2.05.2014

Meşru Zamanlar


  Başka bir ülkeye giden insanlar tam olarak ne yapıyorlar pek bilmiyorum.
Orada da bir hamam böceğinin yürüyüşünü, bir otobüs yolculuğunda gözleri dalmış bir yabancıyı, görmek, buranın da kolasında çok şeker varmış diye düşünmek,
parkta gezen insanları ve okuldan çıkan öğrencileri kendi insanlarına benzetmek, "burası da aynı bizim şurası" benzeri düşüncelere dalmak ve oranın sabah programındaki saçmalıklarını izlemek bize çok iyi geliyor olmalı.
  İnsanız çünkü biz,
başkasının da bizim gibi yaşıyor, saçmalıyor oluşu hatta bizden kötü durumda oluşu bizim yaşamımızı ve saçmalamalarımızı kendi zihnimizde meşru kılar ve sonunda bu bize garip bir özgüven hissi verir.
Bir süre sonra tekrar toplanmış arkadaşların içinden şükredercesine durumu kötü olanlardan konuşması, ego ile karışık bir vicdan tatminidir.
  Parçalı bulutlu bir gecede sahile uzanıp gökyüzünü seyrettiğimizde huzur bulmamız aslında:
göğe bakan bir kum tanesi olunca yok edilemez hissetmemiz, bulutlara bakınca ulaşılmaz hissetmemiz ve denizi dinlerken büyük ve cömert bir denize dönüşmemiz ile ilgilidir.
 Bir ölüm görmeyince ölümü unuturuz, ateşi ya da bir bıçak kesiğini farketmezsek acısını da hissetmeyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...