21.04.2011

çayda dem, gözde kem.


* İstanbulda Geçen filmleri istanbula sonradan gelenler eğer daha önceden izlemişlerse tekrar izlemelerinde fayda görüyorum.
zira filmde geçen yerleri azçok bilince insan biraz daha farklı yaklaşıyor olaya.
tabii bu durumda gerçekten kötü bir filmi sonradan ''aslında güzelmiş lan'' olarak değerlendiremeyiz o başka.
bu arada da bütün filmler istanbulda geçmiyor ve geçmesin.İzmirde, Eskişehirde, Ankarada, Antalyada, Adanada... ve daha adını sayamadığım tüm güzel şehirlerimizde çekilsin filmler.

*güzel ve yumuşakça peynirlerin ''lokum gibi'' söylemi ile övülmesinden
sanıyorum lokumlar ve peynirler rahatsız.
en azından ben peynir olsam lokum gibi olmak istemezdim,
arkadaşlarıma da sordum onlar da istemezlermiş.
zaten peynir gibi peynir bulmak da ayrı bir mesele.

*Günlüğüne tarih atmaya üşendiği için ajanda alıp,lateks kapaklı ajandasını günlük olarak tutan insan güzel bir insandır.
zaten ajandaların ilkokul önlerindeki kırtasiyelerde gördüğüm günlükler gibi minimal kilitleri yok.
yani bu arkadaşımızın gizlisi saklısı da yok.
içi dışı bir.

*nietzsche adında che yazdığını farkedip seviniyorsan,
asıl sürpriz şimdi benden sana:
chevrolet kelimesi de che ile başlıyor.
için biraz kıpır kıpır oldu değil mi?

*bu arada hiççi diye tanıdığımız abimiz nietzsche esnaf olsa da klasik bir esnaf söylemi olan ''yok...yoka çare de yok'' derse bu dünyamızda bazı şeyler tam olurdu.

*Eğer Keçeli yerine Keçili Kalem olsaydı,
keçili kalemi çok seven yazar çizer dünyası belki inceden inceden pastorale verirdi kendi gerçi tüm bu durumlar için icad edilmiş olan pastel boya ne güne duruyor yahu?

*tüccar vatandaşlarımızın güzide sloganları genelde
''genç-yaşlı demeden'',
''yediden-yetmişyediye'',
''çocuk büyük farketmez''
şeklinde oluyor.
Bahsettiğim sloganları yaygın şekilde kullanan tüccar arkadaşlar sanıyorum ki ergenlik çağındaki kardeşlerimizi pek sevmiyorlar halbuki sokakta kısa bir gözlem yaparsak okul,ev ve dersane arasında tur atmak zorunda olan ve kendini yeterince hatta yeterinden fazla ifade edebilmek uğruna bir çok şeyi feda edebilecek bu ergen arkadaşlarımız, büyük bir para harcama potansiyeli taşımaktadırlar.
''Geyiği harlamak'' özdeyişini bir de mecaz anlamından arıtarak düşünün.
yazık yahu o geyiklere.

*Sayın Başbakanımız çeşitli projelerinde yoluna çıkan arkeolojik değerlerimize ''çanak çömlek'' diyerek kızmakta oldukça haklıdır.
zira bu ''çanak ve çömlek''ler bugünlere ulaşamamış medeniyetlerin buluntularıdır.
e o medeniyetler neden bugünlere ulaşamamışlar çünkü: çanak ve çömleklerini sağlam yapmışlar bu sayede bir kere çanak çömlek alan vatandaşın bir daha çanak çömlek ihtiyacı doğmamış.
bu durum da dönüp dolaşıp zenginin cebinde nihayete ermesi gereken sıcak para döngüsüne büyük zarar vermiş.
o zamanlarda da günümüzdeki gibi ürünler ''nasıl daha çabuk bozulur da yenisi aldırılır?'' sorusunun cevabı olarak üretilseydi herşey güzel olurdu.
işte sayın Başbakanımız bunun farkında bence.
yoksa ''Dünya Kültür Mirası'' falan zaten vız gelir tırıs gider hem de metro ile gider,icabında alayına gider.


tepedeki görsel bana aittir.

doğan çocuklara isimler
erkek:vakıf
kız:vasıf

video tavsiyesi
saf göt korkusu - alkışlarla yaşıyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...