30.06.2009

i-fade out


ne yazacaktım lan?
...
hah! hatırladım.
yine facebook adlı sosyalleşme(?) sitesinden bahisedeceğim.
sadece bu sitede değil, reel yaşamda da arkadaşım olan pek değerli ve sevilesi insanları hergün x'e hayran oldu, y'ye hayran oldu olarak görmem bence çok üzücü.
sevgili okur,dersin ki ''seni de biliyoruz oz'' haklısın sevgili okur ancak benim hayran olduğum şeyler...
aman açıklayamayacağım da şimdi..
neyse efendim iki dakikadır kıvranan kıvrana anlatmaya çalıştığım şey:
herşeye (saçma sapan şeylere) hayran olmayın. (beatlese,doorsa olaiblirisniz izin var)
ne yapıyorsunuz siz?
sevdiğiniz şeyleri: takip edin, peşine takılın, izleyin, eleştrin, benimseyin hatta senimseyin ancak hayran olmayın.
kendinize de hayran olmayın.
bir gün buna sinir olmuş bir oz, kafasında kurduğu iğneli cümleleri ''öğaaarrk'' sesi ile küçük ağzından fışkırtabilir.

bora uzer'in ilk vidyosundaki lacivertli bir kız var seksi gibi,,
ancak biliyorum yolda görsem öyle değil o,

vepkem ile porno çekenler bence aypod'a benzeyen mp3 playerlardan da kullanıyorlar.

minton! daha büyümesin

cepken istiyorum bazı bazı,
trençkot istiyordum buldum onu.

ilizyonist:ilizyona tapan kimse.
turist:tura tapan kimse.
bunlar benim uydurduğum sözlük anlamları.
dikkat edin sözlük anlamları bir kişiden bahsederken kimse der.
tek kişiyi adam yerine koymaz.

tümel değil,tekil değil de tikel olmak gerek.

''alooğ'' şarkısıyla çıkış yakalayan salim'i rakınkokta görmek isterirz.
gitmeyeceğim ondan istiyorum zaten.

yengeç burcu dişisi gerçekten sırtını dönmeden yanyan gidermiş.
ve gitmeyi,gezmeyi pek severmiş.

blogırlar!, ,
biliyorum kendi hayatlarınızı çok matah bir şey sanıyorsunuz.
''bugün şurya gittim,şunu yaptım'' diyorsunuz.
ama işte yanlış yapıyorsunuz.
biraz halka inin.
ekmeğin üzerindeki etiketten,
yeni gidilen evde otomata basılınca açılmayan kapıyı bir kez daha çalmanın gerginliğinden bahsedin.

burada biter.

fotoğraftaki ifadesinden hiçbir haberi olmayan süpermen tişörtlü gariban benim.
fotoğrafı çeken Murat Kocakaplan.
düzenleme bana ait.

28.06.2009

yeni bölüm-sezon finali


birçok dünya insanı gibi Amerika Birleşik Devletlerine pek sempati ile yaklaşmam yalnız futbol konusu hariç çünkü: bu gariban adamlar daha düne kadar bizim futbol dediğimiz şeyi görünce
kulağı kulaklıksız genç görmüş esnaf gibi şaşkın şaşkın bakıpduruyorlardı, ancak ne oldu? ülkelerinde bir dünya kupası düzenlediler ve ilk tohumu aldılar sonra bilinen amerikan pragmatik felsefeleri ile ilerleyerek bugünlere geldiler.
nedir bugünleri?
şuan 2009 konfederasyon kupası finalindeler ve armasının üzeri aldığı her dünya kupası karşılığında verilmiş yıldızlarla dolu Brazilya karşısında 2-0 öndeler.
hey maşşalah obama.

obama başa geçti ve hemen müslüman olduğu söylendi.
maykıl ceksin öldü ve hemen müslüman olduğu söylendi.
ne oluyor lan?
insan birşey yapmaya çekiniyor.

