29.12.2008

tek tek basaraktan arkadas secerekten


dolayli bir yoldan dusundum ve acikliyorum:
kimsenin en iyi arkadasli degilim ben!
bir dolayli yoldan aciklama daha:
en iyi arkadasim da yok!

cok super arkadaslarim var.
oyle ki siz "nah" bulurusunuz oyle arkadas.

fakat en iyi arkadas baska bir sey.
adindan da anlasilabilecegi gibi kendisi tek.
uzun suredir tek olan seyleri sevmiyorum.

not.
30 subat 2053 gunu saat 27.00 da z'nin bari adli mekanda en iyi arkadas secmeleri yapilacaktir.
basvurmak isteyen kisilerin
www.ozuneniyiarkadasikim.com adli siteye bir mayolu ve bir mayonezli fotograflari ile basvurabilirler.

haftaya ne guzel basladim.
evet.

28.12.2008

kraldan çok kraliçeci kuruubağa prens


kuzey avrupanın ortasında salçaistan diye kırmızı renkli insanların yaşadığı bir ülke varmış. bu ülkede insanlar kıpkımızı ten renkleri ve kızıl saçlarıve siyah daracık kotlarının altına giydikleri converseleriiyle ''abi ya,mabii ya, bira içelim şurada, şarap edelim burada, hayat berbat öss ya..'' diye dolanrlarmış.
derken birgün gökyüzünü, şehrin güneyyinden,denizin üzerinden,tee ufuklardan, turuncuya çalan, tok bir sarıaydınlatmış .
şehrin melis adındaki canlıları önceleri çekinmişler aydınlıktan.
gözleri kamaştıran bu ışıktan loş barlara doğru kaçmışar. ancak ışık giderek yaklaşıyor ışığın içerisinde de yavaş yavaş bir 8 şekli beliriyormuş.
8 ve ışığı artık o kadar yaklaşmış ki net seçilebiliyormuş.
genel hatlarıyla melisi andıran 8'in pek çok farklı özellikleri varmış.
mor,beyaz,siyah renklerde yüksek belli kısa bir etek giyip de açtığı bacaklarını beyaz çorap ile süslemiş üzerine de geniş bisiklet yaka siyah bir bluz giymiş..
şehrin melisleri, bu güzel saçlı kızın yanına büyülenmişcesine yaklaşöışlar yaklaştıkça da ışığın giderek söndüğünü farkettmişler. ışık etkisini yitirdikçe ışığın kaynağı olan o muhteşem saçlar ortaya çıkıyor çıktıkça melisler ve karşıt cinsleri berkecanlar etkileniyor, uyuşmuş danalara dönüyprlarmış.
bir tepenin üzerinde ''öhöm öhöhm'' diyerek 8 şeklidneki dişi boğazını temizlemiş ve ''merhaba'' diyerek lafına başlamış.
''ey melisler,berkecanlar benim adım gökçe'' demiş.
kalabalıktan da ''merhabaaaaaağğğ gökçeeeeğğ'' diye uyuşuk bir cevap almış
bir an duraksamış gökçe
yüksek bir ses ile
''HİÇBİR ŞEY OLMASA; HİÇBİR ŞEY YAPMAM'' diye bağırmış ve konuşmasını bugünlere ne şekilde gelidğini anlatarak bitirmiş.
bitiriken de
kalbalığın arasından esmer, somurtkan, ince bıyıklı ilginç bir tip çıkmış. sol elini hava kaldırmış ve ''prenses gökçe çok yaşa'' diye haykırmış. bu suratsız yakışıklının haykırışına (sanıyorum yakışıklı somurtkan ve depresif göründüğü için) melisler de destek vermiş.
suratsız yakşıklı önde melisler arkasında koşmaya başlamışlar.
suratsız yakışıklı, tepeye gökçenin yanına çıkmış. onu seksi bir şekilde ve 'oooo' sesleri altında öpmüş
öpücük şovunun ardından bir sessizlik olmuş.
gökçe bağırmış
!!kuru öp kuruuu!
kalabalık gülüp kutlamalara hazırlanırken,suratsız yakışıklı da 'kuruu'bağa prense dönüşmüş.

27.12.2008

hem graffitti hem rap






faceebook adli internet sitesinde graffiti diye bir olay var.
cok gercekci yahut cok gercekustu boyutlarda bayagi guzel seyler cikiyor ortaya.
yukaridaki grafiklerin
fikirler bana ait
ucuncu grafigin cizimi gokceye
kalanlari bana aittir.

bir tane rap sarkisi hediye edeyim sizleree
"ben esen rüzgarla geldim bir eylül günü"diye basliyor.

kolera-bir dilek hakki indirin!

sari bir t-shirt alayim bari.

26.12.2008

"judurikia" dokuzuncu nesil caylak


yaz yaz yaz 2008 bitmeden bir tane daha yaz!

issiz adami izledikten sonra ayni oyuncu "asi" dizisinde garip gorunuyor.

her sene yaptigim bir sey varsa o da, senenin son gunesine batmadan son bir kez bakmaktir.
tabii antalyada hep gorunuyor gunes.

izlanda satiliyordu o ne oldu o?

recep ivedik adli goruntu toplulugun senaryosunda serkan altunigne ortakligini gordum.
sastim kaldim afalladim.

eskiden tavuk doner diye bir sey yoktu.
guzeldi o zamanlar.

ne yazicagimi da hic bilmiyorum
benim icin de surpriz olucak.

hah hatirladim! kiz cocuklari ne vakit bir sevdicek ediniyor.
o zaman istiyor onun saclari cok kisacik olmasin.
o sevdicek ne vakit uzun sacli hali ile dolanmaya basliyor.
o kiz, o zaman ekranda gordugu ve pek ulasma imkani olmadigi kisacik sacli, mal bakisli bir yarmaya tav oluyor.
sayin genc kizlar, annelik icgudusuyse yapmayin boyle...
ha benim saclarim guzel zaten o baska..

siyasete atilsam ne komik olur degil mi?
olmaz aslinda
siyaset kadar komik olmamam herhalde

KIR PiDESi
sen ne guzel yemegimizdin kirpidesi?
seni uzaktan sevmekti asklarin en guzeli.
10.00 ila 17.00 arasi orada sicacik durmanla bize verdigin huzur.
ah be kir pidesi,hergun cekilmiyormussun,hergun olmuyorsun.

selamet diye et markasi olsun.

kobi, cok komik bir kelime gibi geliyor bana da caktirmiyorum.

hip-hop muzige gonul veren bazi gencler ile baglanti kurdum bir sarkimin uzerine tabir-i caiz ise okuyacaklar.
samplellarim supermis.
sarkimi merak edenler myspace sayfamda x adli sarkiya bi baksin.

emrahin sarkilari insanin aklina takilmaya gorsun...aboov yani..
haydii simdiii gel.
sensiz olamam simdi,
haydii simdiii gel.

bir seferligine de sadece belden assagi vurmak kural olsun.
bir de oyle izleyelim.
boks ve basketboldan keyif alabilmek buyuk ayricalik.

"neden di$inki hekim de digerlerinki doktor lan?"
tarkan isimli matematik hocam dedi bunu.

kelime uydurup aklimda t-shirt deseni gibi grafik yapiyorum degisik seyler cikiyor
mesela "judurikia" diye bir ulke var.

fotograftakiler demetakalin ile gulbenergendir.

ben de
gideyim de bi kafami dinleyeyim.
bakayim nasil sesler cikartiyor.

25.12.2008

ferrari kırmızısı santa.




sevgili okur, farkettiğiniz üzere bir sene daha bitiyor.
büyük ihtimalle bu yazının sonununda yeni yılınızın iyi geçmesini ve benzeri şeyleri dilemeyeceğim.
işte bütün mesele de bu aslında.
siz, bu yazıyı okumaya başladığınızda kutlamayacağımı biliyorsanız bu güzel,
neden kutlamadığımı da anlıyorsanız bu daha güzel bir şey.
zira sonuçta o da bir yıl
sizin için iyi olup olması beni pek ilgilendirmiyor.
benimki ekşi sözlük tabiri ile şukela geçerse, büyük ihtimalle size de en aşşağı 10-15 dakikalığına şukela geçicektir.
ha, bir de yılbaşı dediğimiz organizasyona olan uyumsuzluğumdan kaynaklanan nefretim var.
ama o sizi pek ilgilendirmiyor.
neyse efendim, eskiden okulda serviste falan çekiliş yaparlardı(hala yapıyorlar),size de yapmışlardır, onları da hiç sevmezdim; ama bir de o çekilişin atılgan istekli öğrencisi olurdu, organize ederdi olayı, hediyeleri falan takip ederdi. onlar yapı denetim şirketlerinde falan çalışsalar olur aslında.
unutmadan seneye görüşürüz esprisi ve ''yılbaşında ne yapıcaz yahu'' karasızlığı da klişelerdir.
yeni yılın ilk kutlamasını yapmak klişelerin ferrarisidir.
hiç sevmem hiç hiç hiç hiç hiç hiç hiç
(delirdim galiba)

yılbaşı için şarkı tavsiyesi
nilifürden dünyaağ dönüyorr(sıkıcı biraz ama olsun)

24.12.2008

nerede o eski komsular?


sahibi degistikten sonra pek izlemedigimiz atv adli eski kanalimizi babanemin "bizim evin halleri"ni izlemek icin erkenden actirmasi sonucu denk geldigim yarisma programi "komsu komsu"nun allah belasini versin.
allah onlari kuru antalya ayazinda eldivensiz beresiz atkisiz biraksin.
raki icerken hapsursunlar.caylari hemen sogusun.
ne igrenc bir programmis be hemserim.
anlatmayacagim bosuna beklemeyin.
bir de sunu dusundum, ulan! hasta olsak,televizyon karsinda yatsak ve kumandamiz yine arada sirada calisiyor olsa da atv'de takili kalsa o zaman boku yemistik iste..
neyse sakin olayim hasta yatmak konusunu dusunmeye yanima sevdicegimi de ekleyerek devam edeyim.
siz gidin,

cornell,marley sarkisi soylemis
indirin bakalim

http://rapidshare.com/files/176396114/Chris_Cornell_-_Unplugged_in_Sweden_-_08_-_Redemption_Song__Bob_Marley_Cover_.mp3.html

23.12.2008

ikinci isimi olmayan insanlar(böyle yazınca derin bir konu gibi)


bordeaux takımını bir başka kefeye koyarım.

