojeli tırnaklar.
çanta da kitap.(saafspor)
çok yürümek.
bunları hangi örgüt besliyor da salıyor sokaklara bilmiyorum ancak o örgütün kötü bir niyeti yok herhalde
tanısan falan muhabbeti güzel insanlardır en nihayetinde.
bu arada cidden, lütfen, ehemmiyetle kimse ''genelleme yapıyorsun beni kaybediyorsun'' demesin.
o ne lan öyle.

Özdilekparkta anket dolduran ilk kişi bendim galiba öyle hissettim.
içerde anketi vakit kaybı gibi görebilecek bi kitle sezdim.

Saba Tümer kahkaha atana kadar süzebildim seni
farkettim hep ''omuzdan aşşağı koyverdim gitti'' tarzı bluzlar giyiyorsun.
zaman zaman da sutyen sevmeyen hallerin var, insanın gözü kayıyor.
hepsini geçtim de o nasıl güneşlenmekti yahu?
resmen yeni figür.

sigara içenler için ayrı şehir kursunlar 1 sene sonra gidin bakın oradaki tüm insanlar biraz sararmıştır ve o şehir de ''abi sigara içen birisiyle öpüşmek kültablası yalamak gibidir'' lafları eden kimse kalmamış.
ha bence o lafı bulan kişi henüz kimseyle öpüşmemiş,
zira bilimsellik adına öpüştüyse kültablası da yalaması gerekiyor.
manyaklığın alemi yok.

aklı evvel:bildiğin gerizekalı demek.
lakin anlamıyorlar öyle dediğin zaman.
ah gençlik.

Buz grubu vardı severek dinlediğimiz o ne oldu?

bu arada Esin Özbek bir haftalık aradan sonra tekrar çıktı uykusuzda
resmen arayınca işim var diyen
kız ama arkadaşız olan kızı aramış gibi oldum bu duruma.

bu kız ama arkaşımız olan kızların bir takım sevgilileri oluyor ve biliyorum ki onlara sürekli bizden bahsediliyor.
yapmayın etmeyin elin adamını durduk yere sinir etmeyin.
bana düşman eylemeyin.
ha bana dost da eylemeyin.
kızlar kızlardan bahsetsin olay bitsin
yahut bitmesin len
eleman kızarkadaşının arkadaşına da asılsın öyle bitsin.
macera aradım bi an.

teoman'ın,okan bayülgen'in de saçı boya selami şahin'in de kahtalı mıçı'nın da
arada fark oluyor o nasıl oluyor?

2'si bir arada Jacop's kahve mevsimi geliyor.
üstelik 15 milyonu bir arada olan bir şehirin misafiriyim bu sezon.

kahveli milk shake, yanında elmalı yahut böğürtlenli(esasen vişneliydi bunun formülü) dondurma takviyeli pie, dondurma sosu olarak da çikolata.
2.65+3.13=5.78'e Mc Donald'sdan alabiliyorsunuz bunların hepsini.

artık seda sayanlı pepsi reklamı yayından kaldırılsın.
yahut sadece garipoğlu cem izleyebilsin.
yavaş yavaş ülkemize gelip teslim olacaktır.

şarkı hedayesi ile bitireyim bu yazımı da.
Milla Jovovich - Mezinka.mp3
indirmek için şarkıyı tıklayınız.

13.09.2009

açık, bir kli malıdır.




bugünden 2 fotoğraf
uzun uzun yorum da yapabiliridim de üşendim şimdi.
işte birincisi mahalenin gençlerinin çöpe atılan tabelaylı çöpe asarak bulduğu espri
ikincisi de bildiğin gökyüzü arada 'bam' diye kafamı kaldırıp baktığım gökyüzü.

