31.07.2013

Malevolently Flame

Merhaba,

- İsmini veremeyeceğim ama ismi sarı, mor ve yeşil renklere sahip bir çiçek ismi olan bir arkadaşım "beni de hep futbolcu tipli erkekler buluyor" dediydi.


- İrlanda kurtuluş örgütü ve İngiliz zulmünü anlatan bir filmin bir sahnesinde İrlandalılar mesleklerini açıklarken bir İrlandalı "i am iron man" demişti, alt yazıdaki çeviride de ütücü yazıyordu, ben bir an marvel'den iron man gelir diye ummuştum;
sonuçta adam amerikalı ve her an bir yerlere demokrasi getirebilir. (siyasi hiciv içerir)


- Galata Kulesinin altında takılan hippi arkadaşlarımız vardır,
2013 ramazanında kendilerini TRT 1 ekranlarında ilahi çalıp söylerken görüyorum.


- Natural Çoban'ın  adı Mustafa Erdut'muş "Lanet Olsun Bu Hayat Lanet Olsun Bu Sevgim" adlı harika eserinin başında adını da söylüyormuş.
"Dedim belki bu bana geri döner"


- Kızlar "bu konbin şöyle, şu konbin böyle" derken konbinin kralı bende:
Antalyaspor Konbinesi.

- Eğer "Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz" ise "o yollardan sen giderken ben dönüyordum" sözündeki yollar yalan olur ki sen dönüyorsan demek başarısız olmuşsundur,
bırak bir de ben deniyeyim..
artiz.!


- Rosemary diye ballandıra ballandıra bitiremedikleri bitki canım Antalyamızdaki canım mahallemizde yıllardır tarafımızdan Biberiye olarak yetiştirilmektedir, kendisini okşamak suretiyle elimizdeki kötü kokuları da gidermişliğimiz çoktur.


- Göksel'in çıkış yaptığı şarkısı olan "Sabır"ın konuşan gitarını Yavuz Çetin yazdı, twitter aracılığı ile Yavuz Çetinin gitarını çaldığı şarkıların listesini ele geçirdim çok yakında paylaşacağım.
(bknz."Elimde belgeler var.")


- Eğer Ispartaya otobüsle girmişseniz GÜLSHOP göreceksiniz şaşırmayın.


- Çocukken aile dostlarımızdan bir kadın, bizden yaşça biraz küçük olduğu için yanımızda şımaran oğlunu "sıçtığım bok" diye azarlardı,
zamanla o "sıçtığım bok" söylene söylene sıçtığımın boku" olarak evrildi, kadının sonradan bir de kızı olunca oğluna isim + sahiplik eki kalıbı ile seslendi (örn. Muzafferim)
"Sıçtığımın boku" da abiden kız kardeşe terfi etti.
kadının bir kadına hiç yakışmayan dev omuzları, yüz elli santimetrelik boyu, kıllı kalın kolları ve peynirli poğaça gibi bir suratı vardı, sürekli beyaz paketli bir marlboro içerdi.
kocası rum asıllıydı güleç tıknaz ve kızıldı.


- Şair diyor ya "Gün doğmadan deniz daha bembeyazken" diye hah işte aynı şairane his ile
henüz soğumadan İrmik Helvası daha sıcacık iken bitter çikolatayı atacaksın içine, iyice eritip karıştıracaksın, kaşıklarken lezzetinden deli çıkacaksın.


- Hep Söylüyorum "bizim jenarasyon sağlam öğretmen yaptı"
kendilerinden bu seneki portakalın verimi gibi bahsetsem de kendilerine Özel EOB Eğitim kurumlarını kuracağımın da müjdesini vermek isterim.
bu arada bizim jenarasyon'dan yurt dışına seyahat eden çok kişi çıktı herkesin en az 3 arkadaşı gitmiştir herhalde..ben onların yüzde 94'ünün hiç bir şey öğrenmeden, boş boş gidip gelip, fotoğraf çekinip geldiklerini düşünüyorum.
o yüzden onlardan bir öğretmen tespit edersem kurumumdan çok pis kovarım, kovarım ve dönüp arkama bakmam bile.


