22.08.2012

Rakamlarla Aram Fenadır.

bir insan neden/nasıl çay sevmez anlamam, hadi sevmezsin de çaktırma AYIP DİYE BİRŞEY VAR !

iki kişinin bildiği bence sır olabilir sorun yok, ayrıca paylaşmak iyidir...bence yalnızlık da paylaşılr, paylaştım.

üç kardeş hep garip geliyor bana. insanın ortanca evladı mı olur yahu? hayır bir de  ortancalar süperkulade kişiler oluyor hep.

dört rakamı da iki türlü yazılıyor ya.. aslında biri ötekinin üşenilmişi yahut tam tersi..ikisini de sevemedim gitti.

beş tek başına güzel bir rakam ama yanına başkası gelince hiç güzel olmuyor...
her yemeğe kaşar koyan kafe  gibi oluyor..

altı senedir blog yazıyorum, iyi bok yiyorum..peh..

yedi mi? yemedi mi? diye düşünen tek canlı annedir.

sekiz'i çok hızlı söylersek seks olur..seksi çok hızlı yaparsak sekiz olur..(hey yavrum hey..)

dokuz ile domuz benim için aynı şey.. ikisini de sevip sevemediğimden emin değilim...
 domuzu bilhare tadmak lazım.

on ve off ne kadar da pratik sözcüklerdir öyle.


 Fotoğrafı memleketim Kaş'dayken ben çektim.


14.08.2012

Derleme - Mai Dönem

trt fm gibi kadındı,her daim bir şekilde çekiyordu.
Bir de trt 2 gibisi vardı, kültürü sanatı bol.

Öyle öte böyle yaprak, Öyle muhalefete böyle hükümet.

Çirkince kıza instagram ne çare, photoshoptur ilacı, aranma nafile.

"Go, go johnny go"-Chuck Berry.(1957)
 "Allah'ından bulasın emi cane." -Cengiz İmren.(2000)

Aslında tam olarak öyle değildi de anlatıp sıkıcı olan ben olmak istemedim.
Dinlemeye devam ettim, bilmeye değil paylaşmaya ihtiyacı varmış.

Aptal, hep aptaldı da Deli bir zamanlar çok zeki idi bundan eminim.

ercüment ç.: bana mutsuzluğun resmini çizebilir misin?
behzat ç.: *mına bile korum.

Şaka maka milletçe atletizmde bile geri dönüş yaptık.

Apartman önünü kara kedi mesken tutmuş, beni görünce saygıdan ayaklanıyor, "yat ulen

deyus" diyorum yatıyor, bir gün dile gelirse şaşırmam.

Hiç benzemeyen iki insanı birbirine benzetiyorsanız birini özlemiş olma ihtimaliniz vardır

yahut bu işten hiç anlamıyorsunuzdur.

2006 yapımı İngiliz filmi: Starter for 10 tavsiye edilir.

Acı yedikten sonra çayın lezzeti daha güzel geliyor.

"Mutlu edemeyeceksen, meşgul de etmeyeceksin.." - Özdemir Asaf
''Ben Seninle Mutsuzluğa da Varım.'' -Savcı Esra (Behzat Ç.)

''Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam.'' -C.SıtkıTarancı
''Akşam oldu hüzünlendim ben yine.'' Ahmet Cengizoğlu.

Sertap Erener'in ''Dım dım'' şarkısı ve şarkının klibi bir tek bana mı aşırı tiksinç geliyor?

Sokakta oynayan çocuklardan biri diğerine ''oğlum ben 2005'liyim.'' diye hava attı..
vay gidi vaylar gidi.

Barmene değil ama berbere ''herzamankinden'' diyebiliyorum.

Bazı arkadaşlarımla ilişkilerim askıya alıyorum uzun süre de orada bırakıyorum,
enselerinde askı izi kalsın da görsünler.

