25.12.2012

film tavsiye ediyorum



tepedeki film:

The Darjeeling Limited

 alttaki film :

The Royal Tenenbaums

yönetmen: Wes Anderson

film tavsiye ediyorum bitti.

15.12.2012

Genel ve Sessiz Samilemeler




Sami ile oturuyorduk elimizde içme sıcaklığı neredeyse kaçmakta olan kahveler vardı,
ben kahveleri seviyordum Sami pek sevmiyordu buna rağmen 4. kahvemizdeydik.
kahve içerdiği kafein miktarı ile kafa açıcı bir içecek olduğundan dolayı kahve sayımız ile sohbet konularımızın düz orantıda devam etmesi gerekiyordu.
fakat ters orantılı olarak konuları bitirmiştik...

Sonra Sami durup dururken okuduğu dev kitabı gösterdi ve "gelirken trende bir teyze bana o kadar kalın kitap can sıkmıyor mu? diye sordu" dedi.
sakince ve ona bakmadan ''ee sen ne dedin? sıkıyor muymuş?'' dedim.
Sami: "sonuna doğru biteceğini düşünmek can sıkıyor dedim" dedi ve "geçen gün de vapurda birisi incelemek istemişti, büyük diye oluyor herhalde" diye ekledi.
Tam "ilişkilere de mi böyle yaklaşıyorsun.?" diyerek kendimce harlı bir konu açmaya kalkacakken,
vazgeçtim...
ve Sami'ye şunları söyledim:
"Samiciğim, biz Türkler şekilci ve meraklıyızdır.
Memeye de, Kitaba da, Futbol takımına da büyüklüğüne göre bakarız,
Memeyi sıkıp geçmek, Takımı seyretmek, kitabı da kurcalamak isteriz Samiciğim.
ha iş sahiplenmeye gelince, o iş bize uymuyor Samiciğim, Memelerimiz olsun, Futbol takımımız olsun, Kitabımız olsun istemiyoruz " dedim;
ve ne zamandır kullanmak istediğim "biz oturmayı seven bir milletiz" tespitimi de ardına ekledim.

Sami sessizce beni onayladı,
o kadar laf etmiştim ve Sami'den daha büyük bir coşku beklemiştim ama Sami tıpkı bir cool gibi sessizce onaylamıştı
"doğru diyorsun", "he dayı he" gibi bi'şeyler bile demesi yeterdi ama dememişti..
sakın bu Sami cool gibi yerine sinsi gibi çıkmasındı..
"gece gece ne entrika kurdum kendi kendime" diye düşündüm ve kahvemden son yudumumu aldım.
bir süre daha sustuk.

Sonra, bu sefer ben, dururp dururken Sami'ye ağır bir ses tonu ile "geçen seni sordu" dedim,
hemen "kim" diye sordu,
bu sefer ben sessizce onayladım ama galiba tam onaylayamadığım için Sami bana sessizce onaylamamı 3-5 kere daha tekrar ettirdi,
moralim bozulmak üzereydi, gecenin en kör saatinde bi' Sami beni maymun etmişti ama direnişim de sürüyordu..
neyse işte Sami beni 5.sessizce onaylamamda anladı ve "haaa" dedi.

ve Ona Sami hakkında neler anlattığımı samiye de anlattım:
"Ona Sami çok iyi dedim..hani o iyi olmadığın bir zaman vardı ya o zaman oluyor bunlar Samiciğim" dedim.
"Görüştünüz yani?" diye sordu..
son cümlemde "bak nasıl bir arkadaşım" dercesine sırıtıyordum,
fakat Sami bu soru ile gülümsememi ağzıma sokmuştu,
sessizce onaylayamamıştım,
bu sefer sessizce kalakalmıştım,
Sami zaten sessizdi,
hikayenin başındaki konu bitirmişliğin getirdiği gergin sessizlik devam ediyordu,
saat sabahın dörtbuçuğuydu kapı çaldı,
açtım,
açık markte arayan Ayça ve Kaan ellerinde kıymetli aburcuburlarla geldi,
2 haftadır çıkıyorlardı ve gördüğüm en gürültülü ikililerdi,
bizim için artık dünyadaki sessizlik ve konuştuğumuz son konu sonsuza dek bitmişti,
yahut da biz öyle sanıyorduk..

8.12.2012

Temaşa ve Karmaşa İlişkisi


Arkadaşlarının yanından ayrılıp sahnenin yanındaki masaya usulca geçti,
garsona bir tek rakı biraz da çerez söyledi,
sahnede bir gitarist adam ve dalgalı saçlarını tek omzundan sarkıtmış uzun etekli bir kadın vardı,
şarkılar da yavaş tempoluydu ama siz şarkıları siktiredin şimdi...
Rakısından bi'yudum çekti ve ağzına kavruklarından iki leblebi attı,
o sırada yanına elinde bi'tek rakısıyla arkadaşı geldi;
Bi'şey demeden ve gösterişsizce kadehlerini tokuşturdular,
hafifçe arkasına döndü ve masaya baktı, arkadaşları içeisinde bolca "çile" sözcüğü geçen şarkılarla eğleniyordu.
Bıyık altından şöyle bi' gülüp önüne döndü, arkadaşıyla sessizce kadını izlediler, kadın etkileyiciydi..

İki şarkı arasındaki boşlukta arkadaşı ona "yalnız içen yalnız ölür." diye takıldı.
o da durdu, sustu, gülümsedi ve arkadaşına "Sen kimle ölmek isterdin.?" diye sordu;
arkadaşı pek kitap okuyan bir insan olmadığı için önce soruyu anlamadı "nasıl yani.?" dedi.
o da "oğlum ölürken yanında kimin olmasını istersin işte" diyerek soruyu genişletti;
bu sefer arkadaşı çok emin bir ifadeyle "ailemle" yanıtını verdi.
o, "hah.!" dedi ;",işte bende onlardan yok, benim ailem olamayacaksanız siktiredin kasmayın, çok sevmeyelim birbirimizi" dedi;
arkadaşı anlamış gibi sakince "eyvallah" dedi ama anlamamıştı,

arkadaşı beyoğlunda bir barda 8.kadehindeydi ve iyi bir insandı ama siz böyle iyileri siktiredin şimdi.
o da öyle yaptı arkadaşını çok sallamadı.
arkadaşı, "hadi bekletme" diyerek masaya döndü,
arkadaşının arkasından masaya baktı güven dolu bir arkadaş ortamı ile oluşmuş masada, hatun kişilerin kalçaları ve gerdanları yükselen tempo ile kıvrılmaya başlamıştı,
bi' yirmi saniye kadar sevgilisine baktı "bu da benle uğraşıyor, ha benim kerizime" diye düşündü,
kadehini çok sevdiği sevgilisine söyleyemediklerine kaldırdı, yarım bardaktan biraz fazla kalan rakısını tek yudumda bitirdi,
boş kadehi masaya koyduğunda şarkıyı söyleyen kadının yavaş yavaş ona geldiğini gördü,
kadın galiba kadehi üzerine alınmıştı,
sevgilisinin ve arkadaşlarının olduğu masadan üzerine doğrultulan bakışları hissedebiliyordu,
sakin görünüşü bozulmuyordu fakat içinde fırtınalar kopmaya başlamıştı,
galiba fırtınaların etkisiyle alkolü kanına daha hızlı karışıyordu, hafif başının döndüğünü hissetti,
sonra birden bi'şey oldu: renkler gene vardı da sınırlar yok olmuştu..
"oh şimdi tamamım. diye düşündü"
gerisini hiç hatırlamadı ve rahat etti.

çizimler bana ait.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...