şunu bilirim:
dişilerle gidilen yemekler doymak için değildir.
şunu daha iyi bilirim:
güzel dişilerle gidilen yemekler hiç doymak için olmamıştır.

evet başıma geliyor hiç sevmediğim şey:telefon arızası
garanti belgem ve fişim ile geldiğimi anlayınca yüzleri düşen tekno-sa çalışanlarına şimdiden selam olsun.

düğünlerde pek sevmediğim bir görüntü ortayaş ve üzeri çok süslü bayan düğün misafirinin düğün sonlarına doğru ağzında sigarasıyla ortalığa redkid pozları kesmesidir.
hayır yani saçların bol fönlü,bol spreyli
üzerinde bol simli ve enteresan renklerde bir makyaj ve parıl parıl, göbek paylı bir elbise var.
neden yahu neden?
düğünde masaya yanaşıp esprisini koyup giden adam candır mesela.

hayat tüzeldir sevgili okur.

duran top olsa da vursam.
eskiden abiler vardı, mahallede maç yapan çocukları durdurup, kaleciye gazoz ısmarlamasına penaltı atarlardı.
büyünce öyle olurum sanmıştım da, olmadım, iyi olmuş biyerde.

hiç sevmediğim şey birinin havuza itilmesi.
havuza atlamaktan daha kötü olan tek şey: o itilen insanın son anlarındaki yüz ifadesi.
lütfen güzel kızları itmeyin havuza.
güzel kız iseniz (ki bu satırları okuyan kızlar genelde güzeldir.) itilmeyin.
bir de çok ciddi göbek atan genç kızlardan olmayın.
lütfen diyorum.

doğan çocuklara isimler
erkek:sezona
dişi:mevsime

yazar ''esmerim biçim biçim...'' derken
sevişme pozisyonundan bahsediyor olmasın
olmasın.

bazı şeyler hakikatten ayık iken çekilmiyor.
buradan yetkililere sesleniyorum şaraptan alınan vergiler düşürülsün.
Türk Şarapçılığı Akdenize Rüştünü Göstersin.

inanılır şey değil
KIRMIZI giydim.
bu satırları yazarken üzerimde kırmızı bir tişört var.
(peki ya senin üstünde ne var bebeğim?!!)

elbette her arkadaş topluluğunun abartılı gülen kıza ihtiyacı olacaktır.

inadına tutacağım bir takımı niye tutayım onu da anlamıyorum.
bazı takımların önünle sıfat koyulma ihtiyacı duyuluyor demekki.

iltifat ile iftira arasındaki dengeyi iyi tutturun diyerek sizlere veda ediyorum.
(yeni bölüm-sezon finali)

Cümle içerisinde kullanacağım
bu sezon fin ali düşmanını yenib ölüme sürükleyecekmiş.

fotoğraf bana ait olup görünen nesneler fanta şişeleridir.

27.06.2009

dravdan solculukla marjinallik arayan

böyle bir resmin altına anlamlıymış gibi, duygusalmış,duyarlıymış gibi olan binlerce klişe yapıp ;
''aslında dövme yaptıracağım ben'' muhabbetlerine giren çok çay sever insanlardan olmak istermiydim?
bilmiyorum.
iyi ki de olmadım.
onu iyi biliyorum.
şu günedeğin.,kediyi de ördeği de pek sevemedim zati.
ilkkokulda sorarlarsa tarantulaydı benim favorim.
sonra o ilkokullu büyüdü ve lise çağına geldi ve tam tahmin ettiğiniz gibi sınıfta dravdan solculukla marjinallik arayan genç oldu.
sonra biraz daha büyüdü
böyle böyle şeyler yazar oldu
iyi oldu.

fotoğraftaki yamukağızlı olan benim, yakınımdaki kuzenim,
kompozitör ve deklanşördeki parmak ise gökçe tüfekçi

26.06.2009

dişi ağrıyor.


bir zamanlar ülkemizde insanlar düşündükleri fikirleri için insanlık dışı muameleler görürken,
şimdi bir 'üzmez'in düşünmeden harekete geçtip gerçekleştirdiği insanlık dışı muameleler sonucu bir takım yandaşları tarafından el altından taktir ve destek görüyor.
hatta kendisini yumurta ile preotesto eden dişilere de verilebilecek en ağır cezalar veriliyor.
demek ki çıkıp da Nazım Hikmet'in çocuklu şiirlerini gözyaşlarıyla okumakla olmuyormuş.

ha bir de böyle dişiler var.

http://www.izlematic.com/video/-V8ZD9QpZRs/yeliz-yesilmen-fistik-ciki-ciki-2009yepyeni-alb-mnden-.html

25.06.2009

uzaylılar bizi istila eder.