'' Nothing's gonna change my world, '' -John Lennon
''Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir '' -Herakleitos

Ben sana yaşama demiyorum, hobi olarak gene yaşa.

Neşeli Hayat filminde ''Tutarsız insanların çayı içilmez'' diye bir söz söylenir,
onu çok severim.

''Bülbülü altın kafese koymuşlar,ille de vatanım, demiş.'' =Türk Atasözü
''Bize her yer Trabzon'' =Trabzonspor Taraftarı Sloganı

Yeterince derine in, bulutların üstünü göreceksin.

Ananeme ,yabancı dillerde eşyanın cinsiyeti var dedim,
"benim büfe kesin erkek, öylece duruyor." dedi.

Terkettiğiniz bankamatik sırası daha hızlı ilerler.

''Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım ?'' - Nihat Aşar
''Saatim yok tam olarak bilemem Biraz bira biraz şarap önceydi'' -Teoman

Şu gece yatmayan sabah kalkmayan gececillerin yarısı aptal fare, yarısı bilge baykuş.

Şarkının ortasında neden pıslı sesinle ''caz diyorsun arkadaşım sen?,
biz anlıyoruz zaten caz o.
hiç ''türküğğğ'' diyen Neşet Ertaş gördün mü?

Ülkemizde siyaset: ''Göğsüme vura vura çürüttüm SOL yanım ey.''

''Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.'' -B. SHAW
''Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle'' -Cem KARACA

Her şeye "o kafası ,bu kafası".. bi' at kafası vardır bildiniz mi?

Her ''gözün aydın'' diyene yapıştırıyordu ''kulağın manisa'' cevabını.
kötü bir şaka olsa da gelenek bozulmuyordu.

''Hesretene vermeeğğğee beheren yereneeeeğğğğ'' -Popstar Bayhan

Şekilli kızların hepsi mi koca kafalı olur?

Terörü değil vatandaşı bitiren bir hükümet var.

''Her şey sevgiyle başlar.'' -Bülent Ortaçgil
''Allah create everything inşallah'' -Adnan Oktar

"çirkin şansı" da ne ola?
Çirkininki şans değil rahatlık,
ayrıca iyi başka güzel başka..buluşursa ne âlâ.

''how i wet your mother'' : the simpsons'ın 502. bölümünün adı.

''Her şey birdenbire oldu. birdenbire vurdu gün ışığı yere;'' -Orhan Veli Kanık

''Everything is something happened'' -Fatih Terim

Uyanık gibi değil gibi:ramazanda tadilata geçen lokanta.

O hikayedeki hapşuran benim.

''burada kaş boyası yok'' dedi,
bizde ''kara kaşlara söylenmiş türküler vardır.'' dedim.

Renee Zellweger 1969 doğumluymuş.

Antalya otobüslerinde yazan "slayf" kelimesi "sea life otel" anlamına gelmektedir.

'' Hararet '' Goes To The Other Side With Turkish Breakfast Tea !

Operadır,senfonidir bunlarara hep gitmek lazımdır.

Veledin teki yanındakine "adamın A harfisin " dedi.

En güzel mevsim: akşamüstü.

Fotoğraf bana ait mavi Antalyaya

twitter'a yazdıklarımı şöyle bir derledim.
iyi tatiller.

5.08.2012

Mim & Röportaj

                                                 temsili röportaj fotoğrafım.

memento mori  beni mimlemiş.
bilmeyenler için izah etmek gerekirse: çeşitli sorulara cevap vermem isteniyor.
bu arada bu memento mori tarafından gelen ikinci mim ilkini yapamamıştım ama bu sefer çok severek yaptım.

