28.06.2011

Umar


-umarım yarın sabah yanında olacağım,
sana geliyorum,
senin için geliyorum.

-daha okulun kapanmasına 2 ay varken iki güne bir başkalarının telefonlarını araklayıp da gizli gizli beni arayıp ne ''abi zaman geliyon'' demene gerek yok artık.

-hediye de aldım,
sürekli büyüyorsun diye küçük bedenli büyük kadın kıyafeti aldım.
süpermen tişörtümü de sana vereceğim.

-bir çok şeyi sevmiyorum
pek az şeyi seviyoum
be en çok kardeşimi seviyorum.

şarkı tavsiyesi:

Fatih Erkoç -Dostunum Ben Senin (oyuncak hikayesi)

26.06.2011

net bir şekilde salon battaniyesi


napıyonuz?

-facebookda
korsan ingilizcesi seçeneği gördüm.

-bardak camdır,
cam olmayan bardaklar benim için kap-kacak falandır.
şimdi dediğimi tam anlamayan arkadaşlar gidip elde bulaşık yıkasınlar.

-istiklal caddesinde yapı ve krediler bankası binasının orada bekleyen emo arkadaşlar pazar günleri tatil yapıyorlar.

isminin tüm sesli harfleri aynı olan insanlar var
ne değişik?

-şu kadıköydeki teras katı olan evi anlatıp durmayın
biriniz gidin tutun, bu nedir be !

-the imam diye bir film var sakın merak edip de falan izlemeyin ben merak edip de izledim gerek yokmuş gerçekten.

-hani merve karabulut cinayetini unutmuyorduk?

-boka sarmak ne kadar da pis bir deyim.

-bir çok insan zekaları ile değil yaptığı genellemeleri ve tüme varımları ile karar veriyor ya ondan pis tiksiniyorum.

-''nakit'' gayet güzel bir kelimeyken argo yapmak uğruna ingilizcesini söylemeye hiç mi hiç gerek yok.

-evet özenen özenmeyen tüm genç kızlar fotoğraf makinalarını aldılar
ve sıra fotoğraf çekmeye geldi
e börtü böcek aşaması da geçince..
sıra şekilli genç fotoğrafı çekmeye geldi
kim bu şekilliler ?
o fotoğraf makinalıların arkadaşları
ve böylece etraf ''fotomodellik yaptım''' diyen kızlarla doldu.
fotoğrafa tutku ile bağlı bir insan değilim ama insanın yaptığı işe saygı duymasını beklerim ve bu yukarıda saydığım bence kolpa fotoğrafçıların ağzına 70cl'lik bira doluefes bardağı ile vurmak istiyorum.

-şık aşık kaşığı.

-bu ayın popüler söylemi: yaz gribi.

-başıma bir şey gelmeyecekse odamda ekose battaniye sevmiyorum bence net bir şekilde salon battaniyesi kendisi.
televizyonla falan iyi gidiyor.

-doğumgününü ilk kutlayan ben oldum mu bilmiyorum da son kutlayan kesin olmuşumdur.
zehir gibi hafızam olmasına rağmen çok fena doğum günü unuturum.
sanıyorum insanların doğdukları güne önem vermelerini anlamıyorum.
ne bileyim google'dan bakarsın o gün ne olmuş bitmiş tamam işte.

-dişli geçmiş zaman

-apple adlı şirket bir gün dünyayı beyaza boyayacak diye çekiniyorum.
Ben Fiona Apple'dan yanayım.

-günümüzde o kadar çok fotoğraf çekilmiş ki bazı insanlar bir anda en iyi pozlarına bürünebiliyorlar.
böyle birinin facebook'unu yakaladım 1500 fotoğrafı varsa hepsi de aynı pozla.

-Vücudun herhangi bir yerinde çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denirmiş.
kaşeeski fena değilmiş.

-ton balıklı pizza hakikatten güzel yahut biz çok acıkmıştık.
gerçi yok yok güzel yahu..

-bir 'sezai paracıkoğlu'dur gidiyor ya hadi bakalım dinlemiyorum da bahsi geçiyor..

-''kahramanları herkes sever,ben ise sıradan bir adamım'' Redd. (keyifli bir gün)

-bence 9 ile 5'in arasında yasak bir iş var ve bunu 7 biliyor işin ucu 2'ye dokunuyor.

-behzat ç'yi izleyeceğim de o çalan şarkıları hiç sevemiyorum.

-geçen sene üniversite sinema kulübünün salonunda Pedro Almadovar'ın Hable con Ella adlı filmini izledim,film bitti çıkıyorum arkamdaki kızların film ile ilgili yorumu ''ay ne güzel ispanyolca konuştular'' oldu.

-arkadaş tavsiyesi ile dinleyip beğendiğiniz müzisyenler ile ilgili mümkünse hiç bir görsele bakmayın sonra tipini tahmin etmeye çalışın ve onu görsellerde arayın.
sonuçlara şaşacaksınız.

-karşısındaki insanın doğrularına aşık olan insanlar için üzülüyorum.
halbuki karşısındaki insana aşık olsalar da onun güzel doğruları ve güzel yanlışları olduğunu görebilseler.

