27.08.2010

metalci kelimeler.


bir dişinin sarıldığı erkeğinin popo cebine elini sokması kadar tiksinç bişey yok galiba.
hayır orada cüzdan aramak gibi ahlaksız bir davranış olsa bile kabul edilebilir gibi ama of of neyse...

bir internet iletisi olarak bulunduğu yeri yazmaktan yavaş yavaş tiksinmekteyim zira hep hoşlarına gittikleri yerleri yazıyorlar bu insanlar ne bileyim ''kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeyim'' yazan yok,anca tatildeyim matildeyim... yerim sizi..

blogumun sadece ilk cümlesini okuyabilen onur e. apayrı bir kişidir.
kapastitesel acayiplikler var kendisinde.

bir de onur diye bir kız vardı ortaokulda,
aynı okul müdürünün ikiz çocuklarından kız olanıydı,
güzelce bir kızdı kendisi,
kafama vurup kaçardı ve kaçan da kovalanırdı.
bir kardeşi (abisi olduğunu iddia ediyordu?) bizim sınıftaydı inanılmaz uzun eşşek oynardı.
2008 olimpos festivalinde görmüştüm abisini 3 kişilik seyirci topluluğu ile şahane bir headbang performansı sergiliyorlardı.
çaktırmadan katıldım aralarına,metalci headbangine sorgusuz sualsiz aldılar beni sağolsunlar,sonra beni fakrkedince kafayı sallamanın verdiği şaşkınlıkla bayağı bir şaşırmıştı..

şimdi güzel kızlar oluyor da ancak kafalarının 4'de 3'ü kadar güneş gözlüğü takıyorlar.

dolmuş beklerken arayoldan anayola dönen arabanın ön yolcu koltuğunda arkadaşı rutince görmektir akşam üstü vaktine tesadüf katan.

hurma'ya ''furma'' diyen bir insana nasıl kızabilir ki insan..

sizin için google'a ihap hulusi görey yazdım.
size tıklamak kaldı.

darpaçalı bol pantolon dediğin bildiğin şalvar.
cem yılmaz yaklaşık 10 yıl önce giymişti.
a ayağında beyaz converse yerine dev tabanlı botlar vardı o başka.
bir de hepimizin tulum giymelik bir dönemi olmalı,tulum giyelim yahut giymeyelim o mühim değil giyecek kıvama gelelim yeter.
bir ara bana deli gibi ısrar etmişlerdi tulum giymem yönünde.
bu arada tulum denince akla turist gelir.
bildiğiniz turist değil.
turist rumuzlu bir arkadaşım kendisi.

sıkıyorsa nigth,suicide,dark,faith,ibanez gitar,twin pedal,crow ve benzeri metalci kelimelerle fransız akustik şarkıları tadında yumuşca bir kompozisyon yazsanıza..

koku alamayan bir insan olarak semt pazarı etrafında olmak yoğun kokular herzaman hoş olmasa dahi genelde güzel oluyor.
5 duyu hesabı..

aylin aslım'a hasta olan tiplerden değilim.

fetiş çok komik bir kelime,yetiş der gibi.

''sanki kendi içer gibi''

davulcu,basçı tamam da gitar çalınca otomatik bir felsefeye dahil olup gitarist oluyorsunuz.
gitarizm-sitarizm rekabetini de kesin sitarizm kazanır.
bknz:sitar..

sıfatlı çocuk ismi inceden gerer beni
misal:GÜRBÜZ !
bir de TAYLAN ismini hiç sevmiyoruz biz.
''biz kaç kişiyiz?'' onu da bilmiyoruz.

kendi diye bir kız vardı en son kendisni zaman zaman denk geldiğim evcilik oyunu isimli oyundan takip ediyordum.
ardından bir de baktım ekranlarda kendinin kendisi yok,aşırı kilolu ve inanılmaz kaprisli bir kadın ve ona kul köle olan bir adam rollerini oynayan iki tip var.
lanet olsun mu?
bence olabilir.

referandum ''tercih meselesi sonuçta'' klişesine kurban gidebilir zira evet değil tercih damgası kullanılacak.

