30.04.2009

Bahar Devrimi

radikal gazetesinin bahar fotoğrafları temalı bir yarışması var.
görmekte olduğunuz linkler benim yüklediğim fotoğraflar.
ilginizi çeker.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=YarismaDetay&PortalCategoryID=2&ImageID=2380

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=YarismaDetay&PortalCategoryID=2&ImageID=2376

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=YarismaDetay&PortalCategoryID=2&ImageID=2371

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=YarismaDetay&PortalCategoryID=2&ImageID=2344

Birdenbire Bira Alıp Bire Bin Katmak


bilogır tarihimdeki aylık yazı yazma rekorumu bu ay egale etmişim.
'madem egale ettim bir daha kıramayacak kadar çok sayıda yazım olsun' diye de bir yazı daha gönderiyorum.
az önce bilogırlar arasında dolandım ve bolca tesiplerim var.
öncelikle şunu anladım ki dişi bliogır, aksesuarsız olmuyormuş.
erkek bloggerlar ise, siyah beyaz ve yüzüne çok yakın çekim fotoğraflarla kendilerini sergilemekteler.
mesela bazı dişi blogırlar çok modern gibi cıvıl gibi grafiklere sahiplerken bazı canı sıkkınlar ise daha gri tonlarda takılmaktalar.

blogırlar arasında dolanıken farkettim ki içtiğim kolanın da asidi gitmiş
bu ba bağımsız bir tespit oldu.

bir çok bilogır ''bugün de şunu yaptık,şu arkadaşım da şöyle,şuraya,sinamaya da gittim'' temalı yazıyor.
bazılarıysa işi sadece memoria işine dökmüşler.
topluluk bilogları da var.''şu kadar arkadaşız,hepimiz düşünceli ve harikayız yehey'' temalı
ben ısınamıyorum onlara.
aslında sadece şiir üzerine duygusal yazan bilogrların sayısı da az değil.
Ersin Karabulutun ''hap gibi'' diye adlandırdığı ve benim çok sevdiğim küçük ve birbirinden bağımsız yazmak stiline sahip bilogırlara da arada rast geldim, ama az geldim,olsun mutlu oldum.
karışık ve özgürce yazanlar da var, hemide bol ve güzel fotoğraflısından...
kim çekiyor yahu onları öyle yahut gugıla hangi kelimeleri yazıyorsuz?

şu da var, kimse benim gibi bir tanıkla bilogır dünyasına girmiyor galiba.
bakıyorum insanlarda ortalama 66 takipçi var ve birsüre sonra anlıyorsunuz ki bu kişiler aynı mahallenin evlatları gibi birbirlerini takip ediyorlar.enteresan benim takipçilerimin bir bölümü kendi zorlamam ile bilogır olmuş akran ve arkaşlarım.
diğer bölümünü ise bir başka seviyorum.
bilogır dünyasından şimdilik tespitlerim bu kadar şimdi siz hayatınıza devamedin ,ben de sokakta gördüğüm kızlara bakıp ''bu kız kesin bilogırdır'' diyeyim.

29.04.2009

Korku Edebiyatına Bakıyorum Gözlerim Kapalı


korku:fazlasıyla canlı çeşidinde görebileceğimiz çeşitli duygu halleridir ve sanılanın aksine korkusuz olmak,korkmamak diye bir şey yoktur.

cesaret:kokularına rağmen eyleme geçebileme halidir.
en cesur olanlarımız en büyük korkularıyla karşılaşanlarımız,
en cesaretsizler ise nispeten korkmaktan çekinenlerdir.

korkarak yaşamak zorunda olanlara saygı duyalım ve kormaktan çekinip de sürekli korkutanları üzelim!

28.04.2009

Kaleci Oz


bol saçlı kafamın içerisinde tatil modunda olsam bile birtakım düşünceler geçmektedir, ancak bu düşünceler, o an içerisinde bulunduğum durum ile hiç alakadar olmayabilir.
serbest çağrışım da hastalık sanılan yeteneklerden birisi aslında.

dün antalya,örnekköydeki halısahanın kalesinde eldivenlerimle beklerken düşündüm ki:
aynı sahada eskiden babam maç yapardı onu izlerdim,şimdi kaleye geçtim maç yapanları izliyorum.
maçın yıldızı oldum mu?
oldum,o başka
''bravo kale''

'ameriikııın boooy' diye bir şarkı var Estelle adlı kızcağız söylüyor da
insan ona başka söz yazamaz mıydı yahu?

madem 'olmazsa omuyor'sa niye söyleyip de üzüyorsun beni?

öğle arasından sonra bankaya giren ilk kişi oldum
vakit dışında bir faydasını görmedim.
mesela tenefüse ilk çıkan öğrenci olmak güzel bir hissiyattı.

Annem Emre'den sonra bir de Ulaş ismini koydu bana
Bardakçı'dan ilham almış

Giresuna askerlik görevi ile giden akrabamın gelince ilk sözü ''fıkrada oynadım''

''kulak üstleri kalsın'' sözünü duyuyorsanız berberdesiniz.
eğer duyduğunuz ''şuraları biraz uzun bıraksam nasıl olur''sa kuaför orası.

doğan çocuklara isimler
erkek:duvar
kız:boya

garip akımına yakın bir şiir yazayım
----------
Göl
damlaya damlaya göl..
ağlaya ağlaya göz..
sakla samanı:
yastık yaparsın,
yüzüne basarsın.
----------------
boston celtics,
çek ayağını

*sarhoş gibi ama sözünü esirgemeyen
rok müzik.
*sarhoş gibi ama sarhoş
popüler müzik
*sarhoş gibi ama çok konuşan
rep müzik

henüz kapıyı açmayan bir minibüs şöförünün inme isteğini belirten bir yolcuya ''davetiye mi bekliyorsun'' demesi..
o değil de dolmuşlarda ''inerim o zaman'' tribi çok komik oluyor.

siirjetpaspor renklerindeki ülke ukrayna'ya ''yukreyin'' demek istiyorum yabancı gibi

yukarıda mevcut bulunan gif modunda kayıtlı fotoğrafın çekimi ve düzenlemesi bana aittir.

adios sevgili okur.

27.04.2009

Adamın Aklı Gitti


sevgili okur, bence paçadan beyaz çorabın görünmesi hadisesi kesin tekrar moda olacak.