-sivrisineğe sivri demek.

pek de muhalif bir kişilik olmayan the beatles bas gitaristi ve vokalisti Paul McChartney beyaz sarayda verdiği bir konserde Michelle adlı şarksını Michelle Obama'ya ithaf etmiş.
linki de bu

-Deichmann nasıl okunuyor hiç öğrenmek istemiyorum ''dayıştçman'' diyip geçmeyi seviyorum.

-son derse makyaj yapıp giren liseli
mini çakalsın, küçük hesaplardasın,anladık çıkışta gezmen var
ama büyük risk alıyorsun.

-şarkı tavsiyesi
Shivaree - The Snake

-Doğan Çocuklara İsimler
Erkek: Turunç
Kız: Narenciye

-tepedeki imaj : Friends dizisi karakterleri Chandler ve Joey

22.06.2011

kill them all


merhaba okur,
hayat ne garip,
olsun seviyoruz.

bilenler bilir eskiden ''haşırt the black board'' vardı.

Amy Winehouse çok içmiş istanbul konserin iptal etti,
olan canımız kanımız ön grup oi va voi'ye oldu.
hayır, yıllarca yüzde 80-85 alkol içeren duman topluluğunu deli gibi dinledi bu halk..ne olacak

şimdi sıkılmadığımı söyleyemem
ben olmak zor
ama o olmak daha zordu
onu artık pek görmüyorum
ne yapıyor hiç bilmiyorum
umarım o olmak en azından onun için daha kolay hale gelmiştir.

bir gün ben olur da nişanlanırsam bilin ki ateş etme şakası yapacağım.
tipim belli etmez ama ben böyle birisiym şaka buldum mu doğru zamanı bekler yaparım.
damat olup da bir kayınvalide, kayınpeder bunları kah kah güldürmezsem olmaz.

hiç tanımadığımız insanlarla konuştuğumuz ikibinliyılların başında ben zaten pek kimseyle konuşmuyordum..hindi gibi düşünüyordum.
fakat
o yıllarda karşılaşılan
hiç tanımadan konuşup da beğendiğiniz birinin tipi hakkında fikir yürütmek acayip birşey olsa gerek.
bugün bu tip durumlar internet sözlükleri gibi rumuzlu sosyal ortamlarda yaşanıyor. istiklal caddesinde eski sevgili gördüysem ve ses etmediysem bazı şeyler tamamdır bende.
ekşi sözlükte taksim başlığına ''binlerce eski sevgili ile dolu mekan'' yazan da benim.
mekan ne lan sanki taksim koca bir kafe ancak şunu itiraf edeyim ''küçük beyoğlu'' denilen yer ilk açıldığında ben istanbulda yaşamıyordum ve haliyle nedir ne değildir bilmiyordum, kendisini Antalya gece kulüpleri gibi onlarca barın bir arada olduğu ama tek müzik yayının yapıldığı bir yer sanıyordum ki hiç öyle bir yer değilmiş.
güzel bir yer de değilmiş 2 kelime konuşulmuyor sırf trip.
bu arada Antalyada büyümüş ve istanbulda hayatına devam eden bir kaç arkadaşım ile kış mevsimlerimiz istanbulu kötülemek ile geçiyor lakin istanbulun haziran ayı falan da iyidir. galiba hiç tanımadan konuşup da beğendiğiniz birinin tipi hakkında fikir yürütmek acayip birşey olsa gerek.
bugün bu tip durumlar internet sözlükleri gibi rumuzlu sosyal ortamlarda yaşanıyor.

kadınların bu yaz kıyafeti şu bel lastiği göğüsaltında biten pijamamsı kıyafetler olmasın !

benim okuduğum dönemde sanıyorum üniversite öğrencilerinin olayı birşeyleri beğenmeyerek var olmak.
''şu ders kötü, o bölüm saçma, bu kız çirkin, o eleman jigolo tipli,türkiye saçma bir yer,yemekhane pis,kantin fena...'' benzeri cümleler günlük sohbetleri bu tip dedikodusal yargılar oluşturuyor.

üçgen sandviç çirkin bir şey bence.
ekmek arası havası yok.

ben blogumu gizlice okuyan insanı çok seviyorum.
benim blogum var okuyun diye pek paylaşmıyorum lakin çeşitli profil sayfalarımda da yazıyor kendisi.

yunan rakısı ouzo'dan sonra japon rakısı sake'yi de deneme şansına eriştim şöyle söyleyeyim sake: ouzo'ya ve türk rakısına gör daha farklı,
sake internette yazdığı gibi beyaz şarabı andırıyor.
ve sert bir rakı da değil,
şişesinin üzrinde plastik bir tas var ondan içiliyor
zaten o da tematik ancak keyifsiz..

bazen çok yüksek bir yerden güneşte terlemiş bünyemi tuzlu akdeniz suyuna bırakmak istiyorum..
altımda eski adidas siyah mayom olsun
olursa gönlümde de bir dişi...
.sudan çıkmış, saçlarımızı geriye atmış hallerimiz ile arada alınlarımıza kaysın gözlerimiz..

o değil de bir yaza merhaba partisi vardı o ne oldu o?

