limoni kabak

internet ile alakam yine bir süredir limoni.
garip olan kısım ise Gökçe'nin dizüsütü bilgisayarı ile az önce aradım ve oturma odamda kabak gibi internet buldum.
gidip gelip duruyor geçi..
du bakalım..

hong-kongda gonglar

bilmişçe bir ifade ile ''karı koca arasına girilmez'' diyorlar.
anlamıyorum,
nereden çıkmış hurafemsi kalıplaşmış ahlak normu?
yaşamamış,yaşamış olanlarımız vardır.(çekinenler bu cümleden sonra okumamakta haklıdırlar)
düşünsenize babanız bir kadınla kavga ediyor ve o kadın? sizin anneniz,
anneniz bir adamla kavga ediyor, o adam? sizin babanız.
sonra da okullarda anlatıyorlar: ''Türk aile yapısı çok sağlamdır.
düşman devletler önce aile yapımıza saldırırlar'' diye.
e haklılar.
malesef en iyi bildiğimiz işteş fiil: dövüşmek! ve bilmişçe bir ifade ile ''karı koca arasına girilmez'' gibi normlar uydurmak.

hong kong phooey kadar olamadık.

ne işiniz var suyun içinde?

sevgili okur ne yaparsanız yapın ama benim bedduamı almayın bu hayatta.
fena oluyor insan.
ha bir de benim olumsuz tavır koyduğum insanlarla samimi olmak için bir tarafınızı yırtmayın.
azıcık Oz lafı dinleyin.
sonra benimle beraber yavaş yavaş kenardan izleyin bakın o olumsuz tavır koyulan insan nasıl bir tecavüzcü coşkun karakterine dönüşüyor,
nasıl bir aymaz, nasıl bir şerefsiz oluyor..
ha olmadı mı?
ben de gene de o zaman size yanlış bir yapıyorsunuz diye kızıp beddua edebilirim.
gördüğünüz gibi hiç sakınmıyorum beddualarımı ve benden de pek kurtuluş yok.

sevgili emrah'ın şarkılarına geçtiği gibi ''sevdim mi tam severim''
indirsemmi.

abartılı şekilde falda ve rüyada görünürüm ancak fal baktırmam rüya görmem gerçi bu ara rüya görmeye başladım.
ha gördüm de ne oldu 35yaşlarında olup da 20 gösteren bir yerli turist kadına yol tarif ederken ntv haber ekibiyle(takım elbiseleri de vardı) karşılaştım o oldu.
Banu Güven yoktu o olsa iyiydi bak.

''ebru şallı evlendi,demet şener evlendi atık şamdan vb dergilerin neden çıkmadığı da anlaşılıyor.''
tespit Gökçe Tüfekçi

Güpgüp diye soyismi gördük televizyonda kalpatışı gibi.

kalp demişken gaza gelip de kalbimi sevmişliğim yok bu hayatta
becel yemişliğim hiç yok!

bazı isimlere gerçekten gıcığım var.
ha nedir çocğunun adını barış ve cem koyan insan arıyorum.
gugula barış ve cem kardeşler yazdım bulamadım.

benden uçan kaçan kurtulur,
hatta yüzen bile kurtulur uğraşamam.
ha oldu uğraştım yakaladım,
o nefes nefese halime ne diyeceğim?

tek tuvalet kağıdı satılsa ya kağıt peçete fiyatına.

pazara gidince ''burası serbest pazar, kapital sistem'' demeyi seviyorum.

antalya the marmara otelde denize girmeyin pek pahalıymış.
zaten bence insanoğlunun denize girmesi başlıbaşına garip.
yağmur yağınca ıslacağız diye kaçıyorlar ama koskoca bir plaj-deniz sektörü var.
ne işiniz var suyun içinde yahu.
ha böyle diyorum ben giriyor muyum?
giriyorum.
kelebek stili deniyor muyum?
deniyorum.
köpekleme can mıdır?
candır.

capon çizgi filmlerindeki gibi enseyi kaşıyorum bazen de gözlerim büyümüyor.

havaymetyormadır da Türkiye'nin Robin karakteri Burcu Esmersoydur.