1-Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız ?
_Öncelikle tıp dünyasına ''afedersiniz ama sizin yapacağınız işin ta *mna koyayım'' derdim.
sonuçta çaresi olmayan hastalık nedir yani? ben buna yakalanmışım bir de..
neyse efendim 1 sene çaresi olmayan hastalıklar için güzel süre,
belki çaresi bulunur bilemiyorum ama ben bu 1 senenin ilk bölümünde beni sonsuzluğa taşıyacak yazılı ve görsel sanat eserleri kaydederdim..
kayıt teknolojileri iyice gelişiyor gelecek nesillere taşınmak lazım.
kalan kısmında da önce cennet vatanımızın sonra da dünyanın geri kalan tüm güzel lokantalarında bulunurdum arada güzelim şarapların etkisi ile yapacağım çapkınlıklarım sonuçlarına da benden geriye kalan ailem çok sevinecektir herhalde.

2-Fobileriniz , takıntılarınız var mı ? Varsa neler ?
_Fobi olma seviyesine gelmese de hamamböceğine ve türlü gelişkin haşerata aşırı saygım var.
Çocukken biraz yüksekten bir de spiral merdivenlerden korkardım.
Ayakkabı numaram büyüdükçe aştım.(o ayakkabılarla pek çok hamamböceğini de katlettiğimi belirtmeliyim)
Son olarak gene fobi sınıfına sokamadığım dişe sürtülen peçete'den tiksindiğimi de bu vesile ile belirtmek isterim.
Takıntı konusuna gelirsek, bir başak burcu erkeği olarak sınırsız takıntılarım vardır ve artarak çoğalıyorlar..İlginç olanlardan biri herhalde tişörtlerimi renk skalasına göre asmam ve aynı nizamda katlayıp dolaba yerleştirmem.
bir de tarçınlı,vanilyalı şeylerden uzak duruyorum..aklıma gelmişken kırmızı giymem..düne kadar şapka takmıyordum onu aştım.

3-Bir sabah kalktınız ve dünyada hiç bir insan olmadığını öğrendiniz, ne yapardınız ?
_Bu bir kere başıma gelmişti ancak insanlığa olan inancımı kaybetmedim,
''nasıl oldu?'' derseniz anlatayım:
2009 öss sonuçları açıklandığı o sıcak pazar günü puanım düşündüğüm ''iyi'' bölümlere yetmiyordu, yine de bir yerlere gitmeye kararlıydım babamla ufak bir kavga ettikten sonra evden dersaneme doğru yürüdüm ve yol boyunca tek bir insan bile görmedim tek başıma olmayı seven bir insan olduğum için sorun etmedim ,zaten insanlardan kurtulabileceğime de hiç inanmamıştım, dersaneme gittim; rehberlik işlerine yardımcı olan Elif hocayı buldum, ne güzel kadındı, o da o gün de çok güzeldi..
4-Dünyayı dolaşmak isteseniz hangi ülkeden başlardınız ? Neden ?
_Aklımdaki dünyayı dolaşma planı yakın olması sebebi ile Yunanistan,İtalya,İspanya gibi Akdeniz ülkelerinden başlıyor sonra pek sevmediğim Fransa üzerinden Almanya,Belçika, Hollanda yapıp Büyük Britanya'da çokça zaman geçirdikten sonra Güney Amerika topraklarını gezerim diye düşünüyorum, turun sonu herhalde Asya ve Hindistanda biter.

5-İtiraf edin prens/prenses e dönüşür diye kaç kurbağa öptünüz ?
_Öpmedim, diye düşünüyorum ama henüz kendim de farkında olmamış olabilirim çünkü: tanıdğım insanların potansiyellerini de farketmeye çalışan biriyim,  fakat şunu söylemem gerekiyor ki kadınlara prenses gibi davranılması önemli bir şey olsa da ,kadınlar prenses olmasınlar görüşündeyim.
neden derseniz?
prenses dediğimiz şeyin anası babası kral-kraliçe falan oluyor yani bu prenses hayatın gerçeklerini bilemiyor; mesela siz hiç çok güzel pilav yapan prenses gördünüz mü?
Normal kadın çok güzel pilav yapar. İşte o kadına prenses gibi davranılır.
Kendi küçük dünyamızın prensesi olur.. hatta uygun romantiklikte yemekler yenmeye devam ederse direkt Cumhuriyete kadar gelebiliriz.