Münevver Karabulut cinayeti sandığımdan çabuk unutuldu
okula gittiğim tramvay önünden geçiyor istanbul çocuk mahkemelerinin katil'in oraya getirilişine denk gelmiştim.
''çocuk insan öldürebilir mi acaba?'' diye düşünürüm bazen o güzel binanın önünden geçerken?

klavyeledeki tab tuşu hep bir başkadır benim için.
bir de shift

Hindistan Cevizini bariz sevmiyorum,süper bir teyzem kek yapmış bir dilimden öte yemedim arkadaşım yusufhan d. bana şu yeni frutare dondurmanın hindistan cevizlisini almış tadında dahi bakmadım,tadına baksam iyiydi ancak frutare'nin ananaslısını yedim çok ananaslıydı,muhtemelen o da çok cevizli çıkacaktı.

George Harrison'un
Bob Dylan, Jeff Lynne, Roy Orbison and Tom Petty ile takma isimler alıp The Traveling Wilburys isimi ile bir müzik topluluğu kurması.

dünlerden bir dün.
gereksiz bir çarşamba sabahı.
su içmeyi unutup da çıkıp evden.
içimde o lanet kurulukla bakkala zor vardım.

bardak altlığı nedir?
yancı desen hiç değil..
ancak biriktirmesi keyiflidir.

nasıl brezilya-arjantin gezesim var oranın vatandaşı olursam türkiyeye futbolcu olarak dönerim nasılsa.
güzel sağ bek falan olur benden yahut ''savaşçı ortasaha''

istiklal caddesindeki ritim isimli mekanı bazen eve oradan gittiğim için resmen unutmuşum.
50cl fıçı tuborg bira 5 lira bakın Tuborg biradan bahsediyoruz.
çerez tabağı da 2 lira ama canavar gibi tabak yani...

yeri geldiğinde ispanyolca hepsini döver.

gece gece sevdiğin kızın mahallesine gelip de ''uyumayın lan'' diye bağırmak ne olaki?

peki ya ''bir bardak su, sezen aksu'' sözüne sahip çocuk tekerlemesi.

arkadaşım Fahrettin A.'nın facebook iletisi: ''bir insanı iki şey ayakta tutar biri sağ biri sol ayağı.''

kimsenin gönlü boş değilken yahut ''gönlüm boş'' demek şekilsizlik gibi olmuşken bu kadar insan nasıl 'birbirini' buluyor ?
e hani hepimiz bir başkasını seviyorduk ne oldu ?

vişne reçeli gibi sevgilim olsun daha ne?

aynı göğe bakmasak da aynı google'a giriyoruzdur herhalde.

spor salonlarına giden öğrenci arkadaşlarıma ''yorulmaya para mı verilir'' diyorum.

hepsini geçtim iran konsolosluğunun istanbulda harika mimarili bir binası var görmeyen yanar.

porleo'nun egzotik kuruyemiş paketi var kuruyemiş satmış biri olarak diyorum ki paraya kıyın alın yiyin ''şu ahir ömrümde brezilya fındığı yemedim'' de demeyin

seneye 93lüler geliyormuş üniversiteye onların arasına 94lüler de karışır şimdi..iyice dede kaldım..onlar bilmez eskiden kontenjanlar falan böyle yüksek değildi üniversiteyi onlar gibi tek seferde kazanan yoktu..

karar alınsın gelecek sene bodrum-kaş-göcek-marmaris falan övülmesin gelecek sene de doğu vilayetlerimizdeki süpersonik yerler övülsün ne bileyim şekilli zeytinyağı yiyip şarap içe içe zaten cırcır oldu entel tatilci milleti.

şener şen son bir kez daha kolpacı-çakal adam rolü oynasa bari.

Atilla Taş ünlülüğü zorlamasaydı ''bir zamanlar Atilla Taş vardı abi'' lafı ile nostaljik ve güzel hatıralanacaktı
ama şimdi sihirbaz sırrı ifşa eden az ünlü adam oldu...

arkadaşım çiğdem s. ''hırslısın sen ve bu iyi bişey.'' dedi

Love Metal akımı bittiği iyi oldu zaten emolar kekocanlardan aldığı yerini apaçi denilen kitleye bıraktı...barzo,kıro,cix,tiki...
ne kadar çok kavram var değil mi?
evet onları kötülemek,kötüleyenlere kendilerini iyi hissettirior.
ha kötülenmeyecek bişey mi hayır o başka.

ikea'ya gidip 1 tl'lik kafe bardaklarımızın devamını alasım vardı.
gidilmedi sonra ev arkadaşım fatih y. ile beraber ''ikea aslında fukara işi lan bizim ülkemizde bir bok sanıyorlar'' geyiği yaptık.
aynı geyik önce mc donalds için sonra converse için yapılmıştı.

merhaba doksanlar jenarasyonu marty mc flay'ı hepimiz seviyoruz di mi?
jonny be good tonigth..

Burcu Esmersoy pizzacı reklamında güzel olmuyor.

The Beatles'ım giydiği tüm takım elbiseler harika değil mi?
bir replikası olsa da giysek.

şimdilik bu kadar.

imaj bana ait.

20.06.2011

Oyun ve Müsabaka


*n'aber okur?