- Yaz aylarını cep telefonu oparatörü reklamlarındaki gibi yaşamak istiyorsanız fakat 39 derecede yaz sıkıntısının dibine vurmak zorunda kalıyorsanız siz de bizdensiniz..
Eylülü bekleyin, tatilciler gitsin, fiyatlar düşsün, ortalık sakinleşsin..
Tatilci de coşup eğlenmekte haklı,
adam kalkmış gelmiş İstanbul'dan, Ankara'dan, Lüleburgaz'dan 1 hafta tatili var,
Nutellasını saymazsak neredeyse bütün sene bunun için çalışmış, 39 derece mi dinler?
1250 derece de olsa çıkıp coşacak.
akşam hava 1249 dereceye düşünce serin olur diyerek uzun kollu keten gömleği ve altındaki keten pantolonu ile etrafta salınacak..


- Ahtapot kızartmasını Patates Kızartması Zannederek Yemiş Çocuklar Derneği.
kısaca: AHTKIZPATZANYEMÇOCDER


- Erkeklerin erkeklerle olan arkadaşlığı kızların kızlarla olan arkadaşlığından bir milyon kere daha künt gözükse de özünde kızların kızlarla olan arkadaşlığından bir milyon kat daha duyarlıdır.
zaten kızların kızlarla olan arkadaşlığı genelde biribirlerinin kuyusunu kazmaktan ibaret oluyor.
bu da "ben zaten kızlarla hiç anlaşamıyorum" diyen kız cinsini ortaya çıkartıyor ki o kız cinsi de hiç güzel bir cins değil,
23597642756 tane erkekle geziyor o erkeklerin hepsi de erkek olduğu için durum olsa da "ben zaten kızlarla hiç anlaşamıyorum" diyen kız ile takılsam diye bekliyor..
 sonra o kız abartıyor "ben zaten yemek yapmasını hiç bilmem ki" diyen kız oluyor, ;
sonra o kıza bir anda yaş haddinden bir 'koca bul' aplikasonu yükleniyor,
kız o 23597642756 tane erkekle gezmemeye başlıyor bir adet koca bulucu hafif kilolu ve tırnakları hep ojeli arkadaş ediniyor, yeni kafe ve barlara takılınmaya başlanıyor.
o 23597642756 tane erkek de facebooktan kızın evli olarak değişen ilişki durumunu ya görüyor ya görmüyor, yada "rüyalar alemi" isimli 6579 fotoğraflık gelinli damatlı fotoğraf albümünü gezmemiş gibi yapıyor.
işin erkekler tarafında olay şu samimiyetle gelişiyor: 23597642756 tane erkek kızın zaten az çok böyle bir kariyere sahip olacağını biliyorlar biribirleri arasında ortaya çıkmış yazısız kurallarla birbirlerine bağlı oldukları için kızın aralarını bozmasına pek izin vermiyorlar hatta kızın 23597642756 tane erkek ile tanıştırdığı "tanısanız çok seversiniz" Meriç'i de hiç iplemiyorlar. Kızın sohbet sırasına adı falan geçiyor bazıları "vay mınaki o kız da evlendi ya" diyerek şaşırmış gibi yapıyorlar.


- Geçen yazımda 12 yaşımdan beri ilk defa bir insanı küfür ile güldürmüşüm tabii muhtemelen küfre yahut ediliş biçimine gülmedi küfür tanıdık ve sempatik geldi kullağına da ondan güldü,
bahsettiğim küfür tabii ki "keranacı" ancak daha bu bir başlangıçtı bu küfrün tam kombinasyonu şu şekildedir: KERANACI DEYUS ! yeri geldiğinde başına "ULEN" de eklenebilir.


- İnsanların düşünmeden yaşadığını zaten biliyoruz değil mi?
o zaman sinirlenmeye de çok gerek yok.
günümüzde insan düşünmez,
zaten insan düşünmesin diye birarada yaşamamız için sistemler ve sistemlerin kuralları vardır. insanlar bunu uygularlar,
ancak doğrudan da uygulamazlar: insanlar bunu uygulayan insanları taklit ederek yaşarlar.
buna en basit örneklerden birisi de insanın yediğinin içtiğinin fotoğrafını sosyal medyada paylaşmasıdır,
insan düşünmeye başladığı anda bu yaptığı taklit eylemden vazgeçiyor,
ancak onu taklit etmeye çalışan insanlar çıktığı için şimdilik döngüyü bir anda tam olarak durduramıyoruz neyse ki azalarak bitiyor.