'Mezura'ya duyduğum saygyı çok az şeye duyuyorum bu hayatta.
düşünsenize:çok uzun bir cetvel ama istediğiniz gibi eğilip bükülebiliyor.
üstelik dişi ve er kişilerin özel kıyafet seçimlerinde mühim bir araç.
terzilik de candır mesela.

''almanyada telefonlar çok ucuz hatlar çok pahalıymış'' klişesi bitsin tükensin.

papağan görünce şaşırmak ancak muhabbet kuşu görünce konuşturtmaya çalışmak.
her nedense muhabbet kuşunu 'kuşum aydın' sanıp ona ''canım'' dedirtmeye çalışmak.
bu esnada esas konuşabilenenin papağan, hatta insan olduğunu dahi unutmak.
bu ve bunlar insan oğlunun en büyük zaafları bence.
ne zaman uzaylılar bizi istila eder.
o an bakarım muhabbet kuşlarıyla gelirler.

vodafon,vodafone diye okunabilirdi türkiyede
mesela ülker'in goldın çikolatası var ama golden okunuyor.
neden türkiyede böyle oluyor?
ve neden sadece bazı ürünlere oluyor?
'pazarlamaya giriş' dersine girişmek lazım.

'laf ebesi' olmak başka geveze yahut komik olmak başka

'pişmaniye' diye yiyecek ismi var.
kızına isim olarak verememiş de...

delikanlı adam silahını göstermez bu bir klasiktir artık.
ancak aynı göstermemezliği de bazı 'marjinallik çok marjinallik' sevdalılarının da öğrenmesi gerek.
ayrıyetten insan oğlu bam diye bulduğunu değil araştrıp bulduğnu sever.

bence 'Selim Bayrak' adlı sporcumuz çok muhabbbet adam.
bu arada akdeniz oyunları milli takım kıyafetlerimizi beğenmedim.
yazın gugula bi bakın.

pilasebo konseri ertelendi ya
kesin değere bindi bazıları için o
var öyle coşkun insanlar
ve benim 'geç kalan değerlidir.' teorim

buradan 'hav ay met yor madır' dizisi yazarlarına iki çift laf edeyim.
tamam robini sevmiyor olabiliriz ama bizler onun bir kaltak haline gelmesini istemiyoruz.
zira kendisi pek güzel bir 'dişi'
öyle 'naked man' ile falan sevişince hatta daha acayip kişilerle sevişince kahroluyoruz.
Türk insanını daha tanıyamamışsın ey yazar.
(burada Kadir İnanır çıkıyor ve diyor ki)
''Ben karımı çalıştırmam ulen!''

BarışManço yüzündeki yarayı kapatmak için o bıyığı bırakmış.
BarışMançodur,CemKaracadır...bunlar o denli orjinal adamlar ki bu adamlara fotoşopta stamp filtresini verin.
onlar gene aynı.
üşenmezsem sizin için yapayım öyle bir şey.

koşarken hakkını veremeyen insanlar var.
onlara gülüyorum.
hatta ''yürüse daha hızlı gider.'' diyorum.
''piiuuv'' diyorum.

x-abi buradan anca nasıl giderim?
y-şuradan 'yürü anca gidersin.'

''en nihayetinde'' demeyi seviyorum konuşurken.
masalsı bir hava katıyor.
yabancı sözük karşıtlığım yok
zira fransızca sözcüklerin adaptasyonunda zorluk yaşamıyorum.

yaşmaklı derim sesizlik olur.

oyucu ve şarkıcı kişi Goncagül Sunar isimli güzelce bir kadını takibe aldım.

hoparlöre oparlör diyen biri görmek istiyorum demiştim ya
dün ufak bir çocukla konuştum öyle konuşuyordu..
uğraşıp da ''oparlör'' dedirtmek istemedim.
okusun diye bir kağıt verdim.
''epsini okurum'' dedi.
yazabiliyormuş da okuyamıyormuş.

'eddie vedder' ismi duyulunca hemen 'edi büdü' diyorlar.

armut diye bir mobilya rengi var.
tavsiye ederim.

