27.06.2008

fıskiye


belediyemiz parkın fıskiyelerini sabah 03-00'da açıyor.
oralarda sabah 03-00'da ağlayanların gözyaşları,
pek belli olmuyor.
o saate kimse parktan geçmiyor,
kimse parkta bulunmuyor.

en azından belediye böyle düşünüyor.

''fıtı ,fıtı,fıtı'' diye ıslanıyor yeşil çimenler.
parktaki şarapçı homurtularına,
''en büyük türkiye'' diye bağıran çoşku sesi
cılız ve uykusu kaçmış gibi eşlik ediyor.
ay ışığı odadaki koltuğa vuruyor.
hafiften bir üşüme geliyor.
koltukta yatıyorum.
belim ağrıyor.

22.06.2008

hubalamba işler

hani okul bittikten sonra tatil döneminde okul gömleğini,pantolonunu falan normal yaşamına adapte eden gençler var ya..
işte onlar haziran ayını hüzün içerisinde geçirmeme sebep oluyorlar.

az önce farkettim,
teknolojinin gerisinde kalmaya ciddiyet ile devam ediyorum.
pek anlamadığım i-pod hadisesini yeri kavramaya başlamışken bir de dokunmatikleri,renkli ekranlıları çıkmış.
hayret bir olay arkadaş.

benim amerikada kuzenim var be
bunun havası ile sikertirim sizi, afedersiniz

bir şey ''bam'' diye alamıyorum bunu cumartesi bir kez daha farkettim
haftaya kaldı şort alma işi

pink floydu pek sevemedim ben bu hayatta.
hele ki enadır birik indı vol adlı şarkılarını bir ara sever gibi oldum.
sonra ''korn kavırı gaz olmuş hacı'' dedim ve klişe yaptım kendi kendime.
böyle birisiyim.

sıcaklarda pis başladı be!

bilgisayar her an kapanabilir o yüzden bu yazıyı burada kesiyorum

17.06.2008

bella simamaer

düşününce ''hassiktir'' çok komik türemiş bi küfür.

kısmet diye et firması olsa ne biçim olur ha.
''kısmi et satışlarımız başlamıştır'' diye reklam yapsa.

okur insan,
Antalyada dolmuşa, otobüse, tramvaya zam gelmiş
sinirlerim tepeme çıktı.
bu ne yaz sezonuna hazırlıktır?
bu ne tilki gibi görünmeliktir?
Antalya gibi bir şehrin nasıl söz sahibi kurumlarından birisi minübüsçüler odası olur
zaten onu hiç anlamadım.

fayrouz reklam müziğini abartmayın.
sadece güzel gibi işte.
ben indirdim oradan biliyorum.

şu üst kenardaki benim resmim de ne biçimmiş?
kaplumbağa gibin.

yayalara verilen düğmeye basıp karşıya geçme hakkı çok ilginç geliyor bana
ha bir de istanbulda ''şimdi karşıya geçebilirsiniz'' diyordu trafik lambaları.

gün gelecek cep telefonu olayı da bitecek
nah buraya yazdım...
aklıma geldi, eskiden sebepsiz çağrı atma diye bir şey vardı
hala var mı acaba?
yoktur herhalde

okul gömleği hariç
bir gömleği de kendime yakıştıramadım şu hayatta.
ama alıcam bi tane he çıtçıtlı hem ekose...
siyah gömleğe canlı renkli kravat takınma modası en çok kurtlar vadisinde komik duruyordu.
kravat dediğim de esasen hırvat anlamına geliyor.
hırvat demişken hırvatistanı da yenicez gibime geliyor.

apartmanlarına nazar boncuğu monte edilmiş ülke:
Türkiye!

