1.06.2014

Ir


Yeşil adamın tam siz yaya geçidin ortasındayken duran kırmızı adama dönüşmesi insana işlemediği bir suç ile itham ediliyormuş hissi verir, 
bazıları bu işten aynı kanunsuzlukla yırtarcasına hızlı adımlar atarak sıyrılırken gerçekten adalete inanlar istiflerini bozmaz.

Dünya yaşamamız için değil bişeye tutunamadığı için  dönmektedir, dünyanın dönüşünü manevi anlamlarla insanlığa adamak bir aciziyet üzerine asalak cumhuriyetler kurduğumuzun itirafıdır.

Her vazgeçiş kendi çöpünü, kendi cesedini, kendi yolunu üretir.
İnsanın biraz yeri varsa hiç bi'şey yapmadan kabullenişler yaşayabilir fakat bütün vazgeçişler eylem gerektirir.

 Doğru yer ve doğru zaman kuralı hep geçerlidir.
 Kimse mezarlıkta ağlayan birine acımaz ancak en berbat durumları anlatırken kullandığımız "sokaklarda ağlamak" diye bir deyim vardır.
 Ölülerin sokağında akan gözyaşı, üzerine düşünülecek bir şey değilken yaşayanların sokağında yaşama dahil olan gülmek, ağlamak ve benzeri tüm eylemler nedense garip karşılanır.
 İnsanoğlu kendine medeniyet adı altında otokontroller atamıştır.

Devlet tarafından düzenlenen kanun ile hesap işletim ücretinin kaldırılacağını öğrenen bankaların hesap işletim ücreti kaldırılmadan biraz önce büyük bir lütuf gibi "hesap işletim ücretinini kaldırdık!" ve benzeri reklamlarla kendilerini övüyor olmaları çok da şaşırılacak bir şey değildir.
 Genelde böyle olur, cebinizdeki paranın dönüp dolaşıp kendilerine gelmesini isteyenler mecbur kaldıkları durumları bile sahte gülüşleri ile süsledikleri  kâr durumlarına çevirmeye çalışır.

Hiç bir zaman kep fırlatamayacağımı 2012 haziranının sonunda farketmiştim.
 İstanbulun "özel" üniversitelerinden birinde bir arkadaşım mezun oluyordu, çok fazla mezuniyet gördüm  ve olayın doğrudan içerisinde olmadığım için bu mezuniyetleri iyi inceleyebildim, özetlemek gerekirse saçma sapan sıkıcı ve çok gerekli şeyler,
tabii gerekli olduğu için de eğlenceli hale getirilmeye çalışılıyor, neyse zaten bu "mezun" olanların problemi.
 Arkadaşım mezun olmuş kepler hızla fırlatılmışken bir an eğitim yaşamım boyunca bir üniversite bir de lise bıraktığımı düşündüm, 
üstelik o an için kimseye söylememiş olduğum bir üniversite ve bir şehri daha terketme fikri aklımdaydı, 
2.lisem odunluktan hallice bir yapıda olduğu için kep töreni falan yapılmadı, adeta istifa etmiş bir devlet memuru gibi ayrıldık lisemizden. 
 Ortaokulda ise kep ve cübbe organizasyonu yaptık ancak o kep ve cübbeleri sıradaki sınıfa vereceğimiz için bir şeyleri havaya atmamız kati suretle yasaktı, 
gerçi ben bir ara bize verdikleri kurdeleli rulo kağıdı havaya attım ama sonra belki diplomamdır diye korkarak havada geri yakaladım, zaten o sıralar boyum erken uzadığı için basketbol ve kalecilik işleri de bana bakıyordu..
2012 senesindeki törende, 
insanlar aileleri ile fotoğraf çekinirken "bizimkiler gelmezdi herhalde" diye düşündüm, 
yerden bir kep aldım kafama taktım arkadaşlarıma baktım çok güzel duruyorlardı, yanlarına giderken "bunlar gelir herhalde lan" diye düşündüm, 
yanlarına keple gidince şaşırdılar, durumun kederli yanını yansıtmadım ve "ne var beleşten özel üniversite" diyerek geçiştirdim sonra kepsiz olan arkadaşlarım da kep takıp fotoğraf çekinmeye başladılar, o gece haliçin bittiği yerde bilip bilmeden de olsa hepimiz gene bir olmuştuk.
 Bazen böyle olur, insanın ailesi çok farklı yerlerde çok farklı kişilerde de var olabilir.
Bunu bilmek her zaman iyidir.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...