*''morcivert'' diye bir tabir vardı eskiden o pek kalmadı galiba.

*bim'de kablosuz klavye ve mouse satıldığını gördüysem artık teknolojik devrim vaktidir.
gerçi i-phone falan çıkmış ben konuya pek hakim değilim..
i-phone'da karpuz kesmece, frikik atmaca gibi oyunlar var onları oynuyorum da kurcalamadığım derin gibi teknolojileri var.
bilgisayar şeysi olduğu için de sanırım internet üzerinden çeşitli iletişim programlarına bağlanabiliyor e bu bağlamda da gsm operatörleri batacak.
bu teknolojik iletişimin de önce hiç tanımadığımız insanlarla konuşma fasılı ile başlaması da ayrı bi mesele,
ulan madem böyle bir özellik var eşin ile dostunla konuşsana dümbük !
hemen hiç tanımadığım insanlarla konuşayım..

*kimi hayatın suyuna ekmek banarken kimi kalmasın diye ekmeksiz yiyor.

*saçları avize hatta abajur gibi olan kızlar var.

*martini adlı içki de şeker yuvası gibi bişeymiş.

*efsane abey road stüdyosunda bir takım müzik toplulukları canlı müzik yapıyorlar bunlar da kayıt altına alınıyor bir ara televizyonda gördüm gayet güzel dinleniyor..

*son anadolu rock erbabı Ayhan Yener ile tanıştım
ama teknik olarak arkadaşımın dayısı ile tanıştım.

*dirseği aşırı zayıf kızdan korkarım,
ona ziyadesiyle soğuk davranırım.
şimdi o nasıl oluyor ki diye düşünebilirsiniz de görünce aklınıza gelecek.

*Hande K.: Yeliz'i benim düğünümden hatırlamıyor musun?
Ben: kadınlar düğünlerde tanınmaz oluyorlar, erkekler ise biraz sarhoş,
hatta sanırım gelinlik bu yüzden var.

*geçen gün biraz ''fatma gülün suçu ne'' izledim.?
sanırım hep aynı bölümü farklı şekillerde çekmeyi başaran deneysel bir dizi o.
bayağı taktir ettim işte televizyon sanatı bu !

*19-20 haziranda yapılan üniversite giriş sınavları öncesi yayınlarını ntv bizim fakültede yaptı televizyondan gördüm nasıl da heyecanlandım.
şuan çok saçma geldi bu yaptığım.

*dün gece 04:00 gibi televizyonda bir kadın yüzüne karpuz sürüyor ve bunun çok iyi geldiğini havalı cümlelerle söylüyordu.

*Brazzaville'in East L.A. Breeze albümü sanıyorum bu güne kadar dinlediğim en güzel albümler arasında girer.
''a thought occurred to me
lying underneath a peach tree
a moment in the sun''
diye başlar.

*Hülya Avşar tam teyze olmuş.

*''ijmesini bilmiyosanız ijmiyjiksiniz''

*yazın gelmesi ile bahar vakti kafada duran gözlükler göze yerleşti istanbulun popüler yerlerinde metrekareye gölgede gözlükle dolaşan 8 insan düşüyor.
hayır baktım bim'de o da var üstelik 7.5 lira
gitmişken limonlu tea tone da alın derim.

*cappy'nin çilekli limonatası var ben pek sevmem de tam genç kız işi.
benim 100 yılda bir canım çilek ister o zamanda 3 tercih vardır.
çilekli milka (genelde başkası alıyor bunu ondan bi parça yetiyor)
çilekli link (bu harika bişey ama hmen bitiyor)
çilekli soda (tam kafe sodası muzlusu da var.)

*ağzı büyük olan kızlar hakkında enteresan bir bilgi öğrendim söylemem.

*Antalya'nın saçma pembe kaldırım taşları yağmurda asil bir bordoya dönüşür.
ve erguvan dalında güzeldir bir otobüs rengi olarak alabildiğine berbattır.

*sek sek ve mendil kapmaca gibi çocuk oyunları federasyonlaştırılıyormuş
kurallı müsabakaları yapılacakmış.
bu dünyanın en iğrenç şeyidir:
çocuk oyunları çocukların bir arada ve yazısız kuralları ve hayal gücü katkısı ile oynanan,çocukların kendi hayallerine ulaşmasını amaçlayan oyunlardır.

müsabaka dediğimiz durumda iste çocuklar karşılaştırılır,
kurallar yazılıdır ve kesindir. ''haydi ben şimdi şuymuşum gibi bir durum yoktur''
müsabakada amaç kazanmaktır. hayaller başkalarının atadığı bu amaç yönündedir.

şarkı tavsiyesi: Ferdi Tayfur - Sigarayı Bıraktım.

fotoğraftaki ayakkabı: adidas campus 80's

10.06.2011

Parfait


tekrar merhaba

''saymak ile bitmez'' deyiminin rakibi ''sayılı gün çabuk geçer''dir.

küçükken babam bir kere ballı süt yapacak sanmıştım da vişne reçelli süt yapmıştı aklım gitmişti tadına.
yıllar sonra da evde pekmez bulamayınca ''bak'' dedi ''bunu pek bilmezler'' dedi ve tahin-bal yaptı o da inanılmazdı ama daha sonra inandım yedim.

