30.09.2010

bir Gossipli ve bir Ayran


adamadama savunmaya ''menemen'' denmesi bitsin.

kuzenim Anıl benim bloguma ''nazire'' yapmış.
sanıyorum çok da eğlenmiş ben de aşırı eğlendim.
şurayı tıklayın okuyun.

facebook'suz yazım olmaz.
Facebook da fotoğrafa resim diyen arkadaşlardanmış
az önce bana ''profil resmi yapmak istiyor musun?'' dedi.

sol el baş parmağımdan küçük bir burnum var.
kendisinden pek birşey de beklemiyordum zaten.

Tamer Karadağlı adlı oyuncunun sanıyorum en küçük ama etkileyici rolü Ferhan Şensoy'un Şans Kapıyı Kırınca filminde oynadığı pilot rolü.
tepedeki fotoğraftan tanıyabilirsiniz.

geçen yazıda bahsettiğim the beatles temalı tişörtü dün okulda bir teyze öğrenci'nin üzerinde gördüm.
bizim fakültemizde hatrı sayılır bir teyze öğrenci nüfusu var.
bu arada zerrin özer'in gençliğine benzettiğimiz öğrencinin yerine bayhan'a benzettiğimiz bir öğrenci geldi.

''Kurtlar Vadisi Pussy'' dedi bir arkadaşım.
ismini vermeyeyim.

sınıf annesi diye bir sistem vardı ilkokulda artık yok galiba.

El oğlu ''vats dı medır'' diyor.
bizde de ''manyadın mı len?'' diye bir laf var.

film ekimi geliyor 2 filmi yuvarlak içine aldım bile
bir ara param olursa gidip bilet alacağım.
tek başına izleyeceğim sanıyorum gene
lakin festival filmini tek başına izlemekle, vizyon filmini tek başına izlemek arasında dağlar kadar da fark var onu da biliyorum.
ha son dakikada gündemime bir kaç kız girebilir belli olmaz o başka.

bence bir kişinin hoşlandığı kişiye film tadında tesadüf yaratma çabasındaki enerji hiçbişey de yok.

THE SIMS adlı oyun ''clapaucius''suz olmaz

kızlar kot pantolon altına parmak arası terlik giyen erkek sevmiyorlarmış.
benim de tercih etmediğim bir kombinasyondur kendisi fakat gene de bunu öğrendiğim iyi oldu.
kızlara belli olmuyor zira sevmiyor gibi yapıp aslında fetiş yapabiliyorlar.
öyle birşey varsa bilelim bir de kendinden parmak arası terlikli bir adet kot pantolon edinelim.

nahıl adlı 2.el eşya satış dükkanının üst katında gözüm hemen bir formaya takıldı formanın orijinal A.B.D basketbol forması olduğunu 3 saniyede algılayıp formayı kuzenim anıla pasladım yaklaşık 32.5 saniye sonrada kendisi cillop gibi formayı 5 lriaya satın aldı.

başı yaralanan sınıf arkadaşımın 3 gündür aşırı jöleli saçlarını yıkayamaması... ''aşırı jöleli saç'' derken lütfen hayalgücünüzü zorlayın.
kendisi bir de kıvırcık saçlı
'ki kıvırcık saça sürülen jöleden inanılmaz tiksiniyorum'
üzerine bir de 3 gün bekleyen bir jöle ve arkadaşın yarılan kafasının ardından bir ders kaçırıp diğer derse girmesi.

leydi gaga'nın şarkısıymış galiba bütün yaz sağda solda ''vaak vaak va va va'' diye çalan şarkı.
kendisi zaten gaga bir insan
üzerine bir de vak vak diyor.
toilet duck gibi kadın.

argoda kullanılan ''lan (ulan) '' kelimesi hafifi yavşarsa ''len (ulen)'' olur iyice salarsa ''leyn (uleyn)'' olur.

bir kafede çalışan hoşlandığı kızı kahve içmeye davet etmeye çağırmayı planlayan arkadaşımın da galiba aklı gitmiş.
''ulen'' dedim ''kız zaten emekçi akşama kadar kahvenin çayın içerisinde sen ne yapıyorsun?''

galiba cep telefonu firmaları standart kulaklık girişi olan modeller üretmemek için savaşıyorlar.

bil dilin barındırdığı kelime haznesine VOKABÜLER denir.
bence tek bir ray üzerinde giden modern bir taşıt ismi gibi bir kelime kendisi

klasik arkeoloji bölümünde 1.sınıflardan bir kız diğer bir 1.sınıf'a ''sen sanat tarihi falan görmüşsün hangi lisedensin ne güzel'' dedi.
bi yaşlandığımı farkettim zira ben okurken sanat tarihi mecburi gibi bişeydi.
hocamız da eserlere karşı hisli bir insandı ''harika müthiş'' diye diye geçiriyordu dersi.
öyle dersi geçiriyordu ama son lise karnemde 1 vermişti ve o zamanlar 5'li sistem vardı.

