25.01.2014

İkinci Yetmişlik


Oturuyorduk, 
ikinci bira seviyesindeydik iki kişi arasında sessiz ve gergin anlar olur ya onlardan biri yaşanıyordu, gerçekten sıkıcı bir cumartesi gecesinde yolculuk ediyorduk, halbuki tonla insan çağırmıştım o gün, 
onlara söylememiştim ama dolapta bira da vardı, 
bu arada bira 5 lira seviyelerine gelmiş eşşek gibi para çıktı cebimden, 
sizin anlayacağını parasız ve alkollü olmama bi'kaç bira kalmıştı, o karşımda oturuyor olmasa bu boktan durumlara yalnızlık da eklenecekti, 
ulan bok vardı da çağırdım şu iblisleri, 
hiç çağırmasam şimdi belirsiz bir yalnızlığım olacaktı ve geçinip gidecektim..
Arayınca "zaten oralardaydım ben de seni arayacaktım" demişti. 
bunu da düşününce geçerken uğrayan birinin gelmesi ile aslında çok güzel bir akşam olabilirmiş diye düşünüp daha da pişman oldum, 
şimdi elimde 45 litre bomonti, azıcık viski, gelmeyen tonla arkadaş ve lütfedip gelen o vardı.
Ben bunları analiz ederken bir anda söze girdim: 
"bak, benim şu düzenli ilişki bıdıbıdıları yaşadığım tüm kızlar galiba hayatlarının en zor dönemlerinden geçiyorlardı" dedim.
Diğer cümlemi ustaca kesti ve "kadınların en zor dönemleri 35'den sonra başlar." dedi.
Ben de 
"Sen diyorsan doğrudur, ben neredeyse o yaş seviyesine de hitap ediyordum da olmadı" dedim, 
sessice gülüştük.
Söze devam ettim "ben galiba ancak zor durumdaki kızları tavlayabiliyorum, sakın ben sinsi bir şerefsiz olmayayım, öyleyse çok kötüymüş" dedim.
Çerezine uzanırken "Kız deme şunlara, o kadar zor hayatlar yaşıyorlarsa kadındır onlar." dedi.
Koltuğa geri uzanınca açılmış olan kıç çatalını kapattı.
"Sen de şu deme onlara" diye çıkıştım ve sordum "onların hiç birini sevemedin değil mi?"
"Severim sevmem sana ne" dedi.
Ulan cümlelere baksan 10 yılın kavgasını ediyorduk ama dilimizi bilmeyen biri bizim "hayat kısa kuşlar uçuyor" tadında olduğumuzu düşünebilirdi.
devam etti: " onların çok zor durumda olmaları, şans işi falan değil, bu durum resmen oldukları kişi olmalarından kaynaklanıyor ve sen, onlara yardım eden zaman zaman salaklığa varan, çok iyi birisisin sadece zaten biraz düze çıkınca unutuyorlar seni" dedi.
Sonra hızını alamayıp "bazen sana çok kızıyorum" diye ekledi.
Söylediklerinin gerçek olduğunu biliyordum da kendime dillendiremiyordum, o böyle söyleyince içimde bişey ezildi, eziğinn içinden domestos kıvamında bi'şey aktı, aktı ve yaktı içimi, komedyenler abartılı bir yutkunma hareketi oyunculuğu yapıyorlar ya o gerçekmiş onu da o an anladım, 
yutkundum ve çok çaktırmamak için "Haydaa" dedim derken de pıst diye iki bira daha açtım.
ama nereye çaktırmıyorsun karşımdaki kadın sonuçta durumu şıp diye anladı. 
Bu duygusal hengamenin arasında"Ne oldu da gene bana girdi? Diye sordum, 
"bu kadar yardım sevme hatta kadınları da bu kadar sevme" diye cevap verdi, 
"iyi" dedim, biradan ilk yudumu aldım
"iyi" dedi. Birasından ilk yudumu aldı
Televizyondan yansımamıza baktım bir süre, 
bakarken de onunla yaşadığımız karışık ilişkimizi düşünüp durdum, sanıyorum o da öyle yapıyordu derken "hıkık pğğğhh" dedi, televizyona bakarak "efendim?" diye sordum,
"yok bişey" dedi bu sefer yüzüne baktım kırmızıydı, burnunu, kaşını gözünü peçeteye siliyordu sanki bir şeyi söküp atmak ister gibi,
Böyle zamanlarda mala bağladığım doğrudur hemen dandik bir şaka yapma ihtiyacı doğuyor içerimde ve ben de ona dönerek "içeriden sıkoçbıraytı getireyim mi? yeşil tarafı ile iyice bir sürt istersen" dedim. 
Kafama önce çerez tabağını döktü sonra kafama tabağı vurdu tabak plastik olduğu için kırılmamıştı ama acıtmıştı, kadınlar çok güçlü değil belki ama iyi silah kullanıyorlar, ardından böğrüme ve yanağıma 70 kadar tokat yedim, 
hiç tepki vermedim, biraz duruldu, baktım ikinci 70'lik geliyor bu sefer kollarını tuttum, 
tırnağının yettiği yerleri çizdi, bi'kaçının izi duruyor galiba, 
uzaklaşsın diye ikili koltuğa doğru biraz savurdum, 
ikimizde yere devrildik üzerime oturdu, 
çok sağlam bir iki tane daha vurduktan sonra yorgunlukla üzerime uzandı, 
saçları çok güzel kokuyordu ama tadı pek güzel değildi.
elimle yoklayarak az viskiye uzandım bir yudum aldım, 
şişeyi geri koyarken elimden aldı, doğruldu ağzında ısırdığı cart pembe lastik toka ile saçlarını topladı,
gözlerinde anlayamadığım bir kararlılık vardı, anlatamadığı başka bir şeyin intikamını benden alacak gibiydi, tüm bunlar olurken hiç olamadığı kadar çekici gözüküyordu,
göbeğime koyduğu viskiden bir yudum da o aldı ve şişeyi koltuğa fırlattı aslında ben "bitirelim madem" diyecektim de "elinde şişeyle kafama bi'koyarsa ben biterim" diye düşünerek" demedim.
İkimiz de halen köpek gibi soluk alıyorduk, "sen viski sevmezdin?" diye sordum, 
galiba yine yanlış zamanda yanlış cümleyi kurmuştum,
"seni de sevmediğimi düşünüyordun değil mi?" dedi ve bir öpüşme faslı başlattı.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...