çocuklar artık birşeycilik oynamıyorlar galiba.
ne bileyim pokemonculuk falan..

Atiye Deniz adlı kızın Salla isimli şarkısının'ın klibi sürekli ekranlarda anlamadım gitti.

bir kere de kitap tavsiye edeyip sürpriz olsun.
ta taaa!

güngeçmiyor ki bir tanıdıkla karşılaşmayayım.
Antalya küçük yer azizim.

saçını toplayan dişi teorimi pit-bull adlı şarkıcı'nın klip yönetmeni de farketmiş ve gri mayolu kızda uygulamış.
youtube.com tıklayın izleyin.

vepkeme soyunan kıza ben bakmam zaten
o ne ucuzluk öyle.

''bu son olsun bu son''
cem karaca

^~BiteR~^
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

kara el-diven

bir tanıdığım amelliyat, operasyon, müdahale, hastalık,vb.. geçirse pek ilgili gözükmem.
gözükmem ki bir de diğer yaşayan insanların endişelerini göz önüne almış olmasın.
ha endişelenirim de kendikendime.
ancak ortamın soğukkanlı olan ve su almaya falan giden insanı görevi için mükemmelim.

3 bölümlük bir hikaye projem var.
du bakalım.

fotoğraftaki gibi tavırlarhalen var olsun istiyorum.

ben turist olsam,''tetriste nazara inanırım''

klavyesinde 'ğ' harfi olan milletiz.
ben turist olsam siz millet olsanız ilgimi böyle çekerdiniz.

deodarant, parfümün yanında biraz sönük gibi geliyor.

hiç mause kullanmadan bilgisayar kullanan arkadaşlar aynı zamanda
bilgisayara piisiii diyen arkadaşlardır.

yapım ekleri denince aklım pasta geliyor benim.

antkart gidiyor halk kart geliyor.
e ben ne anladım bu işten?
ille kart olacak ve lafta moden olacağız.

genelde iyi tetris oynayan ve kötü giden oyunu toparlayan gökçeye ''iyi toparladın ha'' demem.
akabinde ''sus sus: tetriste nazara inanırım'' diyerek bomba açıklamayı yapıştırması.

söylemesi bile garip: ''fantazi''

millet ne biçim çocuk yetiştiriyor.?

Çin mallarını boykot için bunu mu bekliyordunuz ey Türk tüketicisi.
ben küçükken de franzız malları boykot ediliyordu da,
haberlerde görmüştüm adamın biri gaza gelip buzdolabını ateşe atmıştı.
ayrıca ''fransız adam buzdolabımı yapar?'' diye de düşünmüştüm çocuk akılla.

taksit taksit küserim.
taksit taksit barışırım.

herşeyi susam sokağı türkçesiyle okuyabilen bendeniz küçükken eczaneyi okuyamadı kıvrandı kaldı.

windows'u zeytin yeşili severim
ancak messenger tupturuncu beliriyor sinir ediyor beni.

'kesinlikle' yerine 'kesinliklen' diyen insan çık tekrar ortaya.

havalar ısındı olimpos meraklısı zengin ama pis görünmeye çalışan gençler olimposa gittiler.
şimdi yavaş yavaş geri dönüp bira eşliğinde barlarına gidiyorlar.

pişi diye yemek maddesi var.
daha ne olsun adını koymuşlar ''pişi''
ardını düşünme ye.

boynu bükük duran bilgisayar kamerasıdır beni hüzünlendiren.

1-insanın eğlence mekanlarında çok kahkahayla gülen kıza ihtiyacı vardır.
2-insanın cafelerde çay kahve yerine meyvesuyu,soda içen kişiler ihtiyacı vardr.

afro saça bonus denmesin istiyorum,çok istiyorum.
başka bir hayat mümkün olsun da istiyorum.
gideceğimden değil.

kadir inanır,hakan taşıyan esprisi konseptinde hande yener espirisi yapılmadı.

9 yaşındaki kardeşim serçe parmağını kaldırıp sordu.
''zenciler neden bu parmağı kullanmazlar'' diye.
''bilemedim neden?'' dedim.
''bu parmak benim de ondan'' dedi.

