28.05.2010

anında Resul Kıraç olmak.


smokin denilince sigara geliyor aklıma.
klişe bir smoking kills şakası yapmayacağım.

beyazı alın üzerine geometrik şekillerde kırmızı ve mavi ekleyin öyle leziz oluyor.
yemek tarifi gibi anlatması da daha bi güzel.

bacak tüylerini yok eden erkek
rakibi
bacak tüylerini hiç yok etmeyen kız
büyük mücadele fox tv ekranlarında.

kalın ruffles ve capy gurme iyi ki yok oldu.
ha bir de pepsi gold.
öte yandan yedigün şeftali geri gelsin istiyorum.

ev tuvaletlerine de pisuvar koyulsun.

domatesi bol tuzla yerken ağız dudak acıması
akabinde kesilmeden yemeye tam gaz devam etmek
en sonunda da hızımızı alamayıp domatesin çekirdeğini çitlemeye çalışmak.

Develi şiir
bir vişnenin
bir portakalın
bir de senin
gırtlağımda tadınız kalıyor
geviş geviş... getiriyorum.
develik bende işte.

hayat bildiğin güzel değil ve çocuksan bunu farketmene genelde izin yok
gerçi ben kaldırımların fazla yüksek olduğunu farkedince anlamıştım durumu.
duyarlı çocuk hesabı.

eğer rekabeti varsa martı ve kaplumbağanın
ben yeşillerden yanayım.

rasıl kırov dediğin de bildiğin Resul Kıraç gibi bir isim.

Nazlıya akrostijli şiir.
neden gazete gibi blog yaptın?
aslında meraktayım
zaten heycanlıyım
lalelide görecekler beni diye
ıstanbul derken koca istanbula

sonunda o oz büyücüsü tişörtlerini nereden aldığınızı buldum!
sipeşıl tenks tu zeynep.

arkadaşım fatih yalın çocuk çizimli Türk bayrağı çizdi
hemen yanına m harfinden kuş koydum.

pvc pencereleri gördükçe aklıma uçurtmayı vurmasınlar adlı filmde geçen ''laylon'' kelimesi geliyor.
tabii böyle bir akıla da şu sıralar kızlar akın etmiyor.
aşka boğmuyor.
normaldir.

halley + vişne ölümsüzdür.
bir de metro eski ambalajına dönsün.

eğtim öğretim haftasında dekanlık ile delikanlılık yer değiştirsin.

kışın boktan soğuk bir havada okul bahçesinde öylece otururken yerde bulduğum ve bileklik haline getirdiğim lastik toka genç kızların taa yazın ilgisini çekti
bildiğin mevsimi varmış tokanın.
saçta iz yapmıyormuymuş neymiş.

ingilizce öğretmenleri gibi öğretmenler yok
öyle bir öğretmen varsa o kesin ingilizce öğretmenidir.
bu konuda müzik öğretmenleri de bir başka kulvarın şampiyonudur.

delikanlılıkta yeri nedir bilmem de?
kelebek çok komik bir araç bence.

doğan çocuklara isimler
erkek:maden
kız:elmas

şarkı tavsiyesi
cem karaca - yoksulluk kader olamaz.

bu da hayko cepkin'in yorumu.

25.05.2010

Gereklilik kipinden daha yalnız.



kimse bana abidik gubidik yalnızlık edebiyatı yapmasın godoslama tanımımı verip kaçıcam

yalnızlık:hotmail kutunun gereksiz bölümünün en az bir hafta bomboş kalmasıdır.
gmail'e karışmam.

21.05.2010

KANGROOVE


ismimin sonunda han yahut can eklenmiş versiyonlarını zerre sevmiyorum.
başkalarının han yahut can ile biten isimleri için ise nötr'üm.
hemen kendi adınızı düşündün değil mi?
benim bencil okurum.

son buluşum chicken whopper ile sık sık buluşmak isterim,
fakat o mangal efekti orjinal değilse pis küserim.
bilen bilir ben pis küserim,
saçım falan hep pis olur..

hiç bilmeyen için ezan,
enteresan olmalı
gerçi ezanı hiç bilmemeden ezan okunan bir ülkeye gitmek de enteresanmış.

yeni şekilli browniyi sevmemiştim.
ilk yediğimi paylaştım da yedim hatta
ancak paylaşmak güzelliğini arttırmadı
yanında içtiğim 50 cl değerindeki tuborg gol yüzünden olabilir.
kızlar fena değildi gerçi,
neyse.