Fenerbahçe nazar boncuğu desenli forma yapsa ya en sarı lacisinden.

ataride bilardo ve golf oyunlarında üzerime tanımam diye düşünürken geçenlerde ömer adlı arkadaşımın
hem fotoğraf makinası,
hem mp3 çalar,
hem atari,
hem de video oynatıcı cihazında
yıllar yılı oynadığım ve pek ilerleyemediğim bir oyunu buldum
yine oynadım yine ilerleyemedim.
olsun
''Adventure Island''mış adı
90 tankta yeşil tank olurum.

björk ve trio gudmundar ingolfs adlı arkadaşlar 1990 yılında jazz bir albüm çıkarmışlar dadından yinmiyor.linkini vereyim sizde doyamayın.
''bella simamaer''e dikkat
http://rapidshare.com/files/112970777/Bjoerk_-_Gling-Glo.rar

rapidshare adlı site biraz değişikliğe gitmiş galiba kedili olan harflari yazıcakmışız şifre bölümüne.

lokum gibi kelimesi olduğundan biraz değişik kullanılıyor.
çok güzel,extra güzel,harika,müthiş şeylere deniyor lokum gibi
halbuki lokum basit ve çok güzel bir şey
var öyle şeyler.
seviyorum kendilerini.

sol (en azından türkiyede) yaratıcılıktan çok yoksun durumda
yakışmıyor yahu.

15.06.2008

ninja kaplumbağa terbiyecisi


öğrenci seçme yerleştirme merkezi kurumunca yapılan öğrenci seçme sınavımdan bahsetmeyeceğim.

Osman Hamdi diye birisi var.
mühim bir türk ressamı kendisi.
Osman Hamdi, hiç ressam ismi gibi mi?

Eski model zenci müziği ne güzel şeydir arkadaş
o kadar güzel ki yeni müziklerini(hip-hop dalgası) bayağı garipsiyorum.
iyice çocuk gibiler yahu.
yeni arabalar gibi

O değilde halısahaya ayak basmayalı bayağı oldu(uçmalık atın lan)

şimdi mtv türkiyeyi arıyorum canlı olarak yazıcam buraya herşeyi...
diling dong sesleri eşliğinde bir ses kaydı tarafından yönlendirildim.
tuşlamalarımı yaptım.
oparatöre bağlandım.
dedim ''ben yarışmada derece almıştım, beni aramadınız.''
dedi 'beyfendi, bugün pazar olduğu için şu an hiçbir yetkili yok. pazar olmayan bir gün ararsanız yardımcı olabiliriz''
''aaa'' dediğinizi duyabiliyor gibiyim.

geçenlerde oturdum hesapladım 100.yazıma az kalmış.
garip.

life with louie ne güzel çizgifilmdir.
ninja kaplumbağalar da yayınlansa (ama ilk versiyonu) otursak izlesek.

kaç seferdir dikkat ediyorum: açıköğretim fakültesinin sınavları olsun,üniversite seçme sınavları olsun kapıda arama yapılırken (kızlar erkekler ayrı yapılıyor haliyle) kızlar sırası nasıl kalabalık oluyor anlatamam.
yürür hızda geçiyorum yanlarından.
salona giriyorum, dişi insan nüfusunun kalabalıklığı orada da dikkat çekiyor.
diyeceğim o ki,
kız milleti okumaya niyetli arkadaş
türkiyede kadın kavramının anlamı değişir mi?
bilmem.

son olarak boşluk doldurmaları soruları seven insanlardanım.

doğan veletlere isimler
erkek:hoparlör
kız:sound system

arananlara şarkı tavsiyesi
pentagram-unspoken.

14.06.2008

Yumuşak Uçlu Kalem

yaklaşık 11 saat sonra öss adlı sınavın 2008 modelini değerlendirmeye gideceğim.
Kalede silgi, geride kalem kalemtraş, ileri uçta da bilgi birikimi ve çalışma var.
kazanırsak çok güzel olucak.
hani bir Türkiye,Senegal maçı vardı ilhan mansız'ın ansızın gol attığı
işte öyle
balans ve manevra filminde dediği gibi:
''hepimize afiyet olsun''
not: akdeniz üniversitesi ziraat fakültesindeyim
hani çıkışta karşılamaya gelen hayranlarım olursa diye.
şımardım.