öyle sanıyorum kim tüm dünya olarak gelişimimizi televizyon dizilerine bağladık.
sonra da diyoruz ki ''e geleceğe dönüş filminde 2010'a gidiyorlardı hiç de öyle olmadı ki''.
olmaz tabii
özellikle de sen Türkiye,
öğrenci işi yapılan her sandviçin arasına yemin etmişcesine patates koyarsan hatta en makul yiyeceği patates ekmek olarak satarsan zaten olmaz.

devrimci bir düşünceye bağlı olduğunu duyurup da 100 yıl öncesinden kalma eylemleri,
radikal diye nitelendirebileceğimiz bir inatla uygulamaya çalışmayı da zerre taktir etmiyorum.
ayrıca sırf aynı duruma muhalifler diye terör örgütü destekçileri ile omuz omuza gezen nice gencin de kendine gelmesini istiyorum.

2010 yazı süresince antalyada kivi çayı içmedim galiba
ilk fırsatta içeyim.

tekamül ve tekabül farklı kelimeler gaza gelip de coşmayın zira n ve b sesi ilişkili ve işkillidir.

kendimi bildim bileli damağım kaşınıyor.

inci sözlüğün ilgimi çeken aktivitesi boz baykuşlar işi yatmış.
geçmiş olsun ''cccc reyis ccc''ler.
boz baykuşları da şöyle anlatayım:
spor toto süper lig'in taraftarsız tek takımı için oluşturulmuş son derece yaratıcı bir taraftar topluluğu planı.

vay arkadaş ne anadolu coğrafyasıymış yüzyıllardır üzerinden geçmeyen kötü yönetim ve üzerinde yapılmayan savaş kalmadı fakat halen ayakta.
bence sırrı terleyince arkamıza atlet sokan analarla dolu bir coğrafya olmasında.
ellerinden öperim.

sahil şeridinin milli görüşten gelen adalet ve kalkınma partisine muhalif olmasının sebebi sanıyorum deniz olgusu ve yüzme eylemleri.

devlet yurtlarında kütüphane yok.
odalarınızda kitaplarını koyabileceğiniz yeterli bir alan da yok.
sanıyorum patatesle doyan öğrenciler, pek bişey okusun istemiyorlar.

teketek pis yedili oynamak da nasip oldu şu hayatta.

güzü bahara çevirme yöntemi: abc krakerden sevdicek adı yazmak.

tivitır benim için yeni bir şey şimdilik 6 takipçim var galiba.
bir de tivitlemek diye bir eylem var.
du bakalım.

doğan çocuklara isimler
kız: dekol
erkek:yırtma

şarkı tavsiyesi
Rage Against The Machines - Guerilla Radio

26.09.2010

Rubber Soul


tivitır'ım var benim
şimdi ben bunu söylerek normal mi oldum yoksa farklı mı cidden bilmiyorum
zira tivitır'ın içerisinde olan bissürü tanıdığım varmış.
ulu milletimin çoğunluğunun da tivitır'la ilgilenmediği hepimizce bilinen bir gerçek .

galiba pazar günleri istiklal caddesine çıkan bir eski sevgilim var 3'dür 5'dür görüyorum kendisini.
hayır istiklal caddesi dediğimiz cadde benim evime 7.5 dakika uzaklıkta olduğundan orası benim mekanım sayılır
gelmesin arkadaşım.
şaka şaka
komik karşılaştık gene.
anlatırım sonra.
nah anlatırım ne anlatcam...
arkadaşım çiğdem s.'y anlatırım belki
neyse karşılaşmamız değil de karşılaştıktan sonra benden arkadaşına bahsedişini izlemesi güzel oluyor.