inatla tahta masa sandalyeli mekanlara takılmamaya çalışan insanlar var.
ben severim (yaşanmışlık geyikleri değil) .
laylondan bozma turuncu ve cart yeşil renklerde masa ve sandalyelerden
yahut kızmızı latex bir koltuktan kat kat iyidir.
akdenizli gibidir en azından.

hiç sevmediğim laf :''Beni hiç enterese etmez''

az önce üniversitededki türkdili hocamı facebooktan ekeledim.
acayip hissiyat!

olan var olmayan var :o sebepten yoklama alıyoruz.

peki ya ilkokul öğretmenimin yazım yüzünden bana ''doktor olacak'' demesi.
akabinde gelişen senelerde başbaşa kaldığımız zamanlarda ise yazım yüzünden beni sevmemediğini açıkça göstermesi.
ne yapıyor acaba şu an?
hocam doktor ne ya?

günübirlik her ne kadar beni geren bir hadise olsa da
içimde engelenemez de bir sevgi var kendisine karşı.

''civvvvv''layan mikrofon beni zerre rahatsız etmiyor.
boş vaktimi rahatsızlığını abartan insanları gözetleyerek geçiririyorum.
insanoğlunun özellikle kız olanlarının şanındandır rahatsızlığı abartmak.
bir çeşit değer bindirme harekatı.

okula hep okul hırkası ve okul süveteri ile gelen çocuktan zarar gelemez.
o çocuk jöle bile sürmez.
bence ilk ve orta öğretimin en gerginç (bilerek gerginç yazdım.) vaziyeti okula jöle sürülmüş bir saç ile gelen sınıfınızdaki kızdır.
gerim gerim eder adamı o kız.

sanıyorum dünyanın en küçük migrosu, eğer halen kapatmadılarsa,
benim antalyadaki mahallemde
süper bir yer.
tarifi ne mümkün.

doğan çocuklara isimler
erkek: takvimi
kız: maarif

şarkı tavsiyesi için

19.05.2010

süper mini


dün, beyazıttaki kapalı çarşımızdan bir adet çok kaliteli imitasyon celtic forması aldım.
formanın orjinal markası nike olduğundan dolayı göynüm çok rahattı.
adidas falan olsa yapamazdım herhalde bu illegalliği.
neyse 20 lira değer biçilen formanın bedelini ''biz buranın öğrencisiyiz'' cümlemle 15'ei indirdim.
üstelik zor bulunan medium bedeni bulmak da süper oldu.
yalnız o 5 liralık indirimin lirası dakika oldu ve adam ile 5 dakika boyunca üniversite bitirmek ve kariyer temalı bir sohbete girdik.
sohbetimiz ''sen bursaspor ayağına mı alıyorsun bunu?'' sorusuna gururla verdiğim
''hayır abi biz bu takımın taraftarıyız '' cevabı ile başladı.
biraz daha orada kalsam ben de forma satan birisi olacaktım.
zira biliyorsunuz ''üniversite bitirenlerin hepsi aç.'' diye bir mantık önermemiz var.

sen ölmeden önce bir sürü dostunun olması sen öldükten sonra hiç dostunun kalmaması kadar normal bir şey.
zira ölülerle arkadaşlık eden birilerini bilmiyorum ben.
neyse o şarkıyı da ''her şeye rağmen şişman değilim'' diye söylemesi süper bir şey.

süper mini blog bitti.

17.05.2010

Gani Gani


istanbul dışındaki bir şehrin takımının turkcell süper lig şampiyonu olabilmesi fevkaladedir de
fenerbahçe yenilince diğerlerinin bursasporlu olması nedir?

bursayı tebrik eder, darısını antalyaspor'a gani gani dilerim.
antalyaspor'un logosunu da eskiden beri pek severim.

bu logoyu ben düzenledim.