şimdi 3 arkadaş geziyorlar bunlardan ikisi x biri y
y'nin gönlü x'lerden birine kayıyor
e x'lerden biri de az değil..
e ne oldu o diğer x'e?
onlar adına mutlu olan sevgili yancısı oldu.
bu sevgili yancılığının en değişik versiyonu da hem sevgilisinin hem de ''kanka'' diye tabir ettiği arkadaşının elini tutan koluna giren kız.
kafalar karışıyor ben de bunu görünce.

sigara içmeyen biri olarak söyleyebilirim ki kola ve sade nescafe de diş sarartımı konusunda hiç az değil.

''diş sarartımı'' söylemim için diş dünyasından (bir adet arkadaşım geçen gün dişçi oldu) özür diliyorum.
arkadaşıma da tebrikler severim kendisini.

ilkokul arkadaşların ile ilk ev'de görüşme ne acayip değil mi?
çoraplarla koşturup duruyorsun koridorda.

pepsi'nin manyak olacağı pepsi gold ve pepsi blue'yu çıkartmasından belliydi.

sinema çekimi dwd filmlerin koleksiyon hatta sergi değeri var bence.

sizin de haziran aylarınız hep başkalarının doğum günleri ile mi dolu?

Algida Ananaslı Frutare ''manyak bişiy''
bunu Hepimiz farkedelim diye Algida Galatasaray'ın oraya dev ananas heykeli koydu.
bu arada bence Magnum çok değil 3 seneye algidadan ayrılıp kendi markasını oluşturur bak demedi demeyin.

Anasından babasından ayrı yaşayan üniversite öğrencisine saygım sevgim sonsuz fakat bu saygı ve sevgiyi imkanı olup da gitmeyenlere ''ana kuzusu'' diyerek gösteriyorum.

''ulaşılmaz'' ile ''bulaşılmaz'' arasında benzerlik olduğu kadar fark var.

gözlüklünün gözlüklü ile kesişmesi bi başka olur.

biz ailecek istisnalar dışında meyveli dondurma sevmeyiz.
bu konuda kafamız çok rahat.
zaten meyveli dondurma (aslında buz adam) kötü bir şey..
ha sorbe olur o başka.
mesela bir de parfe vardır: adını fransızca da mükemmel anlamına gelen ''parfait'' sözcüğününden alır.
genç kızlar, öğrenin bunları ben mi öğreticem?

göz göz olup kanayabilen tek organımız ciğerlerimizdir diye öğrendik biz bir türküden.

tamam büyük aşkların mecburi ayrılıkları daha sinamasal ve zor gibi
ama yeni filizlenen (The Oz klişe tabiri affetmedi) aşkın mecburi ayrılığı da ayrıdır ve detaylıdır.

bakkalımız dondurma siparişi verdiği görevliyi ''eğer bu fabrikanın sahibi sensen sen de puştsun'' diye azarladı.
hiç açık kapı bırakmadı sonra bana anlattı durumu bir dondurma markası kendi dondurmasından satsınlar diye 600 lira vaadetmiş bakkalım da kabul etmiş.
ancak ilk 270 liralık ödemeden sonra ödemenin gerisi 3 aydır gelmemiş.
''esnaf düşmanı pezevenkler'' dedim ve sek ekonomik yoğurdun parasını verip geçtim.

latince dövme şekli yavaş yavaş bitse ya.

bu arada diasa'da bir konserve ton balığı markası var popüler markaların aksine hakikatten balık tadına sahip ve daha az yağlı.

''pencaplı yeşil panterler''i bilmiyorsanız bir googlelayın

eski Anadolu uygarlıklarından canımız kanımız Hititlerin kendilerine has biraları ve bira mezesi olarak kullandıkları baharatlı ekmekleri varmış adamlar yerine göre edepleri ile içiyorlarmış.
gel gelelim günümüzde siyasi iktidarların alkol vergileri sayesinde bu bira vatanında şişe efes 3 lira.
bu ne lan ?

beyonce knowles bir şarkısında ''say baby i love you'' diyor ama o ''sebebi ay lav yu'' anlaşılıyor.
kardeşi de iyidir bu beyonce'un.

rakı masasında sesini güzel sanan şallı kadından inanılmaz korkarım.
hele kadın değil de genç kız olması ve benden hoşlanma ihtimali dağlar yüreğimi.

natalie portman'ın kaşı gözü de başkadır.
new york i love you adlı filmde en sevdiğim bölümün yönetmeniydi kendisi
geçen tekrar izleyip dikkat ettim paris j'taime'in de en sevdiğim bölümünün oyuncusuymuş.

''ah ah gerçekten mi? bu bir şaka olmalı'' ile ''essah mı diyon lan? '' çok başkadır.
biri dublajdır ötekisi gardaş

''çocukkene'' estetik kelimesini esnek kökenli bir kelime sandığım için ''esnetik'' diye biliyordum.

atv gece geç saatlerde ''benim annem bir melek'' yayınlıyor o pis kitliyor.

her ölümlü elbet bir gün istanbul demirören alışveriş merkezi'nin tuvaletine gitme tecrübesini yaşayacaktır.
unutmadan tchibo'da kahve 1 liraydı galiba en son istiklal caddesinde güzel bir seçenek.
not:''tŞibo'' diye okunuyor galiba.