6-En son yaşadığınız küçük düşürücü , unutamadığınız olay ?
_En son yaşadığım küçük düşürücü olay, sanıyorum bir sarhoşluk anımdı, sanıyorum diyorum zira sarhoştum pek hatırlamıyorum fakat sarhoşken dönüştüğüm kişiyi hele de istanbulda
dönüştüğüm kişiyi sevmiyorum Antalya sarhoşluğu biraz daha aklımdakine yakın ve sevecenlikle geçiyor; sanıyorum aradaki nüans metropol ve Akdeniz kenti arasındaki nüans.

7-Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey ?
_Asla yanımdan ayırmadığım 3 şey sorusuna karizmatik cevap vermek isterdim ama şöyle düşününce 3 numara miyoplar için olan gözlüğüm, cüzdanım ve anahtarım sonuçlarına ulaşıyorum ama soruya ''fikirlerim, özgürlüğüm ve karakterim'' cevabını da verebilirdim.

8-Hayatınızın bir kitap/ film olmasını isteseydiniz hangi kitap/film olmasını isterdiniz ?
_Açıkçası var olan bir yapım olmasını istemezdim zira bu tip yapımlarda gerçekçi kurgu karakterleri çok severim ama Fatih Akın, Wes Anderson, Ezel Akay gibi isimlerin yapımlarında hayatımdan akılda kalıcı bir yan rol olarak bahsedilmesini isterdim yahut bir Orhan Veli şiirinde ki bahsedilmek hoş olurdu o şerefe ulaşmış babamın amcası vardır, o da bambaşka bir hikaye.
bir de ünsüz bir ressam olan kuzenimin çizdiği bir iki portrem var onlar sayılmaz herhalde.  (Gülüşmeler)

9-En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız ?
_Öncelikle en yakın arkadaş konusunda eksikleri olan bir insanım o yüzden soruyu en yakın arkadaşlarım olarak değerlendirip uzaylı sayısını da katlıyorum.
En yakın arkadaşlarımın uzaylı olduklarını düşündüğüm zamanlar zaten çokça olmuştur, denek olarak da beni götüreceklerse çok sesimi çıkarmam herhalde zira onlar benim ''uzay tarihine adım geçsin'' gibi olası cins isteklerimi zaten öngörmüşlerdir.

10-İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı kullanan ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra yapıcağınız ilk şey nedir?
_Benzer bir konuda fikrimi bir sözlükteki ''görünmez olunca yapılacaklar'' başlığına yazmıştım, fikirlerim aynen devam ediyor.
görünmez olan kişilerce önce sosyal, psikolojik, cinsel vb. tatminlerin sağlanacağını ve daha sonra da görünür kılınmaya çalışılacağını düşünüyorum, günümüzün dünyasında son 25 senedir bir görsel imaj olmak, var olmakla neredeyse eşit tutuluyor.
Gözü gönlü ne denli tok bir insanlar da olsak toplum tarafından fark edilip değerlendirmeye hepimizin ihtiyacı var.

şarkı

2.08.2012

İnsan Olan Nallar

Öğleden sonra gelen telefon ile akşam için plan yapmıştı aslında böyle ''günübirlik''planları sevmiyordu ama cafelerimizin ve barlarımızın gelir kapısı olan hoşlanılan kişi ile temiz temiz giyinip bakkalda satılan şeylerin daha pahalıya satıldığı bir takım müzikli binalarda sosyalleşme ihtiyacına onun da sahip olduğunu düşündü.