16.05.2010

geç dönem çağdaş neler oluyor?



taktım gene birşeylere
Bu şu sıralar ülkemizde apaçi olarak adlandırdırılan tiplere bir iki yıl önce bi isim takamayıp ''saçını fön ile diken tipler '' ondan bir iki yıl önce de ben bir takım çevrelerde bu tipler için ;''kekocan'' dendiğini iyi biliyorum.
bu insanlara bir zamanlar ülkemizde sevgisi fırtınalar gibi esen kızılderili kültüründen bir adın takılması da amaç yermek olduğu için beni ziyadesiyle üzüyor
sanıyorum yaygın ve bilimsel bir isim vemek gerekirse bunlara ''geç dönem çağdaş kıro akımı'' diyebiliriz.
bu insanlar sürekli birbirine benzer,
kendi aralarında moda olan bir ikonu yapmazlarsa olmaz.
e arkadaş,
bu insanlara ''apaçi'' diyen bir takım güruhlarda da bu özellikler görülüyor.
ne bileyim bugünlerde istanbulda ''aberkırombi'' giymeden yaşayamayan gençler var.
yahut yeşil adidas aşortman altı üzerine halka küpe takmayan kaz boku rengi saçlı kızlar.
hepsini geçtim radikal düşünceli rock(rok okunur) metal abiler.
yada komik ceket giymeden zeki görünmediğini düşünen üniversiteli kızlar.(kışlık tespit)
hepsini bir daha geçtim moda olan gözlük akımları...
ve bu ''geç dönem çağdaş kıro akımı'' genelde bu moda akımına uymaz
dar dikdörtgen
metal çerçeve
siyah camlı gözlük takar.
damla gözlükmüş,reybın verferırmış bağlamaz.

lafı uzatıp da bir sonuca bağlama gayretim olmadığından yanlış anladığım bir şarkı sözünü yazayım da manidar olsun.
all we are same(tıklayınca şarkı çıkıyor.)
give peace a chance
(tıklayınca sözlerin doğrusu çıkıyor.)

bu arada demeden geçemem en büyük galatasaraylı iron-man galiba.

14.05.2010

kaftan


babamı elinde jilet ile gördüğüm iki an beni pek etkilemiştir.
birincisi elinde jiletle tıraş olan baba
ikincisi de elinde jiletle camdan bant artığı temizleyen baba
ikincisi acayipti cidden.

leblebi yiyen adama şaka yapılmaz
o adamın gülerken o leblebi burnundan gelir vallahi.

ben bir şeyler yazarken arkamdan yanlış yazdığımı söyleyip duranları sevmiyorum.
Var böyle bir kaç kişi.
ben sonradan düzeltenlerdenim.

''çikolata yani sonuçta''dedi biri

bizim yurtta cüce zenci var.
Sanıyorum kendisi hastalık geçirmiş birisi yahut sakat
zaten dalga geçmek için söylemiyorum.
enteresan.

benim de bursum var
ben de insanım.

4 butondan fazla butona sahip mouse kullanan insana karşı gerilirim.

mango diye bilinen markanın erkek bölümünde tam aradığım gibi mavi pantolon görmem,
akabinde 80 liralık fiyatına ''obarehey'' demem.

derslere hiç gelmeyen sınıf arkadaşınız bir acayip oluyor.
böyle tanıdık gibi ama değil gibi.

anlamını öğrendiğimden beri ''tahta boşluk'' lafını cümle içinde kurasım var.
saçı 3 numara saçlı kız,
yemek yapmayı bilmeyen kız,
''benim tüm arkadaşlarım erkek ki'' diyen kız.
sizler yuva kurmayı unutun.

antalya var aklımda ne biçim.

ne çok izleyicim olmuş bu arada
sağ olsunlar, var olsunlar.

arkadaşlarımdan solistlik teklifi aldım.
barış manço'nun trip şarkısı için.
değerlendireceğim.

bişey öğretmenliği okuyan insanlar güzel insanlar oluyor.

mitanni diye bir cafe var.
muhabbet ederken müzik de dinleyebileceğiniz ses dengesi süper mekan.
''kız arkadaş götürülür'' o derece
o derece bi kız arkadaş bulmak,
bulmak lazım.

istiklalde kaç seferdir trt müzik'in ekibini görüyorum kaç seferdir bana sormuyorlar.
ne soruyorlar pis meraklardayım.

arkadaşım çiğdeme konser afişi yapmamız ve süper olması.
konsere de gideceğim göreceğim bakalım.

''manyamak'' nedir ya?

bi kız birinden çok hoşlanırken ne fena görünüyor ya.