9.06.2008

Elektro Dip

donup kalan bilgisayarın allah bin belasını versin (bela okuma oz)
böyle söylüyorum çünkü: bu akşam üstü uncalı isimli antalya şehir merkezine uzak sayılabilecek bir yerden evime doğru minibüs adlı araç yardımı ile dönmeye çalışırken...
acaba ne oldu?
minibüse bindim elektronik çipli
kart olan antkartımı elektronik makinaya okutmam gerekirken şöföre yönelttiğim ''100.yıldan geçer mi'' sorusununa aldığım olumlu cevabın ardından nakit para uzattım.şöför de kendi antkatından çekip ''biiip'' sesi ile birlikte benim biletimi verdi.
uzun ve upuzun yolculukta evleri sokakları inceledim sadece evler ve sokaklar vardı üzerinde ciddi bir nüfus barındırıyordu uncalı ama o kadar.pek şehir falan değildi yahut ben çok şehir bir yerde yaşamaya alışmıştım.
bu durumdan sıkılmış olacağım ki gözüm minibüs içerisindeki elektronik ekrana çevirdim.portakal tv gibi yaratıcılıktan uzak isimli yayın kuruluşu sürekli olarak antalya usulü kabak tatlısı tarifi veriyordu.uzun süredir yemediğim bu yemeği görünce biraz canım çekti babamda sever diye düşündüm.
ardından yayın ''antkart ne kadar güzel, ne kadar harika, ne kadar mecburi bir şey'' konulu bol grafikli programlar ile sürdü.
sola baktım bir trafoya kırmızı sprey ile yazılmış İŞÇİ PARTİSİ yazısının başına kırmızı sprey ile D koyan türkün mizah anlayışı sayesinde kahkahalara boğuldum.
kendikendime gülünce uzun sürmedi.
durağıma geldim.
inmek için elektronik butona basıtm eskiden sadece havaalanı ve migros anonslarında duyduğumuz ses araç içerisinde yankılandı ''dığğn dııı dığğn'' beş adımlık araç içerisinde çok saçma değil mi? ama teknolojik,elektronik
indim, biraz yürüdüm.
elektronik yürüyen merdivenli üstgeçide adımımı attım beni yukarı kadar taşıdı.karşıya geçtim adımımı attım. aşşağı kadar indirdi beni.
yürümeye devam ederken bir ara başım döndü elektronik bir çare aradım bulamadım.
saate bakmak için cebimden telefonumu çıkardım saate bakmayı unutmuşum.
eve gittim
babam mecburi diyete başlamış
''e kabak tatlısı'' diye düşündüm.

8.06.2008

becerik.


sırtım çok fena ağrıyor.
burnum koku almayı iyice bıraktı zaten nefes alamıyor bir süredir.
gözlüklerim değişik hava koşullarından mıdır bilemedim ama kendi kendine bulanık göstermeye başlıyor.
yaz geldi çok terlemeye başladım çok terlemezdim eskiden.
parmak arası terlik giyiyorum.
yeşilliği bol mahallemizde çamur oluyor hep ayaklarım.
hepimizin başına geldiği gibi ben aramazsam kimse aramıyor beni.
elektrik faciası sonrası hala tam toparlayamadım bilgisayarımı.
bozulan telefonum gelmedi tamirden.
ziraat fakultesinde sınava girecekmişim.
terledik daha çok banyo yapmak lazım.
öss yaklaştı.
festivale gitmesem daha iyi olucak gibime geliyor.
mtvden ses çıkmadı.
tifani tişört yarışması hüsran oldu.kazanamadığıma değil kazananlara üzüldüm resmen
okulu bırakan üniversitelilerin açıköğretimlilerinden oldum.
sakalım bıyığım herseferinde yamuk oluyor gibime geliyor.
popmundo da bile hastaneye kaldırılmışım.
replikası seven pek insan tanımıyorum.
hav ay met yor madırda barney, robin ile sevişmiş.
tüm bunlar yetmedi.
son olarak kulaklarım tıkandı kaldı.
sol kulağum neredeyse hiç duymuyor akşamları çınlıyor.
sağ kulağım duyuyor galiba.
sağır yaşlılar gibi oldum iyice.
çok becerikliyim dert üretme konusunda değil mi?