11.09.2009

Salla


bazen televizyonda yeni şarkı duyup sevdiğimde sonradan araştırmaca yapmak için bir yerlere yazıyorum adını.
sonra pek büyük çabalarla indiriyorum kendisini ve bir süre mutlak suretle,fazla süratla dinliyorum.
aylar sonra bi bakmışım bir kere bile şarkıcının adını google'a yazıp da resimlerde aratmamışım.
onlar sadece benim için müzikleriyle bilinmişler.
belki aralarında nice taş hatunlar falan da vardı onları da kaçırıyorum.
dersler çıkarılmalı bu hikayelerden.

deri ceket erkeği vezir de eder vezir de
ancak vezir etme ihtimali daha bi yüksek.
yine tüm kış giyeceğim

'ay em van' diyemiyor ikizi olan bir kimse
lakin diğerleri de 'ay em twin' diyemiyor.

'ilk sene yurtta kal sonra okul arkadaşlarınla eve çıkarsın.'' bunu duymazsam inanmak istemem kimsenin üniverisite kazandığına.

suda şaka olmaz,
suda el şakası hiç olmaz ayıptır, sulu sulu.

herşey karşılıklı falan değildir ve zıttı karşılığı olmayan şeyler de varlığını sürdürebilir.
sağdan solda güzel bişey sanıp da düşünmeden okuduğu sözleri çeşitli görsel basında yazanların mesela pek dikkat çekici zıtları yoktur ancak onlar da var.
dersiniz ki normal insanlar böyle yapmaz o halde zıtlarıdır.
normalliğin zıtlığı olmaz.
sıkıcıdır.

pencaplı sincap gelsin, buyur edeyim.

motorsiklet yakışıyor kızlara
ancak motor olmak ve ağır yahut tüy siklet sahibi olmak hallerini pek yakıştıramıyorum.

hürriyet gazetesinin verdiği küçük şirinler kitaplarını ne sevmiştim halbuki o zaman kaştaydım kaşı daha da sevsem iyiymiş.
kaşa hala gidiyorum da hürriyetten artık en fazla iddaa eki çıkıyor.

Kuzenim Anıl'la kazandibi diye yanıklı sütlaç almamız fena da önce benim farkedip acı gerçeği açıklamak zorunda kalmam daha fena.
en azından cam tabakta almıştık da lezzet tarafından avantajovic.
bu arada tatlıdan bahsederken acı gerçek dedim.

Atiye'nin Salla adlı şarkısında arkasında dans eden(yancılık?) kıvırcık saçlı kız ilk başlarda dikkatimi çekmişti sonra baktım dolmuşta-otobüste görülecek bi kız değil vazgeçtim.
bknz. dişilerde gerçeklik teorisi

şimdiki zaman:
''şimdi sen gittin ya herkes sana benzeyecek''
gelecek zaman:
''o zaman sen ittin ya senin allah belanı versin''

acemi cadı dizisi,burgerking ve algida reklamında oynayan björk'ün gençliği gibi olan bi kızımız vardı o ne oldu?
björkün gençliği de öyle değilmiş ayrıca.
bknz:Merve Boluğur
ayrıca 365 gün arayla aynı günde doğmuşuz kendisiyle

cumhuriyet sucuklarının ve lakinliğin ekçileriyiz!

kelime oyunlu küfürlü art niyetli cümle:
attım, ama koymaktı niyetim

kazı kazan
azı kazan
çoğu piyango
piyangodan piyano

şimdilik çıkmaca yapayım sonra geri geleyim.
çizim bana aittir.

9.09.2009

aşk-ı memnun kaygısız,bihter çikolata arıyor!


etrafımda adidaslar varken çok mutlu oluyorum lakin bugün nike marka bir ayakkabıya tav oldum da kendimi aşk-ı memnun kaygısız gibi hissettim.
bknz.bihter çikolata.

alibeyköy yazıhanemizde antalya otobüsümüzü beklerken arkadan kendime benzeyen çekik turist gördüm hemen fotoğrafladım ardından milli takımımız gol attı çekiği olsun çekmeğiyi olsun tüm yazıhanede gönüller bir oldu.
tepedeki fotoğraf o çekik turist,allah çektirmesin diyorum kendisine

haykırmakta aykırı bişeyler olmasın?
Aykırmak.
Ay kırmak.

şimdi esmerin güzeli de çok güzel be
yapacak birşey yok
lakin sarışınlar model gösterir o da bir yaşa kadar şık olur.
kumral bir kazak da güzel gider aslında.
gelsin kızlar
obaraeeey.

tempolu müzik diyorlar temposu hızlı müziklere
diğer müziklere ayıp oluyor bence.