Oz-burcun ne bakayım canım senin?
F harfi ile başlayan kız - yengeç
Oz-çok düşünüyorsun di mi?
F-ay evet.

erkeksi bir ses tonu ile ''ben de geldim aşka benimki bir başka'' diyen kız beni sevmesin lütfen

aldığım müfredat dışı derslerden birisi aslında yok galiba
dersin adı eski anadolu kültürleri gibi bişey
okulun internet sitesinde yeri yurdu yazmıyor çıldırcam.
öte yandan daha eski kayıtlarımda bahsettiğim ikonografi dersine kavuşmak güneş gibi oldu benim için.

doğumgünümde gelen nightwatcher adlı karakterin figürü yıllar önce çalınan raphael'imin geri gelişi gibiydi
nasıl sevindim belli edemem o derece
birde yazlık şapkam var, evin içinde kullanıyorum şimdilik.

koskoca marmara üniversitesi iletişim fakültesinde öğretim üyesi (örtmen) olan teyzem bir sertifikalı kursa yazıldı tekstil tasarım öğrenecekmiş.
çıkışına falan gittik gerçi aynı atolyede ev arkadaşım da öğretmenlik yapıyor.
biraz kafa karışıklığı oldu haliyle.

arkadaşım çiğdem s. ilginç biri kah almanyada, kah ankarada, kah antalyada.
a ile başlıyor a ile bitiyor genelde.
gel evime çayımı kahvemi iç dedim keyfim yok dedi,
bi kaç gün sonra ses ettim ''ankaradayım'' dedi.
keyfini ankarada arıyorsa yanlış yapıyor bence.
deniz yok orada.

peki ya yazın yaptığım kuruyemişçilik mesleğimi arkadaşım Onur E.'ye devretmem.

arkadaşım nazlı o.'nun tivitır ısrarı güzeldi.
kayıt olana ilk 4 ay manken okuyucular bedava ve ismi eva olan kızlar vaatleri de iyiydi.

balkonumdan çamaşır toplarken karşı balkonda bir teyze belirdi ve '' siz de mi tatilat yaptırıyorsunuz zor işte yaptıracan'' dedi.
''hayır'' diyemedim
''he teyze'' dedim
''öyle teyze'' dedim.

eylül ayı
bıyık ayı

the beatles tişörtü beğendim bir adet
sordum kaç para diye
dedi 25 tl
dedim vay gidi
tabii bunu dükkanın dışında dedim.
rubber soul yazıyordu ya..

ülkemizde şirinler adı ile bilinen mavi adamların filmi geliyormuş.

hepatit adlı hastalığın A'sını B'sini ilkokulda öğrendim ben.
benim başıma gelmedi de bizim sınıfta saçının önü çok komik bir biçimde kavis alan halil m. g. diye bir çocuğun başına gelmiş ve geçmişti.
allah muhafaza

denizden çıkıp bir öğle vakti
güneş altı renk ayarı yaparken bünyeye
tuzu vücudun tatlı kaşınması da bir başka.

profitrol'ü ile ünlü olan inci'nin limonatası da diğer limonatalara fark atar kalitede.

kuzenim anılla bir cumartesi akşamı evimden galatasaraya doğru çıkarken süper süslü cumartesi kızlarından birisinin şu cümlelerini duyduk
''kız hamileymiş,çocuk kısırmış''
devamını sorucakatık kıza da durunduk.

pikachu değil de onun bir büyüğü olan raichu süper bir pokemon bence.

has arkadaşlarımdan Ömer Ş. G.'yi kendi ellerimle tuttum eski dersaneme yazdırdım.
memnun çalışkan ve 92'lilerle hazırlandığına göre de olgun görüküyor.

''görükmek'' diyen insan istese de çok zarar ziyan edemez.

yarın derse gireceğim ve yaz tatilinin bittiğini idrak edeceğim.
birilerinin ders yoluyla anlattğını anlamaya çalışmak bazen yoruyor beni.

kızlar pek bilmez,
erkeklerin arasında ''tüm tuğçeler güzeldir'' diye bir teori var.

jambonlu, domatesli ve yeşil biberli tost
ov yea

doğan çocuklara isimler
erkek:george
kız:janset

şarkı tavsiyesi
the beateles - i'll be back

14.09.2010

Google'dan Noodle Yaparım.


kenan ışık'ın kim 500 milyar ister (ama eski parayla ister) adlı yarışmayı sunduğu yıllarda bir oyunculuk yeteneği olarak ekranları başındaki milyonlara sunduğu eli hafif entellektüel ve düşünceli bir şekilde buruna dayama hareketi sakın sayın Işık'ın akşam soğan yediği ellerini koklama alışkanlığından olmasın.

melda ile yelda'yı da yanyana görmeyi nasip ettin ya bana..
gün gelecek selda'yı da ekleyeceğim yanlarına.