7.06.2008

akustik

kısa süreli girdiğim internet aleminde sizleri de boş geçmeyeyim dedim sevgili okur.

efes dark ne güzel biradır ve şükür ki diğer şekilli biralar gibi yalnızca 33 cl. bir şişede satılmıyor.
50 cl oluyor süper oluyor.
hatta fıçı dark çıksın.
ama madem rakçı gençlikiz o halde dark içeriz olmasın.

su bardağında çay içen insan börek yiyen insandır.bakın etrafına yoksa saklamıştır sizden dikkatli bakın.

içeceklerden devam edelim.
yıllar evvel enerji içecekleri bakkallarda ilk satılmaya başladığında karikatür kursundan çıkan kuzenim ve ben boğa logolu olanlarından birer tane almıştık.
tadı nasıl iğrenç geldiyse içemeyip caddenin köşesindeki konteynıra atmıştık.
cihan işbaşı adlı hocama da selam olsun.

fanta portakal mango hakkettiği değeri bulsun bence.
içecek olayını bu cümleyle şimdilik kapattım

geçenlerde sevdiceğimle durakta rastgeldiğimiz ve bizden nefret eder gibi bize bakan genç metalci kızların bol pudralı,göz kalemli,makyajları tripleri falan ne biçimdi?
sonra bindikleri otobüste antkart kullandılar.
çok güldüm arkalarından.
konversinin burun kısmını benim siyah olduğunu idia ettiğim renge boyamak nedir?
senin o bol pudralı suratının öfke ve nefret dolu bakışların neden yanındaki teyze adres sorunca yok olmuştur neden?

bim denince kuzenimin aklına un kurabiyesi geliyormuş.
benim aklıma dolmuş geldi.

mtv de hala aramadı yahu

gün kardeşimin doğum günü
doğumgününü geçin de kardeş değişik bir kavram

redd topluluğun canlı çaldıkları mutlu olmak için şarkısında ''arkamdan tek bakan kedim osmandı'' demesi çok komikmiş

şarkı tavsiyesi
bende bilmiyorum sevdiceğimin blogunda birisi göndermiş linki aynen arakladım

doğan veletlere isimler
erkek:senfoni

kız:rapsodi

erken bitti sevgili okur.