çiğdeme de mi küssem?
yok yok çiğdem candır.

pamuk prenses iki'yi izlediğimden beri ''kafam göt'' gibi cümlesi aklımda
aklımda daha güzel şeyler olsun isterdim.
bu ara böyle.

ilk sıcak havalarda da üzerine ceket tarzı şeyler giyen kişileri çok iyi anlıyorum.
baharı doyasıya yaşama telaşı.
iklim gibi iklim olma telaşı.

haftada bir halini hatrını sorduğum müge
sürekli araya saçlarının turuncu olduğunu söylüyor.

az önce internette doğanay limonata'nın çekik gözlü insanlı reklamını gördüm.
hiç gerek yokmuş.
limonata işinde pınar'ın limonatı süper hafif lime ayarında.

normal kart boyutunun yarısı kadar büyüklüğü olan oyun kartı gördüm mitanni'ye giderken
normal kart boyutundan çok büyük kart görünce öyle olmamıştım.

erkek yurdu ayak kokar zamanla alışırsınız.

doğan çocuklara isimler
erkek:kek
kız:pasta

9.05.2010

kalabalık kabalık kaban giyiyor


anneler gününün çıkışını hakkındaki hikayeyi az çok biliyorum,biraz acıklı bir hikaye
ancak günümüzde acıklı hikayesi olmayan anneler ve evlatları anneler günü ve benzeri özel günleri (babalar günü gibi) çatur çutur bağıra çağıra kutluyor.
bu kutlamalara da çeşitli ticari kuruluşlar çoşumlarla eşlik ediyorlar.
halbuki öyle değil.
anneleri ile bi şekilde araları limoni olan yahut o bile olamayan insanlar anneler gününde hüzünlenmiş olabilirler.
sağda solda ''anneler,kraliçeler,prensesler'' yazılarına bakıp bakıp yeterince içlenmiş olabilirler.
kimsenin zıbalop diye hayatına girip bir anda anneler gününü kutlamamak lazım.
ben öyle yapıyorum en azından.

benden selam olsun yemek yapıp soğan kokan tüm annelerin ellerine.
soğanlara fazla kaptırmayalım arada evlat başı da okşayalım.
sevelim-sevilelim.

8.05.2010

az ünlü


yeni insanlarla tanıştığımda arkadaşlarımın,kuzenimin falan benden bahsettiklerini, beni merak ettiklerini söylüyorlar.
süper arkadaşlarım,kuzenlerim var bence.
inceden az ünlü hallerine giriyorum.
tabii arkası gelmez hallerimin.

7.05.2010

Karaoke


Antep Fıstığının kendisininden çok üzerindeki zarını çok seviyorum lakin fıstığın kabuk ile bağlandığı bölümde o kahverengimtrak renkli bir şey var, bazen yanlışlıkla onu da yiyorum:böyle ıslak tahta parçası gibi bir tadı var onun.
dünyaya küsüyorum onu yedikten sonra.
öylesine iğrenç.
not:bu anteplifıstık olayında siirt fıstığı görünmüydü alacaksındır.
bol tuzlusundan.

genelde pek bahsi geçmeyen 1920'lerin batılı medeniyet kıyafetlerini sevdiğime karar verdim.
bu coşkuyla yuvarlak yakalı bir gömlek aramak için istiklal caddesindeki efsane retro mağazasına girdim gömlek bulamayınca yelek aldım kendime.
süper de yakıştığını düşünüyorum.
dökümlü keçe kasket, yüksek belli pantolon ve pantolon askısı da ayıca hedeflerim.
ayrıca bakınız:cinderella man

cık-cuk diye öten ayakkabılar yanlış zaman ve mekanda bulunanlar.
genelde okul koridorlarında olurlar.

insanları çanta alışkanlıklarına göre sınıflandırabiliriz.
öğrenci olmasına rağmen çanta kullanmayanlar var.

ironman: bildiğin hırdavatçı.

kantinden çay alan tipler kantin çıkışında çok komik yürüyorlar.
sadece baş parmağı ile işaret parmağı yardımıyla tuttukları kağıt bardakları kendilerinden en uzakta tutmaya çalışırlarken nedense popolarını da olabildiğince dışarı çıkartıyorlar.
kantinin olduğu koridorda bazen 3-5 tanesini aynı anda görüyorum böyle bilmediğimiz kültürleri diskaveriy'de izlemek gibi..

içeceğinin dibini bırakan insandan çekiniyorum.
onun o rahatlığı o tutkusuzluğu nedir öyle ya?