''gözün aydın ben de delirdim bak en sonunda''
galatasaray lisesi müzik öğretmeni candan erçetin'in pop müzik aleminde çıkış çalışmasından ilginç bir taksim.

ikinci isimi olmayan insanlara ikinci isim vericem.
misal,
buket çiğdem solmaz.
komik gibi.

fanzin denince aklıma gazoz gibi bir şey geliyor.
bir de ismini vermek istemeyen bir arkadaşım ''senin fantazin'' anlamında kullanıyor bu kelimeyi.

yağmur yağdı postalları giydik.

madonna ne garip insan
cep telefonunun bir yerini karıştırıp düzeltmesi için torununu arayacağı yaşta
britney ile öpüşüyor.
çömelmeli danslar ediyor.
kolları da iğrenç ama açıkta geziyor.

fotoğraftaki conversin modeli star player galiba.
one star ile karıştırmayın bu daha güzel.

eskiden ''benim amerikada kuzenim var''dı
şimdi benim amerikada hem kuzenim, hem eniştem, hem halam var.

''şokella bulls'' demişti black top isimli turnuvada bazı gençler takımlarının ismine
o zamandan beri çıkmadı aklımdan.bir de blade filminin müğziğini çalmışlardı o turnuvanın isminden de fenaydı.

tabir-i caiz ise kaçızladım sevgili okur..

22.12.2008

klişe olmayan durum kişileri



bu durumu görüp de elimi sakalıma yahut başına götürüp ''hmmm, smmm, ummm, muhasır medeniyet, evet göresellik, sanat, dışa vurumculuk..'' falan demem ben.diyene de ne saygı duyarım,ne sevgi beslerim.(sevgi beslenebilen yegane duygumuz değildir!)



bu durumu da pek sevmiyorum.
seveni vardır o başka
ben sevmiyorum.
bir insanın kaşında gözünde metal parçaları olması gergin bir durum bence
o insan kendini, ''o insan'' olmaya motive etmiş olabilir ve her dakika bir ''çılgınlık'' özentiği yapabilir.
çılgınlık,çılgınlık özentiğiline göre daha delikanlı bir şeydir.
çılgınlık özentiğili ise kumaş pantolon ile fantastik sex arayışları olabilir.
sonuçta o kumaş pantolondur.
kemerini,düğmesini ve fermuarını çözdüğünüzde(kemer düğme ve fermuar denklemi) dirayetsiz gibi aşşağıya inecektir.



bu durumdaki bu abileri taktir ettim
evlatları ''baba,baba siz o zavallı 2000lerde ne yapıyordunuz?''dediğinde yukarıdaki örneklerden de cesaret alarak biz ''çok düzeyli işler yaptık,kendi sanat tavrımızı koyduk,bıraksalar rock grubu kurup müziğimize grubumuzun adını veriyoruz klişesinide gerçekleştirecektik ama dönem izin vermedi buna evladım'' diyebilirler.
bu arada da iki kere baba diyen çocuk güzel çocuktur,meraklıdır,heycanlıdır.



bu durumu da nasıl seviyorum anlatamam.(pembe olan kısmı değil,onun içerisindeki kısmı)özellikle de yukarıdaki insan kişileriyle karşılaştırdığımızda
gülen,güzel,gökçe(3g)
bir dönemin yonca evcimik tabiri olan ''ballı lokma tatlısı aman hadi hayırlısı'' etkisi ve ötesi yapıyor hayatta.
etkisi ve ötesi...ne biçimişim?

20.12.2008

"gokc ve oz kyif yapıyolar"



boylesine ic ice gecmis olmanin onemini anlamayanlariniz var ise
kafasina dan diye vurabilirim.

zira pek muhim bir degeri var.
en azindan bizim icin.

19.12.2008

film müziklerinden film çekmişler


eskiden eczacıbaşıydı şimdi değil
nedir?
avon.

bugün kızın biri bıyıklarıma baktı ve ''kızların kaşları incecik olur,senin bıyıkların'' dedi
ama bunu diyen kız kalın kaşlıydı
sonra ''patavatsızlık ettim galiba'' da dedi
yok dedim.

roberto carlos gibi frikik atmak çekti canım
baraja da koyucam sevmediğim tiplerden
abanacağım tabir-i caiz ise

kapı çok çaldımı
telefon çok çaldımı
ne yapıyoruz?
çat yapıştırıyoruz denizli kerhanesi gibi benzetmesini..
cuk oluyor.
sesli olaylar bunlar.

sınıflarda oluyor ya hani
çocuk kalmış,büyümemiş,şımarık erkekler
onlar hep takışıyorlar,çatışıyorlar birbirleriyle

kris kornel birazcık saç uzatmış.
pop alemlerine dalmış.
düdük gibi olmuş.

muallak mağzaları sevmiyorum.
bugün bir açık parfümcüye bir parfüm sordum
''bilmiyorum,bir ay,iki ay,üç ay gelir yani.'' dedi


high school musical'dan anladığım şudur
film müziklerinden film çekmişler
film müziklerini satıyorlar bir de


ayıp denen bir şey var sevgili okur
hatırlatayım dedim.
bir de insanın hapiste düşünmeye çok zamanı olur.

sevgili okur,akdenizi bilmeyen okurlardansanız .
benden sizlere DEV HİZMET!
akdeniz akşamları bir başka olmuyor.
azıcık serin gibi oluyor o da gündüz sıcak diye öyle geliyor.

ayakkabı mühimdir.
daha önce bahiseyledim mi bilmiyorum ancak
saç,kıçı ve pabuçu güzel olan dişi bir'e sıfır öndedir.
ben buldum bu kuramı
buna üç kuramı dedim.

2009 piyaytheoz okur ödüllerini 1 ocakta veriverip kurtulsam mı?
yapacak pek bir şeyim yok o vakitlerde

tanışmak ne garip şey.
adını söylüyorsun ona
artık ona selam verebilir ve ondan selam alabilir konuma geliyorsun.

şu mor balığa isim düşünün biraz
hatta ''bu ne biçim blogmuş'' diye bakan yeni birisi var ise aranızda sen de yaz lütfen.

wepcam dedin mi
a4tech derim
a dört tek demem

tepedeki 90'lardan kalma fotoğraftaki kişi benim.
deklanşöre basanı tanımıyorum.
antalya kolejinin düzenlediği bir şenlikte karikatür dalında haberim olmadan yapılan yarışmada 2. olmuştum.
karikatür dalında koleje gitmeden ödül almak birincilik gibidir.
bunu o zaman anladım.muhtemelen fotoğrafta da bunu düşünüyorum.

fransızca rumuzum olmadı benim hayatta
du bakayım bi bulayım

hadi siz şimdi gidin
ben bakayım.

18.12.2008

Kanla Karışık Yağmurlu



ter içerisindeki nemli bir halde uyandı.
etrafına bakındı, dağınık odasındaydı
derin bir 'oh' çekti.
mutfağa dogru yürüdü;temiz bir bira bardaği bulup içine bidonun dibinde kalan suyu doldurmaya karar vermişti ama öyle yapmadi,bidonu kafasına dikerek kana kana içti.
ağzinin kenarındaki suları sildi.
dirseği masanın üzerindeki bardağa çarptı,bardak yana devrildi masanın uzerinde dönerek ilerledi, bir tabancaya çarpıp durdu.
kız tabancaya baktı
önce korktu.
sonra cesaret topladı ve silahı 'ne olur, ne olmaz' düşüncesiyle yatağının yanına koydu.
uyumayı denedi fakat olmadı
silahı eline aldı biraz kurcaladı
yüzüne doğrultuğu bir anda silah patladı!
kanla karışık beyni,yatağının arkasındaki krem rengi perdelerle muthiş bir ahenk oluşturuyordu.
patlak kafası,geriye doğru eğilmis bir vaziyetteydi adeta güzel gerdanını sergiliyordu.
silah ateş aldıktan sonra kızın goğsüne düşmüştü ve dumanı üzerindeydi.
yatak kanlar icerisinde ıslak bir vaziyetteydi ve kız ter icerisindeki nemli bir halde uyandı.
etrafına bakındı, dağınık odasındaydı
derin bir 'oh' çekti ve birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladi.

Not:tamamen hayal ve meyal ürünüdür.