'hakaniyetle' diye bir laf var hiç sevmem o lafı

erikli adlı su markasını görünce ''sadesi yok mu?'' demek yasaklanabilir.

nerede bir pfilipsi, pilipis okuyan var?

okurum yazı özlemiştir diye yazıyorum blogu.
ben de yazı özledim ama mevsim olanını.

facebox diye bir şey varmış.

kornetto'nun son reklamının çekildiği şehir Antalya
şarkıcı da Serhat Bedük.

film çekimi mi?
kazı çalışması mı?
hangisi daha iyi reytiiinnng alır?

sözlenmek bi başka komik geliyor bana
nişan o kadar komik gelmiyor mesela

'siyas-et' diye et ürünleri markası olsa ya

geçen günlerden birinde, biri gitar çalan bir takım gençlerin yanlarına birisi türbanlı 2 kız geldi,biraz gitarı dinledikten sonra türbanlı olan türbanını çıkardı saçlarını savurdu,''çok güzel çalıyorsunuz ben de yeni başladım'' dedi.
gençler ''kız dinden çıktı'' yorumunda anlaşırlarken ,
ben, ''gitarı biz çalmıyoruz tek kişi çalıyor'' dedim.

Özkan Uğur seslendirdiği bir reklamda adamın aklı gitti diyor.
ona aklım gidiyor.

köpüklü içkiler içkinizin ısısını koruma hususun da daha başarılırıdr.
ayrıca fantastik bir lezette gratze mile.

yeni dönem medya güzellerini falan hç bilmiyorum ben
cesika,cenifır dolmuş ortalık.
en son benim bildiğim nikol kidmın vardı.

kavgaya gelirsem, bilinki kavga ederim.
sadece kavga içn geçerli değildir bu kararlılığım
mesela: bir tişörtü almaya gelirsem, o tişört alırım.
daha iyi bir tişört gelse de olmaz.

aynı sayıda insanın beklediği sıralardan birisini tercih etmek büyük zorluk.
hemen analize başlıyorum(yaş ortalaması,bilgisayar becerisi)

elde bira ile fotoğraf çekinmek güzel bir şey değil.

ana okulu öğremenimizin kalbinin pille çalıştığını duymuştuk da aklımız gitmişti.

nerede bir eskiye ''ex'' diyen var bıızz gibin soğurum ondan.

öğlene doğru best efeme denk geldim.
90lar türkçe pop çalıyordu sevenlerine duyrulur!

sıkısısısıksısıksısıısksısıskısısıks sımsıkı sar beni!
ağacın koalaya yazdığı şarkısı.

sigara kelime olarak da zarif değil
sigerette bir nebze daha zarif.
zaten sen ''segaraağğğğğggrrrkkk puuuu'' diye tükürürecesine konuşursan olmaz.

sinirim tepemde çok komik bir laf.

ucuz kırmızı şarap ile vişneli tang'i karıştıryorlarmış.
selin adlı kız dedi bunu
onur adlı erkek ile uyguladılar.
tadına baktım ben pek sevmedim.
şarabımın yarısna gelince bir an durdum
''beyaz şarap aklı simgeler'' dedim.
ilgilenmediler,
''kızmızı da kalbi'' dedim.
yine ilgilenmediler.

bir insanın öfkelenince bir aile üyesine yahut bir ahbabına benzmesini hiç sevmem,seveni de sevmem.

bireysel yakın zaman nostaljisi
2006: çok fazla kafela içtiğim yıl
2005:okulumun bittiği yıl

güzel dersanemizde farkettiğimiz bir durum var.
şöyle:içeride sigara içme yasağı yüzünden (sigara içmeyen bizlere değil de) yasalara saygılı insanlar dışarıda sigara içiyorlar ancak bu eylemi kapının önünde gerçekleştirdikleri için tek kapılı mekanların içerisndeki sigara sevmeyenleri içeriye mecbur bırakmış oluyorlar.
neyse,bu konuda kaba konuşmak istemiyorum.

billie jean adlı şarkıyı ''bliycin bu soruları'' diye söylemem?

ay em dı van .

hav ay met yor madır adlı dizide ted mozbiy'i düğün günü terkeyleyen sitellanın allah belasını versin.
gerçi tediy biyır'a müstahaktı.
el şeyi ile gerdeğe girmek gibi evlenilir mi lan dümbük?
yok ''gelinin kardeşinin düğünü iptal olmuş da o düğünü biz alalım'' falan filan.

ensesi güzel insan diye bir şey var mıdır?
onunla yaşanan ilişki esnest ilişki değil ha
aman!

ilkokul örtmenim yazı yazdırırken satır başına yazılacak yerler için ''satır başı'' derdi.
bende 'bıçak sapı' derdim kendi kendime.

ilko kulun-kölen olayım.
belindeki kemer olayım.
mmmaaaahh

öperim dişi okurları.
erkekler ile tokalaşırım.

imza günü mü yapsam?


fotoğraftaki benim
düzenleme de benim
deklanşör Murtat Kocakaplan'ın

25.04.2009

birşeyler mi kokuyor?


koku alamayan insan,
o benim işte.
birgün ölmekten çekiniyorum bu yüzden.

tüp gazı dediğimiz gaz aslında kokmazmış,
siz farkedin diye yapay bir koku koyarlarmış.
e onu da farkedemyenler var.
bu bilgi de,
geçen gün türk kahvesi yerine toz çikolata kaynattığımımı anlayınca
düşünüp öğrendiğim bir şey.

bir zamanlar başımıza gelen elektrik faciası yüzünden güç kaynakları yanan elektronik eşyalarımızı tespit ederken ki çaresiz görüntüm de
bir zamanların show haberine görüntü olurmuş.,

''birşeyler mi kokuyor?''
sık kullandığım bir cümle

böyle yazınca da ''beni sevin her an ölebilirim'' temalı gibi oldu ama öyle değil.

fotoğraf ve düzenleme bana aittir.
meymenetim kayıptır.

24.04.2009

kış kahramanı


deri ceketim,
chino pantolonlarım,
adias gazelle'im ve çikolata renkli converse'im
güzel atkım
western gömleklerim
altına bir de uçmadığım zamanlarda lazım olacak olan krem rengi Vespa koymaya karar verdim, ancak fiyatı düşündürücü...
neyse çalışırız
birikir herhalde para.

iyice film karakteri gibi oluyorum galiba

not:çift kişilik bu motorsikletler.
şimdilik boş yerim var.