Şase nedir ne değildir tam olarak bilemiyorum.
tavla da benim için böyle öğreniyorum sonra hemen unutuyorum.
bir anda kızların ''hadi tavla oynayalım'' diyerek bir anda sosyalleştiği tiplerden olamadım.
zaten süper tavla oyanan kız da biraz itici geliyor.

doğan çocuklara isimler
erkek:gidon
kız:şase

şarkı tavsiyesi
Faithless-Why Go?

22.08.2010

lokum,ben bu işte yoğum.


''Antalya insanın kendine yapışanı giymesidir'' dedi arkadaşım çiğdem s.
komiklik seviyesi süpersonik seviyelere ulaşan arkadaşlarım var benim.
kendine yapışandan kasıt vücut hatlarını gösteren seksi kıyafetler değil bildiğin TER.

ne zaman ki evime yurduma 12000'li tuvalet kağıdı alan biri olurum işte o zaman bilin ki bir babayım, bir amcayım ben.
uzak durun benden sizi anılarımla komaya sokarım.

''belki benim kağıt param bi şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir''
Ortaçgil.
www.bombabomba.com
İ.y.k.

hepimizin okul hayatından sonra sarışın olan bir arkadaşı olmalı.
aynı kız biraz yaşa gelince sarı saçına gözlük takmalı.

''aman halimem yandan''ın devamını öğrendiğime göre artık kafam rahat.

yedigün ve muratboz ilişkisinden ölesiye tiksiniyorum.

Antalya Oktober Fest'i gene kaçıracağım galiba.
Antalyanın en güzel vakti olan eylül ayında antalyadan gitmek durumunda olmak fena oluyor.

şu sıralar en nefret ettiğim şarkı Adam Lampert diye birinin ''what you want from me'' isimli şarkısı.
nasıl ucuz,nasıl bayağı geliyor bana anlatamam.

benden selam olsun tüm lokumlarınımı satın alan fransız turistlere,
resmen türk hareketi yaptılar.
''elindeki tüm lokumları istiyorum para mühim değil'' demek yerine fransız ağzıyla ''this lokum, all that'' dediler o başka
bir de lokumları kurulara doldururken bir tane de ağzıma atmamı da turistlik bir değer olarak görmüş olacaklar ki taktir ettiler.
ve şunu anladımki ben kutu almak için pasta reyonuna gidip gelirken bir tane lokum araklayan teyze fransız da olsa tam bir teyzeymiş.

vantilatör'ün başağrısı pek olur.
bir de kardeşim az daha küçükken ''vantilapör'' diyordu.
yine de en komiği ''petek porçöz'' demesiydi.

eminim ki ölümüm hapşuruk yüzünden olacak.
biri görmese bari.

''Dindane ''diye futbolcu vardı lan ne acayip.
bizden gibi ama değil gibi.

Antalyada araba içerisinde nohut pilav satılmıyor.
cin fikirli kuzenim sait s. ile bir ara satmayı düşünmüştük.
boş durmadım tabii ''o işin mafyası vardır'' diye patlattım klişeyi yemedi.
yemedi de ne yaptı tencere-kazan almak için tefal'e gitti,
ben zaten direkt vazgeçtim.
Nohut-pilav satacağız dediği anda tezgahtar kızın yüzündeki ifade de kar kaldı.

dilimizde kaçak barınan şapkalı a kaldırıldığından beri içim biraz buruk.

bir insanın s*ke sürülecek akla sahip olması da çirkinlik.
olmaması daha kötü tabii.

''bu kıyafetle çok çekiciyim,çıplakken imdat çekiciyim''.
Koyu Bilal

bildiğin az ünlü bir reklam yıdızı ile ev arkadaşlığı yapıyorum.
şimdi kimliğini ifşa etmeyeyim benim hayranlarım bir yandan, onun hayranları bir yandan..
sorun olmasın mahallemize.

bence beatles'i uzaylılar yaptı lan.
piramiti insan da yapar o bişey değil ki.

