aynaları kandırmacalı mağzalar

bir müddet sonra ''böğraaarrrrhh!'' diye bağırıp sağa sola saldırasım geliyor alışveriş merkezlerinde.
sonra bir sakinlik kaplıyor bünyemi,düşünüyorum
ne yapıyorsunuz siz ey insanlar?
başka birilerine para kazandığı bir olayda suratsız tezgahtarlara umut dolu bakışlar atarak ''bunun başka bedeni var mı?'' diyorsunuz.
tezgahtardan isteksiz bir ''hayır'' duyunca da hemen üzülüyorsunuz.
lan neye üzülüyorsunuz?
zaten sizin olmayan bir şey sizden gitmiş gibi üzülüyorsunuz. sonra ezerler tabii sizi
işte o loş ışıklı, aynaları kandırmacalı mağzalar sizlere onun sizin olabileceği ve size çok yakışabileceği ihtimallerini satıyorlar.
sizlerde ellerinize geçirip başka müşteriler almadan kaptığınız ürünler için bedellerinden farklı(ucuz da olabilir) meblaları ödemek için uzun sıralarda bekliyorsunuz.
sırada beklerken de size bunun karşılığında ne kadar medeni olduğunuz bakışlar aracılığı ile satılıyor.yere düşmüş kıyafetlerin,askıların üzerine basıp geçen ve çantalarını bileklerinde taşıyan çok makyajlı beyaz konversli kızlar(genelde anneleriyle beraber), ortalığa salıverilmiş çocuklar da cabası.
alışveriş merkezlerini artık sevmemeye başladım
kötü havalandırmaları,
özellikle yazın fütürsuzca içeri dalan insanları,
insanların üzerindeki ''bişeyler aldım lan,arkadaşlarım da var benim'' ifadesi,
sulu ağızlarla bizi bekleyen promosyonlar,
lokanta katının kalabalıklığı,
kalitesiz yemeklerin pahalı fiyatları
ve mutlaka bir yerlerine sokuşturulmuş miğde bulandırıcı bardakta mısır satıcıları..
hepsinden öte içerisindeyken sağlıksız hissetmem var.
bir müddet sonra ''böğraaarrrrhh!'' diye bağırıp sağa sola saldırasım geliyor alışveriş merkezlerinde.
sonra bir sakinlik kaplıyor bünyemi,düşünüyorum
ne yapıyorsunuz siz ey insanlar?

çocuklarımızı da unutmamış mış mışlar
hayret bişey.