4.06.2008

ak şama mum dikicem

bitmeli gibi olan ders çalışma,
esneten akşam,
serin olsun diye değiştirilen yatak adresi,
sonradan hiç hatırlanmayan rüya,
evladı üşümesin diye balkon kapısını kapatan veli,
uyandırma servisi sağlayan sırt ağrısı,
sabahın çok terletmesi,
tişörtü söküp atmak,
yarı çıplak kalmak,
devam eden terleme hali,
şık bir kalça hareketi ile balkon kapısının koluna uzanmak,
kapıyı açıp ''eeh sen de'' gibisinden iteklemek,
kapının geri sekip yarı kapalı halde beklemesi ,
konuya fizik biliminden anlam verememek,
sevdiceğin geleceğinin bilinmesi,
hazırlık yapmaya başlamak,
yapılması gereken ödeve sahip olmak,
işlem hatası,
algı karmaşıklığı,
unutulmuş formüş,
8x5=x,
olmayan kalemtraş,
tesadüfen de olsa bulunan silgi,
sonunda bitirmek,
az biraz başarı,
sevdiceğin gelmesi,
ders çalışmaya başlamak,
salça, kekik, kaşar, sahibi tostlar,
kahvaltıyı kaynaştırmak,
zaman zaman diet kola,
arada kaynaşmak,
ilkokul 3.sınıftan beri hissedilmemiş ''başarıyorum lan'' hissiyatı,
öğretilmek,
belli edilemeyen garip minnet,
migrosa gitmek,
kapıdan geçerken telefon anahtar bırakmamak ardından da otomatik kapı açılmadan önce parmak şıklatma alışkanlığını yinelemek,
teknolojik alışveriş mağzasına bakınmak,
mtv'den ve tamirdeki telefondan halen haber çıkmadığının akla düşmesi,
karar almak,
yemek yemek,
tercih edemediğimiz yemek yüzünden ufak çaplı kazık yemek,
seçilmiş güzel filme gitmek,
seansına 4 kişinin geldiği güzel film,
boş kalan sinama salonunun mavi koltukları,
çiftler için ayrılmış koltuklara oturan çift,
çiftler için ayrılmış koltuklara oturmayan çift olmak,
güzel bir filmden çıkmak,
güzel bir filmden çıkmanın yarattığı karışık kafa,
akabinde d&r'a dalmak,
çabuk sıkılmam,
yok olmam,
dışarı ''kaçmam'',bir başına kısa mesafede dolanmak,
bir başına dolanıyor olmanın verdiği garip his,
durmak,
düşünceyi susturmak,
metalik malzeme ile kaplanmış sutundan kendine bakmak,
şekilli ayna efektine kanmak,
az biraz eğleniyor olmak,
zamanın geçeyazmaması,
gelene geçene bakmak,
kuzenin şehre geldiği bilgisinin akılda yinelenmesi,
akşam yemeğini kaçırmak,
sevdiceğin ufukta d&r kapısında görünmesi,
gitmeye başlamak,
sevdiceğin bir anda yok olması,
yek gitmeye devam etmek,
tahmini gidiş güzergahına girmek,
geriden gelen sevdicek görsün diye yürüyüş hızını azaltmak,
arada kapıya bakmak,
sevdicekin görünmesi,
ters istikametten yoluna devam etmesi,
görmesi için yaklaşmak,
çabaları nafile çıkan sevgili,
sevdiceğin, üzerine biraz gerginlik sürdüğü güzel gözlerini kapıya dikmesi,
3 metre yanında ''kafasını çevirse göreceği yerde'' durmak,
sevgiyle biraz da eğlenerek bir süre sevdiceği izlemek,
bir anlık hayalet hissine kapılmak,
çocukken hayalet avcıları ve casper izlemek yerine ruhsar dizisini izlemek,
görünmez olmanın saçma cazibesi,
sevdiceğe yaklaşılması,
azarın işitilmesi,
çapsız şişen gerginlik balonu,
migrosun yaya butonu sahibi teknolojik yaya geçidi,
gelemeyen otobüs,
gelipte binilmeyen otobüs,
evine giden sevdicek,
migrosun buton sahibi teknolojik yaya geçidi ile tekrar selamlaşmak,
gelmeyen otobüsü inatla beklemek,
beklerken sevdiceğine ''kam hiyır,beni yorma'' diyen hödüğün hayat felsefesine, kimi nasıl dövdüğüne... yancılarının eşliğinde kulak misafiri olmak,
92 numaralı belediye otobüsüne binmek,
gururla antkart kullanmamak,
yolun da sıkıcı geçmesi,
kulakta sürekli cep telefonunun salak meldosinin çınlaması,
kimsenin aramaması,
inmek ve yürüyen merdivenli üst geçide yönelmek,
eve doğru yaklaşmak,
bebek arabası süren modern gibi babanın bebeğini ''şirefisiğz''diyerek sevmesi
annenin tarifi pek zor sevecen gülümsemesi,
akşam dolaşan aileler,
anne,baba,
tanık olmak,
kapıyı anahtar ile açmak,
eve girmek,
fenerbahçe ülker-türk telekom beko basketbol ligi final serisi 5.maçına bakınmak,
arada sevdiceğin araması,
usturuplu konuşmak,
bir an kıymalı makarnanın çok itici görünmesi fakat ne hoş kokması,
basketbolda şampiyonluk görmek,
internete bakmak,
coldplay açmak,
blog yazmak.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...