''bekar yeri'' diye bişey var.

çok acı çekip ondan sonra bir şekilde acısı geçince hemen ''büyüdüm'' edebiyatına giren insana gülüyorum ben.
tamam yaşadığımız dert tasa falan bizleri daha aklı başında olmaya zorlayabilir ancak büyümek biraz daha farklı bir şey.
ben biliyorum ki sen ilk refaha erdiğin anda gene saçma sapan işler yapacaksın ve kendini ''e yapabiliyorum'' diye avutacaksın .
e hani büymüştün?

acayip iş yapan insana ''deli mi s*kti seni?'' diye bir sorumuz var.
deli s*kmesi ile ilgili bir filmimiz de var adı: janjan.

esmer bir sevgili bulayım hemen ''kara kız kurbaanın oliiym'' sözü geçen ''aya bak yıldıza bak'' şarkısını gireceğim ardından da kızı tavlarken yarattığım modern gibi havayı anadolu kilimleriyle yayık ayranlarıyla saracağım.

az tanıdığım gençten bi arkadaşım dövme tabancası falan almış hadi bakalım bana free tatoo.

bu yaz için muhteşem tatil planıma uymayan arkadaş çevremin bir kısmı bu sefer benim ortaya atmadığım ''gelecek yaz adrasana gidelim.'' fikriyle coştu.
demekki neymiş ben deyince olmuyormuş.
sıçmaya gitmemek lazım sizinle de dur bakalım önce biraz naz etmeye çalışayım
sonra edemeyeyim,
sonra kendimi hiç tutamayayım,
kağıdı kalemi alayım planı ben yapayım,
ben öncü olayım.
lan neoluyo?

yağmura,buluta,kara,rüzgara şarkı yapmayı biliyonuz da dolu'yu niye öksüz bırakıyorsunuz.
bu arada Ömer Ş. G. diye bir arkadaşım dolu diye kedisi var selam olsun ona.

son olarak: danayı bostandan kovan bostancı bile üniversite mezunuymuş sen daha otur evde...

hızlı şarkı tavsiyesi:Hot Hot Heat-Talk to me Dance with Me
yavaş şarkı tavsiyesi Chroma Key - True and Lost (çok gece dinleyin bunu.)

doğan çocuklara isimler
kız:telve
erkek:kahve

19.08.2010

100 metre mesafede hız rekoru


çok converse ile çekilmiş fotoğraf inceden geriyor beni.

''welcome to the other side'' diye bağıra bağıra işe gitmem çevre halkı hiç hoş olmadı.

Oz- anne bu yonca evcimik delirmiş.
anne-zaten deliydi..
o tivitıur şarkısı falan çok kötü
bir de çok az giresim var tivitır'a bazen bakıyorum siteye
o kadar yabancı geliyor ki of ne biçim.

meme ile göğüs yakın ancak farklı şeylerdir.
göğüsün içerisinde memeler,kalp, ne bileyim derisinde tüyler (erkekte kıl oluyor) var.

''hello,i love you,tell me your name'' duruma ne zaman geleceğim bakalım?
bu durum nitelikleriyle güzelliği belirlenen bir durum zira aynı durum 900'lü hat reklamlarında da var.
sarhoşluğun üzerinde çok tatlılık bıraktığı birisi değilim galiba hepsi burnumun tam anlamıyla çalışmaması yüzünden olsa gerek.
bir de bazen hemen gözüm kızarır,çok rakıcı amcalar gibi.

kız olan bir arkadaşınızın sadece tanıştığınız sevgilisi sizi çat diye ekliyorsa,
durum kendi kendini zaten açıklar.

''arabalı sevgili'' tamlamasının öteki edebiyat tarihimizdeki yeri de nebiçimdir?
ne bileyim olmasın benim arabalı sevgilim.
ha olsa olur, o başka.

bir ara bir reklamda ''tombul sergen'' karakteri vardı.
e sergen zaten...
bir de sergen ''Raf'' anlamına geliyor.

ne zaman ki anasına bakar,
kızından da cayarım
işte o zaman 100 metre mesafede hız rekoru kırarım.