17.12.2008

ibibikler! ?


evet! geçen bunu düşündüm daha doğrusu senin bana aşşağıdan yukarıya doğru aşk ile sırıtmanı gözlerim ile irdeleyip sincap burnum ile algılamam ne kadar şahane üstelik unutulmaz bir hissiyat oluşturuyor diye düşündüm.

sevdiceğime yukarda yazdığım söylem ile seslendim az önce.


yoğurt ile ilgili ne çok seçenek var.
yoğurt lokantası var mıdır acep?

bazı blogçular yoruma neden kapalı?
vardır bir bildikleri.

keanuzo revasato
olası japon aslıllı brezilya vatandaşı keyanu rivs adı.

oğuz yılmaz adlı türkücü bir şarksında diyor ki
''benden dünya bankası borç istedi az önce''

yeditepe istabul adlı dizinin tekrar bölümlerini izlerken emre kınay'ın canlandırdığı karaktere bir komşusu Antalya usulu piyaz yapmış da o sahneyi görüştüm
dibim düşmüştü.

inter rail adlı organizasyon da çakma futbol takımı ismi gibi bir isme sahip.

1.içmeye su bulamasın.
2.itin g*tüne sokmak.
bu laflara dikkat!
ikincisine çok dikkat

osman abi evde mi
yani evde mii
osman abim gelir mi
bugün gelir mi
ibibikler ötmeden
osman abim gelir mi

sözleri böyle olan bi şarkıyıdinledik mi?
hemi de ne biçim.

sevdik mi?
en azından ben ve kenarda linki olan jetlag blogun naçizane yazarı,güzel insan gökçe sevdik.

''hepi topu'' demek komik geliyor bana

yeniden ince bıyıklıyım sevgili okur.
erkekler garipsiyor
kızlar sesini çıkarmıyor
seven kızlar da var.

gizlibahçeye gittim uzun süre sonra iyiydi
bar is good

bi neskafiye yapta hem okuyalım hem içelim.

dedem,
i-pod,güneşpod esprisi yaptı
yerelere yatar oldum gülmekten.

ismail, yk yerine Yurtiçi Kargo olsa ya
sponsor hesabı.

saitli şiir

sait efendi, sen gittin
ali haydara gitmek yalan oldu
sen varken de yalan olmuştu
ama olsun sebebim oldun ulen!

ben de tırt birisiyim aslında.

saçım da ne biçim oldu yahu
ne uzun ne kısa
pezeveng modeli de olmuyor pek
du bakalım.

15.12.2008

wizard of



mahalle içerisinde büyümuş olanlarımız az yahut çok bilirler ki,
mahallenin çocuğu olmanın kurallarından birisi de zil dediğimiz basit teknolojiyi kullanmamak ve mahallenin çeşitli yerlerinde bıkmadan usanmadan "anneeeeeeaaaaaeeeuuu" diye bağirmaktır.
kiş mevsiminde bile bazi mutfakların balkon kapılarını açık görmemizin sebeplerinden birisi de
işte budur diğeri ise "soğan kokusu çiksin"dir.

güzel bir cumartesi günü Gökçeye "en enn ennn fazla 1 ay" diye derecelendirdiği süre için "veda" etmiş ve o otobusüne binmişken
aklıma "anneeeeeeaaaaaeeeuuu" tonlaması ile "gokçeeeeeuuuuuuueee" diye bağırmak geldi.
otobüse baktım
kalabalıktı onu seçemedim
kalabalık otobüsler gibi en arkası daha boştu
gider herhalde diye düşündüm

birden "offf"layarak havaya baktım.
yağmur yok gibiydi.
nemli hissettim.

14.12.2008

insan kişileri.



keyanu rivs adlı zat-ı muhterem kişiliğin rol adlığı 3 adet film izledim
ve bu filmlerin hepiciğinde ''başka bir dünya mümkün.'' ideolojisi detaysız bir propoganda gibi işleniyordu.vardığım sonuç ise uğruna genç kızların hasta olduğu, dibini düşürdüğü, ağğğrrrh urrğğğh gibi kaba saba sesler çıkartdığı sayın rivs'in esasında the simpson dizisindeki ned flanders karakterinden,.. ne bileyim saman yolu tv deki sakallı amcalardan falan pek bir farkı olmadığıdır.

facebookta şimdi de ''sizi kimler x yapmış görmek ister misiniz?'' dalgası çıkmış.
ben soru ekini ayrı yazdım ama bazıların da yazmıyor
zincirleme reaksiyonlar bunlar.(reaksiyon zaten zincirleme olur)

siz de, arkadaş ilişki adı altında geçinciğimiz bazı insanlarla aslında salt tanıdık olduğunuzu farkediyor musunuz?

sürekli gördüğünüz ama diyologsal bir ilişli içerisinde olmadığınız insanlarla yolda karşılaşmak ne fena geriyor insan

sevgili okur varsa bi çayınızı içerim.
ve giderim.

6.12.2008

seyyah oldum yürürem. neçe haller görürem.


sevgili okur,
allah sizi inandırsın; beni karıştırmasın.

anahtar kaybolmalarına karşı kapıya bağlı bir uzaktan kumanda ile sesli ve ışıklı uyarı yapabilen anahtar üretme planlarım var.

dişiler lafım size
her zaman güzel giyinmeyin
bir süre sonra dikkat çekmiyor.

hergün gördüğünüz bir insanın bir anda saçına-sakalına değişiklik yapıp da
hiç bir şey yokmuş gibi davranması çok komik geliyor bana
ama gülmüyorum.

türk dil kurumu fesybuka isim verse ya ilkokul ahbabı bulgacı diye
bulgaç ne ya amma salladım.

topuklara sıkmak çok hoş bir eylem.
köpek gibi kıvranıyor karşıdaki
ben sıktım ordan biliyorum.
şaka şaka sıkmadım daha

beklemediğim anda espri gibi söylemlerime abartılı gülen bir hocam var.

arabayla resim çektirmek ilginç bir olay aslında

antalya da benim blendax güzeli dediğim upuzun ve canlı saçlara sahip bir şehir metalcisi var.
bugüm de gördüm kendisini
bir tek ben görmüyormuşum
saçlarını kapatan kız çocukları da gördüler
ki ki ki diye güldüler
garip..

kimse inanmıyor ama biz de rum göçmeniymişiz.

ctrl,alt ve del tuşlarına aynı elin parmakları ile basmak
işte bütün mesele bu

seyyah
seyyah oldum yürürem.
neçe haller görürem.
ıscak memlekette gezirem.
bu gocugu üzerime fazla edirem.

terletip duru beni gocuk
acudum, heman yimeli sucuk
hatunun tebessümünü beklerim azucuk
bilmem ki bu işleri nasıl yapucuk?

kurbanda kaç kişi ortak danaya girer bilmiyorum da
yine birileri arabalarıyla birbirlerine girecek
laf açılmışken kurban bayramı ile ilgili de ''kedi kesenleri hapse attınız'' dedim
kısa bir sesizlik oldu

laf lafı açıyor kötüydü
cem özerin kostümleri daha da kötü

(i will survive melodisiyle okuyunuz)
sarı burmalar.. gelecek yağlar.
düşündüm nasıl yakılacaklar?

antalya da bir lokanta çoşmuş
çayı,suyu,kolayı,ayranı,mayranı bedava veriyormuş
adres: saat kulesi yanı

dedenin bıyığını kesmesi babanınkinden daha etkili

bitirirken okurum çiğdem solmazı buradan pek taktir ediyorum.
çok sırıtma çiğdem.
canın sıkılıyor diye yaptım bu kıyağı.

fotoğraftaki kişi havai kaplumbağası muhittindir.

4.12.2008

insanlar


bu insanlardan birisi olmadigima sevindim.
o ne oyle yahu!

hem kalabalik
hem insan

tren.







binmedigim ulasim araclarindan biri de tren.
turkiye'nin lacivert kirmizi seritli trenlerininin goruntusunu fazlaca taktir ediyorum.
eskiden de krem rengi zemin uzerine siyah seritli eski minubusleri de taktir ederdim.
bunlar da aklima sari uzerine damali seritlere sahip eski taksilerden geldi.
dolmus ve taksiler artik eskisi gibi degil,
trenler ne zaman degisecek?
bilmiyorum da
okuzler ayni okuzler.

sevgili okur, yukaridaki yazim bazi klasik ozellikleri barindiriyor.
1-okuyucuya soru soruyor.
2-onerme veriyor.
3-eskilere gidiyor.
4-betimlemelere yer vererek okuyucunun aklinda resim ciziyor.
5-sembolik ifade ile bir deyimi harmanlayip okuyucun azicik kafasini karistiriyor.

evet bunlar da boyle seyler.

2.12.2008

sulu tipler


evet sevgili okur, konumuz dunyada saatlerin harcandigi "iliskiler"
okurum, nerede bir "siktirgit"ten anlamayan erkek var.bilin ki o erkek zamaninda o "siktirgit"ten anlamamasiyla ekmek yemistir,basariya ulasmistir.bir takim disiler,bir takim sebeplerle simartmistir bu erkekleri.
halbuki ingiliz yasli turist ile genc abaza turk garsonun iliskisine benzeyedebilirdi bu iliski ikisi de fena ama birincisi daha erdemli
erdem, onemli bir olaydir fazla erdem sahibiyseniz olgun bir goruntunuz olur.
bazi disiler olgun goruntunuz olmadigi icin sizi begenmeyecektir.
hemen olgun bir goruntu edinin ve gidin o disinin yanina
evet,evet! yanlis gormediniz yaninda adeta bir cocukla,bir bebekle geziyor.
........

evet bunu yazmayi denedim ve vazgectim.
neyse efendim
kendinize iyi davranin sulu tiplerden uzakdurun
hatta
guven erkin erkalin da dedigi gibi
"sert kalin,taviz vermeyin"

fotograf,duzenlemesi ve fotograftaki kisiler bana aittir.
kendim ile olan iliskime de ornektir.

not:persembe aksami tv8'de "mon ange" adli film var.
izleyin derim.