Karaoke japonca boş orkestra demekmiş.
Ted Mosby söylemişti.

kağıt kalem ,
iğne iplik,
dilli düdük,
ikileme
ikileme.

Galatasaray'a yeni sezonda somon rengi bir forma geliyormuş.
bomba!

-''Bir Gün Belki Ayakta''
-''Adı Bende Nazlı''
söylemlerin sahibi Anıl Çelikkaya.

youtube'a ''tükrçe karaoke'' yazın bakalım.

kot desenli taytlar gerginlik salıyor ortama.
hele bir de popo kısmı açıkta olduğunda.
bakılıyor haliyle.

Koyu Bilal siyah takım elbisesiyle süpersonik birisine dönüşüyor.
bu arada Mürsel Koçak'ın filmi çıksın.

Pepsi reklamında ilk defa imirzalioğlu'nu takım elbisesi dışında başka bir kılıkta gördüm.
ne çirkin adamdır o da.

dünya kupası yaklaşıyor
kimi desteklesem bilmedim.
italyaya'yı hep severim,
meksika'dan da yanayım biraz.
ingiltere katılabilmiş miydi.?
onların formaları güzeldi.

mor ve ötesi yeni albüm çıkartmış

çarşamba güzel kafalarla ahırkapıda hıdırellezdeydim.
4 konuşma

zeynep-naber beni hatırladın mı?
oz-hayır, özür dilerim ancak hatırlamak isterdim,
ben oz
zeynep-zeynep ben hatırlamadın sen?
oz-özür dilerim..
zeynep:siktir len
Z&O:ehehe

Oz-Oynayın lağğn!
Elvan-sen de oyna lan!
Oz-tamam lan..aaa deniz atı mı o (kolye)?
Elvan-evet çok severim.
Oz- erkek mi?
Elvan-evet erkek beygir işte..

çok oynayan kız- bizim oralardan mısın sen?
Fatih-hayır bizim oralardan, antalyalı.
Ç.O.K-taktım ben sana..
Oz-süpermiş.

Mehlika-Sen de sigara var mı?
Oz-yok ama buluruz.
(tek sigarayla oz gelir)
Mehlika-(oz'un kafasını sıkarak) sen süpersin sen..
Oz-ay tamam o kadar da değil.

doğan çocuklara isimler
Kız: antalya
erkek: attalia

fotoğraftaki giden benim.
fotoğraf Anıl'a ait.

5.05.2010

DURULMAK


*gün gelecek halı firmaları da bugünün eğlenceli genç tişörtü üreten firmaları gibi esprili halılar üretecekler.
yarış pisti desenli halı yahut cinayet sonrası tebeşir ile şerit çizilmiş halı ilk aklıma gelen örneklerden.
gerçi ''ilk aklına gelen fikriyat iyi değildir.'' diye de bir önerme var fakat geldi işte.

*denizde boy veren insana büyük bir sorumluluk yükleniyor.
o insanın boy veririrken boy verdiği insanların boyunu 2-3 saniye içerisinde hesaplaması ve bu oranı kendi boyuna uyarlayıp uygun boyu vermesi gerekiyor.
bu sorumluk çok ağır.
bence denizin çeşitli yerlerineki diplerine büyük cetveller dikilebilir.

*sıcak insan ve soğuk insanın ne anlamlara geldiğini geç öğrenmeme rağmen sıcak çikolatanın nasıl bir şey olduğunu kendisini henüz hiç içmediğim yıllardan biliyordum.
daha sonra sıcak çikolatayı biraz soğutarak içtiğim yıllar geldi ve çikolatayı tanıdım.
bugün biliyorum ki çikolatadan bir sıcaklık beklememek lazım.
bir de yaz günü dolapta bekleyen bakkal çikolatası vardır ki o insanın canından can alana başka bir konudur.

*''genelev'' kelimesi birleşik yazılıyormuş yanı başındaki genel kelimesi ev kelimesini niteleyen bir kelime değilmiş.
''genelev'' başlı başına bir kelimeymiş.
kökü ''genel'' ve ''ev'' kelimeleri değil de ''gene'' ve ''lev'' kelimeleri olabilirmiş.