Sezyum'un kitabı Oh-Yes kitapçılarda üstelik süpersoniksel.

gözlüğü kırık insanın semptatikliğini de hiç yaşayamadım zira sinir oluyorum ben gözlüğüm kırıldığında iğrenç bi yaratığa dönüşüyorum, gözümden ışın falan çıkıyor.

sınava girecek insan cümlesi ''günde x saat'' kalıbı ile kurulur.

possumus isimli hayvan tehtit hissettiğinde ölü taklidi yapıyormuş üstelik dilini de çıkartıyormuş,
ingilizcede ölü taklidi ''playing possumus'' demekmiş.
bir de hipopotam yaşayan en güçlü katilmiş,3 ton ağırlığı olmasına rağmen deli gibi koşabiliyormuş aşırı sağlam çenesi ve dişleriyle herşeyi kırabiliyormuş ayrıca kanı deliymiş bu hayvanın teknelere falan saldırıyormuş hep.
ve yaşayan en büyük kitle katili olan canlı da insanmış.
çalşırken enteresan bilgililer kitabı okuyorum oradan hep bunlar.

bir dönem iyi sıçrayabiliyordum ve bir basketbol potasının çemberine tutunabilmiştim.
şimdi nerdeeeee?

çok kötü şaka
al-fabe,kırımızı-fabe

şarkı tavsiyesi
Moğollar - Bulutlar Adam Öldürmesin

çocuklara isimler
erkek:kapuska
kız:haydari

15.08.2010

Cevval


hani akşamdan karar veriyoruz yarın şunu giyerim diye de yarın olunca aklımıza başka kıyafetler geiyor ya.hah işte o hep aklımızda çalan şarkıların kafamızda yarattığı atmosferleri değiştirmesi yüzünden özellikle kylie ile pentagramı aynı playlistlerde buluşturan bünyelerin başına sık geliyor böyle durumlar.
ha bir de bir ara çıldırıp sırt dekoltesi giyen murat boz var ki hiç laf etmiyorum.

murat ismindeki popçulardan devam edelim.Murat Başaran isimli poçucunun saçındaki gerginlik çok fena yapıyor beni.
düpedüz saçlarım olmasa belki benim de öyle olacak saçlarım.

Atiye Deniz ''dondurma'' isimli şarkısının klibinin sonuna doğru korkutucu bir şekilde Yıldız Tilbeye dönüşüyor.
bu arada Ayşe Özyılmazel ne yapıyor yahu?

93 numaralı otobüse sadece bir duraklığına binen örgülü kızı ve örgüsüz annesini ayrıca tebrik ediyorum.
gerçi arada hatrısayılır bir mesafe ve havada hatrısayılır bir sıcak vardı.

insanın eski sevgilisinden kendisine kelime kalması berbat birşey lan.
size kalıyor mu bilmiyorum da
''bayağı bildiğim'' çok var öyle kelimelerim.

'' oz bana pcde müzik yapmayı öğretsin diye hatırlatma yaptım telefonuma '' diyen Nazlı da ayrı güzel bir insan.

ayran içenin ayrı düşmesi acaba gerçek bir hikayeye mi dayanıyor yoksa tamamen kafiye için mi?
böyle şeyleri dünya da sadece Sunay Akın bilebiliyor.

yazın depresyon olmaz.
hırka yok bi kere.

bu sezon ülkemizde giyilecek formalar bu katologda yer alıyormuş.
antalyaspor'un çapraz ve harika forması inceden mallboro pakedi gibi olsa da harika.
ben gene de kendime bu sene üniversitemin aşortmanından alacağım zira pek güzeller ayrıca geleneğimdir.