1.12.2008

3 MaymuN


trt. "cindirella man" adli filmi verdi
izlerken bir ara (artik nasil kaptirdiysam kedimi) boksore ugur getirsin diye yer degistirdim.
ilginc oldu.

antalya migros alisveris merkezi icerisinde bir magza var.
kosede kalmis bir magza,
ilginc urunler satiyor gibi tirt bir magza,
en alt katta bulunuyor bu magza.
girdim iceri "uzun bayan eldiveni ariyorum." dedim.
"hayir, yok" diye lafimi kesti dana gibi kadin.
yok desen yeterdi dana gibi kadin.

gecen cuma gunu dolmusa dogru kosarken bu adidas ustluklerin turbanli kizlar icin olanindan gordum bir kizin ustunde,
boyle normal fermuarlu adidas ustluk ama uzun diz kapagina kadar.
saskinliktan dibim dustu.

anil yusuf ve ben ananemin evinde bi mor sogan yemistik
anilin kafasi kasindi,
yusufun nefesi kesildi,
benim gozlerim yasardi,
3 maymun hesabi.

kres grubunun solisti allahima kitabima gokhan zan isimli futbolcuya benziyor.
nobre isimli futbolcu da haluk levente benziyordu.

dogru cevabi bulunca hemen isaretleyen ogrenci tipi varmis bende
tarih ogretmeni dedi
vardir bi bildigi

bazi kizlar sigara icmesin yahu!!

bayram geliyor bayram!
ciciler giyilecek ve gayet normal bir seymis gibi devam edilecek.

bayramli, ayranli bi siir yazdim ama
ya gonderecek kimse bulamadim ya da kontorume kiyamadim.
hayir, simdi yazmayacagim

guz gulleri sarkisi da iyi kayboldu.

doksanlarda bi oryantal arap sarkilari kasedi vardi.
ne felaket kasetti o
"aman seytan gorsun yuzunu"

ulusal kahramanlara tapinacak bir varlik gozuyle bakmak
kizlar yemez icmez ve gerisini getirmez felsefesiyle benzesiyor.

bi eski 45likler geyigidir gidiyor hadi bakalim.
ben cem karaca bilirim.

"karikaturun siluetinden taniniyorsa tamamdir" demisti birisi de kim demisti unuttum.
aslinda ayni sey insanlar icin de gecerli.
ben taninirim herhalde siluetinden.

baba- cevahir cok buyukmus.
ogul- yok ya ama essek gibi yoruyor.
baba-...
ogul-buyuk aslinda yahu.

tirt kelimesi yerine "siktiriboktan" deniyor ya komik aslinda o

son olarak bir sarki benden size
http://rapidshare.com/files/169145626/Taking_Up_Your_Precious_Time_-_Finally_Moving.mp3.html

30.11.2008

Güneşe Baktım


insanlar bana bakıyorlardı.insanlar genelde sabah birbirlerine bakarlar bunu bilirim ama bir öğleden sonrası için bu durum garipti.döndüm güneşe baktım.güneş arkamdaydı telefonumdan saate bakar gibi yapıp güneşin yansımasıyla onu ayna gibi kullandım. suratımda bir şey yoktu.
sol elimin işaret parmağını burnuma doğru bir parmak mesafesi uzaklıkta tutmuş bir sekilde ''yine anormal hissediyorum;bakın bakın, dikkatli bakın, anormal hissin suratı mı bu? şu burna bakın, o gözlükler ne ya?'' diyerek topluma seslenesim geldi bir anda.
neyse efendim.
fazladan olan etüt niteliğindeki o son derse girmeden çıkmıştım dersaneden.biraz yürüdüm. uzaktan bir minibüs göründü.
koşmadan seri adımlarla uzandım dolmuşa.
hedefim meltem taraflarında bulunan akdeniz üniversitesi çevresiydi.
meşakatli ve bol liseli öğrencili bir yolculuğun ardından üniversitenin önündeki üst gecitin altına geldim. fakat üst gecidin altında beklerken etekli insanların rüzgarlı bir antalya gününde benden rahatsız olabilekleri aklıma geldi ve hemen altlarına bakmak icin kafamı yukarı kaldırdım.
şaka, şaka
yapmadım öyle bir şey.

telefonum ile eylem adındaki eskiden beri arkadaşlığım olan arkadaşımı ''ben buluşma noktasındayım'' mesajı vermek üzere çaldırdım.
sağolsun beni hemen geri arayan bir insan kendisi.
bu sefer de öyle yaptı.
zira elde telefon ile çalmasını beklemek son zamanlarda garip hissettiriyor beni.
yakın mesafe içerisinde birbirini bulamayan insanlarınkine benzer konuşma olan konuşmamızı ''gördüm seni'' ile bitirdikten sonra havanın soğuk olmasından bahis ederek metropol isimli kafeye giriş yaptık.entegre olacağım masada oturan insan sayısı benimle beraber altı olduktan ve tıpkı bir genç gibi insanları selamlayarak yerime geçtim. masadaki bir kimsenin yediği köfte ekmeğe gözüm takıldı ve kafelerde yemek yemek ve kazandırdıkları üzerine kısa bir süre düşündüm.bu sırada ''ee daha daha'' gibi sorulara cevaplar da düşündüm hatta aynı soruları sordum bile.
kaç kişi ve nereye gidileceği hakkındaki detaylı merakımı da giderdikten sonra arkadaşım,ben ve onun 'abla' kod adlı köfe yiyen arkadaşı.bir araca binmek üzere akdeniz üniversitesine yöneldik. kapıda kimlik kontrolü gibi bir şeyler varmış.kızlar biraz uzaktan gösterirken kimliklerini.
ben ise akdeniz üniversitesi öğrencisi olmadığımdan dolayı sahip olmadığım kimliğimi ''gerekirse gösteririm'' der gibi bir tavır ile elimi cüzdanıma atarak geçtim kapıdan.
kısa bir yürüyüşün ardından.ulaşımımızı sağlamak üzere tahsis edilmiş araca biniş yaptık.(cümleye gel)
eylem ile servisten arkadaştık bilmem kaç yıl sonra yine bir servisin arka koltuğuna oturuyor olmak garip ve nostaljik gibi gelmişti.
falza abartmadık zaten iyi oldu.
kapı ilginç bir ses ile kapandı şaşıracak ilginç sey ararcasına şaşırdım.biraz kapılardan konu açıldı ardından her servis gibi bir süre bekledikten sonra yola çıktık.
yolda drama derslerindeki konuyu geliştirmek için benden yardım isteklerini söylediler. başımla beraber dercesine başımı sallayarak deneyelim dedim.bir ara telefonum çaldı, arayan sevdiceğim gökçeydi.bir kaç dakika kendisiyle güzel güzel konuştum.
diğer zamanlarda ise kah servsin arka koltuğunun ne kadar dar olduğunu düşündüm,kah temelini atmadığım muhabetlere girdim.
etrafa bakındım ve ''burası neresi yahu?'' dedim antalyayı bildiğini sanan ben, soruyordum bu soruyu.
etrafa bakarken bir adet trafonun camiiye benzer şekilde boyandığını da ilettim bir süre irdeledik trafoyu.(trafo da ne biçim kelimeymiş) ardından çevredeki eczane bolluğundan tıp fakültesi civarından fazla uzağa gitmiş olamayacağımızı düşündüm.
ve bir eczanenin ''ahatlı eczanesi'' yazan tabelası ile bu gereksiz telaşıma da son noktayı koydum.
yol bitmişti ve güzel bir binaya giriş yaptık.
kapısında büyük harflerle SUNA-İNAN KIRAÇ
EĞİTİM PARKI yazan bu yer Türkiye Eğtim Gönüllüleri Vakfı'nın binasıydı arkadaşlarım gönüllülerdi, ben ise gönüllü bir misafirdim.
içeride çocuklar vardı.birbirleriyle şakalaşıyorlardı.
4 numaralı eğtim odasına girdik. bazı etkinliklerin ön hazırlıklarını yaptık.bu sırada yaka kartından abla kod adlı kızın tanışırken öğrenip sonradan unuttuğum ece olan ismini de tekrar öğrendim.
çocuklar sınıfa doluştu.çocuklara kendim tanıtıldım.
çabalayarak kısıtlı bir süreye 3 etkinlik sığdırdık(bu önemli bir şeymiş)
süre bitti.
birer kahve aldık ve binadan çıktık.
durağa yöneldik.öğretmenliklerini abartmadan yorumladım.
abartılacak kadar iyiydiler aslında.
otobüs çabuk geldi kahvemden son bir yudum daha içerek kahvem ile vedalaştım.
eylem'in ise veda yöntemi ince sigarasını kahvesinin içine atmaktı.otobüse bindik.şehir merkezine daha da yaklaştıkça otobüs kalabalıklaştı benim yolda aklıma camii şekilindeki trafo gelmişti.biraz üzerinde düşündükten sonra az önce yapılan işin camii şekilde yapılan trafodan daha
hayırlı bir iş olduğuna karar verdim.
yol uzun otobüs kalabalıktı biz çeşitli konulardan konuştuk.
bir ara ece'nin midesi bulandı.ben o sırada üçümüzünde gözlüklü insanlar olduğu üzerine kafa yoruyordum o sebeple konuya pek hakim olamadım ama sonradan edindiğim enformasyona göre kendisi yediği köfteyi suçluyordu.
ineceği durağa kadar dayanma gayretini gösterdi üç gözlüklü insan olarak tesadüfen aynı durakta inmiştik.
ece temiz havanın etkisiyle ''iyiyim'' onayı vererek yürüyen merdivenli üst geçitten karşıya geçti.
biz iyice soğuyan havadan konuşarak ve üşüyerek biraz daha yürüdük.
eylem evine giden yoldan evine doğru döndü.
ben karşıya geçmek üzere trafik lambalarına doğru yürümeye devam ettim.
o sırada farkettim:
insanlar bana bakıyorlardı.insanlar genelde sabah birbirlerine bakarlar bunu bilirim ama bir öğleden sonrası için bu durum garipti.döndüm güneşe baktım...

