''yazının yarım ekmek tanımı''

yeni perşembe keyfim olan hergele meydanı soğuğunda uykusuz okuyup kahve içmek üzere kendime asma yaprağı işlemeli bir bank seçtim.
hemen yan bankta konuşan kızlardan şımarık ve pirsingiyle amy winehouse şişli ilçe başkanlığı gibi bir tipi olanı biraz şımarıkça süzdü şahsımı.
lakin şımartklığa tavizi kısıtlı olan şahsımdan karşılık alamadı.
ben dergime, o yanındaki arkadaşına döndü.
ancak yollarımız bir türlü ayrılamıyordu.
ben uykusuzdaki süper esprilere şen kahkahalarla gülerken o bana bakıyor, onun anlattığı şeylere ise benim kulağım kayıyordu.
hikayesinden kronolojik sırayla alıntılar.
''ben biraz erkek avcısıyım''
''yani seviyoum yanımda erkekler olsun''
''en azından bunu itaraf eden dürüstlerdenim''
''şarkıcı gökçe çok tatlı kız. benim arkadaşımın arkadaşı menejer gibi bişeyi...de takıldık geçen nasıl sarhoşuz.''
''manga diye bir grup var ben pek bilmiyordum onlarla tanıştık''
''ankaradan gelmiş bunlar''
''nerede bir çikin adam onları beğeniyorum zaten''
''elleri dişleri güzel bi tek gerisi bildiğin çirkin''
''e takılsana çocuğa dedi arkadaşım''
''öyle takıldık falan''
''ben genelde rahatım yani onun da hoşuna gidiyor tabii''

evet şimdi,
öncelikle kulak misafirliği çok ayıp bişey bunu biliyorum.
ikincisi, sizi beğendiğini belli eden bir kızın ardından ''nerede bir çikin adam onları beğeniyorum zaten'' demesi enteresan bir his.
üçüncüsü, dikkat ettiniz mi birincisi yok.
birincilik benim.

not:kahkahalarla yazınca kişinin güldüğü anlaşılıyor. harflerden herhalde
diğer not:bugün hasan hocaya göre ''yazının yarım ekmek tanımı''nı yaptım.
budur:
hocam yazı: kişinin ağzından çıkanı gözünün görmesidir.

yeni sözlüğüm
http://www.iusozluk.net/

görsel:winehouse(sims versiyonuymuş).