NR1 adlı kanalda maykılceksının ardından çok komik taziyeler yazıyor.
gülüyorum ayıp oluyor.

güngeçmiyor ki yeni bir gün geçmesin
geçmesin.
geçmesin.

'heri potır' dediler
''heri halükarda gidersiniz siz'' dedim.
Sevmem kendisini.

ingilicede ilk dikkatimi çeken kelime ''envelope''
melodi gibi.

sindirella'nın arabası 24.00'dan sonra direk kabak tatlısı olsaya ya
sinrella da saralle gibi çokokrem gibi

"her şey satılıktır: aşk, sanat, bu dünya, sen, ben. özellikle de ben.."
99 francs adlı filmden alıntı.
filme gökçeyle gittik beğendik

sıcak zaten daha da yazamayacağım okurum.
Cobain'e selam.

aynaları kandırmacalı mağzalar

bir müddet sonra ''böğraaarrrrhh!'' diye bağırıp sağa sola saldırasım geliyor alışveriş merkezlerinde.
sonra bir sakinlik kaplıyor bünyemi,düşünüyorum
ne yapıyorsunuz siz ey insanlar?
başka birilerine para kazandığı bir olayda suratsız tezgahtarlara umut dolu bakışlar atarak ''bunun başka bedeni var mı?'' diyorsunuz.
tezgahtardan isteksiz bir ''hayır'' duyunca da hemen üzülüyorsunuz.
lan neye üzülüyorsunuz?
zaten sizin olmayan bir şey sizden gitmiş gibi üzülüyorsunuz. sonra ezerler tabii sizi
işte o loş ışıklı, aynaları kandırmacalı mağzalar sizlere onun sizin olabileceği ve size çok yakışabileceği ihtimallerini satıyorlar.
sizlerde ellerinize geçirip başka müşteriler almadan kaptığınız ürünler için bedellerinden farklı(ucuz da olabilir) meblaları ödemek için uzun sıralarda bekliyorsunuz.
sırada beklerken de size bunun karşılığında ne kadar medeni olduğunuz bakışlar aracılığı ile satılıyor.yere düşmüş kıyafetlerin,askıların üzerine basıp geçen ve çantalarını bileklerinde taşıyan çok makyajlı beyaz konversli kızlar(genelde anneleriyle beraber), ortalığa salıverilmiş çocuklar da cabası.
alışveriş merkezlerini artık sevmemeye başladım
kötü havalandırmaları,
özellikle yazın fütürsuzca içeri dalan insanları,
insanların üzerindeki ''bişeyler aldım lan,arkadaşlarım da var benim'' ifadesi,
sulu ağızlarla bizi bekleyen promosyonlar,
lokanta katının kalabalıklığı,
kalitesiz yemeklerin pahalı fiyatları
ve mutlaka bir yerlerine sokuşturulmuş miğde bulandırıcı bardakta mısır satıcıları..
hepsinden öte içerisindeyken sağlıksız hissetmem var.
bir müddet sonra ''böğraaarrrrhh!'' diye bağırıp sağa sola saldırasım geliyor alışveriş merkezlerinde.
sonra bir sakinlik kaplıyor bünyemi,düşünüyorum
ne yapıyorsunuz siz ey insanlar?

çocuklarımızı da unutmamış mış mışlar
hayret bişey.

yalvar yakar bir arada ve elinde tutmak

rüyamdan hatırladığım tek şey: bilgisayar kasasının çat diye 3 e ayrılması ve benim onları telaşla bir arada tutma mücadelemdi.
sonradan hatırlamaya devam ettim:rüyamda bilgisayarım o halde de çalışıyordu ancak bir sürücüsü silindiği için otomatik tekrar yüklenmek üzereydi ve benden bir seçim yapmamı istiyordu.
özsaygı sevgili okurlar:insan bilgisayara karşı bile onurunu ayaklar altına alıp.0 onu yalvar yakar bir arada ve elinde tutarken özsaygısını oldukça yitiriyor.
sevgili okur özsaygısı yitik bir insan ''sürücüyü yeniden kur'' ile ''vazgeçtim kurma'' seçenekleri arasında seçim yaparken düşünüyor çok düşünüyor.
,düşündükçe özsaygısı daha da gidiyor,
gittikçe düşünüyor,
düşündükçe öz saygısı..

fotoğraf bana aittir.
fotoğrafın ortalarında görünen kertenkele:kendini Antalya sahillerine kaptırmış bir canlıdır.