''kahvaltıyla duruyorum '' çok komik bir laf bence.
hiç arkadaşı yokmuş da kahvaltıyla arkadaşlık ediyormuş gibi.

geçen salı klimalı bir cafe aranan arkadaşların çabası sayesinde kendimize adı kenya dilince aşk anlamına gelen bir kafeye girdim.
kafenin iç dizaynın kenyalılarla yahut kenyaca ile hiç alakası yoktu.
bir korsan dwd kutusunun düzenlenmesi ile oluşturdukları menüleri ve kırmızı siyah ve beyaz renklerin hakim olduğu coca-cola zero tadında mobilya ve duvarları vardı.
yaratıcı fikir olarak da ''loca'' yapmışlar.
orada istersek film izleyebiliyormuşuz.
sanırım amaç eve gelmeyen yahut gelemeyen kız arkaşlarla sevgililerinin hoşça vakit geçirmeleri üzerinden kazanç sağlamaktı.
cevval bir garson geldi, menüden kenya ruhuna en yakın olan seçeneği,ajda bardak çayı seçtim.
çayımı beklerken tüm bu yazdıklarıı kafamda kurguluyordum ki,arkadaşım murat ''durgunlaştın sen'' dedi.

flört isimli bir topluluğun video klipleri dönüyor bir süredir ekranlarda.
şarkı ''hobaağ'' diye coşturan disko ritimlerine sahip.
ayrıca klipte son yılların olmazsa olmazı
yelek giyen erkek ve hem küt siyah ve kıvırcık saçlı hem de renkli gözlü, sempatizm ile güzelliği bir arada harmanlamış genç bir kız var.
bahsettiğim genç kızın bir değişiğini eski bir metro reklamında abdominallerini şişiren merti yumruklarken gördük.

abdominal yazarken de canımdan can gitti he.

doğan ailere isimler:
hami sami,hint-avrupa (dil ailesi bunlar hep.)
(bu arada naber sami ?)

şarkı tavsiyelerinde bugün durunamadım size mini pazar playlisti yaptım.

R.H.C.P - She is Only 18 (Teoman'ın 17'sinin gelişmiş hali)
Travis - Closer
Kylie Minouge - Slow
Bob Marley - Stir It Up
Hot Chip - Ready For The Floor
bonus track: Harun Kolçak - Gir Kanıma

11.08.2010

bir burun kanaması


daha önce yazdım mı bilmiyorum ancak finlandiyada saunada bekleyebilme rekoru denenmiş tam 1836 decere sıcaklıkta yaşamayı alışkanlık haline getirmiş birisi olarak olayla ilgili dalgamı geçecektim ki 110 derece sıcaklıkta 6 dakika bekleyen bir fin ölmüş.

babam anlatmıştı
ortaokulda bir arkadaşının inanılmaz başı ağrıyormuş duruma öğretmeni çocuğu tokatlayarak ilgi göstermiş.
tokadı yiyen çocuğun durdurlamayan bir burun kanaması oluşmuş.
tıp işin içine girince çocuğun beyin kanamasından kurtulduğu ortaya çıkmış.

jonny depp ile bıyıkları kesmesine iddiaya girmek istiyorum.

terlemek toksinlerin atılmasına yarar demekki terlemek iyidir.
şu açıdan bakalım
çok terliyorsak çoksağlıklıyız.
çok terliyorsak çok toksinimiz var.

klişe demek klişe oldu,
aslında bunu demek de klişe oldu,
ve bu son cümleyi kurmak da klişe olacak.
lan ne oluyor?

shakira'nın 2010 afrika dünya kupası için hazırladığı waka waka adlı şarkının orjinal klibinde çok az görünen kısa saçlı kızdan bahsetmiştim.
işte o kızı biraz daha irdeledim ve kendisinin danslara pek çalışmadığını çaktırmadan yanındakinden kopya çektiğini farkettim.
bir de kendisinde 15 yaşındaymış gibi bir tip var tam bilemedim.

kış gelsin de güzel ceketlerimizi giyelim diyen 3289 tane insan bulabilirim.
moda kışı sever.

bir ara punk rock müzik topluluklarının kendilerine kelime oyunlu cin fikirli isimler vermeleri modası vardı
iyiki bitti.
bknz:düş macunu.

