Merhaba,uzun zamandır yazmıyordum
ben de beni özlemiştim.
Antalyaya geldim, sıcaktan dilim dışarda geziyorum,
ama pek mutluyum
bülbül ve altın kafes ilişkisi galiba.
eski dostlarla geleneği bozmadan aynı saçma eğlenceleri yaptık ve yapacağız.
''yavrum'' yerine ''yavrusal'' diyen genç...
turist kızı ne acayip
yahu geçen kaleiçinde oturuyoruz denize nazır
önümüzde bir turist hatun afedersiniz keten elbisesinin eteğini kaldırıp donunu düzeltti.
napıyorsun yahu sen?
hadi senin popon falan güzel de
o kemerde falan üstsüz gezen 1000 yaşındaki teyzelerinize bir dur demeli.
altlı-üstlü arkalı-önlü gezmeli o teyzeler.
''yeni yaşımın yanında kuru da yanar oğuzcum bunu sakın unutma''
söylem ilkokuldan beridir arkadaşım olan Uraz A.'ya aittir
kendisi akıllı fikirli bir insandır.
facebook'da çeşitli hanımefendileri sürekli bir ayakkabı mağazasının reklam fotoğrafına etiketli buluyorum
sanıyorum kadınlar için kadınlar tuvaletinde topluklu ayakkabı kullanmak pek makbül.
erkeklere pipo saçma
tabii eğer pipo'dan kasıt pipi değilse.
hemcinslerim ''araba sevdası''na kapılacaklarına
bir çekiç alıp çivi çakmayı öğrenseler kızları daha rahat etkilerler
ha olmadı kızı çakarsınız tişörtünden falan.
arkadaşım Gözde K. ''kalbim seni seçti'' diye bir dizide oynayacaktı
oynamış
dizi o kadar sıkıcı geldi ki diziyi zaten izleyen aile üyelerime gözde çıkınca ses edin dedim
ettiler.
heyecanla izledim arkadaşımı
yalnız sapsarı olan arkadaşımın soyadını hata ile ''kara'' olarak yazmışlar ona da ''pii'' dedim.
şu kelime doğrulama şeyleri de hayatımızın neşesi: apinni dunkill ne lan?
eski ünlü şarkıcı ''neşe katarböcek'' !
gölgesini yanına alıp hasretin yoluna vuran bir şarkı var ve harika biraz ''zalim''.
''gitar hiro'' ne menem bir oyunsun yahu..
kendisini oynatan salonlardan birinde the beatles yakalayım
o zaman işte benim bitip yeniden başlayacağım an o an.
siz hiç yaz günü klozete oturmuşken sifonu çektiniz mi?
hilal cebeci iki de bir twitter'ı aracılığı ile iç çamaşırlı fotoğraflarını yayınlıyor:
1.si elaleme iç çamaşırının görünmesi ayıptır çamaşır asmanın bile bir adabı vardır.
2.bu şekilde biraz ünlü olabilirsin hatta biraz daha açıp biraz daha ünlü olabilirsin ama aç aç nereye kadar.
3. en karlısı bu işten bir çamaşır sponsoru bulması olur.
tüm imajını bandanasına bağlamış insanı sevmem.
indie dinleyenlerle metal dinleyenleri aynı kefeye koyamam arkadaşım ben.
istanbul nasıl sevilmez Barış Manço diye bir vapur var.
telefonum enteresan bazen birine mesaj çekmek için 20 saat falan uğraşıyor eğer çekemediyse de 2 gün sonra falan ''başarısız'' diye bir iletim mesajı veriyor.
kim başarısız yahut kim kardashian onu bilmiyorum?
eğer bindokuzdoksanlar diye konuşulmaya başlandıysa ki başlandı sen inceden yaşlandın arkadaşım
bak etrafına dünkü çocukların bebeklerin sevgilileri falan var d
ikkat et buna gözlemle hayatı.
dedemin ve babamın işi közde patlıcan salatasının benle kavuştuğu o eşsiz an var ya of..ki ne of..
i'm a scat man diye bir şarkı vardı galiba şöyle söyleyeyim ''bii bap bap barapbop barapbop bii bap bap barapbop barapbop''
bazen 'yuniseks' kelimesine kafam basmıyor.
kutu biralı fotoğraflar orta 2'den terk.
denize kendi şemsiyesi ile giden adamdaki özgüven kimsede yoktur, hele ki o şemsiyeyi kuma çaktığı an,
sanırım denize girmeyi neden tam olarak sevmediğimi buldum çünkü bir yarın hep içerideyken bir yarın hep dışarıda bu nasıl iş lan! iki yerin basınçları da farklı konu ile ilgili The Beatles der ki ''i like to be under the sea'''
NÜKTEDAN benim için o kadar mükemmel bir kelime ki öyle güzel öyle münasip öyle tenasuplu ki anlatamam.
facebook like içinde kaldı.
müziğe ilgi duyan kişi cümlesi ''basları dinle basları'' ulan sanki çok gizli saklı bir cennet o baslar.
hayır kısmen çaldık bu aleti ettik oradan biliyoruz.
sanırım genç kızların ''hiç beni aramıyorsun'' dedikleri bir yaş var o yaşlar bizim gerçekten hoşlanmadığımız kızın yanında 2 dakika bile durmadığımız yaşlar.
bizde çok zayıfa ''çiroz'' denir.
''ara beni öptüm seni seni''
antalya ile istanbulun yayası ve yürüyen merdiven alışkanlıkları bile farklı
bence baharat sevmeyen insanların tutkuları eksik.
düz insan onlar.
kızın birinin terliğinin kopması arkadaşım murat k.'nın da kıza çorabını vermesi..
bana kısmen romantik geldi
çoraplar kokuyorsa falan diye bilirsiniz de çorap zaten kokar arkadaşım.
bakın tekrar söylüyorum the beatles'ın giydiği 4 düğmeli harika ceketlerden bulup da vermeyen top olsun.
aile fotoğraflarını kurcaladım birkaç tane buldum.
red kid'in sigarayı bırakması ve akabinde çekirdeğe başlamaması
ancak uzun çöpü çekip ağzında taşıması.
düldül'ü severim.
fotoğraf belki de çok yavaş çekimdir ama çok çok yavaş..
Fleet Foxes tam da zamanında helplessness blues isimli albümlerini çıkarmış
albüme de adını veren harika bir parçaya da sahiplermiş.
bilgisayar arıza yaptı görsel yükleyemedim
''Focus to Foxes'' eyleyin.
2 yorum:
Közde patlıcan kadar harika bi tat var mıdır yahu. Mis mis.
Bi düşündüm de "hiç beni aramıyorsun"lu yaşlarım en hatırlamak istemediğim yaşlardı benim.
The Beatles ne de güzel demiş diyeyim son olarak. Zaten onlar hep güzel şeyler der. Canım Beatles.
"hiç beni aramıyorsun"lu yaşlarını hatırlattıysam affola,üstelik közde affola
bunu da bir The Beatles şarkısı ile anlatmak isterdim ancak konu ile ilgili bir şarkıları henüz yok galiba
Yorum Gönder