şu sıralar ingiliz dilinde beğendiğim bir kelime ''taste'' özellikle ''test'' kelimesi ile birlikte kullanınca tadından yenmiyor.

papağanı için çiğ çekirdek arayan bir müşterinin papağan adlı kuruyemiş markasını görünce bir anlık umudu güzeldi,
o umutta zerre zeka belirtisi yoktu.

facebook beni büyük bir külfetten kurtarmış
naapmış?
aynı video'yu paylaşan arkadaşları tek bir video altında birleştirmiş
tek eksiği bütün yorumları da altalta vermesi sonucu oluşan birbirini hiç tanımayan insanların muhabbet ediyor gibi görünmesi.
genelde başbakanı kötüleyen videolarda sık rastlanıyor buna.


babam sağolsun ezel adlı dizinin bi kısmını izeltti bana dizi senaryosu falan fazlaca tripkar ve kötü geldi bana ve tabii Eyşan karakterini oynamaya çalışan Cansu Dere'nin çok kötü oyunculuğu var.
Eyşan konusunda, Eyşan Özhim iyiydi bir zamanlar.
Cansu Dere konusunda da kendisi benimle aynı üniversite sıralarından geçmiş bir hititoloji öğrencisidir.

Çaya attığım şekerlerin ince belli bardağın ortasında muhteşem bir direniş göstermesi ancak direnişin şekerler eriyeyene kadar olması.
kahrolsun kimya.
yaşasın direniş!

galiba artık üniversiyeler öğrenci seçme sınavlarını kendileri yapacakmış
bu sanıyorum ''başka şehirde okumayacaksın'' baskısı yiyen öğrencilerin ayvayı yediğinin resmidir.

antalya inatla çok sıcak galiba bir ara referandum kelimesini ''reeff and round doom'' şeklinde yazdım.
üzgünüm.

2010 fiba dünya basketbol şampiyonası bildiğiniz üzere türkiyede gerçekleşti tek temennim çemberlere bağlı olan filelerin dantel işlemeli olmasıydı

B.İ.M (birleşik islam marketleri) 'in facebook sayfası var.

Bu Bayram Şeker Bayramı mı yoksa Ramazan Bayramı mı tartışması yaşanmadı galiba.

avea'da kontör yükledikten 1 ay sonrası hiç çekilmiyor.
yok 10 dakikası bilmem nekarada konuşma süren bitti vay mesaj hakkın bitti falan.
hiç üye olmayacaktım ben böyle şeylere de işte...bakalım.

liseden kız olan arkadaşlarınızın, saçlarının arasında anlam veremediğiniz sarı oluşumlar görmeye başladıysanız bilinki o kızın saçları yer süpürgesi rengine gelerek oluşumunu tamamlayacak ve sizin yaşınız kemal'e hızla erecek.

Google'dan Noodle Yaparım.
tepedeki imajın yapımı bana ait.

dedeme falan internetten muayene randevusu alan bir insanım ben,
benden zarar gelemez.

futbol kalecileri top ellerinden kaymasın diye eldivenlerine kola döküyorlar efsanesi gerçek midir?

müdür yardımcı olan hanım'ın bir anda benimle bebek taklidi yaparak konuştuğu bir mağazada çalışıyorum.
nasıl tiksindim nasıl nasıl..

zalim zulm eder,
zalım zulüm eder.

Boz Ayı ve Hipopotam dünyanın en güçlü Canlılarıymış.

Zürafa renginde futbol topu çıksa ya
deseni otomatiten benziyor zaten.

üniversitelerin kayıtları şenlik olarak sunması öğrencileri kandırıyorlarmış gibime gelmesine sebep oluyor.
sadece istanbul üniversitesi yapıyor sanıyordum itü de yapıyormuş.
gerçi o da bir istanbul üniversitesi.

düşününce amerikan ingilizcesine hiç gerek yokmuş.
''vatta faka'' nedir ya?
terbiyesiz herifler.