- Çok kıvırcık kızın fön çektirdiği çok hacimli saçları...


- Yeni şirket logoları sanıyorum herkes onları sever diye umularak gökkuşağı tadında çok renkli oluyor (örn.show tv, star tv, google, avea..)
bence bu duruma en çok sevinenler: LGTB


- duyduğum en itici sloganlardan birisi "Sen yoksan bir eksiğiz"
eksik kalın zaten mınaki... sanki söz vermişim de gelmiyormuşum da onlar herşeye rağmen beni son kez çağırıyormuş da benim utanmam gerekmiş gibi bir izlenim yaratmanın kimseye bir faydası olamaz.
"ama sin yikkin bir iksiğiz"miş te Allahım..


- Uzun saçlı erkek basketbolcu olmaz.


- Tuvalet kağıdının kartonu unutulmaz.


- Ufakken gittiğim bir berberde marlboro kutularından yapılmış üzerinde de hiç bir kaplama malzemesi kullanılmamış dev bir ev maketi vardı,
ben hiç iplemedim de gelen müşterilerden biri sordu, berberin oğlunun ödeviymiş hoca çok beğenmiş okulda dursun bu demiş ama berber "evine götürecek pezevenk" diye bırakmamış.
hedi öğretmenin çakallığını geçtim de zaten ilkokul çağındaki öğrencilerle dolu okulda 300000 tane marlboro kutusu ile yapmışmış dev bir evin ne işi var?!..
Lan resmen sigaradan kabus gibi, resmen "koşa koşa gidin içmeye başlayın, yeterince içerseniz sizin de başınızı sokacak bir eviniz olur." der gibi.


- Bazen çıkan şarkıya eşik ediyorsun ama şarkıyı da tamamen kendi hür iradenle değiştiriyorsun ya işte o an çok saçma.
bi'dakika aslında çok mantıklı sonuçta o şarkıyı tam olarak içine sindire sindire deniyorsun ve o an onunla olmayacağını anlıyorsun..
Yani: Çıkan şarkıya eşlik etmeye başladıktan sonra o şarkıyı değiştirmek evlenmeden önce birlikte yaşayıp anlaşamayacağını farketmek gibi bir şey olsa gerek.


- Sevgili arkadaşım Onur E. bu sefer de Büyük Ev Ablukada'nın "Bil" isimli şarkısı ile alay etmeye kalktı.
kendisine kendisinin dinlediği şarkıları hatırlatmaktan başka bir şey söylemedim.
sanırım gene anlamadı.


- sırf bir şeye çok para harcayan insanlarla bir arada olmak isteyen bir şeye çok para harcayan insanlar için bir kafe açıp voleyi hatta rövaşatayı koyabilirim,
ancak zenginlerin tam olarak nasıl kazıklar sevdiklerini tam olarak çözmem gerek..
tabii biraz da sermaye gerek.


-Kılıcım Mirkelam'ın favorileri gibi keskindir benim.


- Sonradan Tavuk eti satıcılığına başlayan yumurtacının tavuğuna güvenenemem ben.


- Arada sırada "şunu okudum bilgisayar başında kahaha attım." diye yorumlar geliyor onlar güzel oluyor ama "şu tespitin de on numaraymış, şu konudaki fikirlerin de aşırı aşmış." diye yorumlar gelse fena olmaz hani.
gerçi birisi: "aşırı aşmış" dese fena olurmuş hani.


- Ülker'in yeni bisküvisi Dore'in tadı Kinder'i hatırlattı.

şarkılar
 My Morning Jacket - Rocket Man
 Chet Faker - No Diggity
 Cat Stevens - The Wind
 The Beatles  Norwegian Wood

16.07.2013

Happiness is hopefulness.

Merhaba.


Şarkı tavsiyesi: Widespread Panic - Werewolves Of London
Californication adlı dizinin 3.sezonunun 6.bölümünde çalmaktadır.


-Portakalı soyup başucumuza koyacağımız günler tam olarak ne kadar uzakta?