geçmiş tercübelerine dayanarak ''keriz gibi tam vaktinde gitmeyeyim'' diye planlamış ve gidilecek olan bara geç gitmeye kararvermişti ancak o kadar geç gitmişti ki siparişler verilmiş tanışılanlar tanışılmış ve en önemlisi oturma planı herkese bir tanıdık düşecek şekilde ayarlanmıştı.
insanlar ile tokalaşmaya varmayan el temasları kurup birbirlerine anlamadıkları isimlerin söylendiği tanışma merasiminin ardından yancılık makamına yaklaşan kötülükte bir sandalyeye oturmuştu.
hoşlandığı kız henüz ortalarda yoktu, garson boşları alırken bir açılış birası söyledi, birasını içerken şekilli içkileri gözüyle süzdü,
''ee sen n'aptın, aynı ya işte..''gibi gereksiz diyaloglara girerken etrafındaki insanların konuşmalarına kulak misafiri olup içkilerin içeriğini, adını falan öğrenmeye çalıştı..
fakat olmadı, yine enerji vodka söyledi.

garson enerji vodkasını masaya bıraktığında kız gelmişti,
su yeşili rengi olduğunu daha önce ona bahsettiği ojeli elleriyle enerji vodkasını masadan geri aldı ve enerji vodkadan bir yudum aldı,
gelen o idi ve ne kadar güzel samimi giriş yapmıştı.
hatta ikilinin dudakları aynı bardakta buluşmuştu bile..
kız, hızlıca yanıdaki sandalyeye oturdu,
adam ''orada bir kız oturuyordu sigaraya çıktı adı cılımzıca gibi bir şey, tanışırken hiç anlamadım'' diye itiraz etti.
Kız da ''aman bırak Cansuece orospusunu başka yere otursun kaltak, esas sen ne n'apıyorsun ?'' cevabını verdi.
adam herkese verdiği ''aynı işte'' cevabını vermek istemememişti ancak yaptıklarını da burada hakkıyla anlatacak durumda görmedi. ve ''burada olmaz anlatırım sonra kahve falan içeriz'' dedi.
Kız da sigarasını yakarken gözleriyle onaylar biçimde ''tamam tatlım'' gibi birşey dedi.
sigarayı görünce ''sigara yasakmış Cansuece orospusunun yanına git istersen'' dedi.
kız da ''du bakayım şu sürtüğe'' diye kalktı,
adamın oturduğu yerden kapı gözüküyordu ve kız ile Cansuece (orospusu) birbirilerini çok özlemişcesine birbirlerine pışpışlı sarılıyorlardı,
duruma çok takılmadı, içkisini bitirdi garsona bardağı göstererek içkisini tazeletti.
Cansuece ile kız geri geldiler.
bu sefer Cansuece adamın karşısına oturdu kız da yanına oturdu.
3lü olarak topluluktan ayrı sohbet etmeye başladılar, gülüyor eğleniyorlardı.



O sırada kızın omzunu kıllı mı kıllı bi el sardı.
kız da ''aşkım canım bebüşüm'' gibi bir takım vıcık laflarlarla sevgilisi Okana sarıldı..
3lü bozulmuş 4lü olmuşlardı.. onlara baktıktan sonra Cansuece ile gözgöze geldiler ve nefretlerini paylaştılar ama bizim adam şaşırmıştı da onu paylaşamadı..
Okan ile tüm masa tek tek tanıştı, hatta bazıları ''meşhur Okan'' diye takıldı.
ama nedense ''ee sen n'apıyorsun birader'' kısmı adamımıza düştü.
dünyanın en yüzeysel ve boş konuşmaları Okan ile de tekrar yaptıktan sonra Okan hakkında ''aha işte gece klüplerinde kızların yanındaki kirli sakal - beyaz gömlek bu'' diye düşündü,
sonra da ''beyaz sakal - kirli gömlek olduğun günler de gelecek okan efendi'' diye homurdandı.
Okan gaza gelip 4lüye rakı söyleyince ''heheh hadi bakalım'' samimiyetsizliğinde rakılar içildi.
içtikçe içe kapanıldı,
kız Okan'a, Okan kız'a sardı,
Cansuece'nin Okan'a ''enişte hoyt hadi bakalım'' deyip adamımıza geri sardığı rakılı rock müzik muhabbeti adamımızı pek sarmadı.
masadan kalkmaya kararverdi ''ama önce bir takım düzgün çiftler erken kalkar, onlardan sonra kalkayım da ilk kalkan olmayım.'' diyerek bekledi.
bekledikçe rakıya abanıldı,
bekledikçe Okanla samimi gibi olundu..
zamanı gelince masaya 50lira bırakıp kalktı.