22.04.2009

tamam sustum


-den hali*miz bitsin
ben susayım,
sen de anlatama
biraz yalın kal
yine bana gel.
ismin -e hali* olalım.
bir bak bakalım
ben orada mıyım?

*ismin halleri*
-yalın:ek almamış halidir
örnek:ev
-den:ayrılma hali
örnek:evden çıktım.
-e:yaklaşma hali
örnek:eve varıyorum.

bena beni anlat içinde omlet olsun.


tedavi konusunda krem ve şurup sevmem.
çok acı olmayan haplar güzeldir.

çocukken en fazla güldüğüm yer berberdir.
zira traş makinası çok gıdıklıyordu.
çocukken en az güldüğüm yeri hatırlamadığım içinse, şanslıyım diye düşündüm .

aşk böbrek gibidir taşı da olabilir bağışı da
ama her insanda bulunur.

şimdi en fazla güldüğüm yer diye bir yer yok herhalde
konuşurken çok eğlendiğim insanlar var
güzel insanlar.

o gözlüklü bıyıklı burunlu komiklik oyuncakları dışında her türlü komiklik oyuncağım olmuş hatta şaka malzemeleri koleksiyonuna kadar işi götürmüştüm.

zamanında mecburiyetten ayaklarıma farklı çoraplar giydiğimi artık çoraplarımız damsız gezmeyince birkez daha anladım.

itina ile yalan söylerim ama bunu yalancılık değil de oyunculuk olarak adlederim.
gözlem yeteneğim de 'bombaaaağğğ!'

eşcinselin her türlüsünden çekinirim.

az önce dünyaın en güzel omletini yaptım galiba, yahut çok açtım
malzemelerini vereyim:

2 yumurta,
hazır mısır,
sucuk,
kaşarpeyiniri,
süt,
labne peyniri,
tuz,kimyon,
biber(kara,kırmızı,pul)
eser miktarda kekik
önceden yağı eritilmiş pişime hazır tava.
tava haricindeki malzemeleri (sütü abartmamak kaydı ile) canınızın istediğine göre oranlayıp karıştırın.
sonra tavaya dökün piştiğine karar verene kadar bekleyin.
ardından cumburlop.

aşk börek gibidir,
esasında pek fazla çeşidi yoktur.

küllük denince ''güllük sigorta çallı'' diye başlarım dolmuş güzerhahımızı saymaya
etmek denilince de ''etmek eylemek olmak kılmak'' diye başlıyorum

msn de konuştuğun kişinin avatarını bilgisayarına kopyalama var.
ergen gibi sapık gibilere benden söylemesi

nerede bir ''emesen''i mesene okuyan var 30 saniyeliğine sessiz kalırım o an.

sex öldüren dişi kıyafetleri diye bir şey var arkadaş!

aşk yürek gibidir,
bazen başka dillerde karşılığını bilmeyiz,

''keşke benim kollarımda seninki gibi olsaydı'' dedi bir kız.

gölge dediğin başlıbaşına karaktersizlik
ışık yoksa, o da yok

aşk kürek gibidir,
bazen kazma gerektirir.

myspace'im süper bence
çekeceğim filmin müzikleri olacak onlar.

şarkı da koyamak isterdim ancak media fire naz yaptı.

son sözüm burdur! şiş

fotoğraftaki benim,
dişi okurları öperim.

21.04.2009

Telefonuma Açık Mektup


sevgili cep telefonum şuanda gerçek anlamıyla cebimdesin, mecaz anlamıyla düşünürsek hiçbir zaman ''bana ait olan'' olmadığını biliyorum canım.
sen merak etme.
şu sıralar sol yanındaki bazı çarpıklıklar sanıyorum beynini karıştırıyor ve bana sürekli bozuk atıyorsun.
birileriyle konuşmaya çalışsam çalıyor anlamındaki ''dıt'' sesin ''bıııırpızzt'' oluyor ,aklıma giriyor ,beni hüzünlere boğuyor.
bazen önceden sana atadığım tüm güzel şarkıları ve diğer herşeyi unutuyorsun da silmeyi unuttuğum o dandik mesajları asla unutmuyorsun.
sonra ben tek tek tekrar güzel şarkılar buluyor hafızana yükleyecek.
sahi, neden hep kötü şeyler kalıyor aklında yahu?

biliyorum sevgili telefonum, sürekli kulaklık kulağımda sen şarkı çal,sen konuş,ben hep dinleyeyim istiyorum,
bu da seni ve batarya ömrünü tüketiyor ama canım benim ne yaparsın ki benim de başka tutunacak dalım dinlyecek sesim soluğum kalmamış.

güzel telefonum,
bazen istemediğim ellere gittin, bilmediğim kulaklarla bilmediğim ağızlarla konuştun.
ben buna hep sinir oldum, hiç gitme istemedim o kulaklar, o ağızlar güzel değil sana yaraşmaz dedim ama sen hep anlamamazlıktan geldin,
e sen anlamayınca telefondan hiç anlamayan ,mp3 ve megapiksel tatmini sevdalısı o hıyarlarda sana uzun uzun baktılar çirkeflikler, aptallıklar, kötü espriler yaptılar.
ben buna da sinir oldum seni duvardan duvara çarpayım dedim.
ama biliyorum kapağın,camın hassastır yapmadım o yüzden hep cebimde sakladım seni.

sen, bir nokya,bir sonieriksın,bir zaymens gibi değildin sen toşbaydın üstündün,nadir bulunandın.
eğlence ve zekayı bir arada barındırıyor tetris oyunun ile gönülleri feth ediyordun.
şık tasarımınla zengin görünüyor siyah renginle asaletini simgeliyordun.
telefonum, kulaklığından çok ses çıkmıyordu bu senin dışarıdaki insanlara karşı düşünceliliğini gösteren bir niteliğindi ve daha bunun gibi nice niteliklerin vardı insanlara anlatacağım anlatırken gözlerimin güleceği...
olmadı telefon, olduramadık sevdiğim tüm aksesuarlarım gibi sen de kayboldun, sen de gittin.

arıyorum
ulaşılamıyorsun, kızıyorsun bir de
hiç hoş olmuyor.

fotoğraf bana,görüntü kaleiçine aittir.