7 rakamı sanırım trt için özel bir rakam.
yedi tepe istanbul ve yedi numara gibi çok başarılı dizileri var.
7.kanal atv olur geleneği olmasa trt'yi 7'ye koyabililirim ama olmaz.
bu kanal sıraları işi de digitürk ve dsmart gibi platformlar(onlar öyle diyor kendilerine) yüzünden eridi gitti.
ha bir de kanal d'yi 5'e koyanı hiç sevmem.

ülkemiz üniversitelerinde ikonografi bölümü açılsın isterim.

yasemin mori ''arjantin'' adlı eserinde bişey anlatıyor ama hiç bişey anlamıyoruz.

leonardo di caprio'yu zerre sevmiyorum galiba.

bir de 5 büyükler lafı çıktı.
şampiyon olanları

cep telefonlarınızın 5 tuşunun üzerindeki kabartmalar o tuşu el yordamıyla farkedebilin ve yönünüzü oradan tayin edin diye var.

güzel olduğunun farkında olmayan kız da ne menem bir şeydir?

sörvayvır aysu,be be ge osman,popstar kemalettin gibi yarışmadan çıktığını belli eden isimler sanırım medya dünyası için gerekli bir vaziyet.
ben hiç istemem herhalde kendime öyle birşey olsun.

orhan veli'nin pantolon paçaları hep biraz kısa olurmuş.
uzun ve yere temas eden paçalara babası çok kızarmış.

doğan çocuklara isimler
kız:peçete
erkek:kağıt

müzisyen tavsiyesi
KUPKA

8.08.2010

Antalya Usulü Piyaz Yiyoruz 5


arkadaşlarımla düzensiz olarak yaptığımız antalya usulü piyaz yeme günlerimize ''gelen, gelsin lan'' diyerek tanıtımın en ucuz ve basit yolu olan facebook sayfası açmamız ile klişe bir tabirle çığ gibi kalabalıklaşan organizasyonumuzun 5.si 10 ağustos salı günü saat 14:00'da başlayacaktır.
sanırım az tanıtım yapmanın,reklamı göze göze dayamamamızın sayesinde bu kadar kalabalık olduk.
(bir halt sanılmak)
çok bişey yapmıyoruz.
hep beraber piyazcıya gidiyoruz,piyazcı biraz şaşırıyor sonra piyaz yiyoruz.
öncesi sonrası doğaçlama.

afiş tasarım her zamanki gibi bana ait.
afişteki (aşifte) kız gelmiyor.
lookbook'da duruyordu öylece.

şarkı tavsiyesi
Zaz - Je Veux

Not: beni yanlış yerlerde arayan ve bulamayan sayın turist'in hali niceler nicesidir.

Not 2 :çalıştığım yerde beni tesadüfen yakalayan ismini vermek istemediğim blogger'ı da ayrıca tebrik ederim.
bu arada çok oturmasınlar o dışardaki plastiklere sıcaktan gevriyor çat diye kırılıyor.
zeval gelir sonra bir yerlerine mazallah.
mis gibi salıncak var ona oturun bişey olursa torpil yaparız.
(torpilin en tırtı)

5.08.2010

belediye otobüsüne binmiş turistler


yaz günü serinlemek gayesiyle halılarından kurtulan ev bi başka güzeldir.

bir ara çok modern gençlerimizin deliler gibi dinlediği beirut unutulmasın.

yakalı ve çizgili penye tişört (A&F) modası bitiversin bir zahmet.

gözlüklü erkekler,
topsakallılar ve topsakalsızlar olarak iki ana bilimdalında irdelenir.

baldırda sarılmış puro içmem ben zira biliyorum ki baldır puro sarmaya müsait bir organımız değil.
kübalı kız baldırı elbet güzeldir o başka.
bir de baldır-bacak ikilemesine boulderbadge (boldurbeyç okunur) derim.
kelimeyi gugulda ararsanız hangi oyunu oynadığım da ortaya çıkıyor.