28.11.2008

ayaklarima hint kara sulari indi


cok sey birikti yazicam hepsini de
du bakalim...
birikti dedim ama yanlis anlasilmasin not alacak defter almadim hala ama telefomun taslaklar bolumunu sonuna kadar kullaniyorum
gerci yolda yazmasi zor oluyor ya
du bakalim...

samanlikta ignenin ne isi var yahu?
olsa olsa iki gonul olabilir samanlikta
onlarin da niyeti belli

cizgili modasi bitti mi ne?

bir sey farkettim krizden guzel kadin kiyafetcileri pek etkilenmemis

"ben okuyamadim siz de okuyamayin" desin birisi de.

mudahale,operayson tibbi isler bunlar.

ki$ gunu de dinleniyor manu chao
bereyle falan guzel gidiyor
gerci bereyi de yaki$tirmiyorlar herhalde de
du bakalim...

bir kli$e
"koca yaz gecti daha denize ayagim girmedi"

fotograf ve omuz bana aittir.
fotografi da omzu da uygun fiyattan satabilirim.
---------------
saygi ile bitirdim.

24.11.2008

hikaye-i ser


'hikaye'ydi adi, marjinal anne babalarin kizlarina koyduklari deneysel isimlerden bir tane daha olmaktan cok daha oteye gidebildigi bakislarindan ve durusundan fazlaca belli oluyordu.
adimlarini genis genis atiyor,
kulaginda muzik calar olmasa da bulutlarin uzerinde ziplarcasina oynaya oynaya yuruyordu.
bozuk para adinda bir sey uzerine uzerine hafif bir hizla yuvarlandi.
daracik pacasinin altinda duran beyaz uzerine lacivert cizgilere sahip bez ayakkabisinin burnuna carpip "tiririnininiiniininininibiiraaaabuuup" sesiyle durdu.
paranin pesinden beli yere dogu bukuk bir sekilde kosan muhtemel sahibi geldi.
yeni yikanmis gur,dalgali ve kabarik saclari,kanvas kumastan ince bir ceketi ve yesil tonlarin hakim oldugu atkisinin altinda sagda solda pek goremeyeceginiz cinsten bir kolye gorunuyordu.
esmer tenli elleriyle uzandi paraya
kafasini kaldirdi
hic konusmadi
hafifce gulumsedi.
iyi anlasiyormuscasina onay aldi hikayeden.
hikaye adini soyledi
merhaba tonlamasi ile "hikaye" dedi
kiz
"yok yok tamamen gercek" dedi.
derin bir nefes aldi
elindeki paranin ne kadar gercek oldugunu ve dunya duzeninin ne kadar kotu oldugu ile alakadar bir dunya laf etti.
hikaye, biz coktan gectik o ayaklari dercesine bakis atti ve
"inim kafeye gidecegim arkadaslarimla bulusacagim gelmek ister misin? belki adini bile soylersin?" dedi.
"hah" dedi kiz
boydan bir suzdu hikayeyi ve "masallarla isim olmaz kiziiiim" dedi.
"aman senin hayatin masal olmus be" diyerek kizil renge boyali kivircik saclarini arkaya savurdu kosmadan seri adimlarla yoluna devam etti hikaye

23.11.2008

helak olmak is perfecto


yazmaya calistigim hikayelerime baktim hep karsi cinslerin iliskileri uzerine yazilmis.kafamda kuruyorum
bi ara iki disi hikayesi yazacagim.
oyle kadinlari anlamaya calisan insan olarak degil de
adlandirmadan sadece bildigimi sandiklarima olabilir.

sen teksindir
o da tektir
siz olamazsiniz
baska bir sey olurusunuz
siz olamazsiniz

caya seker atmiyorum artik
yumurta yemeyi de birakmistim uzun zaman once

kalin kelimesi ile alakadar kelime esprisi yapilmasin.

3 yildir 3 telli bir klasik gitarim var.

daha kotu yazsaydim.

saclarim ile ilgili birisi peruk esprisini yapacak oluyorsa ondan once davraniyorum.
ne hayatlar kurtariyorum bi bilseniz.

hayat basketbol gibidir
topu potaya sokmak yahut sokturmamak icin silahlar gelistirirsiniz.
topu yere vurmadan bi yere gitmek yasaktir.
takim olmak gerekir genelde.
birebir de etkili olmak yetmez.

"leb demeden le bron james"
Omer Sahin Gultekin

uzun uzun feridun duzagac
dokuluyor yapraklar
ben atama doymadim
doysun kara topraklar

elektro gitari o kadar seviyorlar da
elektro davul olunca mirin kirin oluyor.

bildigin guzel sacliysa insan
o insan onden yurumeli bi kac adim
arada yaninizdan gecmeli hizli adimlarla
sampuan kokusu kalsin ardinda
bana kokmaz o ayri

"beni koysan bende oynarim o takimda" dedirten takim surekli bir basariya sahip olamiyor

guneri civaoglu ne ya
korku filmi gibi isim
tipinden hic bahsetmiyorum bile

beduk adli kisinin yeni klibi guzel fikire sahip.

kisa film dedigin cok ilginc olacak.
kisalar oyledir cunku.

40 gun 40 gece dugun yapanlar oglen vakti ara mi veriyor?

"artik gel nerdeysen"
Aylin Aslim

artik kel neredeyse
E.Oguz Baycin

nerede bir mizahci var bakiyorum hop heykel mezunu
ben de girecem en sonunda.

"hic bir sey gece kadar rahatsiz etmiyor"
Replikas

"hic bir sey olmazsa hic bir sey yapmam"
Gokce Tufekci

gulcemallerini goremedigim disi arkadaslara selam olsun
erkeklerden gulcemalli olmaz
en falza cemal olur.

22.11.2008

chance


bir okur sevgisi var icimde sormayin sevgili okur.
neyse baska bir sey anlatmaya baslayayim...

bir aksam dream tv ekranindaki advanced adli muzik programinda arada sirada cikan guzel sarkilara denk gelmek uzere ekranin basindaydim.
bir adet gruba denk geldim.
cikarttim cep telefonumu taslak olarak kaydettim sarkici toplulugun ismini
bu arada da ne kadar yavas bir telefon yazari oldugumu dusundum.
bi ara bilgisayara bu toplulugun isminini yazip populer sarkilarindan bazilarini indirdim fakat dinlemek kismet olmadi.
. . . . . . . . . . . .
neyse efendim gel zamaz git zaman cuma aksami gecenin ilerleyen saatlerinde tila tekilanin programini ilzleyip "bu ne lan" dedikten sonra uyku alemlerine daldim
. . . . . . . . .
sabah oldu 2'si 1 arada kahve icerken amerikan kahvalti sistemini dusundum ve ayni anda zap yaparken bir tv programinda erdil yasarogluna denk geldim.
oturdum taktir ile izledim.
programin sonunda bir jenerik muzigine dikkat kesildim.
"adini sanini bilsem de indirsem" dedim.
oglene dogru bilgisayari actim.
o indirdigim grubun
indirdigim sarkilarindan bir tanesi o sarkiymis zaten.

sansli bir insan miyim?
oyleyim galiba
siz varsiniz diye de olabilir.
alin benden o sarki sizlere!!
http://rapidshare.com/files/166216468/Clinic_-_Come_Into_Our_Room.mp3.html

fotograf ve el izi bana aittir ozleyeni var midir bilmem? ama duyurulur
elller gunaaaahkaar dilller gunahkkaaaar

18.11.2008

her turlu album kapagi video klip ses kaydi fotograf grafik animasyon



durmuyorum yaziyorum gibi oluyor ama olsun
az once bir tv kanalinda doktor soyledi.
cok burnu kanayanlar beyin kanamasi olmazmis.
hani var ya durup dururken burnu kanayan insan.
benim o
merhaba?
"beynim kanamasin ama kalbim kaniyor, gozlerim kan agliyor" da diyebilirmisim iyi ki dememisim.

kendince muzisyen arkadasim dart adli muzik grubu'na bu klibi yapmam.
beklenmeyen bi sekilde klibin alip yurumesi ve bir gun solist onura hadi su melankolik nobetleri soylesene diye bir telefon gelmesi.garip isler bunlar.
sonra gaza geldim.bosver adli sarkiya da klip yaptim da o pek tutmadi galiba...

"issiz adam"a gittim iyiydi

"ben nivyork havalaninda muhammed adli kiley gordum,kocaman"
derya baykal

tepedeki video,kuzenim anil ile bilgisayarda fotograflari ardarda oynatarak elde ettigimiz bir videodur.
videodaki yakisikli bizzat bendenizdir.

gittim sevgili okur.