20.04.2009

2009.blogodulleri


http://2009.blogodulleri.com


http://2009.blogodulleri.com/kategori/6
bu katogorideyim.

üye olup bu kategoride oycağınızı bana verirseniz
ben de en azından 2'den fazla oy almış olurum.

Not:bulamayanlar için sol tarafta ve iyice aşşağılardayım.

dibi gelmiş artık bırak.


hiçbirşeyin dibi yahut arkası pek keyifli olmuyor.
18 örnek ile Oz açıklıyor.

-kolanın dibini içmezsiniz.
-çayın çok iyi süzülmüş olması gerekir ki o halde de dibini içerseniz ayıp karşılanır.
-türk kahvesi telvesi ile karşılar sizi.
-ağaçların meyveleri köklerinde değildir.
-eski televizyonların ve buzdolaplarının arkalarında garip bir gergin enerji vardır.
-kalecileri de kimse sevmez zaten.
-çiçek dalında güzeildir.
-ayaklarımız kokar, ellerimiz tanışır, dudaklarımız öpüşür..
-halılar hep ''sonra temizlerim''dir
-yılan kuyruğu ile saldırmaz en fazla korkutur.
-mahallenin dibinde maç yapılır,önünde piyasa.
-sıranın dibine genelde sıra gelmez.
-uzunlar değil düşük puan alanlar arkaya oturur.
-örneklerim sona yaklaştıkta zorlama oluyor.
-konserlerin bitiş şarkıları pek dinlenmez genelde
-kaplanmış kimliklerimiz genelde diplerinden deforme olur.
-önde hepimzile süslüce tanışışır,dipte sevişilir kimse görmez.
-klavyenin dibinde ya escape vardır ya enter.

18.04.2009

''yaa déli''


nedense bir takım insanlar aralarından birisi ey insanlar Oz değişik birşeyler yaptığında yaa deli diyip geripseyelim onu.'' diye aralarında anlaşmışlar gibi bana ''yaa deli'' diyorlar.
2005 ila 2006 yıllarındaki esasen tüm insanların delirtilmiş olduğu yönündeki teorimi onlara açtım mı?
hayır.
neden yapıyorlar peki?
bilmiyorum.
bazıları da ''eşşek'' diyor.

''çok pis ünlü olacaksın bir gün ve bu adam bizim yanımızdaydı diyeceğim kimse inanmayacak''
arkadaşım onur eser dedi bunu
garip olan şu ki etrafımda ünlü olası meslekler ve eğtimlerle uğraşan insanlarla dolu
sinsi gibi hepsinden biraz bir şey kapsam olurmuş ama ''ün insanın kendine yakışanı giymesidir'' diyelim.

sosyal normlara göre kızılmayacak bir sebepten birilerine kızarsam kolay kolay farkedemeyeceği cezalar veririm onlara.

''pediiğdayyz''lı cümleler kurmak istiyorum da özne bulamıyorum şu sıralar.
gelen varsa ''vel kam to dı pediiğdayyz'' o bAşka

tahih öğretmeni-Eren'e sidileri vericektim ama gelmemiş
Oz- e salı verirsiniz
tahih öğretmeni-hmm
Oz-salı verirsiniz derken salıvermek gibi değil.
tarih öğretmeni-hahahaha :)

içinm kan ağlarkan sizi güldürmeye çalışan sanatçılardan değilim ama zaten sizi güldürme amacı gütmüyorum hiçbir vakit.
sırıtın yeter.

''hoşçakal''ın garantisi yoktur.
''görüşürüz'' temmenidir.
''iyi bak kendine'' büyükçüldür.

bir işletme için erkek bekarların takıldığı yerler diye bir yer olmak ne fena
bakar kelimesinin içinde ka^r kelimesi geçiyor.

eskiden 2.yeniciler vardı.
şimdi hepimiz 1.yiz.

güllü şiir
gül, erdin sen hamileyken
sen bir gül diye
bir derdim,aldım ve geldim
sen bir gül diye

6 parmak olsa güzel olur dediler,
3 yeter aslında diye reddettim.
bir dersane tenefüsü de böyle geçti

çizim benimdir ve bu sefer şarkı yok segili okur.

elveda..

17.04.2009

lacivert çorap


kaspersky'ın 'eiiik' diye ötüşünü unutabilenimiz var mı?

tavuk eti ne kıymete bindi arakdaş?
en az %30 var herşeyin içinde

gönül isterki, daha ciddiyetli şeyler yazayım da okurlarım uzun uzun yorumlar yapsın ama yok..
gönül muhabbet ister,sizler şahane

yukarıdaki ankette meyveli gazoza oy veren yok
eğer sizi fanta,şiveps,vs bunları içerken görürsem
allahıma yakarım,
gazozu da yakarım.

pisidelik okuyorum
saykodelik kelimesini

hiç de gocunmadım.

ilikşilerde
2 ile 12 yaşına kadar nasıl göründüğümüzün pek önemi yok.
12 ila 22 yaş arasında ise aşırı önemi var.
sonra bu denge kademeli olarak değişiyor.
belirleyici olanın karşı cins olmasına izin vermeyin.
kendi silahlarınızı geliştirin.

o kadar yazıyorum
yer yer güldürüyor,
yer yer düşündürüyorum,
adeta nasrettinim.

insan bazen koşmak istiyor yahu

bir evde ne kadar promosyon kola bardağı varsa
o ev o kadar aile evi yahut öğrenci evidir.

ölürüm sana'yı yorumlayan bir rock grubu var.
olmamış o

belki ben de ''king of the bongo'' olabilirim bir gün.

maymunlarda ''insandan geliyoruz diye düşünüyorlar mıdır?''

lacivert çorap hep düşündürür beni.
'lacivert çorap' da öğretmen ismi gibi oldu.

faceebok'ta
''tanıyor olabileceğin kişiler'' bölümü ''öneriler'' olmuş.
insanların insanlara önerildiği bazı meslekler biliyorum ben
şimdi dillendirmeyeyim.

bazen istiyorum ki o 3 numara saçlı kızlardan olsun etrafımda.

bekarlık sultanlıksa,
evlilik imparatorluk,
çocuk ise saltanattır.

sex tarihi
belli bir yaşta sadece ön sevişme
belli bir yaşta ise hiç sevişme
ikisinin arasındaki dem çok önemli

futbol oynayasım geliyor da
o oyunda bana uymayan bir şeyler var.

gece gecelik
sabah sabahlık
öğlen ise kot pantolon

efespilsen'in ayar çekilmiş logosunu sevmedim.
xtra şişesini hiç sevmedim.
tuborg ile mesajlaşmaya başladım
ayrılacağım efesten.