-Size arada sırada bahsettiğim arkadaşım Onur E.'nin bir anısını daha anlatayım:
sene 2004 falan lisedeyiz, onur şimdiki halinden 25 kilo falan daha zayıf marjinal falan da takılmaya çalışıyor ama dönem marjinalitenin çok para ile karşılık bulmaya yeni başladığı bir dönem olduğu için durum da fena yani..
neyse işte bu Onur'un kendince oluşturduğu marjinaliteye bir takım dış güçler musallat olmuş da kavga durumları olmuş..
ben dersin birinde bu Onur'u bi'gördüm sıranın yanına çökmüş birisiyle telefonda çıkışa gelebilir misiniz? tarzı bir konuşma yapıyor,
telefonu da nasıl çirkin bir telefondu..
modelini falan bilsem yazacağım neyse edep kuralları gereği konuşması bitince "olum n'apıyon" diye sordum,
Ülkü ocakları reisini tanıyan birini tanıyan birini tanıdığını iddiaa eden birisi ile konuşmuş...
neyse dedim, siyasi kariyerimi düşünerek (spor kolu başkanı) çok bulaşmadım,
kavga da nedenini bilmediğim bir sebepten ötürü bir gün ertelenip öyle yapıldı,
Onur elemanın kolunu kırmış.
ocaktan kahveden falan da gelen giden olmamış..
demem odur ki sevgili okur: facebook böyle böyle kuruldu.. bu arada ben de bir sonraki sene sınıf başkanı seçildim büyük icraatlarda bulundum.


-İstanbula gitmişidim,
Orada yaşamışidim;
Kendi gözümden dünyaya bakacağıdım,
olmadı,
dünya gözümden kendimi görüdüm,
geri dönüdüm.


-Bir geleceğe sahip olmak başarı değildir;
Gelecek kaçınılmaz olandır;
Marifet: Geleceği şekillendirebilmek, geleceği yıkıp baştan yaratabilmektedir.


-Pervazda pervasızca oturan Alper vazoya çarptı,
vazo da pervasız bir pervane gibi döndü,
Pervin bunu gördü.


-Mutluluk umutluluktur.
tabii bu benim görüşüm,
mesela ne diyor Mirkelâm şarkısında:
"Benim için ah mutluluk: şarkılardaki dümbelek."


The Beatles - Yellow Submarinne'i umarım Antalyaspor Tirbünlerine Marş edeceğiz.


-Doksanlı yılların sonu ve ikibinli yılların başında vizyona giren
"aman tanrım o ne biçim filmdir,?", "of çok iyiydi abi ya" denilen filmleri zamanında izlemediğim için şimdilerde izliyorum ve bazılarının zamanının ötesinde olduklarını ancak çok da ötesinde olmadıklarını görüyorum.
.yani goygoyu verirken biraz daha düşünmek lazım.


-Yaşlanınca tüm kadınlar salabilir ama sen Salma Hayek.


pek güzel göbeklerini eritmiş insanlar hep ekmeği kestim diyorlar ya
onlara:
"artık fırınlar isteğe bağlı olarak ekmeğini dilimleyip de verebiliyor, büyük kolaylık vallahi kesmeye hiç gerek yok bence.."
demek istiyorum ama yapamıyorum.


-Közlenmiş Patlıcan Salatasının Hayatımızdaki Yeri ve Önemi..
(muhakkak mangalda közlenecek, öyle koftiden aygazlı ocakta olmaz.)


-Emedim Emedim'li Mani.

Haydan gelip Huya gidemedim,
Aydan Şener'i hiç bilemedim.
Haydar Dümen'i göremedim.
Eşşek Sudan gelmeden...


-"Allah izin verirse" diyen Ukraynalı da gördüm,tanıdım.


-Reklama markanın kurumsal rengini döşeme işini de iyi bulduk ha,
örneğin tüm turkcell reklamlarında sapsarı her yer.


- Türkçeye "İntikam Soğuk Yenen Bir Yemektir" olarak uyarlanmış olan "Revenge is a dish best served cold" şeklindeki söyleyişin kime ait olduğunu biliyonuz mu?
Eski Klingon sözüymüş..