Cahillikler kitabı-2'yi nasılsa korsanını alırım diyip hiç almamam benim ekstra cahilliğimdir.

facebook'unu temizleyen kız duydum.

bir masa oyununda ''işemek'' diye bir tabir duydum.

rafael nadal ve shakira fena olmamış aferin onlara.

geçen ''askı almam lazım'' dedim de arkadaşım ''her yer alışverşi merkezi askıya para mı vereceksin?'' dedi.
iyi dedi.

adidas originals bir mayo'nun da 102 lira olması pek harika oldu doğrusu.

Jim Carrey kanadalıymış ne acayip.

şarkı tavsiyesi
gevende - sanki
''sanki uçtuğumu resmedip, ırmağıma süzülüp, göğsüme dolsan''

fotoğraf ve düzenlemesi bana ait,
kapı da kirasını ödediğimiz eve.

6.06.2011

El sol amarilla de su alma pura.

tekrar merhaba

ben: Süpermen Geceleri nasıl görüyor?
O: Oğlum adam Süper lan !

uzun zaman sonra bugün çimlere uzanıp gökyüzünü seyir ettim,çimlere oturmalı bir fakültem olmadığı için bunu İstanbul üniversitesinin meşhur Beyazıt kampüsünün havuzlu bahçesinin orada yaptım,
havada gökçe rengi gene hakimdi,2 de arkadaşım vardı yanımda.

şu saydam sutyen askıları ilk çıktığında kafalar nasıl karışmıştı.?

11 yaşındaki kardeşim tekrar facebook'da ve ben ''ilkokul arkadaşlarını bulacaksın ?'' şakasını 300 kere falan yaptım.

genelde ben bıkmam, bıktırırım
prensipiyimdir.

Arkadaşım Kaan K. sormuştu Friends'de en çok kimi seviyorsun diye
o zamn Ross demiştim,o da Phoebe
daha sonra bir daha analiz ettim
sanırım kendimi Ross'a benzetiyorum.
Phoebe'yi fena seviyorum.
Chandler beni inanılmaz güldürüyor.
Monica'yı destekliyorum.
Rachel konusunda kafam karışık.
Joey'i merakla izliyorum.

Çekirdek paketi dibi Tuzu ile bir yiyecek yapıp deli gibi para kazanacağım.

geçen de The Beatles Gecesi'ne gittim arada The Doors'un Light my fire eşim dostum etrafımdaydı haliyle dinlediler ve şarkıyı hiç sevmediler.
halbuki ne kadar güzel şarkıdır ayrıca alarmımdır.
''daş di li li li di li li..''

''Dün Dün ile gitti cancağazım,
Bugün Yeni şeyler Söylemek Lazım''
-Mevlana-
Dün Dündür,Bugün Bugün
-Süleyman Demirel-

Oy kullanmamanın bildiğim kadarı ile 5 lira cezası var.
ve bildiğim kadarı ile bunu uygulamıyorlar bu seçim ilk defa oy kullanamıyorum (final sınavı tarihlerim sebebi ile)
eğer 1 oy ile kaybedersek yanarım !

hiç sevmediğim bir şey var ise birbirleri ile yeni tanışan iki başak burcudur.
orada oluşan soğukluk ile sebzeleriniz günlerce taze kalır ancak sonra bir alışırlar birbirlerine ütü buharı gibi sıcaktır.

yaz geliyor ve facebook'u binlerce ''tatil,denzi keyfi,'' gibi kız fotoğraf albümleri bekliyor.
bir kısmı mayolu bir kısmı da mangal başında yahut terli bir şekilde rakı masasında olan bu fotoğrafların mayoluları internette mayolu durmayalım diye etiketsiz kalacak, bize de mangal başında yancılık yapan yahut alkol masasında 30-40 tipsiz erkek ile içen kızlar kalacak.
(bknz. benim tüm arkadaşlarım erkek,kızlarla anlaşılmaz diyen kız.)

dünyanın en acayip LCW mağazası istanbul beyoğlu Balo sokak'da
zaten balo sokak bambaşka bir dünya Haydar Rock Bar'da orada..

yalan söyleyeni değil de yine yalan söyleyeni öldüresim geliyor.

bazı kızlar at kuyruğu nedir ve neden erkeklere çekici gelir? cidden hiç bilmiyorlar.

balık etli kadın derken inceden bir ''aslında sağlıklı'' mesajı yok mu?

annem'in çok yıllar sonra gözlerini bozup gözlüklenmesi
sülalenin 70 yaşın altındaki tek gözlüklüsü olan bana çok değişik hissettirmişti.