*hotmail'in size gelen bir mailin gerekli olup olmadığına karar vermesi büyük ayıp bence
yediğiniz içtiğiniz bir şey için ''o iğrenç birşey'' diyen tanıdık ile aynı seviyede yapılan bu kötülük.

*ders yavşatıcılarını tanıma rehberi madde 3:bu tarz kişiler derslerde yahut ders dışı zamanlarda öğretim görevlileri ile kurdukları konuşmalarda peşinsıra,gereksiz ve can sıkıcı bir şekilde ''hocam'' kelimesini kullanırlar.
dikkat edelim.
her zamanki gibi az samimi olalım bu kişilerle.

*o kadar Sümerce idogramdan(fikir anlatmaya yarayan resim yazısı) bugün klavyelerimize sadece yıldız adlı tuş gelebildi galiba.
gerçi sümercedeki yıldız ideogramı da buna pek benzemiyor ama aynı mantık ile yapılmış hemen hemen.
az önce de sümerce yerine yanlışlıkla süperce yazmışım,neredeyse dünyaya yeni ve ideal bir dil sunuyordum, vazgeçtim.

*adı ve soyadı arasında kafiye olan insanlar birlik olup iktidarı elegeçirebilir mi?
Çetin Tekindor adlı sanatçımızda soyadındaki dor hecesini kaldırıp atarsa onlara katılabilir mi?

*gazetelerde yer alan habere göre facebook adlı internet sitesinin daha basit olanı facebook lite kapanmış.
bu haberden yola çıkarak insanlar basit olana yönelir(örnek:google) görüşü de biraz kırılıyor galiba.
gerçi ilkokul arkadaşlarınızın gezi ve eğlence fotoğraflarına baktığınız ve gaza gelip biribirinize video izletmeye çalıştığınız bu iletişim sitesi için de bir görüş kurban edilmemeli.

*taksim-kabataş füniküler hattı aktarma yapan akbil sahiplerine ücretsiz olası bir hat.
yahut yanına kaldırım yapsınlar da dileyen yürüyerek gidebilsin oradan.

*durulmak kelimesini yaşammızda çok az kullanabiliyoruz.
Durul Bazan adlı oyuncudan bahsederken.
sular duruldu diye bir durumu nitelerken.
ve kendimizin sakinleştiğini ''duruldum'' diye anlatırken.
istiyorum ki daha çok ''durul'' olsun.
memleketçi ''durul'' içerisinde kalalım ve ''durul''a doyalım.
not:bir de ingilizcede ''do'' ve ''rule'' kelimeleri yanyana gelince oluşuyor bu durum.

*bence parklarımızda,kamusal alanlarımızda çeşitli sanat eserlerini sergilemediğimiz sürece, insanlar parklarda (okuduklarından dahi emin olmadığım) bir gazetenin üzerine sadece yatmaya devam edeceklerdir.
ifade edilmiş sanatı görüp algılamayan ve bundan dolayı hiç bir konuda fikrine ilham düşmeyen bu insan da şartlar elverdikçe sadece tüketmeye devam edecektir.
bu gidişle de şartlar hep elverecektir.

*rock müzik piyasasından ıslak davul görüntülerini çekip çıkartın bir de öyle inceleyin bu piyasayı bakalım ne kadar şekle kaptırmışsınız kendinizi.
aynı durumun bir benzeri de darbuka içine ışık koymak durumudur.

*insan bankamatik ile işi bittiğinde bir hata yapıp yapmadığından tam emin olamıyor ya,
o saniyeler bir insanın bütün özgüvenini yitirdiği anlar bence.
gitmeye karar verip giderken,bankamatiği yenilenmiş menüsüne son bir umutla bakışmalar.
bu sırada eğer arkanızda birisi varsa ''sıra hala bende'' anlamına gelen tek ayağın bankamatik önünde durması falan..
aman aman diyelim.

*eskiden ''SON'' yazardı filmin sonunda artık yazmıyor.
birgün birisi ''S.O.N'' yazacak ve bu kısaltmaya da çok komik bir açılım getirecek diye bekliyorum izlediğim filmlerin sonunu.
henüz denk getiremedim.

fotoğraftaki saçlar bana aittir.

doğan çocuklara isimler
erkek:kulp
kız:ataç

uykusuz dergisine(barış uygur'a) değerlendirmesi için gönderdiğim ancak 1 haftadır hiç cevap alamadığım yazımdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...