17.11.2008

aslında var ya...


benden uçak da kaçan da kurtulabilir.
gidemeyeceğim peşinden vallahi.

sevgili okur, kötü insanlar aramızda içimizde dolanıyor.
bir samimiyet seviyeleri var onu azıcık zorlarsanız hemen trişko edebiyatlara dalıyorlar.''aslında kötü birisiyim,ne kadar kötü birisiyim,uff çok kötü birisiyim,bütün kötülüklerin anasıyım adeta'' diye.

boşver kelimesinin ingilizce karşılığını ne kadar geç öğrenirseniz o kadar daha az tripkar bir insan olabilirsiniz.
yine de belli olmaz tabii.

o alttan bağlamalı bodylere kızlar arasında "namus badisi" diyolarmış.
jetlag adlı blogçu kız(tanımıyormuş gibi ama yazılıyormuş gibi yapıyorum bak bak)dan aldığım bu bilgi fevkalade etkiledi beni.
beliniz falan güzelse açık kalabilir.

kapüşon sevmem.
hala sevmem.
hiç sevmem.

her kim ki bizi bilmiyor sanıyor, ''google diye bir site var oraya yazın'' diyor bilin o insan sizinle uğraşamaz.

uykulu şiir
uymak ne güzel.
ne güzel uyumak.
ne uyumak güzel.
güzel uyumak nedir?

ne zencisevgisiymiş bu arkadaş
zenci de olsa amerika amerikadır.

hintli ingilizcesi ne güzeldir.

sokağın sesi denen şey hiç edebi, hiç anlamlı, hiç derin... gelmiyor bazen.


kurbağa olsam prensese yüzvermem
sosyetik kaltak derim ona
kurbağa dediğin huysuz olur biraz.

deneme sınavı cevap kağıdındaki adres bölümün dersanenin logosunu süper bir şekilde çizmem
ve yanımdakinin inanmayıp tekrar çizdirmesi
ve önceki gibi çizemem
ne biçimmiş...

bu mevsimde bir gömleğe sırf kişisel tatmin için bir gerizekalı ''masa örtüsü''benzetmesi yaptı ya...
tamam olduk.

eli güzel olanın eli güzel olur.
ayakları büyük olanın ayakları büyüktür.
bunlar genelde başka şeylere orantılı değildir.
yalnız kollarımızı iki yana açında elde edilen uzunluk boyumuza eşittir.
bu demektir ki:omuzları geniş olanın kolları kısa,kolları uzun olanın omuzları dardır.

içerisinde ben,onur eser ve kivi çayının bulunduğu objektife murat kocakaplan basmıştır. ve ben aslında çok yakışıklıyım sevgili
dişi okur.
güle güle

16.11.2008

are you human?


benden selam olsun beyin gocune.

en kotu sey isi gucu olmayip da hep isi gucu varcasina mesgul olmak.

bazi muzikler ile 70lere donuyoruz kosarak.
madcon,
solange knowles,
sonny j,
ornekler bunlar.

q klavyesini f klavye yaptiginiz insan artik yitik bir insandir.

enfeksiyon hic fransiza benziyor mu?

pil copu diye bisey var.
hasta etrafinda da tibbi atik copu vardi ilk gordugumde aklim gitmisti
turuncu gibi bir de
abov!

"anladiysam arap olayim"
"bu islere fransiz kaldim"
"bin develi kurt agasi gibi oturmayin"
yabanci sevgimiz de hic bitmez.

gecen gun sokakta ayakkabinda galos ile gezen adam gordum.
milletin ne degerli ayakkabisi var yahu?

dazlak trasli kizdir beni uzun uzun dusunduren.
bir de abartip kisacik saclarini boyatmissa, bitmisimdir ben.
kokunc musun,
marjinal misin,
gonulcelen klip kizi misin
nesin?

utaka diye futbolcu var cocuklara soylenen "tu, kaka, ciss" gibi
gerci, cocuga "tu,kaka,ciss" dedikten sonra o cocuk niye aptal olmasin o da var.

benzin ve tup kokusu iyidir.
aptallik yapip olmemizi engeller.

bu sehirde bi tane elaman var
cuceye bir adama benziyor.
ama cocuk yani
oyle cocuk siz dusunun
beni gordugu yerde surekli bakyior.
"hayirdir" gibisinden bakyiorum.
bos bos bakiyor.
bicagi saplayacagim iki kasinin arasina
o olacak

kaderde bir dakika ile alisveris magzasinin kapanisina yetisememek de varmis.

nescafe 3'u 1 arada erimiyor suda
jacops mis gibi

ingilizce sozlu hafif bati muzigi deseler ya beatles icin de

o degilde zenci bi baska
cok baska

pastirma yazi kokmasin ?!8*+?

nerede bir gencler diye selenen insan var,
bilin o babacan insan.
"o dedigimi de yaptigimi yapma" insan.

dusununce opusmek komik
ama cok dusununce?

celiskili siir
var misin? yok musun?
yar misin? sevdicek misin?
alir misin? atar misin?
olur musun? oldurur musun?

havaalanlarinda bagaj ambalajlama isi varmis deli para kazandiriyormus

john lenon'un susurluk kazasi ile alakasi olsa ya
ulkucu beatles senlikleri diye

o kadar erkek en fazla mac yapabilir.
kizlar pek muhimdir.
insanin oturusu kalkisi degisir.

forma dedigin klasik olur.
ne o oyle modern cizgiler...

"peeeh" diyordu yasemin yalcin
surahi hanimken
o da degisik bir donemdi.

urartu medeniyeti nedir ya?
urperti gibi ismi var.

bu arada medeniyet kelimesinin kokeni medine kelimesinden gelir.
bilin.

ne zaman assagida gurultu olur
hic kafami uzatmam
pencereden aci bulurum oyle bakarim
ayna oyunlari yaparim gerekirse
bu kafa lazim, ne olur ne olmaz
di mi ya?

15.11.2008

it's mine


benim fotografimda gordugunuz hersey bana ait.
benim ayaklarim ve kaplari,
benim pantolonum,
benim coraplarim,
benim dersanemin catisi,ve korkuluklari
benim sehrim ve santiyeleri,
benim keyfim...


evet insanoglu olarak temelde biribirimize karsi ayip olmasin diye ve iklim kosullarindan falza etkilenmemek icin giyiniyoruz.
kimilerimiz guzel de gorunebiliyor.

kimi kurumlar tarafindan aldigimiz derslerde basarili olmamiz bize devam hakki vermiyor ve kimi kurumlarca bizlere ders verilmesine devam ediyoruz.
kimilerimiz etmiyor.

sehir hayatini olusturdugumuzu zannediyor aslinda sehir hayati tarafindan var ediliyoruz.
kimilerimiz kacip gidiyor tabii.

yasam alanlarimiz bizlere yetmiyor gok yuzunden calmaya devam edior biraz daha dikine dikine yariyoruz dogayi o da yetmizor yikiyoruz biraz daha yukari cikiyoruz sonra tekrar....
kimiler yapmiyor tabii.

ne kadar yukari cikarsak o kadar korkuyoruz.korkuluklar dikiyoruz cunku daha oncelerinden ogrendigimiz bir sey ne kadar yukardan dusersek o kadar fena gebeririz.
kimileri gebermiyor tabii.

bir de bazi seyleri anlamamaya programlanmis olanlara anlatamiyoruz.
fotograflar cekiyoruz.anlayan anliyor
anlamayanlarda az degil tabii.

14.11.2008

fotograf komaya usenmedim


"yemin ediyorum ,tebrik ediyorum" vardi bi zamanlar halen kullanan varsa onlari yemin ediyorum tebrik ediyorum.

Bugun farkettim, icerisinde kendimin oldugu video goruntulerine bakmaktan nefret ediyorum.
zira baktikca kendimi sevemiyorum.

Teoman'in renkli ruyalar oteli sarkisinda "simdiiiiiiiiii dusununce" dedigi bolum cok komik, cokomilk.

Nerde bir karsidan karsiya gecmeyi tasit yolunda bekleyen insan var.
bilin o insan, tezcanli bir insan.

"benim duzenim daginiklik abi" demesin artik kimse
girmesin o triplere
baksinlar yeni yeni tripler cikmis
onlardan desinler.

"konumuz hep digerleri"
imza: yasemin mori

"kodumun *pneleri"
imza: turk taraftari

hayatin sirrini 3'u 1 arada kahve icerken tartisip unutmak istiyorum.
oylesine sig olayim?
oylesine uyduruk kafe insani olayim

issiz adam'a gidicem galiba pazartesi
jeymis bon da bekledigimden iyiydi
cok rezil bir sey bekliyorum
rezil bir sey izledim.

sevgili okur,super bir tespit yaptim ama karikatirunu cizecegim icin anlatmiyorum.

uykusuz dergisinin populer cizgi karakteri firat'in albumu cikiyorumus.
album derken,cizimlerinden olusan album
yoksa 'eneee' diye muzik albumu degil

bisiklet severim aslinda
ama eski model olacak
suspansiyon cikti mertlik bozuldu
bir de
dikkat ettiniz mi?
bisikletcilik de giderek olen mesleklerden birisi

bal tutan parmagini yalarsa bence sofra adabina uymaz,
show t.v. de yemekteyiz diye bir yarisma var ya
o da tam bir gizli populer program
biliyorum tum turkiye izliyor onu
"var misin yok musun" da oyle baslamisti
sonra ne oldu
"abartan adamlar" geldi
boyle bu isler.

camide meksika dalgasi yapmak yaziyordu eksi sozlukte
gorunce nasil guldum?