Arkadaşım G.Eylem G.'nin 12 eylül 2010 referandum seçim sandığında görev alması ve sandık sonucu otomatik bana göndermesi.

sevgilisiyle gaza gelip facebook üzerinden durumlarını ''evli'' yapan çift de nasıl bir kafadır.?

sınır tanımayan insan sinir tanır.

l.c. waikiki maymunu geri dönsün.
odamın kapısında ve 15 yıldır asla bir eskimeyen şortumun etiketinde yeri vardır.

Doğan çocuklara isimler
Erkek:emko
Kız:emaye

şarkı tavsiyesi
Cahit Berkay - Çiçek Abbas Tema Müziği

11.09.2010

1.50 lira ne lan?


bayram günü sokakta ailesine bağıran adama dik dik bakarak yine süper kahramanlık günlerime döndüm.
çocukları vaziyetten zaten utanıyorlardı onlara bakmadım hiç.
icabında fena dalarım ben bu tip adamlara.

zaten suya girmek ve suda olmak yeni yeni kabullendiğim sıkıcı işlerken bir de arkadaşlarımın ısrarı ile özelliği suya yaklaşık 5 metre yükseklikteki bir iskeleden atlanarak girilen bir mekana gittik.
atlamak zıplamak eğer basketbol oynamıyorsam pek bana göre olan şeyler değil bir de bunun su ile birleştiğini düşününce sıkıcılığım kaçınılmaz oldu.

Kuzenim Anıl değişik bir tip,Nestea Cool görünce kafayı yiyor o kadar güzel çoşuyorki benim bünyemde tanıtım etksisi yapıyor almayacağım varsa bile ben de gidip Nestea Cool alıyorum iliklerime kadar serinliyorum.
bu arada buzlu çay piyasasında BİM'de satılan ''teaone'' adlı markanın limonlusu şu aralar 50 kuruşluk harika fiyatıyla favorim.

the simpsons adlı yapımın tüm sezonları da şurayı tıklayarak izlenebiliyormuş.

Sen ne güzel bir lezzetsin Semizotu.

semiz otu denince aklıma hep semih ismi geliyor.
fransayı yendiğimiz dünya basketbol şampiyonası maçından sonra milli futbolcu Semih Şentürk,milli basketbolcu Semih Erdene galiba ''potanın *mna koydun'' dedi.

az önce bir mause hatası sonucu facebook aleminde hiç tanımadığım birinin '' huuhuuvvvv:D'' diye bir yorumunu beğendim ve anında telafi ettim.
dur lan galiba tanışmıştım ben bu kişiyle neyse bakalım.
bir kere de yanlışlıkla birisini eklemiştim de ''sorun değil ben biliyorum zaten seni''(bknz ortak arkadaşlar) demişti.
öyle sanal bir arkadaşlığım vardır.

şakira'nın bir şarkısını ''sağımda denyo, solumda denyo, denyo denyo deyemiyo'' diye söylediğimiz yıllar güzeldi.

kışın sobasında narenciye ürünü kabuğu yakan insandan zarargelmez.
ama yazın yapıyorsa korkarım yahu.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesininde otururken arkadaşım nazlı o. ekşi sözlükte yazdığım bir entry'i cep telefonundan girdiği internet aracılığı ile bana gösterdi.
benim entrylerimi okumasına ayrı şaşırdım da cep telefonunun internete girebilmesine apayrı şaşırdım.
daha sonraki yıllarda ikisine de alıştım hatta bir ara antalya bademaltı cafe'de sohbet ederken bir an sessizleşen murat k.'nin internette olması falan rutin oldu.

Antalya dediğin benim için dolmuşta tanıdık görmektir.
ha benim istanbulda da görmüşlüğüm var.
süper geniş bir çevrem olsa içim yanmayacak.
gerçi içim niye yanıyorsa.

tepedeki fotoğrafta sevgili Björk'ü bayramlıkları ile görüyoruz.