''basket oynamaya gidelim'' olur.
''basketbol oynuyorum'' olur

şair ''armut dalda,kız balkonda sallanır'' diyor.
armudun iyiyisni kim sever onu bilirim.
kız mevzuunu açmam burada.

eşofman değil de, pijama ne zaman tekrar moda olucak onu bekliyorum.

elektriğin kesildiği,makaranın sardığı sinama düşer gözümden.

yukarıdaki
çizim-grafik-efekt-her neyse...
bana aittir.

Ömer Şahin Gültekin'in katkılarıyla hediye şarkı
Jehan Barbur-Gidersen

16.04.2009

bir Oz


bir arkadaşlık sitesinde vin dizel'in hayranı olan arkadaşlarıma bakarken yanlışlıkla kendisine de hayran olduğumu belitmem şu aralar pek güleç geçmeyen ömrüme bir törpü darbesi daha vurdu ve beni lise'nin en ağırbaşlı hocasının sakıza bastığı anda düştüğü durum gibi çaresiz hissettirdi.
şu sakıza basma hadisesi aslında yolda yürürken topuğu kaldırım taşları arasına sıkışan bir dişinin modern dans benzeri hareketlerini üzerindeki döpiyesi ile yapması sonucu aklıma gelmiştir.
sevgili okur, aslında ben de düzenli olarak tökezlerim.
buna bazı arkaşlarım son derece normalmiş gibi tepki vermezken bazıları ise halen bir taraflarıyla gülüyor,aslında gülünür ya düşünsenize düşmdekte olan bir Oz ama düşmüyor bu yıllardır başına geldiği içinde hiç birşey yokmuşcasına yürümeye devam ediyor.hatta artık takıldığı yerleri bile ezberlediği için iyiden iyiye salmış durumda kendisini.
yeni bir şehirde
yeni tökezlediğim yerleri
ezberlemek İST.iyorum

yukarıda görmüş olduğunuz Oz çizimi şahsıma aittir.

bir şarkı indirin.
nil karaibrahimoğlu-kırık

15.04.2009

taksim-i ilan



yukarıda gördüğünüz hayvanlar benim masallarımda isimini koymadan anlattığım hayvanlardır.
kendileri hayvalık iç güdülerini bahane göstererek beni terk ettikleri için onları satmak zorundayım.

yılan sinsi gibidir ama bildiğin sürünür.
kuş yüksekten uçar.
deve kuşu hızlı koşar.
balık biraz mutsuzdur
ama balık yemini verirseniz iyi yüzer.
sonuçta hepsi giderler.

böyle bir ilan versem mi gazeteye?

14.04.2009

Joseninho uguro


örtülü özne diye bir şey varmış.
ödenek gibi
ödenek de ördeği ile meşhur bir şehrimizmiş gibi

bana mı öyle oluyor?
bilmiyorum ama yap-bozun da bulmacanın da kenalarından başlıyorum.
bir de resimdeki sanatçı olmaktan korkuyorum.

'Jose Oz Baycın' yazdım deneme sınavı kağıdıma
sonuçta bugüne kadar aldığım en yüksek puanımı da aldım.
jose uğur getirdi demek

hangi manyak, deveye ''neden boynun eğri?'' diye sorar ki
madem develerle konuşabiliyorsun gevişten konu aç
''çöl hayatı da zor abi be'' de
''beni şu piramitin oraya bırakır mısın?'' de
sonra deve bana küstü tükürdü
bir kere tüküreni lama oluyor cahil adam
ben de sana küstüm.

rebel moves güzeldi,
''vodafonla yok sınırlar'' diyorlar şimdi.
o şarkı da güzel.

düşen dişilerin önce donu gözüküyordu
şimdi pantolon giyiyorlar düşük belli
kıçları gözüküyor.

olympos 2008'in mayısında bir başka güzeldi


kışlık şiir
kasım ayında doğan
bir asım olmak istemezdim
''akşam ki maçta as mısın?''
diye sorsalar ne deridim?

ilkokul servis şöförünü hatırlamayanlar
üzüldüm sizin için.

''işkillenmek'' derim kimi zaman

uncle yazınca aklıma uncalı adlı semt geldi

havalı eğlenceli ve seksi bir rock grubu ismi aranıyor
önerileri yorum olarak yazın bakalım
ben fitneficur dedim.

''batsın bu dünya''nın remixinin çok moda olduğu zamanları bilirim.

pazar günkü derbi maçta ilk dikkatimi çeken şey galatasarayın siyah yerine beyaz şortu tercih etmesinden dolayı fenerbahçe'nin laci şort giymesiydi
son dikkat ettiğim şey ise arda turan'ın ''biz abi çektik diye..'' temalı konuşmalarıydı.
ikisinin arasında dikkat çeken pek bişey yoktu

hediye şarkı
Death In Vegas - Cocaine And Gin
tıklayın indirin bakalım.
bu arada baktım
9 kere indirilmiş son şarkılar
e afiyet olsun

yukarıdaki görüntü şubat 1934 yılında yaşanan bir fenerbahçe-galatasaray maçındandır.