çok mecaz var yahu
şimdi bilgisayar dondu yani
ne diyeyim ki ben buna.

''Kemal Atatürk'' imzalı bir böcek türü vardı.
''Allah'' diye bağıran domates ile lakiklik mücadelesine girmeyen.

Antalya Özdilek alışverişmerkezinde güzel şarkılar çalıyor.
tepedeki tevrat yıldızını da görmedik sanmayın.

okur yazarlık yetmez
anlayıp dinlemek lazım
en son da dede olup anlatmak lazım.
masallar uydurmak lazım.

bugün 9 eylül 2009
9'u hiç sevmem
eylülden hoşlanırım
2009 da güzel bir şahsiyet.

düşündüm taşındım kedileri sevmiyorum,köpekleri seviyorum.
ancak kedinin de bir onuru bir guru var buna çok saygım var.
zira bir kemiğe ev soyduran köpekleri biliyoruz
sevgisinden deli olan bir hayvan köpek.
yarın birgün başkası da sahip olur o köpeğe
yazık olur sonra.

ardından demek var peşinsıra demek var.

''varoğlu var ohooo'' demek yasaklanmış.

krokan candır.
jacops adlı kahvecide o aromaya sahip bir kahve çeşidi vardı.
adresimi bulup göndersinler bi koli içeyim akşam kadar.

-gerçek bilgi
Bugüne kadar tanıştığım ve bana bağş edilen Şebnem ismi sayısı.
BİR(rakamla:1)
-yalan bilgi
kendilerine Oz diyen özlem ve ozanların sayısı:187450824
kendilerine ouz diyen oğuzların sayısı:2398000

erotik kelimesi de oyun gibi bir kelime.
ancak kendisi bir tür oyun sıfatı olabiliyor.

kendime hakim olamıyor ve normal hayatta da sürekli kelime oyunu yapıyorum.
kısmen komik oluyor.

vişneli değil de ananaslı soda süper olabilir.

puşt kuşlar akşam buluşup uluştular.
sürekli ş harfi kullanmak
ses sanatı yapmak.
bir anda ses sanatçısı olmak
sibelcan da ses sanatçısı
ben de
sibelcan bitişik yazılır.
balık etlisi makbuldür.

kaktüse dokundum yıllarsonra
galiba kendisi çok sevdiğim bir bitki.

msn'den düşen kişinin tekrar girmeyeceği durumunu mesajla bildirmesidir iletişimde sınırsızlık.

tatlısesce okuyunuz.
şappiiiieeeeaaa oturduk
yani:şapa oturduk,
yani şapak,
yeni şafak,
yeni şafak sezercik.

''biri beni durdursun'' yavşaklıklarına girmem.
edebimle, cool olmamla kendimi durdurum.
kadim kuvvetim var çok şükür.

Esin Özbek, Uykusuzda bir görünüp bir kayboldu
esasen kendisinin daim kalması temennimizdi

Antalyada Giresun temalı,''coolbastı'' diye bir kafe gösterdi Murat Kocakaplan.
direk koşmaya başlamışım.
Giresunu severim o başka

bitirdim bitirirken de 'Shakira-Underneath your clothes' çaldırdım.

6.09.2009

kaydı düzenle çünkü: düzen ile kaydı yahu


şu aralar yüzüme gülen iki (rakamla: 2) adet yüzü bir arada denk getirmek öyle sanıyorum ki somurtmaya evrilmiş suratımdan dolayı zor oluyordu.
ben de istanbuldan antalyaya dönerken bir dinlenme tesisinde denk getirdim kendisini.
sakladım.

genelde sevdiğim insanları güldürmeyi severim.
genelde insanlar tarafımdan güldürülünce birbirlerinin suratlarına bakıyorlar.
sanırım benim paylaşmaya ihtiyacım olmadığını düşündüklerinden,
yahut birbirlerinin anladıklarından emin olmak için yapıyorlar bu davranışı.
birbirlerini pek seviyorlar da olabilir.
ancak benim ödülüm genelde çirkin çirkin gülerken birbirlerine bakan insanlardan oluşan bir kompozisyon oluyor.
yani ben güldürüyorum onlar sevgi dolu bakışlar atıyor birbirlerine bana da yamuk ağzımla kolamdan bir yudum alma kalıyor.

baze gülünce daha da güzel olanları oluyor,
onlar gülerken bana bakıyorlar.
onları severim,hep severim
sonra kafamı kaldırıp gök rengine bakarım,
zira açık havada oksijenden dolaylı olarak daha komik espriler çıkabilir.

