12.04.2013

Eskiden Çok Az Çıktığım


Çok sarhoş olmaya ramak kala başımın ağrımaya başlamıştı,
bu baş ağrısı beni çok sarhoş olmaktan hatta üzerine elektronik müzikli şımarık bir eğlenceden son anda kurtarmıştı..
bir cumartesi akşamı,arkadaşım Güneş B. ile şarap içiyorduk,
Güneşin adının Ali olduğunu hatırladığım (yada sandığım) iki arkadaşı da ilk şişemizin sonuna doğru aramıza katılıp şişe bitince kaybolmuşlardı..
Güneş bir ara kaybolup 2.şişe şarabı da alıp gelmişti onu da daha ağır bir şekilde içtim.. Yazının hemen başında bahsettiğim baş ağrısı tam da bu esnada başladı.

Başım ağrımasa tabii ki de giderdim ama elektronik müzikli mekana çok sarhoş ve şımarıkça gitme planından da bu baş ağırısı sayesinde usul usul kaçtım.
Galiba o an hiç de istememiştim; Zaten hiç bir zaman bir şeye hemen kararveremiyorum.
arkadaşlarımı barın kapısına bıraktıktan sonra hafif sarhoş ve düşünceli (yarın başım ağrıyacak düşüncesi) bir şekilde eve doğru yürümeye başladım.
Sokaklar: aydınlık, temiz ve bomboştu, inceden bir deniz kokusu burnuma geliyordu.
Tam ''ahanda bloga yazmalık hikaye geliyor..'' derken önünden geçtiğim bir fotoğrafçının vitrininde yer alan vesikalık fotoğraf her zamankinden daha çok dikkatimi çekti; Vitrine doğru geri geri adımlarımı kendice sempatik bir biçimde attım.
Fotoğrafa daha dikkatli baktım, fotoğrafı eskiden çok az çıktığım bir kıza benzetmiştim;
Sarhoşluk payımı da hesaba katıp onu uzun zamandır görmediğimi de düşündüm,
bu düşünceler sonucunda: 'gerçekten de bu o kız galiba, ne garip, eskiden çok az çıktığım bir kız şimdi beyaz bir fonda etrafında    vize, pasaport, biyometrik gibi kelimelerle vesikalık halinde yüzüme gülüyor'' diye düşündüm ve ''çok az çıktığımız dönemde yüzüme böyle gülmedin Allahsız'' diyerek kendimce arabesk rap müziğe göz kırparcasına sitem ettim ve yoluma devam ettim. (elveda eskiden çok az çıktığım )

Yoluma devam ederken kendikendime ''ulan sen de kızı böyle vizeli, pasaportlu bir tatile davet edebileydin bu kız sana da etrafında  vize, pasaport, biyometrik gibi kelimelerle üstelik de reel haliyle gülerdi'' diye düşündüm...
Sonra da ''piii ne de hin, ne de pis bir kızmış o.. Beleş tatilli duyunca yüzü gülüyor,  İçimi kurutur vallahi böyle kızlar..'' diyerek kendi kendime düşünmenin ve kendime karşı berbat bir halde tezahür etmenin sınırlarını zorladım.

Eve vardım tokamı çıkardım, tokamı çıkarınca yazının hemen başında bahsettiğim baş ağrısının sebebini anladım,
her sarhoş gibi ben de dolabı açtım, salatalık vardı soydum,yedim..
üzerine de dolorex adlı ağrı kesiciden de bir adet yutup yattım..
sabah kalktım televizyonu açtım;
Televizyonda arzum adlı markanın reklamı vardı, galiba eskiden çok az çıktığım başka bir kız bu reklamda evinin kadınını oynamıştı, ''bir özel tiyatroda genç kadroda yer alıyordu,gerçekten de bu kız o kız galiba, ne garip, eskiden çok az çıktığım bir kız şimdi renkli fonda etrafında  arzum, dayanıklı, kalite gibi kelimelerle 16:9 yayın oranında yüzüme gülüyor'' diye düşündüm ve geleneği bozmayarak ''çok az çıktığımız dönemde yüzüme böyle gülmedin Allahsız..'' diyerek ona da kendimce Arabesk Rap müziğe göz kırparcasına sitem ettim..sonra da ''bu sabah eskiden çok az çıktığım kızlara içiyorum'' diyerek çok sıcak çayımdan bir yudum aldım.
ağzım yandı,
üfleyerek içtim.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...