11.04.2009

bahar yağmurlarına hazır olun!


yine bir öğleden sonrasıydı.kendime ayırdığım haftalık bir keyfim olan: uykusuz dergisini bir solukta okuma eylemini gerçekleştriyordum.
''ne olur ne olmaz, son dakika haberi olur.'' diyerek de ntv'ye ayarlı televizyonum da açıktı.
sonra kulağıma bir ses geldi ''eiik,eiik,eiiik,patırf,çata,çata''
meraklı bir mahalle insanı olduğumdan dolayı perdeyi aralaım ve sesin kaynağı ile karşılaştım,
üzerinde sarı bir kaplama olan,bu iri kaynağın camında ''maaşşallah'' yazıyordu.360 derece dönebilen üst aksamı ile arkasını döndü ve bir raket gibi kullandığı kepçesiyle rögar kapaklarımıza girişti,o an beliren ''hop bırrs ne iş'' gibi sesler çıkarma dürtümü sanıyorum ki arka planda çalan Oğuz Haksever'in sunduğu ''o an'' programının şarkısının dinginliği engelledi.
zaten bu tepkilerime pek de gerek kalmadı, zira kendisini kütahyalı olarak anlatan ancak hiçbir mahallenin kendisine inanmadığı ve konyalı olduğu iddia edilen mehmet koştu.
mehmet o an cansiperane bir tavırla ve arkada birleştirdiği elleriyle gerekli bilgileri alıyordu,ben ise bir an camdaki yansımamı gördüm ve ''ulan, milletin ne güzel film izlemelik genç kız komşuları var, ben ise pencere kenarlarından elimden bırakmadığım karikatür dergisiyle konya kütahya melezini izliyorum.'' diye düşündüm.
o an biraz kendimden tiksindim.dergimi okumaya dönerken hava durumu başlamıştı bahar yağmurlarına hazır olun diyordu.
''olur'' dedim.

tepedeki fotoğraf şahsıma ve kapağınm boş kaldığı 2 dakikaya aittir.

9.04.2009

komik olmaz.


good evening'i bir başka severim.
neyse konum bu değil
insanları ve kendimi rezil etmeden kişileri güldüren bir insan olarak sizlere söylüyorum ki güldürmek esasında incecik bir iştir ve kalınlaştıkta daha çok güldürür, ancak komik olmaz.
tepedeki çerçeve 'how i met your mother' dizisinden bir sahne
sanıyorum o bölümde marşıl ve lili evleniyordu.
nasıl gelmişler o hale?

radyo kafalı ses thom yorke ve pj harvey beraber söylemişler
This Mess We're In
hemen indirin bence!

8.04.2009

keranacı






birşeyler yazıcaktım da unuttum duma dum
neyse, işte bunlar da yurttan kareler korosu
alakadar yazı olsa da koysam diyordum ama neyse

''her kim ki'' denildiği zaman aklıma korece geliyor.

''Tora tora tora! Emre Oğuz Baycın,
bö!2009 için Piyaz blogunla yaptığın Kişisel Bloglar kategorisi başvurun onaylandı, seni şanslı. Artık bu mutlu haberi dünyaya duyurabilirsin. :)
Oylama başladığında aldığın oy sayısını ve kategorideki durumunu da panelden görebileceksin.
Bir kere daha başarılar diliyoruz. İyi olan kazansın! :)
bö!takımı''

böylece yine yarışmacı oz oldum
hadi bakalım.

bazı grupların takipçisi olmasam bile dinlediğim her şarkısını seviyorum ve bunlar hep biritiş oluyor.

küfür ile alayı ayıralım.

gezegen ile dünya aynı anlama geliyor bazen.

iyiki zaman caddesi diye bir yere denk gelmedim aklım giderdi yoksa düşünmekten
sonra sıkılırdım gerçi ama olsun.

ısrar sevmemeye başladım.
eskiden de sevmezdim gerçi.

feysbuk akraba mı doluyor?

kel bir adam, ''başımın üzerinde yerin var'' derse ne tepki veririm bilemem.

bizim oralarda dersane öğrencileri yivli minarenin altındaki kafeye gidip çay içip depresif konuları ile birbirlerine caka satmayı seviyorlar.

''seks öldüren'' diyorlar kızların sırtının açılmasını önleyen iç çamaşırlarına
bildiğin bebek atleti o

sigarayla savaşırım aslında da gaza gelmem lazım, bir de duman avcılarının yok olması lazım.

25 saniye boyunca düşündüğüm şey, bir ebenin katil olması hakkında bir film çekmek.

wall-e'yi türkçeye vol-i diye çevirmişler.
bilmeyen varsa söyleyeyim dedim.

ingilizce de diyor ;
'i wanna run'
yani eylem sona yazılıyor
kişinin 'i want sex' gibi bir şeyler demesini bekleyen nice gençler vardır ingilterede..
ülkemde öylemi seviş dedin mi?
bitti.

festfuut lokantalarda yemek yerken pek mutlu olmuyorum ama aynı mantıkla hazırlanmış kahveciydi tatlıcıydı burada mutlu oluyorum
yemek ihitiyaç,tatlı keyif

viki kıristina barselona adlı filmin sürekli ''barselonaaağğ'' denilen tema şarkısı aklıma takılıyor.
siz de dinleyin
Linkoyvan

uykusuz dergisi çizeri yiğit özgür'ün bir karikatüründe ''keranacı'' lafına yervermesi ile ağzım kulaklarıma tanıştı

ey toy gençler, ey bıyıkları yeni terleyenler, ey okulun tarzlık yarışındaki kızları..
''hmm basları güzel,basları fender belli..'' demezseniz müzikten az anlıyor gibi görünmüyorsunuz.

bu arada dün guitar diye bir film izledim.
fena değildi.

ey gönlü binbir ezgi ile mukaddes olmuş kadim okuyucum,
bu yazıda burada nihayetine erişmiş bulunmaktadır.
ati bir zamanda görüşmek üzere
baki kalın.