3.09.2009

i shot my self


kelime oyunu değil de ''elime oyunu koysana benim diğer elim dolu'' diye olabilirmiş.
ne diyorum ben ya.

yaşıtlarım çoluk çocuğa, toruna tombalağa,karşıyorlar ev bark sahibi oluyorlar.
yaşıtlarım neden sürekli ikileme mikileme ile yaşıyorlar lan?

beatles'de beş minare esprisi yasaklanmış.

Sultan Mehmet, istanbul feth ediyor ve bir gün sonra istanbul üniversitesini kuruyor.
bir gün niye beklemiş acaba?
mesai saati bitmiş olabilir.
konkoca sultana da mı ''bugün git yarın gel'' diyecekler o başka?

yeni hayvan türleri çıkmıyor yahu ne varsa eskide varmış
heycana bakar mısınız?
''yavrusunu kesesinde taşıyan bir tür gelişmiş fare bulundu! bu fare çok güzel boks da yapabiliyor''

bazen toplu taşım araçlarında öyle bir kadro oluyor ki o dolmuşa birşey olmasında o kadroyla bir maceraya atılmak zorunda kalmak zorunda kalmayayım istiyorum.
normalde de olmuşa birşey olsun istemiyorum ancak o kadroyla daha bi istemiyorum.

bir grup kızın bir ilişkiye karışırken ortaya çıkarttıkları enerji ile 20 yıl ileri gidilirdi vallahi
bir de sevgilinin arkadaşı mevzuu var onalar da güzel insanlar oluyorlar bazen.

sokakta halen tayt coşkusuna devam etmeye çalışan bayan siyah sosisler görüyorum.
yapmayın etmeyin.

ikea evimizin herşeyiymiş
erkek adama ters bence bu söylem.

sanat dallarında karsız dağ olmaz.
ilkokul çocuğu resim sanatından tutunda 20.yüzyıl edebiyatına kadar bütün dağlarda kar vardır.

Meis rumca Göz demektir ve karşısında ülkemizin en güzel yeri Kaş yer alır.

gözlükçü klişesi:
kaşlar kalınsa kemik çerçeve vermezler.

peynirli soğanlı çitosun farklı isimlerle ara ara görünmesi ve buna rağmen büyük bir efsane olması durumu mevcut aklımda
birayla enfes gitmekte.

i shot myself isimli bir site kurulmuş insanların kendi seksi fotoğraflarını kendilerinin uzanıp çekip yayınladıkları.
adres bu:
http://www.ishotmyself.com/public/main.php
tepedeki fotoğraflar oradan

ey dişiler! sevgilinizle ''abi ya,mabi ya'' diye konuşmayın bence.

internet siten beş para etmez
mauselarda silindir tuş olmasa

ÇATAL,BIÇAK:bunlar ne kadar sert sesler lakin bir de bu var:kaşık

mcdonald's'ın çocuk menüsü büyük seçim olmuyormuş.
her boku en büyüğünden satmasını biliyorlar lakin çocuk menüsünden velisi otlanamasın diye büyük seçim yok.

iyiki varsın Yasemin Mori

kısacık saçlı dişiler belki çok çekici olabilir.
ancak koşup sevgiyle sarıldıklarımız uzun güzel kokan saçlara sahip olanlarıdır.
kısacık saçlı dişilerle entersan içkiler deneyemeyebiliriz ancak uzun güzel kokan saçlara sahip olanlarla eneresan içkiler hazrlayabiliriz bile.
kısacık saçlı dişiler terkederler,uzun güzel kokan saçlara sahip olanlar ise hep akılda kalırlar.

bu yazıyla bitmekteyim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...