2000'ler nostalkijisi yapıldığında Gri eşofman altı giyen insanlar belirecek ve ben sinirden kuduracağım,bazı kızlar erkeklere yakıştırıyormuş bu kıyafetsiyi..

tabii benim için 2000'ler canım kardeşimin doğumu ile başlar
2009 eylülünde benim üniversite kimliğime kavuşuşum ile son bulur.

bugün 2 arkadaşıma denizden çıkınca tuzlu beklemekten bahsettim ''tiksindiler''
evet onlar deniz insanı değillerdi anlamalarını da beklemedim.

bu yazımda çiğdem s.'den bahsetmeyeceğimi mi sandınız.
ha yanıldınız.
galiba kendisinin güzel evinde OPERA TV gibi bir şey açık,
tabii kendisinin evine nadir gittiğim için süper keyifli ve değişik geliyor.
Opera Yapan hatunlardan biri için Oprah Whinfrey'mi o diye şaka yapacağım.. hep vazgeçiyorum.

ortaokulda en çok güldüğüm fıkra temel'in bir ingiliz bir fransız bir alman ile aynı uçağa binip ''üf gene mi siz '' dedikten sonra indiği fıkradır.

Şebnem Ferah'ın eski sarı ve kabarık saçlarını gördüm taksimde
''N'aber'' dedim.
''bara gidiyoruz abi gel istersen kubatın saçları da gelecek etnik sohbet var kıps ;)'' dedi .
''yok'' dedim..

Turhan Selçulk'un Dansöz Filmine yaptığı afiş, alacağım oğlum seni
benim olacaksın.

bazı kızlar mezuniyet kıyafetlerini fazla ve gazla önemsiyorlar o sayede sonuç bok gibi oluyor bence daha kostümsü,kahramansı şeyler bulmalılar.


''başımla beraber'' nedir yahu?
yok bir de ikisi ayrı olacaktı.

benim için en iyi türk rap müzisyeni elekrikçi haydar.

eskiden doğuş diye bir şarkıcı vardı
bir anda takla atan ama duygusal gibi birisiydi
kendisi desteğini ibrahim erkal'dan alıyordu.
ibrahim erkal denince de aklıma saçlarından ötesi gelmiyordu.

ev arkadaşım fatih f. sağolsun gitmiş ikea'dan bardak almış
ve istanbul kafeleri de bu bardağı çok seviyorlar,
nerede bir kafe kolası içen insan görsem ona bu bardağı veriyorlar ve ben kendimi evimde hissediyorum.

Gözde kısır,
Gebe Değil
Canı Çekti
Közde Mısır

kahve almaya diye bakkala çıkıp evin önünde çekirdek çitleyen teyzeleri görünce canı bira ve çekirdek çeken,
sonra da şişe tuborg bulamamanın hayal kırıklığı ile aldığı çekirdeği bakkalda bıraktığını eve gelince farkedip aynı yolu başarı ile geri giden bir insanım.

bari patates püresine koyamayın kaşarı.
her şeye kaşar bu ne lan!

şarkı tavsiyesi
Teoman - Ölüm Işığa Uzanmış

''ince yüzlü genç bir kadın göle girmişse
papatyaları düşmüşse, zamansız ölmüşse''

2.06.2011

Kimyon Kokulu Ruh


selam,n'aber?

iett'nin erguvan renkli otobüslerini sanırım sarı renklileri çok istedim diye sevmiyorum.
Henüz kanlı canlı göremedim ama zaten egzoz borusu olan bir erguvan berbat bir şey
lakin sarı öyle mi?
sarıya herşey yakışır.

evimizde nasıl oluyorsa açılmış asitli içeceklerin asitleri günlerce kaçmıyor ve asidi kaçmış beklentisi ile içiyorsan o içeceği boğazın daha bir yanıyor.

Gözde D.-Rüyanda The Beatles'ı Görüyor musun?
Oz-The Beatles'da Rüyamı Görüyorum.

zaman makinası.
eskiden: ne kadar çok ortak noktamız var değil mi?
şimdi: facebookda hep aynı şeyleri beğenmişiz.
sonuç:ne varsa eskide var.

bir ev oturmasında Cıbıl ayağınızın onun Cıbıl ayağına temas etmesidir yaz.
ha bir de sokak kenarlarında dondurma çöpleri var.

eob jeans diye marka mı yapsam.?

''kadınlar aşklarını yudumlar,unutmazlar''
Geniş Aile (Devir Abi)

kız tokalaşması da bir acayip,
kızın kız ile tokalaşması daha acayip.
çağın gerekleri tabii bunlar.
çağın gerisinde kalıp tokalaşmayanlar bile var.

tırnak ağacı ne ola ki?
çirkin gibi geliyor ama belki çok güzel bir ağaç o..

arkadaşım çiğdem'in doğumgününü unutmuşum gibi yapayım dedim
lakin normalde doğumgünü unutan bir insan olduğum için unutmuşum gibi olmadı galiba bilmiyorum neyse hediye falan verdim güzel bir akşam üzeriydi,
hafif esiyordu hava güzeldi..

ilk albümden sonra bozan müzik toplulukları
aslında bozmuyorlar kendilerini gerçekleştriyorlar.
o ilk albümler kitleler sevsin diye var.

yemek kulübü'nün giriş katında ortadaki bir masaya 3 kişiden fazla oturulmuyormuş
''servis zor oluyormuş''

şu sıralar istiklal caddesi karnaval gibi her kenarda bir müzisyen var.
en çok cümbüş çalan elamanı seviyorum.
en naifi o.

yoksa dövme mi?