değerli ayhan sicimoğlu çok başka bir kafa,bence çok güzel bir insan.
gaza gelip de hızlıca ve bağırarak ''hastasıyım'' diyor.

gecenin 03:30'ında Anlat İstanbul adlı filmi yakalarım da izlemez miyim?
hiç affetmem.
bu arada Azra Akın ne yapıyor acaba

cross pantolon olarak bilinen pantolonlar vardı bir ara ne kadar kötüydü onlar.
rap müzik ile reklam yapan aria falan vardı o yıllarda.

nickelodeon adlı kanalın ekranda görünen yeni logosu bok gibi afedersiniz.

discovery channel'da çatal,bıçak(piççaağ diye de okunabilir) ve kaşık yapımınıı izledim de dünyam durdu dakikalarca.

rusyada aşırı sıcaklar varmış.
bahsettikleri sıcaklık da 38 dereceymiş.
sıcaklığı 56 derece hissedilen antalyadan boş gözlerle bakıyorum kendilerine.
bu arada antalyadan rusya görünüyor onu söyleyeyim.

köpük partisi'nin siyasi bir hareket olduğunu düşünün.

sıcaklığı 56 derece hissedilen antalyadan bir manyağa denk geldim,
bu sıcakta uzun kollu gömlek giyen bir ergen kendisi.
ergenin imajı uğruna göze aldığı şeyler pek olur.

yalnız.. Athena'nın son albümü de iyiymiş.
''giderim alayınaaaağ''

havanın tam kararmasını bekleyemeyip de akşam üstü vaktinde havai fişek atan adam'a ne demeli?

tekonoloji olarak halen ''cd yapma'' ayarında olduğum için yol müzikleri diye bir toplama albüm yapacağım bi şoğuk meşrubat ısmarlayana kopyalayabilirim.

meşru olan bat'a meşrubat denir.
meşrubat:arapça şerbet kelimesinin çoğul haliymiş.