''tek çöp evin''

viktorya sikrıt defilesinde ''kemik torbası olmayan mankenler de var'' dercesine podyumda dolaşan dişilerin arkasında çalan killers'ın Human adlı şarkısına pis pis gülmüştüm.
kemik torbası mankenlerin de sorumlusu bıyıklı eşcinsel modacılardır.
kadından anlamıyor bu kişiler daha da ötesi er kişilerinde anlamasına razı gelmiyorlar onları düdük gibi yapıyorlar.

'pozitif ayrımclık' lafı giderek yayılıyor dikkat.

bir yalandan geriye doğru sayılabiliyor
yalan.
alan.
lan?!
an.

winamp meyvesuyu çıkartsın özellikle portakal-elma
media playerdan da kot markası olur.

facebooka en son giren ilkokul arkadaşımız belki taktik yapan arkadaşımızdır.
bu çıkarıma geç kalan değerli oluyor teorimden ulaştım.

çiğdeme migrosa biraz erken gelebilir misin? dedim.
direk dakika verdi 20 dakikaya oradayım diye.
üst kata gel diye çaldırdım ve o beni aradı(üst kata gel diye çaldırmak)
''60'a kadar say kapının önündeyim'' dedi.
ajansın dar rol çatışması mı yaşıyorsun nesin?

''adam ol,sorarlar adama,döverler adamı.''
sonra bir de kadınlar isyan ediyor
peh.

rokçu punkçu arkadaşlar öyle rahat yaşam bohem yaşam görünüyorlar ama iş müzik tarzına gelince ille de rok ille de punk hayır arkadaşım tamam müziğinden taviz vermiyorsun ama sonra ''ben rahatım hacı yeeeaaa'' deme bana.

insan dediğimiz varlık birbirine dert satıyor.
şu kadar derdim var diyor bunun altında ''ben bunlarla mücadele edebiliyorum bak bana bi bak hehey be'' yatıyor.

nerede bir mahalledeki çöpü sahiplenen apartman-site var o arpartmanın yola bakan en güzide duvarına 'tek yol devrim' formatında ''tek çöp evin'' yazmak istiyorum da gönül elvermiyor.

gönlümden kopan şiir
uslan artık deli gönül..
ulan artık deli gönül..
aslan artık deli gönül..
kaplan artık deli gönül...

kaşıgüzel dişi 1-0 öndedir.

bu sabah kendikendime bu bloga yazdığım şeyleri anlatırken buldum ve ''bi dakka aagedeş'' dedim.şive yaptım eğlendim bir de..

bazen mevsim-i umarsızca gömlek giyemek baba parası yemenin parçasıdır ve bilinçsiz doğal bir süreçtir.

Ömere bir tişört seçtik üzerinde ''this this this and this'' yazıyor.
içeridği manaya takılmadık.
''yeşil candır'' dedik aldık.

yeter artık ben de berkecan,katılsu,biriçimsu türünde isimli arkadaşlar istiyorum.
o ''mesaj iletildi biriçimsu'' yazısı çıksın telefonumda.

bir abimiz sulara baktı ve '' hepsi uludağın zirvesinden lan'' dedi
ben de bir tanesi de ''uludağın kendisinden olsa ya'' dedim.
gülmedi

beat it'i yorumlayn rokçu kazanır.

white denim bir grubu aradım lime wire'de video sektörü genişlemiş fazlaca onu anladım.
''funny womans white denim funs'' nedir ya?

şiir ile edeyim veda
burada biter bu yazı
esasen pek severim piyazı
çoğu gitti kaldı azı
esasen pek severim piyazı

fotoğraf bana aittir.

organları: bol miktarda hamburger.