7.04.2009

2 dakika


rüzgarlı havanın aslında sıcak olduğu havalardan birisiydi.
bir teorisini anlatıyordu, insanların çift karakteri olduklarını, yeni tenolojilerin insanı internet başında tanınmaz hale getirdiğini,internetin kendi normları olduğunu yol boyunca anlattı,
'bir dakika' dedi montunu çıkarttı postacı çantasının üzerine koydu ve aslında bu montlar ile de ilginç tespit ve teorilerim var dedi.
ben hala susuyordum ve ilgimi çekmeyen bu kişinin ilgisini çeken çeşitli konuları,yolda gördüğü ve çaktırmadan baktığı popoları falan aklıma gereksizce not alıyordum.
''yaz da gelmiş yahu'' dedi.
derken de ceketini eline almış hızlı hızlı yürüyen bi kızın bıngılımtırak göğüslerini süzüyordu.
az önce hayata dair ilginç tespitlerini ve gözlemlerini adeta bir marjinal düşünce insanı gibi anlatan bu adam,
son 2 dakikada bir cumali bir murtazadan farksız hale gelmişti.
kendisinden bir süre tiksindim,herhalde farketmiş olacak bir süre o da sustu.
sonra bir anda ''aslında o son birayı içmeyecektim'' dedi.
aşşağılar bir ses tonu ile ''hayırdır?'' dedim.
başladı anlatmaya
''şimdi arkadaşım...'' dedi sonra yanından geçen kızın poposunu merak ettiğinden olsa gerek flamingo esnekliğindeki boyununu arkaya çevirdi.
önünü döndü ''tıssk'' diye yere tükürdü ve devam etti
akşam bir ortama gitmiş de, ne biçim yollu kızlar varmış.hepsi buna hasta olmuş sataşmalarına ters cevap vermişler bu ters cevaplar aslında kızların ona ne kadar hasta olduğunun işaretiymiş,etekli olan kız vericek gibiymiş,zaten biraz sarhoşmuşta,
az önce benim için bir mehmetten bir aliden farksız hale gelmiş bu kişilik an itibariyle berkecan ile osman arası bir karaktere bürünmüş hem yavşak hem öküz bir tip halini almıştı.
bir arasokağı gösterip ''ben buradan dönüyorum'' dedim.
''iyi biladerim selam söyle ahmete'' dedi
''hadi'' dedim derken de tokalaştık.
köşeyi döndüm artık gitmiştir diye düşünerek ara sokaktaki ilerleyişimi ana sokağa taşıdım.birden karşımda belirdi yüzünde ''sokam sana yavşak'' ifadesi vardı.
eminim az önce benim onun hakkında düşündüklerimi o şu an bana karşı düşünüyordu. ''ehehe mehehe'' diyerek yanından karşıdaki başka bir sokağa geçtim.
adamdan kurtulmak için resmen yüzyılın seyyahı, bin yılın turisti olmuştum ''çocuklaşmayayım'' dedim.
dersanenin oraya gittim.kapının önünde Ahmet sigara içiyordu.saate baktım daha erkendi ortalıkta kızlardan da kimse yoktu,mecbur ahmetle takıldım.
bu, sene başından beri pek sevmediğim ahmet'in yanında ilk görülüşümdü.
sonra o geldi tanışırken adını ''humurusus'' gibi bir şey söyledi anlamadım.
humurusus bey başladı anlatmaya..
biraz pişman bir ses tonu ile ahmete ''biradeeer,aslında o son birayı içmeyecektim'' dedi.

Not:Uydurmasyondur.

6.04.2009

formüle 1 ölçek


hava da sinsi gibi şerefsiz gibi ne biçim kapandı yağmur falan yağıyor ve evlerin güneşlikleri şeftali renginde görünüyor evlerin içinden

şeftali rengi denince aklıma yıllardır içemediğim şeftali aromalı çay geliyor
bir de amerikan dolarına yapılan renk ayarının şeftali rengi olması

şeftali denilince aklıma gelmeyenler ise
bursa ve 'ben şef tali,' temalı fıkra

anadolu'nun u sunu çıkartıp araba ismi yapmak güzel bir fikir

reklamcılığa ve eski grafikerliğe nasıl saygı duyarım anlatamam

modem ile aramızda 1 gerginlik olucak sonunda
gerçi benden bora uzer olmaz

parfüm derken dudaklar ne biçim öpücük oluyormuş
hemen denediniz değil mi?

keyti periy'de çok dil çıkartıp ortamda çok eğlenen aslında derin hisli olan blogger kız tipi var.

'aaşamıla koparın dayıoolu' diyen kaç kişi var?

kahvaltıdan sonra kahve içmezsek sadece altı olur.
iki kişi yaparsak sekiz olur.
o da güzel olur.

dark and cold gibi bir şeyler yazsam edebiyattan ekmek yerim aslında..

gergedandan daha serinkanlı hayvan var mı?

finansbank'ın ''sakın geç kalma erken gel'' grafiği ne güzeldir.

atmosfer ne kız ismi olur, ne erkek

yarın dediğin bugünün kopyala yapıştır hali
yarından sonrası başka

rock bara gidip de tribal gençleri görmeyeli yıllar oldu
lan hepiniz mi rockstarsınız?
ne bu gam,ne bu trip
babandan aldın bilet artı bir bira dahil parasını
ne bu hava
i love rock'n roll

muhafazakar hip-hopçu dolu ortalık

yaşı kemalde gezen jason kidd bir maçta 20 asist yapmış
vayanasını

é-éé?(meraklı fransız sorusu)

'o formüle 1 ölçek daha sülfat katalım.'
eski f1 pilotunun kimyager olması durumunda kurması muhtemel cümle

manuchao'nun
'in baghdad, it's no democracy
that's just because, it's a us country'
dediği 'rainin in paradize' adlı şarkı
'go maasai go maasai be mellow, go maasai go maasai be sharp'
hop burada LİNKOWSKİ

deli deli şarkılarmış
bunu diye 9 yaşındaki kardeşim

5.04.2009

göğe göre


hakan peker ile başlıyorum ve kafanızda görseller canlanıyor.

'köylü güzeli' şarkısının sözlerine dikkat edin de popüler müziğin toplumsal şarkılarından birisini algılayın bir zahmet.

sıkılınca dudakları ağrıyan insan benim.
somurtmaktan olsa gerek.

bu blog biterken çalan şarkıları falan yazıyoruz da
biz biterken kral tv de ne çalıyor?
ondan haber verin siz

uyduruk ve ciddiyet yoksunu bir hayat benzetmesi yapayım
''hayat fotoğraf gibidir; çekmesini bilirsen güzel görünür.''

mesela yukarıdaki söylemi ben kendim buldum ama benden önce söyleyen vardır.
ve bu yüzden ben kendim bulmuşum gibi olmuyor.
bu sebepten ilk aklınıza geleni uygulamayın.

lounge diye kız ismi olsa ya!

otobüsle giderken üzerinde 'HACİ' yazan bir galatasaray forması görmüştüm.
geçen gün de ömer, tepeye kaldırdığı kamerası ile kendi fotoğrafını çeken tarım işçisi bir teyze görüş aklı gitmiş.

kızları ikiye ayıralım
uzun saçlı erkek sevenler ve tahamül edemeyenler.