normalde otobüs vardı ama temiz hava uğruna yürümeyi tercih etti, barın çıkışında gül satan cüce bir teyzeye denk geldi.
teyze ''e anam sen sapsın, sana nası gül satcez bakem, o zaman sana nasihat: şu saçını sakalını kes pırıl pırıl gencecik yüzün çıksın meydane'' dedi.
teyzeye bakıp ''yahu teyze ne yapıcan benim pırıl yüzümü'' diye cevap verdi.
teyze ''bak çocuğum benim anam babam cahil insalardı, akrabaymışlar, ondan ben böyleyim,Allahımdan umudumu kesmedim ama çocuğum olmuyor işte, şimdiki gençler benim anam babam gibi değil.. onlar birolsunlar diye de gül satıyom ben. onlar birolsunlar da pırılpırıl evlatlar yetiştirsinler diye.'' cevabını verdi.
teyze anlatırken aklına topraktaki annesi geldi..
bir ara gözü dolar gibi oldu ama başparmağını kırarcasına yumruk yaptığı için kendini tutabildi.
teyzeden birtane gül aldı,berbere gideceğine de söz verdi.
bardan içeri kafasını uzattı, kız Okana tırnaklarını cilveli bir sarhoşlukla gösteriyordu. Cansueceye de Okan'ın bir değişiği eşlik ediyordu,
yoluna devam etti.

içtiği içkilerin sarhoşluğu yolda başlamıştı.
kısayoldan eve varmak için arasokağı tercihetti,
hiç beklemediği bir saatte önünden bol ışıklı bir fayton geçti,
faytonun süsüne ve atların nallarına bakıp ''yazık atlara'' diye düşünürken sokağın köşesindeki orospuya gözü takıldı,
iki motorsikelete 7 kişi binmiş ergenler küçümser bir tavırla pazarlık ediyorlardı,
ergenlerin gitmesini bekledi,
kadına yanaştı fiyatını sordu,
kadın gülü kastederek ''elindeki yeter'' dedi,
''tamam'' deyip anlaştılar.
işlerini yaptıktan sonra kadın , ''niye bukadar sertsin? aslında sakin birine benziyorsun'' dedi.
adam ''bu sayede sakin kalıyorumdur belki, çok mu gelen oldu bugün ? yoruldun mu ?'' diye sordu.
kadın: ''sanane be, ayol o gülü vücudumu satın alman için aldım ben, diğerlerini arkadaşlarıma anlatırım, olabilecek misin bakalım bir orospuyla arkadaş?'' diye sordu
adam: ''yok canım, bu gece öğrendim olamıyormuşum.'' dedi.
oradan çıktı,

kızların babalarına benzeyen erkeklerden hoşlandığı teorisi üzerine Okan ile tanıdığı kadarı ile kızın babasını karşılaştırdı
''ulan zerre benzemiyorlar'' diye düşündü.
erkelerin de annelerine benzeyen kızlardan hoşlandığını düşündü sonra annesini tanıyamadığına içlendi.
eve girdi, hiç bir şey düşünmediği anlardan birinde sızdı.
sabah telefonunda kızdan gelen mesajı gördü mesajda, ''okn sni çk svmiş ne gsl yha.. bu arada cnsece sni sordu kips ;)'' yazıyordu.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...