"alttan baglamali body" lafini ilk duydugumda uzun bir sesizlik kaplamisti icimi
o ne lan oyle felsefik gibi.

oss'de pskoloji sorulari sosyal 2 bolumude cikacakmis.
yumruk yaptigim elimin yan kismina diger elimle tokat attim esit agirlik ogrencilerine dogru
cuk oturdu.

kendime not "o friends dizisinin tamami izlenecek"

kivi cayi ictim bugun
iyi oldu
bi sure daha abidik gubidik cay icme ihtiyaci hissetmem gari

aysu baceoglu icin seksi manken yazmislar
cok guldum.

sabah gazetesinin gunaydin diye gazete eki olmasi sizcede abartili bir tenasup degil mi?
aksam gazetesi de onlarin degildir umarim.

siyasi kli$eler geliyor hazir olur.
1-"vatanda$in anasini aglatiyor bu belediye"
2-"cevremdeki herkes chp'ye oy verdi e kim oy verdi bunlara"

arkadasim anlattiydi ozgur diye bir arkadasi hazirkartin reklamlarinin patladigi siralarda nol karaibrahimgil'in soyledigi reklam slogani ile aciyormus telefonu
-alo
=alo ben ozgurum.

"cool kole olmak" yazilmasin artik.

boyoz yiyorum bi kac sabahtir.

porno meraki olan kizlara diyorum ki
japon pornosu farklidir.

12.11.2008

der-i temasa


deri ceket mevsimi gec olsa da geliyor antalyaya.
aksamlari daha da serin oluyor ya giyilir yani.
bu aksam hayatimda ilk defa jeymis bond filmi izleyecegim.
tohumuna para saymadim diye izliyorum sagolsun avea ismarliyor.
bir kisilik bos yerim var kimseyi de bulamadim.
arkadaslarima da cikmis o yuzden bulamadim.
olsun, benim hep bir kisilik bos yerim var.
ceketimi koyarim olmazsa oraya.
koyamadigim zamanlar da olacak.
bu da candan ercetin'in elbette sarkisi gibi oldu ya
idare ediverin garii.

11.11.2008

diyebi




gunumuz ogleden sonra pembe dizileri gibi onemsenmeyen, izlenmeyen, takip edilmeyen bir yazarim galiba?

ha bir de
"planlara dahil edilmeyen"im

cok guzel sirt cizebiliyorm gecen gun onu farkettim
hep sirtlara bakmisim galiba

aralarinda baglanti var midir pek bilmiyorum?

keyfim de yok zaten.

akvaryumdaki sari baligin ismine gokce diye bir kiz
yesile de cigdem diye bir kiz
talip oldu
"istekli olan" diye bir kiz varsa soylesin
yeni baliklar da alabilirim
olanlari da satabilirim

keyfim yok zaten

10.11.2008

Efes Pilsen Blues Festival 19

toshiba ts 608'im bazen bekledigimden cok daha guzel fotograflar cekiyor.
bazen ise titremeye merakli bir Azer Bulbul gibi titrim titrim titrek fotograflar cekiyor.
gecen cumartesi gunu efes pilsen blues festival tarihimin 4.konserindeydim.
sahne yani hoparlorlerden birisinin uzerinde kendime bir yer edinmisken de bazi fotograflar cekebilme imkani buldum.cephe acilardan da cektigim fotograflar oldu.gelin simdi sizlere adeta bir cocuk kitabi gibi fotografli,kisaca yorumlamalar yapayim ha?
(bu fotograflari da feysbuka da le labum de blues adi altinda album yapayim diyorum izin vermiyor niyeyse)

kapilar 18-30dan biraz daha erken aciliyor ve kapida yigilma olmamasina cok dikkat ediliyor.
biletsiz arkadaslarinda kenardaki standlardan aldiklari biletleriyle girdikleri sirada tas catlasin 10 dakika beklersiniz.
artik her yerde gordugumuz metal dedektorlerinden gectikten sonra biletimizin yarisini gorevlilere teslim ettikten sonra iceriye girebiliyoruz.
antalyadaki salonun sicakligi ilk baslarda iyiydi ancak konserin ilerlemesiyle icerisi haliyle sicak bir hal aladi.
sizde eger gidecekseniz bunu dikkate alip giyinmenizde fayda var.
iceriye girince sizi Efes Pilse'nin cesitli urunlerini sattigi standlar karsiliyor.burada cok guzel urunler var ama bazilarinda essek kadar efes pilsen yaziyor.
fici bira 5 ytl idi tam bakmadim ama fiyatlar gecen sene ile ayni olabilir.
etrafiniza baktiginizda ise gelen insan kitlesini ister istemez siniflandiriyorsunuz.
kalabaliktan- seyreklerine dogru sirasiyla
1-orta yas ve uzeri teyzeler dayilar(agir bir goruntu icerisindeler.)
2-18 yas alti metalci,rocker(?),punk,vs gorunumlu ancak her muzgigi dinlerim havasinda olan ve sinif arkadaslariyla geldigi belli hevesli bakislara sahip gencler.(kizli erkekli topluluk oluyorlar)
3- 20-25 yas civari olayin hakkini veren insanlar (bunlarin disi olanlari guzellik yarisinda gibi birbirlerine bakarken yanlarindaki erkekler ise uzerlerine aliniyordu)
4-kari kiz muhabbete gelmis danalar.
5-gayler yahut gay gibiler.
6 -neden orada oldugu hakkinda hic bir fikri olmayanlar.

ilk once sahneye tek basina Watermelon Slim cikiyor ve onundeki masaya yatirdigi gitariyla ilginc bir teknikle harikalar yaratirken disleri dokulmus agzindan okuyor mavi masallarini
bu esnada da kari kiz ayagina gelmis arkadaslar, "adamin disleri dokulmus hala konusuyor m.na koyyum ya, len ne diyon len!?" gibi sesler cikartiyor aldiris etmeyiniz.
bu abimiz cosmaya eglenmeye gelmis insanlari biraz bunaltsa da muzik kulagi geliskin insanlarca fazlasiyla taktir topluyor.
zaten isi fazla uzatmadan sahneyi birakiyor.


Sharrie Williwams ve ekibine sira geldiginde ise sizinle isi bittiginde "aman allahim o nasil kadindi" diyeceginiz bu kadin sahnede inanilmaz bir performans sergiliyor.zaman zaman attigi tiz cigliklarla az once saydigim 1,4,6 numarali insanlarin kullaklarini tikamasina yol aciyor.
seyirciyle iletisimi de muhtesem olan bu hatunun performansi sirasinda zaman zaman oturan pek kimse kalmiyor.
kalcalar bir saga bir sola giderken 4 numarali toplulugun gozleri de ayni tempoya ayak uyduruyor. agirlikta olarak hafif tempoda sarkilar soylese de bir-iki sarkiyla seyirciye golden shot yaptiran Sharrie sahneden inerken seyirciden gelen "a-aaaauuuvv" sesleri az sonra
baslarina geleceklerin habercisi gibi duruyor.


sahneye, "efsane babanin efsane oglu" olarak tanitilan John Lee Hooker Jr. cikiyor.
temposu yuksek sarkilariyla ancak "aman allahim eglenmeliyiz zira biraz sarhosuz galiba " kitlesini eglendirebilmesi ile vasati pek asamiyor.
beklentisi yuksek kimselerde hayal kirikligina yol acabiliyor.
o da isi cok fazla uzatmadan saatler 12 ye biraz yaklasirken "boom boom boom" sarkisinin sonunda "good nigth" direyek noktayi koyuyor.

konser cikisinda bir kirmizi bir mavi gitar seklinde iki plastik anahtarlik ve afis dagitiyorlar.
atin cebinize,
gidin evinize.

9.11.2008

"çips çips"


dun ilkokul yaslarindaki kardesimin elinde findikli cips gordum.
hemen baktim tadina,
bildiginiz rezalet.
cips demisken en guzeli mor olan citostur.
bifteklidir harikadir.
en cok taso ondan cikar.
o kadar guzeldir ki, buyuk boyu yoktur bunun. (eeeh)

ketcapli cipsi de sevmemistim.
siz, benim icin fistikli, peynirli ve biftekli cips paketlerini yanyana koyun,
renklere bakin bakalim ne olacak?

bir de sarki
http://rapidshare.com/files/162112958/Watermelon_Slim-_Check_Writing_Woman.mp3.html
indiribilis!

zerre kadar sevmem 007


"sende olmayan her beyin için 1 dolarım olsaydı, 1 dolarım olurdu."
squidward isimli karakterin felsefik gibi duran ve nasil bir ifadeyle soyledigini az cok tahmin ettiginiz soylemidir bu.

bazi insanlarin tiplerinden destekledikleri takimlari anlasiliyor genelde sarisin uzun sacli iri yapili er kisiler galatasarayli oluyor.(guzel insan gokce tufekciyle de yasayarak bir kez daha tespit etmistik bunu.)
yusuf adli arkadasimda da besiktasli tipi var ama nasil var anlatamam.
fenerbahceli kizlar galiba daha rahat tahmin edilebiliyor. galatasarayli kizlarda biz yaptik bir ettik gibi bir hava oluyor ezbere konusuyorlar genelde biz sizi 7-1 yenmisiz diyorlar.fenerbahcelilerde iste daha bir rahatlik goruluyor.

efespilsen blues festival'e, e.p.b.f. desem kimse anlamaz herhalde.
sharrie williwams ve ekibi inanilmaz caliyorlar.
hooker'i pek gozum tutmadi.
watermelon slim de fazlasiyla taktirlik.

parmak kitlatmak gorgusuzluk olarak kabul ediliyor galiba.
berberde boyun kuturdetmek vardir bir de
ki abov yani.

bir urun icad edersem ya su fiyatindan ucuz saticam yada bir paket sigara parasina es deger bir fiyatta saticam.
vatandas buna inaniyor, bunu seviyor.

pull and bear iyidir.(tekrar saol tj)

yeni bir icat uzerinde dusunuyorum su ara son asamasina gelince yazicam buraya
vazgectim once noterden tastik alayim.

isim ne garip sey kendinizinkini surekli duyuyorsunuz, pek soylemiyorsunuz,soyleyince icten ice garip geliyor cok normal gibi yasiyorsunuz.

nerede bir rak muzige rok diyen var.
3 puanli ligde ona veririm 3 puani.

show tv adli kanalin, "araklamaci gazeteci zikri" ve deve cuce formatli habercilik anlayisinin allah bin belasini versin hatta 15.000 belasini versin
anlayan anlasin.

eski turk filmleri,yenilerinden hala daha guzel.
yenilerinde eski tadi yakalayanlar daha daha guzel.
turkiyede romantik komedi daha once yapilmadi diyenler halt etmis.

saclari guzel olan kiz 2-0 onde baslar bir cok seye.