çok ciddi ilişkisi olan arkadaşınız oluyor ya..
hani her boka beraber gidiyorlar, hiç ayrılmıyor ve hiç ayırlamayacaklarmış gibi yaşıyorlar.
hah işte onlar ayrılıyor.
sonra o arkadaşınız kısa bir aradan sonra yine alakasız birisiyle çok ciddi bir ilişki yaşayabiliyorsa..
bakın dikkat edin,o arkadaşınız hep öyle devam edecek.
hatta isimleri falan karışmasın diye hep ''aşkım'' olacak.
genelde kadınlar yapıyorlar bunu.
sanırım bir tür özsaygı bu.
cümle de bu: ''ben çok saygın bir kadınım, o yüzden çok ciddi yaşarım ilişkilerimi.''
iyi de arkadaşım sen 2 ayda 30 tane ayrı adamla çok ciddi olabiliyorsun.
ve ben eminim sen hala ''sevişirken asla pantolonunu çıkartmayan'' birisisin.
başka başka adamlarla sıcak yaz günlerinde pehlivan gibi olmaktan bıkmadın mı acaba?

maça dahil olan beden eğtimi hocasından top çalmam,
üzerine bir de hocamı bloklamam basketbol tarihimin altın sayfalarıdır.

o kadar güzelsin yetmiyor
bir de adın gülşah.

sakın bir kuruyemişçiye ''sen doldur ben dur diyeceğim'' demeyin.
çok pis sinir yapıyoruz.

çocukluk fotoğrafımı gören birisini benim evladım bu diye kandırmıştırm sonra oha o kadar oldum mu diye düşünmüştüm.
geçenlerde çalıştığım yerde bir çocukla şu konuşmayı yaşadık.
çocuk:Amca,kolalar nerede?
Oz:Amca mı?

matematiği bıraktığım an ''üniversitede 2 kere 2 eşittir 4 değilmiş'' geyiğini duyduğum andır.
ben sevmiyorum böyle şeyler.
geçen bir arkadaşıma bağırdım bir kız bulunca sonsuza kadar çıkan birisiyim diye.
alışkanlıklarım değişsin istemiyorum.

facebook kelimesini doğru şekilde okuyabiliyorken sırf mizah olsun diye ''fessbuk'' diye dillendirmek ne fena birşey

bu arada kutu kolaya ne zam koydular bu yaz?
1.50 lira ne lan?
bir bir bakkalda 3 litra coca-cola gördüm.
seven-up içmeye odaklandığım için ilgilenmedim pek
zira seven -up karışık meyveli değil limonlu olması ile gönülleri feth eden bir içecek.

lise öğrencisinin evde arkadaş buluşması üniversite öğrencisinin evde arkadaş buluşmasına göre kat kat ve kat daha dağınık sonuçlanır.
bi kere liselinin imkanı parası falan çok.
harcıyor dağıtıyorlar.

vedat milor ''patso'' yesin.
adalet istiyoruz.

Doğan Çocuklara İsimler
erkek:makrofon
kız:mikrofon

şarkı tavsiyesi
The Raconteurs - Yellow Sun

1.09.2010

sabit insan'ın sebatı pek olur.


sakın marks and spencer'daki marks karl marx olmasın.

ağustos ayını hiç sevmediğime karar verdim.
eylül sevdiğim için değil,
eylül sevdiğim için olsa ağustosu da severim çünkü: ağustos eylüle çıkar.
bizde elçiye zeval olmaz.

necla kapak diye birisi ''göğüslerinizi büyütüyoruz'' diye mail atmış,
bir kere ben erkeğim baştan hatalı bu iş.
ayrıca göğüs büyürse komik olur bence büyüteceği şeyin adı meme olmalı.
son olarak da kapak bir soyisim olarak enteresan olmalı.

eylül yağmurla geldi.
baktım istanbulda da bayağı yağıyormuş
antalyada sabah o3:oo sularında esti geçti.

dut ağaçlarının olduğu bölgeye dut bahçesi demek yerine ''dutluk'' diyen insanı bi başka severim ben.

ömrü hayatımda kep atmış bir insan değilim.
gördüğüm en komik kep atış da ortaokuldan mezun olurken kepini okulun çatısına atan kuzenim anıl ç.'nin atışıdır.

şu hayatta çimdirmek diye bir şey varken insan nasıl kendini güvende hissetsin ki.
mesela geçen şarküterici kız fena çimdirdi beni,karşılık olarak ben de ona leblebi attım mı hayır çünkü kuruyemişçi insan sebatlıdır.

ülke dışına çıkan öğrencinin (hele bir de aylardan temmuz ise) facebook'u dolu dolu olur.