''sarışının adı,esmerin tadı'' mı?
insan lan onlar
ayrıca kara kaşlı sarı saçlı Türk kızları ne olacak ?

George Harrison'ın bir şarkısı çaldığında Anıl Ç. ''bak bu Oğuz'un adamı'' dedi.
Adamımsın George !

saçlarım çabuk yağlanıyor ve temiz olduğunda dikkat çekiyorlar
insanlar bana ''saçını mı yıkadın ?'' diyor.
halbuki ben,saç yıkamanın duş almaktan daha zor oluğunu çok iyi biliyorum
ve bu yüzden sadece saç yıkamıyorum total yıkanıyorum.

gün gelecek insanlar facebook'a msn'e twitter'a falan ''nene oldummm ;)'' türevi şeyler yazacaklar sosyal medya içerisinde var olan insanlar olarak orada beraber büyüyeceğiz.
sanmıyorum bu konuda sosyal bir devrim yapılsın da insanlar internette birbirleriye yahut hepimiz ile bir şeyler paylaşmaktan vazgeçip, tekrar sokaklarda buluşup konuşsunlar ve birbirlerine fikirlerini söylerken gerçek yüz ifadelerine sahip olsunlar (ki son yıllarda dikkat ediyorum protestoların bazılarında protesto eden insanlar pişmiş kelle gibi sırıtıyor)
geçen ay 10binler sokakta ''internetime dokunma'' diye yürümek için internette organize oldu.
10binlerce insanın ise tek yaptığı 10bin yıl öncesinden beri yapılan istiklal caddesinde döviz ve sloganlarla yürümekti.
yani bir çoğumuz intertte de sadece +1 olarak varız.
internette yahut internet ile daha yaratıcı değiliz.
tabii bobiler,alkışlarla yaşıyorum,bazı bloglar ve sözlükler gibi siteler bu bir çoğumuza dahil değil.

galiba halen en istanbul olan yer eminönü.
taksim falan hikaye,
anneniz falan eğer burada yaşamıyorsa
gelince eminönünü gezecektir.

Brazzaville'ı çok geç keşif etmem de tam benlik bir durum oldu.

Açıköğretim de başka kafadır.

şu bir ara amerikan başkanına 5 kişi sonra tanıdıklar aracı ile ulaşabilirsiniz muhabbeti vardı ya.
e facebook işte.
geçen gün galatakulesi dibinde ben ve adı efes dark olan bir arkadaş oturuyoruz,
3 tane kız geldi ellerinde sanırım portakal aromalı bir votka ve 3 plastik bardaklar ile
halilyle inceden kulak kesildim,
arkadaşım bir muhabbet sırf facebook üzerine mi olur?
ne oluyoruz?

antalyada özgürlük bulvarı diye bir yer var ve buna bağlı olarak sanıyorum özgürlük bulvarınun sonunda olan bir durağın adı
''Özgürlük Sonu''

13 Haziran 2o11:
gazetelerin tam sayfalarca seçim sonuçlarını tam sayfaları kaplayan rakamlarla yazacağı gün.

sahil şeridi candır.

çerkez tavuğu yapmış olan kadın tavuğa der ki: ''bence artık sen de çerkez gibisin.''
Vedat Özdemiroğlu'na gönderdim bu yazdığımı.
belki koyar köşesine.

eskiden Full House vardı
ve kızların çoğu kendilerince Jesse Katsopolis'e aşıktı,
halbuki adam gibi adam Joey Gladstone'dır. (esprili olan dayı)
siz hiç Joey dayıyı Jesse gibi çok jöleli saç ile gördünüz mü?
Stephane'yi oynayan kız da kocaman olmuş
link
bir de doksanlı yıllar güzeli Lori Loughlin var.
link

Jazz müzik ile ilgili yapı-jazz falan diye kelime oyunu yapılmasın
Jazz öyle bişey olmasın.

kadıköyden gözlük çerçevesi aldım,
işini ve gözlüklerini çok seven bir adamdan.

Futurist şair Nazım Hikmet Ran'ın ölümünün 48.yılı

şu fotoğraf John Lennon'un hayatta iken çekilen son fotoğrafı
daha da önemlisi fotoğrafta katili ile beraberler.
Kendisinin ''God Save Oz'' şarkısını dinler kendimi anarım..şaka şaka..

''mutlu olmaya yetmez ki aşk ?''
teoman - Bazı yalanlar
"mutlu aşk varsa da mutlu son yoktur"
teoman - Mutlu son

arada güzel şeyler de oluyor dedirten bir Türkiyeyi
arada kötü şeyler de oluyor dedirten bir Türkiyeye tercih ederim.
vatanımda kötü şeyler istisna olsun mümkünse.

Atv'nin el değiştirdikten sonra Hatırla Sevgili adlı diziyi yayınlamış olmasına çok şaşırmıştım.

mutlaka her evde olan kitaplar vardır.
sanırım onlardan biri ''yüzde yüz düşünce gücü''

Tepedeki imaj bana ait

Şarkı Tavsiyeleri:
Brazzaville - Bosphorus (öyküsünü de ekşisözlükten bir araştırın)
AlaskA - Actors & Liar
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...