93 hat numaralı belediye otobüsü ile işime gücüme gidiyordum,boş olan en arka koltukları seçtim ve tam ortasına oturdum sol önümdeki genç gibi orta yaşlı çift'in üzerinde pamukkale turizim yazan etikete sahip bavulu vardı,''hmm teknobüs?'' diye düşündüm.
bir ara adamın dirseği benim diz kapağıma çarptı.
sıcaktan refleks denen bişeyim kalmadığı için adamı tekmeleyemedim.
sonraki sürelerde hafif güzel olan kadına biraz baktım,
kendisi gölgede dahi muhakkak güneş gözlüğü takan birisiydi.
biraz da adama baktım tam anlamıyla yaşlılığı kabul etmeyen bir adam gibiydi,
bu da çok normaldi çünkü o bir corç kuluuniy, bir riçırt giir gibi değildi.
bildiğin türk tipi modern gibi birisiydi ve dar kalıp genç tişörtü giyerek,
kelleşen saçlarını 0.5 numara kestirerek,
kargo şorttan vazgeçmeyerek gençleşmeye çalışıyordu.
adamın omzuna çapraz şekilde astığı laptop'u sanırım en değerli parçasıydı.
ara sıra fermuarını falan kontrol ediyordu.
hatta bir kere ''koçum benim'' der gibi çantayı pohpohladı.(sanıyorum eleman gençleşmeyi abartmış ve 13 yaşına dönmüştü)
laptop olayından sonra onları incelemekten vazgeçtim.
zira nerede olduklarını ve nereye gideceklerini tam olarak bilmiyorlardı.
hayır sevgili okur, mecazlı bir ifade,şairane bir anlatım tarzı peşinde değilim.
onlar bildiğin antalyaya gelmiş güzel güzel turistlerdi.
ve her otobüse binmiş turist gibi yolu bana soracaklardı.
benim de hayatta beceremediğim ender şeylerden birisi olan adres tarifi organizasyonuna hiç girmek istemediğimi bilmiyorlardı.
o sırada otobüs boş bir durakta durdu,
otobüsten kimse inmeye yeltenmedi,
şöför bir anda gözlerini dikiz aynasına dikip ellerini havaya kaldırdı ve sallanmaya başladı.
''aha'' dedim,
''aha şimdi sıçtık, şöför sıcaktan delirdi'' dediğim anda önümdeki ikiliden erkek olan şık bir bilek hareketiyle kaldırımı gösterek ''burası mı?'' dedi
delirdiğini düşündüğüm şöför hareketlerine başını aşşağı yukarı sallamayı da ''evet'' anlamında ekledi.
ikiliden erkek olan hemen ilgili kişiye ''indik biz'' demek için cep telefonuna sarılarak otobüsün arka kapısından indi.
yalnız kalan kadına baktım,
koltuktan bavulu zar zar çıkartmaya çalışıyordu.
normalde cansiperane bir şekilde yardıma koşacak olan ben,
ikiliden erkek olana gıcık olduğum için onun öküzlüğü ortaya çıksın diye sadece seyrettim.
kadın merdivenlere geldiğinde ona son bir kez daha baktım.
(çile çeken kadına çok anlam yüklemek)
artık yavaş yavaş normale dönen şöföre bakacaktım ki kadına bir kez daha bakayım dedim.
kadın 0.5 saniyelik bir süre içerisinde yok olmuştu
peşinden ''oağğlaoooğğh (allah diye yazılıyor ve okunuyor) diye bir ses geldi.
olayı idrak etmem de kadının düşüş süresi kadar kısa sürdü.
bavullu ve topuklu ayakkabılı tatilci kadın,
ikiliden erkek olanının arkasına bile bakmadan fırlayıp
inmesi üzerine acele etme ihtiyacı hissetmiş ve düşmüştü.
şöför yaşadıklarına emin olunca yoluna devam etti giderken camdan ikiye baktım,
ikiliden kadın olan yürürken sibelcan'ın 2000'li yılların başında yapmayı adet edindiği etek açma hareketini muhtemelen düşünce çok sıcak kaldırama sürttüğü bacağı yaralandığı için yapıyordu.
eminim ikiliden erkek olan da şöyle bir cümle kurdu:''neden bana söylemedin?''

fotoğraf sanıyorum avrupa medeniyetlerinden birisine ait.
fotoğraftaki arkadaşlar bir düğüne böyle gelmeyi marifet saymışlar.
açık konuşuyorum benimkine böyle geleni almam.
eğer değerli birisiyse de
döverim.

şarkı tavsiyesi
Yolanda Be Cool & DCUP - We No Speak Americano
''biraz apaçi işi''ymiş.

doğan çocuklara isimler
kız:peyker
erkek:peker

1.08.2010

eva




adı eva olan tüm dişiler güzel mi bilmiyorum ancak 3 adet buldum ve sanıyorum tartışmaya gerek duymuyorum.
hızlı bir tüme varım yaptığımda ise eva isimli hatunların gideri vardır. (bknz.gideri olmak) önermesine ulaşılabiliyor.
eva kelimesi türk argosunda 'ev arkadaşı' kelimesinin kısaltması olarak da kullanılıyormuş.
özellikle ''longoria'' olanıyla arkadaş olamayacağımı belirtmeyi bir borç biliyorum.
ben böyle biriyim borç biliyorum.

borcuma sadık birisiyim 3 yıl sonra antalya güllük caddesinde bir dönerciye şimdinin parasıyla 50 kuruş olan borcumu ödemişliğim var benim.

bu arada ödemiş diye de bir yer var.

şiir dünyasına bi uğruyorum.

istikbal
mahkumlar yaşayamazlar şimdiki zamanı.
geçmişi düşünecek çok zamanı olur insanın
bahçesinden sadece gökler gözükür hapishanenin.
ve ''istikbal göklerdedir''.

fotoğraftaki şahıslar
eva longoria parker
eva herzigova
eva mendez


not:sayın eva longoria parker 157 santimetrelik bir kadındır ve bodur tavuk herdaim piliç kalacaktır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...