3 ayda bir dazlak kiz gormezsem olmaz.
hic goremezsem acarim "gonulcelen" klibini olur biter.

replikas yeni album yapmis "zerre" deyi.
dinleyin bi ara.

simdilik benden bu kadar.

8.11.2008

black bilek


birileri saat soracak korkusuyla yasiyorum uzun suredir.daha onceden de belirttigim gibi omrumu saymamak gibi harkulade bir sebeple saat sevmiyorum.
saat takilan yere cevremdeki mukaddes insanlarin hediyeleri olan bilekliklerden takiyorum.
bazi teyzeler,"saatin kac yivrim" diyorlar.
bazen
"saat yok teyze hersey var saat yok"
bazen ise
telefonumdaki saati
diyorum.
saati ogrenen teyze bilekliklerime bakiyor ah gencler gibisinden siritiyor
istisnasiz bu oluyor.
saati en cok bayanlar merak ediyor.
ben bileklikleri pek fazla onemsiyorum.
baska kimse onemsemiyor galiba?

fotograf ,
fotograftaki diken olmus tuyler,
guzel oldugu soylenen kolun alt kismi,
bileklikler,
govde ve onu orten t-shirt
bana aittir.

http://rapidshare.com/files/161793531/Alicia_Keys_and_Jack_White_-_Another_way_to_die__Bond2008_.mp3.html

http://rapidshare.com/files/161794902/james_bond_-_minerva.wma.html
indiribilis!

5.11.2008

birinci eski


"allah tas eder" derlerdi eskiden simdi pek demiyorlar galiba...
cocukken izledigim
bir filmin
bir bolumunde
bir adamin
bir kolu tas oluyordu,
nerde kollu heykel gorsem aklima da bu geliyormus.
simdi hatirladim.

lunaparkta kabolmak istiyorum yine
cok zevkliydi, anlatamam
simdi cok zevksiz.onu anlatabilirim.
ama hic gerek yok degil mi?

arada sirada turk filmlerinin efsane sahnelerinden bahsediyorum
bakin birisi de bu
http://www.youtube.com/watch?v=eHyonR6GaR4

bir de "bizim aile" filminden Munir Ozkul'un sahnesi vardir "abov" yani
yeri yerinden oynatir
http://www.youtube.com/watch?v=RhafT9hg_c8&feature=related

bu da filmden bir sarki
belkis ozener - sevemedim karagozlum
indirin!

4.11.2008

el amor todo lo puede


genc bir disi saclarini toplarken cok guzel gorunebilme ihitmaline sahip iken,
ayni disi gozlerine kalem cekerkenki rujlu agzi acik haliyle siritirken az onceki guzelliklerini silip supurebilir.

kahve enerji vermez sadece uyarir.
onu bilin de icin.
onu bilin de triplere girin.

bazen okumak yazmaktan daha keyifliyken
bazen ise insanin zerre okuyasi gelmiyor.
aslinda dinlemeyi daha cok severim ben
uyarlama yapmak gerekirse diye

cocukken gevezeymisim ben.
gerci cocuk dedigin biraz geveze olacak ki cocuk oldugu belli olsun.

cocuk demisken bir dugunde takim elbiseli cocuk gorurum hemen ailesine bakarim bir sure tiksinirim o aileden.

evet simdi beatles'i tam olarak kesvetmeye baslayabilirim.zamanindan cok gec yapmak istedim bunu cunku kimse bana sevdirsin istemedim.
biseyi bana sevdirmeyin.

piyaz da, tahin pekmez de, hibes de yemezdim kucukken.kimse sevdiremedi onlari bana sevdirmeye calistilar. yok yemedim kendi kendime yedim sonra oh ne guzel dedim.

hibes denince aklima misafir tabagi geliyor.

bebek gibi konusan kizlar da allahindan bulsun.

hediye almak aklima geliyor artik.
analiz yetenegimi farkedip kullaniyor ve "cuk diye oturan" hediyelerden seciyorum.
daha almadim pek biseyler o baska

sehre blues geliyor!
bu cumartesi.

benim sevgilim "ben hala seninim" diye sarki yazicak hic birsey yapmayarak gosteririm reaksiyonumu.

ey alt dudagiyla oynayan insan sozum sana
bazen yakalaniyorsun insanlara

"gulmesini bilmeyen dukkan acmasin" diyor
gani mujde
bunun bir takim kisilerce benzeri de "guzel olmayan g.tunu basini acmasin"dir.
"iki dagin arasindaki vadi" dedi bir arkadasim dekolteye
guzel edebiyat yapti da olmadi iste.

kendini cok onemseyen,tirt ozelliklerini cok bi bokmus gibi insanlara anlatan kisiler.(genelde aykiri inanc sistemleriyle taniriz bunlari)
kiz erkek farketmez arkalarindan konusulan serefsiz gibi insanlar.
bakin ben yuzlerine soyledim.

mezuniyet olayi iyi guzel de
ayni zaman dilimine aktivite sikistirmak garip
tamam tadini cikartalim ani yasayalarim ama olmayacak seyler de var.
var mi mezuniyetinde ilginc bir sey yasamamis olan
biliyorum var
hadi dedim size
kaldirmadiniz degerli popolarinizi
tiksindim sizden su an.
kuzenin mezuniyeti iyiydi mesela
nitelikli okul zira
sanatci yetistiriyor

bir dugun dernekte kuafore gidip taninmaz hale gelen orta yasli kadin yoksa
o dugun dernek baska bir seydir benim icin.

en guzel mc donalds
antalya ataturk caddesinde ki olabilir.
bahceli falan
farkettiniz mi?
hamburgercilerde cok ogrenci var
eskiden test tost cocuguydu...

kizlar etek giysin,
ille de giyeceklerse kotlarini da dikkatli secsin.

kaldirim taslarinin rengi bir sehrin renginde onemli rol oynar
antalyanin ki koyu pembe mesela
istanbul daha gri

ya yeteneklisinizdir ya hevesli
dikkatli olun.

flortoz denince aklima fritoz deniyor.

squidward'da kendimi buluyorum bazen.

son olarak, ingilizceyi ogrenmeye baslayan bir cocuk gibi "kuyiksilvir cabuk gumus demekmis he" demek istiyorum.(6 yil oncesinden tespit)

2.11.2008

celeng


hayirli olsun mu?
olsun, sevgili okur.
neden mi?
neden, sevgili okur.
cunku: uzun suredir urettigim sarkilari yayinlayacak adres olan my space dalgasina giris yapmaya bu sefer usenmedim.
bu da adresi.

http://www.myspace.com/musictheoz

bu da gecen yazida bulamadigim adres
http://jinxedugu.deviantart.com/

31.10.2008

AN laşıl maması(meşhurdur aslında)

cesurca sert laflar .
aynen karsilik denemeleri .
yukselen kan basinci .
kulaklarin duydugu kalp atislari .
anlamlarin sizi oradan kovmasi .
bir solukta ayrilmak.
anahtar yok.
telefon yok.
isim yok .
kimlik yok .
eski model lastik bir pabuc.
kot pantalon .
eskice bir t-shirt.
bir nefes .
hizli adimlar .
yuzde donuk ifadeler .
dusuncelerin yavasca silinmesi.
beynin kafatasini zorlamasi.
daha da hizlanan adimlar .
sokak saticilari etkileri ve tepkileri.
sadece yuruyup gecmek .
bir uzaklara bakanla goz goze gelmek.
goz temaslarinin artmasi.
cekingen orta yaslilar .
anlarcasina bakis atan ergenler .
bir solukta sehre inmek .
daha suslu insanlarin arasinda olmak.
bir anda durmak .
avuclari sikmaktan,
ellerin cok acimasi.
farketmek.
bosalmak.
durmak .
susmak .
gulumsemek.
saga sola bakinmak ,
anlamlarin sizi oradan kovmasi,
bir solukta ayrilmak.
anahtar yok.
gelmek yok.
telefon yok.
konusmak yok.
isim yok.
kimlik yok.
saat yok.
zaman yok.
eski model lastik bir pabuc,
kot pantalon,
eskice bir t-shirt,
bir nefes.
ve
dusuncelerin yavasca silinmesi ,
bazen ise "anlasilmamasi".

fotograf 'dancer in the dark' filminde bjork'un canlandirdigi "selma" karakteridir.
hirkasi guzeldi lan bu kizin.

30.10.2008

konulu salatalar.




diger salatalar
bolumune 2 yeni baglanti daha ekleyecektim.
bu ve bu
ama nedense baglanti ekle tusu coskulu mavi renginden gri renge donmus.
izin vermedi.
neyse, keske hepimizin bi derdi bu olsa, ne guzel ama degil iste.
not: erkek blogu okumayi sevmedigime kararvermek uzereyim.
hatta verdim.
evet.

resim(fotograf degil) duygu sanli adinda bir arkadasima aittir
ne de guzeldir.
devinartini bulamadim simdi bulunca yazayim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...