2 adım öteye gidememişim blogger konusunda,
hep aynı şeyleri yapıyormuşum,
anca doğan çocuklara isimler falanmış.
bunu şu sıralar inci sözlük diye yanıp tutuşan arkaşım ömer şahin g. söyledi.
zıbamk diye eleştirmesi süperdi tabii.

üniversitemin logosunda sarı zemin üzerine okulumun adı ve kuruluş tarihi beyaz karakterlerle yazıldığı için pek seçilemiyor.
bence biraz fena bu.
ha 1453 yazısını okuyan bir yutkunuyor o başka.

''bayby if you give to me'' sözünün yer aldığı şarkıyı lorke lorke lorke adlı şarkının melodisiyle söylemeyi icad eden arkadaşım onur e.dir.
zaman zaman söyler anarım şarkıyı.

boğazım hafif şiş,
bu sebepten hafif çatallı sesim migrosta anons yaptığımda anonsum ve sanıyorum diksiyonum çalışanlar tarafından alkılşarla karşılandı.
''hah bunu da gördüm'' derken hiç olmayacak şey oldu ve müdürüm ''senin sesin ne güzelmiş'' dedi.
allahtan muhabbet ''patlat bir şarkı'' kıvamına gelmedi zira o cümlenin kurulacağı üniversite öğretimini müzikli alanlar üzerine yapan arkadaşlarım var.
beni yormayın.

''şaştık kaldık afalladık vay canına şimdi yandık.''
''ruhuna sağlık ruhsarcığım ölmemiş.''
güzel diziydi.

çorumda hitit üniversitesi var (naber çorumlu çiğdem s.)
üniversite de hititoloji bölümü yok.
bir de hititoloji dedikten sonra o bölümü bilebilen insan hakikatten güzel bir insan.

ramazanda sık kullanılan ''hayırlı'' kelimesinin refarandum öncesine gelmesi memeleketimin mini mizahçı yöneticilerini kıpır kıpır etmiş.

eskiden rock'n coke vardı ve
ona gidip de bütün sene ondan bahseden genç kızlar vardı yahu.

bu aralar sıkıntıdan alkollü içeceklerin içeriklerini okuyorum da bildiğin şarap gibi üzümlüler hariç şekerli tahıl içiyoruz.
ha bir de çeşitli aromalar ekleniyor bu şekerli tahıllara.
öyle yiyecekler de vardı galiba mavi-yeşil ligth falan.

kablo tv dijital yayına geçiyormuş geldiler bağladılar.
artık 9.kanalda kanal D'yi falan göremiyorum bu yüzden ''bir yandan üzülüyorum bir yandan seviniyorum''.
seviniyorum çünkü tv5, tve adlı kanallarım geri geldi.

iş yerime gelip de beni bulamayanlar kervanına eklelenleri tebrik ediyorum gerçi arkadaşım çiğdem s.'yerine en azından doğru migrosa gelerek bayağı bir yaklaşanlar var.
bu arada çalışırken uzun zamandır görmediğim bir dünya tanıdık gördüm.
demek bazı insanları görmek için çok gezmek,
bazı insanları görmek için ise sabit beklemek gerekiyor.

sabit insan'ın sebatı pek olur.

kızların kısa şort giyme modası geçse de oturmaktan iz olmuş baldır arkası görmekten kurtulsak.

''JÖ'' içinde kalmadan fransızca olmaz.
neresi kibarsa onu da anlamıyorum bir türlü adamlar yıllardır çıkaramadıkları balgamları varmış gibi konuşuyorlar bir dil konusunda burunları büyük.

istabuldan falan bir arkadaşımı antalyada görünce halen çok şaşırıyorum bazen unutuyorum antalyanın turistlik bir şehir olduğunu.
en son sevgili tuğçe e. geldi süper oldu.

yağmur falan size güzel de ben bazen ardından gelen toz toprak kokusunu alamıyorum.

eylül ayı itibatiyle ''asker traşlı kızların'' mevsimi de bitiyor.
yeni sezonda bizleri kulaklıklı bere takmadan dolaşmayan yağlı saçlı tipler ve çok temiz çok elektrikli saçlı kızlar bekliyor.

doğan çocuklara isimler
erkek:grev
kız:lokavt

jpeg. the beatles'ın çizgi filminden.

şarkı tavsiyesi
manu chao - desaparecido (ezbere de söylerim.)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...