çok kolay nefret edebiliyorum.

yukardaki afişimle siyasete mi girsem ne yapsam.

insanlar tekrar evrim geçirdi
kullanmadıkları organları bol miktarda hamburger kaktısı ile yok olmaya başladı ve giderek irileşiyorlar.
akıl küçülüyor fizik büyüyor.
akıl küçülüyor fizik büyüyor.
akıl küçülüyor fizik büyüyor.
akıl küçülüyor fizik büyüyor.
bembeyaz tenli, mongol bakışlı, sigaraya da pek meraklı, hafif aptal,proteini bol,gelişmiş el parmaklarına sahip olsalarda ayak parmakları körelen ergenler dolaşıyor sokaklarda.

grafiktekiler benim
düzenleme de benim

kocaman yaş pasta 2 lira

aylardan yedi,
günlerden çarşamba,

gökhan zan kreş'in solistine benziyor demiştim ya,
kreş, çanakkaleden çıkmış.
gökhan zan, çanakkale dardanelspordan.

''saylanmaz'' diyen çocuk görmek duymak yeni hedefim.
bu arada ''h'' harfi kullanmayan çocukla yaşadığım bir konuşma parçası geldi aklıma.
Ç-senin gözlerin çinli?
Oz-hayır, benim gözlerim çinlilerin gözlerine benziyor.
Ç-sen çinli misin?
Oz-hayır buralıyım,sen çinli misin?
Ç-Bursalıyım.

mezura bir başka.
keraat bambaşka.
mecmua en başka.

antalya kaleiçindeki fırında kocaman yaş pasta 2 lira
gayet de güzel,mutlu etti.

ortaokulda pek birşey öğrenemediğim almanca dersinin sınavında cevaplara ingilizce cümle kalıplarıyla kelimeleri oturtup 90 puan almama çok şaşırmıştım.
dil ile ilgili konu açılırsa bunu anlatırım.
tek öyküm budur.

''amonyak'' diye bir şey var.
çok şükür, hiç marketten almak kısmet olmadı.

kimya dersinde bana ilginç gelen tek şey: o tablo gibi birşeydi.
geçen dönem dersanede uzun uzun baktım tekrar kendisine.
halen çok ilginç ve boş geliyor.

7 Numara adlı harika dizi sabahları trt1 ekranında.
işiniz gücünüz yoksa izleyin.
Rüya karakterini önemle takip edin.

mause'a silindir tuş koyana kadar, klavyeye klima özerlliği koyaydınız ya
püfür püfür.(genç kızlarımızın güzel dudaklara sahip olanları püfür püfür desin sık,sık)

cuma ense kapanmaz açılır zira tatile giriyorsun.

birçok oyun gibi dart oynarken de geç ısınıyorum.
öyle geçki ben ısınana kadar oyun bitmiş oluyor.

arkasından konuşmak gibi oluyor ancak önünü bulmama daha çok var
söylüyorum
maykıl ceksında, alican tipi var.

bakıyorum başka ülkelerde bir adet lezzet var bizde ise 7 bölgede 77 adet lezzet var.bence bu kalabalık yüzünden medeniyet yolunda paraları alıp gidemiyoruz.

az ünlü birini görmek ne kadar zevklidir.

rüyamda kargo konserindeydim.
bir ara bir kızın peşinden koştum sonra başka bir kızı buldum.
sarı saçlı kızlardı bunlar omuzları yanık yanıktı.
sonra bir ara mtv'ye röpörtaj bile verdim.
kargo dağılmış geçengün onu öğrenmiştim.
bir de sokakta bildiri dağıtanlar bile beni seçmezler ona takılmışım herhalde.
kızlar konusunda da bir fikrim yok, zikrim var.

sıradaki deprem kimsenin olsun.

şöyle alakasız tarzdan popüler şarkıcıların toplanıp söylediği
el salla kol salla tarzı şarkılar bitmesin.

okuruma DEV hizmet.
Demet Sağıroğlu-Kınalı bebek
tıklamayla indirn.
şarkıyı ulaştıran gökçe tüfekçiye selam olsun.

fotoğraftaki benim, kadraj murat kocakaplana,düzenleme bana ait