23.06.2009

Şofben


'hayatta en hakiki mürşit turşucu hurşit'
men özüme bu atasözünü diyerek özümü kutlu edirem.
azerbaycan televiziyasına takıldım.
hakikkatten dediklerine anlıyorum ben. ve ''çok komik yahu'' diye gülmüyorum
''adamlar bizden geride yahu'' edebiyatı da yapmıyorum.
bunların hepsini tek başıma yapıyorum.
ben çok yalnız mıyım?
bilmiyorum da azerilerde çok para var arkadaş.

değerli kuzenim ve tayfası playstation oyununda benimde karakterimi yapmışlar üstüne üstlük savunma adamı yapmışlar çok belli etmedim ancak çok taktir ettim.
''savunma maç kazandırır''

sevgili antalyalı olmayan ve antalya dışarısında yaşayan insanlar biz antalyalıların antalyalı olduğumuzu ve antalyada yaşadığımızı öğrenince çok çoşumtrak tepkiler vermeyin.
zira3 ay çekilmiyor o sıcak
ha duvarında ''burada aşk 07 harflidir A-N-T-A-L-Y-A'' yazıyor o başka

ben faldan,rüyadan anlamam.
fal baktırmam,rüya görmem.
çokça falda çıkarım,çokça rüyada görünürüm.
siz düşünün artık bendeki efsunu.

orta yaşlılar beyaz gömlek, siyah kravat, siyah pantolon görmeye görsünler hemen ''bluuz biraderler'' diyorlar.
dikkat ettim kendileri hiç o renk kombinasyonlarında giyinmiyorlar.

Antkart şişti kaldı,iptal oldu,beter oldu.

08 ve09 senelerinde öss'de aşk-ı memnu sorusu vardı.
televizyon takipçisi olun diyor öss.
ayıptır.

Çiğdeme şizofren şofben gibi bir kelime dedim.
''şofben de şoför benin kısaltılmışı'' dedi.

kulak,burun,boğaza dil de eklensin tdk sponsorluğunda

yazıma hafif protest bir şiir ile son vereyim.

geçli şiir
artmasını isterseniz kadriniz ve kıymetinizin
gideceğiniz yerlere muhakkak geç gidiniz
o vakit yükselir ve arşa değer belki başınız
pek kutlu olsun sizlere yeni yaşınız

fotoğraf dabenim,tip de
ancak kravat hediye
geçen sövdüm bir kediye
ben o kravatı hediye edenin...

21.06.2009

Adamlar


-''aloouuv'' dedi.
diğeri de -hüyoop diye karşılık verdi.
Terli gömlek yakaları vardı.
kıpkırmızı suratlarını ''ehehevohaley'' sesleriyle tokalaşmalarının ardından birbirlerininkilere temas ettirdiler.
öğlen yemeğine çıkmış iki çarşı esnafını sıradan bir selamlaşmaydı bu.
''hoouuh'' sesleriyle klimalı olan üst kata karşılıklı bir şekilde oturdular.
S.Esra Şahin adlı arkadaşımın tabiri ile daha 'babaç' olanı bardaklara su koyarken babaç olana göre daha bitirim daha zıpçıktı olanı ise mekana ve garsonlara hakim olarak siparişlerini sayıyordu.
siparişlerine kulak kesildim ve birbirlerini görünce yemek konusunda iyice çoştuklarını sayımlarından anladım.sipariş verilmesinin ardından ''havalarda ısındı yahu'' temalı sohbet ettiler sonra biten bir futbol sezonunun ardından içerisinde ''bolca mustafa hoca,fener,guiza,hasan şaş,bülent,sivassipor ve siktir et onu'' kelimeleri geçen bir konuşma içerisine girdiler.bir ara babaç olan ile göz göze geldim ve kafamı hup diye aşşağı indirerek ''afiyet olsun ağabey'' dedim.karşılık olarak ''eyvallah yeğenim sana da afiyet olsun'' dedi.
yemeğim bitmişti kalkmak gerekliydi ama çay sipariş ettim biraz oyalandim,çayım bitti bir çay daha söyledim çaylar müessese'nin ikramıydı mideme iyi geliyordu.beklediğim şey oldu yemeklerini bitiren adamlar ayaklandı az önceki selamlaşmanın 2 level aşşağısında bir şekilde tekrar selamlaştık.adamlar gittikten bikaç dakika sonra 2.çayımın dibini de höpürdeterek bitirdikten sonra aşşağı hesabı ödemeye indim.''ne kadar bocumuz'' derken ki hayattan tek beklentim ''az önceki abiler seninkini de ödediler birader'' cümlesini duymaktı.

fakat olmadı,
cebimde kalan tüm parayı tam olarak ayarladığım şekilde kasadaki elemana verdim. ''afityulsn'' bigi bir cevap aldım.
çıkarken baktım,babaç olan sokağın başında birilerine sesleniyordu
-''aloouuv'' dedi.
diğeri de -hüyoop diye karşılık verdi.
Terli gömlek yakaları vardı..

hepsi bana ait ve uydurmadır.