-Ulan evlenin de kurtulalım..
anca "bık bık bık" çiftçilik oyunuyorsunuz,
hayır daha aileleriniz tanış olmamış bir de konuşuyonuz..
Evlenin artık,
Evleniyonuz mu Evlenmiyonuz da?
o zaman havanız kime çok aşırı mega ciddi ilişkililer!!'''1""11!!!!
sakın siz artık tek olamıyor olmayasınız?
sakın sizin bireysellik uçup gitmiş olmasın,
sakın koyvermiş olmayın hayatın yarısını..


-"bilmiyonuz bilmiyonuz oynuyonuz."
(Pardon filmi voleybol sahnesi)


-ingilizcedeki "Who" kelimesinin kullanımlarından birisini öğretmen için:
"She's not a girl who misses much." cümlesi kullanılabilir..
Travis'in "The Man Who" albümü de olur muş


-Karanfilli kahveyi "Dünya Kahveleri" başlığı altında "Meksika" kahvesi olarak satan işletme de gördüm adresi de Mecidiyeköy'de cevahirden Mecidiyeköy'e doğru yürürken piyango bayaii'nin yanı.
giderek sertleşen Alkol yasaklarından sonra çıktı bu bilinçsizce fırlayan kahveciler..


-Benim Belediye BaşGanlığımda Konyaaltı ilçesi eski adına kavuşacak; Koyaltı olacak.!

-Arkadaşım Güneş B.'nin bir kırmızı şortu var üzerine aynı tonda kırmızı tişört giyiyor,
bir de yeşil şortu var onun da üzerine aynı tonda yeşil tişört giyiyor,
yapma diyorum inadına yapıyor.


-Spor salonuna kayıt olup da gitmemelere hastayım.
işi gücü yokmuş gibi görünememelere hastayım.
imkanı olan çıksın baksın istiklal caddesi onlarla dolu,
ulan arkadaşınla 2 çay olmadı 2 bira falan içeceksin ama yürüşüne baksan sanki dünyanı kurtaracak keranacının çocuğu..
hızlı hızlı yürümeler, ofun sofun nefesler.. bir elde sürekli telefona bakmalar...


-Antik Çince yahut Japonca dövme yaptıranların aynı dövmelere bir de türkçe sahip olduklarını düşünün.
kızın bileğinde "su" yazıyor bildiğimiz şaşal su,
adamın omzunda da "ağaç" yazıyor mesela.. dallı


-Bir trakyalıdan şivesi ile "hoparlör" kelimesini duymak istiyorum.
bu arada evet hoparlör diye yazılıyormuş, höpörlör diye değil..


-Thor filminde Marvel'in has adamı Stan Lee'nin filmde görüldüğü sahneden hemen sonra giren "Another" sahnesinde kamyoneti ile arkadan geçerek tekrar göründüğünü biliyor muydunuz.?
bu arada Star TV.'deki dublaj çok kötü olmuş.
özellikle Cağnım Natalie Portaman'a yazık olmuş..
"Lisede herkesi tanıyan hafif kilolu Merve" seslendirmiş kendisini.


-Bir çok kişiden duyduğum bir şey çok sakin konuştuğum yönünde, yavaş yavaş konuşmamaya hazırlandığımı farkedemediler bir türlü..
bence yeni dünyada konuşmanın pek yeri olmayacak ya şarkı söyleyeceğiz yahut da yazıp çizeceğiz, her şey kayıt altında olacak.
Su da bitecek diyorlardı bence de bitecek.


-Twitter'da yaptığım Retweet'i takip ederim, benim takipçilerimi etkleşimlemiş mi diye?


-Eskiler Dambıl der, yeniler El Halteri.
Hademe ile Görevli arasındaki fark gibi.
sanki hademe görevsizmiş, başıboşmuş gibi.


-Ebru Cündübeyoğlu ile Ayça Varlıer çok az biribirlerine benziyorlar.
elmacıklı kadınlar.


-Çok sayfalık ödev verilince (bknz.dönem ödevi) yazılarımızı büyük büyük yazan bir jenarasyonuz biz.


-Tepedeki fotoğrafın manzarası Antalyaya aittir; Fotoğrafın kendisi ve düzenlemesi bana aittir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...