Kanye West içki adı gibi

duman dummayan diye espri yapan genç olsa ya

artık kimse ''haşırtdadanak'' demiyor galiba
yok ''devenin nalı'' vardır bir de

bütün kötülüklerin babası belirli değildir.

spor klubü yetkilisi olsam manu chao'ya forma hediye ederim.
adam giyiyor.

yaşar hep bir potansiyel olarak mı kalıcak?
kaşımda sevdan, gözümde sevdan
ustam ölmüş, ben sevdam

rüyalarda buluşma noktaları diye kitap çıkartsın birileri.

meksikalıya da benzetildim
taylandlıya da
brezilyalıya da
anime karakterilerine de
sonuç: ben esmerim

(kendi kendime münkaşaya girdim.)
ince bıyıklarımla geri döndüm.
nereden nereye döndüm?
lavabodan odama
niye döndüm?
kolonya almak için
neden kolonya?
e erkekler de yanar

hak denince aklıma imam geliyor
hukuk denince hakim

şahane bir yeganem ve yegane bir şahanem var benim.

maykıl ceksin geri dönsün demiştim
dönüyor adam
gerçi ben akustik demiştim ama
o bombabomba.com tarzına devam edecek herhalde

gök çelimsiz bir pembeyse
deniz de ona uyardı
zira deniz rengini
göğe göre belirler

ilk konversim lise bitince ayaklarımdaydı
tam da mezuniyet günü
aslında adidas severim

i can, you can, what can you do?
bbc ingilizce öğretiyor atv aracılığı ile

her genç gibi benim de film fikri var kafamda da
du bakalım.

'gari' derim zaman zaman
geşlen reaksiyonlarla
hemen gerçekten gari diyen insanların arasında yetişmişlerle
gari ile dalga geçeyimcileri ayırırım

ayrımcıyım

farsça güzel de
ibranice biraz geriyor adamı

bundan sonraki kısımı okumasanız da olur!

belki belli olmuştur.
canım sıkkındı, hiç yazasım yoktu
hakız mıyım?
yüzde yüz değil

özür değil anlayış beklersiniz ya
onu bekliyorum
adam gibi bir şeyler anlattım
ama yok
hemen hak hukuk
bun da haksızmışım
tamam
diğerlerin de benim de hakkım var
yok
oldu mu
bence olmadı

2.04.2009

işlevsel


ey okur,
yanında dişi kimse bulunmayan erkeklerin davranışlar ile bulunan erkeğin davranışları oldukça değişken oluyor.
bu hem dişilerin hem de erkeklerin farkettiği yazısız bir kural haline gelmiştir.
felsefi değil, bilimsel yaklaşırsak aynı örneğin karşıt versiyonunu incelemek gerekir ki bu, 'kızların erkek arasında nasıl davrandıkları?' sorusunu doğuruyor.
bu da asla bilinemeyecek aydınlanamayacak ancak üzerine tahminler yürütülecek teoriler ve taktikler geliştirilecek olan bir mevzuudur.

'erkekler işlevseldir, kızlar karmaşık gibidir.' adlı önermemden yola çıkarak yazdığım bu saçmalıklara haşmetli vaktinizi ayırdığınız için sizlere çok teşekkür ederim.


fotoğraftaki deliye vurup uçan kuş benimdir.
kadraj murak kocakaplana aittir.

1.04.2009

kuzey yarım küre


ingilizce konuşanlar 'eğer' kelimesini bizden daha çok kullanıyorlar galiba
bu ne lan her şarkıda 'if'

kırışık gömlek modasını hiç sevemememiştim.

''jilet gibi adam'' derler
hep aklıma kocaman bir usturayı getiriyor.

hiç bir türden akrabası olmayan hayvanları taktdir ederim.

ustura:japon berberi

gitar müziği iyidir.
sitar müziği tartışılır.

''kendime küstüm,
kendime kırgınım''
bırakalım bu işleri

harun kolçak'a benzeyen futbolcu vardı ben küçükken.
gerçi popüler figürler ile futbolcular birbirine hep benzemiştir
mesela beckham
ama o futbolcuydu zaten

ismini vermek istemediğim bir okuyucum dediki eski performansımdan uzakmışım.
not alarak yazmayı deniyordum bir kaç seferdim demekki neymiş normalde değil düşününce eğlenceliymişim.

aslında o hikayedeki yakışıklı benim ama pek bilinmiyor o hikaye.

bir dönem antalyasında 'migrosta arkadaşla karşılaşmak' diye bir şey vardı
ya yeni yeni migroslar ortaya çıktı
yahut pek arkadaşım kalmadı.

hala davos esprileri duyuyorum
bi fena oluyorum
ayrıca davos güzel bir kelimeymiş
henüz bir mana kazanmadan kapaklansaydım keşke

'mukayet' dedi bir kız
telefonla konuşurken arkadan
aklım kaldı

kuzey yarım küre daha güzel,daha can,karalar daha çok,yaşam var.

hani gitarın tellerine tam okor basmadan kibarca tutarak ''vıkı vıkı''
diye ses çıkarmak var ya
onu çok seviyorum
geçen gün neredeyse öyle şarkı gibi bir şey çalıyorduk.

kaleiçindeki eski kapanmış sinamaya bakıyorum geliş geçiş
bir gün tak diye bir yatırım alacak değerli olacak sonra 'ben demiştim' diyeceğim.
(bknz.antalya atatürk caddesi starbucks)

rakı kelimesini kelime içerisinde kullanalım
bıRakıcaksın bu işleri

ey kız evlat sahibi olacaklar
kız evlatlarınıza eski moda isimler vermeyin ki,
okul gibi ortamların ilk günlerinde erken gelen öğrenciler sınıf listesine bakarken bi hoş hissetsinler.
ne bileyim fikir işte

siyasilere dava insanı diyorlar ya,
mübaşirlere ayıp ediyorlar.

bugün 1 nisan ve havalar ısındı
korkum şudur:
yarın yağmur yağar kar olur da
''hava 1 nisan şakası yaptı'' derler.

telefonlarımız kilitlendi cümlesi
televizyon klişesidir

'nemalan' yazınca ne güzel görünüyormuş yahu
fantastik filmlerin dikkat çekmeyen karakter oyuncularının adı gibi.

parti isimlerinin kısaltmalarına açılım getirmece oynadık ma aile keyifliydi.

kerevizi sevmem
sevene laf etmem

tepedeki gif'de ikinci çok kısa filmim
sırasıyla
ömer,onur,murat oynuyorlar
özellikle murat'ın bir anda beliren adam rolü çok başarılı
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...