''o zaman öyle düşünüyordum, şimdi düşünmüyorum''


hoparlör'e ''oparlör'' diyen kişi görmek istiyorum.

klavyede anladım yazarken yanlışlıkla 'analdım' yazanlar birleşin
ama sadece birleşin o kadar.

önce emko emaye diyorsun sonra çelik tencere diyorsun aklım gidiyor.

''şaka bir yana'' denildikten sonra başka konuya geçiliyor,
o şaka sonra alınıyor mu oradan? hayır.

birgün geçmişe dönüp ergenlikten hemen sonraki halim ile tanışacağım ona ''şu şöyle, bu böyle'' diyeceğim, sonra ''bir ara rakı balık yapalım hacı'' diyeceğim, vereceğim klişeden vaatleri.
sonra o gamlı adam diyecek bana ''hani rakı balık yapıyoruduk?'' diye.
ben de diyeceğim ''o zaman öyle düşünüyordum, şimdi düşünmüyorum''
odunla kovalamazsa beni, şerefsiz olayım.

cep telefonuna ''cihaz'' diyen insan bilin cep telefoncudur.

ve böyle benim gibi genelleme yapan insan da alsında dikiş tutturamamış olandır.

bir zamanlar bayülgen isimli lokantalardan bir tanesi de antalyanın güzide semtlerinden dedemanda fırtınalar estiyordu. zaman geldi geçti oraya kim restorant açtıysa fırtınalar estirdi ve sevgili antalyalılar buna hep hayret etti.

vivaldi kelimesi de vival eyleminin bilinen geçmiş zaman ile çekimlenmiş hali gibi
örnek
x-ali vivaldi mi?
y-vivaldi.

yanlış kişilerle giderseniz rakı balık,rakı alık olur,hoş olmaz.

içki dolu bir cümle yazayım
''birader bence şarapnel rakı çok güzel icra ediyor.''

elektrobugiii-elektrikli battaniye

nikılıs keyci ve ona benzyen bir türk oyuncuyu hiç sevmiyorum.
yanlışlıkla zile bassa çok abartılı kızarım bunlara

ben senin kısa pantolonlu halini bilirim cümlesi antalya il sınırları içerisinde daha bir anlamsız oluyor zira şu an bu yazıyı yazdığım odanın hissedilen sıcaklığı 45 derece
işte bundan dolayı da bu yazıyı burada bitiriyorum.

bitirim bir insanım.
öpüldünüz değil tokalaşıldınız.

fotoğraf bana aittir.

fairuz derinbulut'un acı gerçekler kaydını muhakkak dinlemenizi öneririm.
http://www.myspace.com/fairuzderinbulut

19.06.2009

zahmet edip de akbayram'a gidelim


sevgili okur, uzun süredir ayrı gayrıyız sizin kırkyılda bir zahmet edip yazdığınız yorumlarınızdan başka pek bir şeyinizi özlemedim ki, zaten başka pek bir şeyiniz yok.
genelde ben anlatıyorum siz dinliyorsunuz
ha, siz ne zaman bir şeyler yazıyorsunuz ben onları meybuzcuya giden bisikletli hızında okumaya çalışıyorum o başka.
neyse lafı uzatmayacağım yakın bir zamanda tekrar yeni bir şeyler yazacağım.
çok büyük bir olaymış gibi anlatmak istedim şimdi de geçti artık.
indirmeniz için bir şarkı!
Hot Chip-Ready for the floor

-edip akbayramın ön adı zahmet olsaymış ya

fotoğraf bana, içindekiler panjurlu dede evine aittir.

11.06.2009

Yazarımız yıllık iznin bir bölümünü kullanmaktadır


''Yazarımız yıllık iznin bir bölümünü kullanmaktadır''
bu cümleyi de yazmayı çok isterdim ancak çeşitli teknolojik arızalar sebebiyle aklıma gelen fikirleri kendime ve onur eser'in tişörtüne saklayabilmekteyim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...