1.04.2008






Bay koza:hafif sevimsizce,kısa boyluca,pek hareket sevmeyen ama kocaman bir yüreğe sahip olan bir adamdı.
Ağaçlık bölgede dedesinden kalan eski evinden pek çıkmaz; birilerini bekler gibi sürekli internetten gazete okurdu.
Galesizdi, pek dert çekmezdi. Hatta en son derdi Killer_koza@hotmail şeklindeki adresini daha ciddi bir adres ile değiştirmekti ve değiştirdi artık çok ciddi bir mail adresi vardı.
Dünya ona güzeldi
Bir gün canı çok sıkıldı arkadaşı companeroyu aradı
C-vay nabıyon lan?
K-hiç işte,sıkıldım.konbaramda kontör birikmiş onu yükledim de bize gel diyecektim sana
C-olum bende dışardayım arkdaş var oturuyorduk sen gelsene
K-olur hem dışarı çıkmış olurum neredesiniz?
C-comprasta herzamanki mekanda
K-tamam geliyorum
C-bekliyoruz
şeklinde bir konuşma dizisinden sonra koza pek süslenmeden çıktı evden
yolda gusanoyu gördü pek samimiyete girmeden gözlerini hafifçe kısarken kafasınıda biraz bükerek selam verdi geçti.
comprastaya vardı mekanı buldu girdi içeri çok şaşırdı companeronun bir arkadaşı herzamanki bıyıklı sakallı bir arkadaşlardan değil gayet hanım hanım bir arkaştı,
Sarı üzerine mor puantiyeli elbisenin etek uçlarında yeşil işlemeler vardı.
companero ile pek samimi olduğu için selamlaşmadan oturdu masaya ve üç saniye sesizce tanıştırılmayı bekledi.

üç saniye haliyle çabucak geçti daha da zaman geçiyor companero bir türlü tanıştırması gereken insanlar olduğunu farkedemiyordu.
kozanın gözünde kombarasından kontör yükleyince aradığı arkadaşı companero artık tam bir dingildi.
gergin bir sesizlik oldu ve kendisinin bile kendisinden beklemeyeceği şekilde bir anda sol kolunu el kısmı hafif bükük bir biçimde uzattı,bu şekilde deldi sesizliği.
ancak fazla hızlı uzatmış olucak ki hanım kız biraz irkilir gibi oldu o an kız koazaya pek tatlı göründü.
koza,hızlıca
''merhaba ben Koza''
dedi
hanım kız aynen karşılık verdi.
''merhaba ben oruga''
ikili bu cümleleri birbirine sarfederken bir ses duyuldu bu ses tiz bir tonda gelen desprerado filminin şarkısıydı ''ayy ayy ya yay'' dedikten sonra sesin companeronun telefonundan geldiği anlaşıldı ''ayy ayy ya yay'' sesine oluşan ilgi yüzünden konuşmaları kesilen koza ve oruga çaktırmadan değil göstere göstere companeroyu dinlediler.
companero ''evet,tamam,hmm'' gibi ne konuştuğu pek anlatmayan kelimeler ile konuştu
telefonu kulağından çekti ve ciddi bir insan gibi telefonu ekranına bakarak kapattı.
oruga ve kozaya baktı bir an .
durdu,
sustu ,
gülümsedi,
gözünü açtı.
''gitmem gerekiyormuş siz oturun ben bir saat sonra dönerim'' dedi
koza, içten içe companeroya kıl olmuş olsa da dışarıya olgun görünmek için ''tamam,olur,hmm'' gibi şeyler söyledi.
companero acele edercesine kalktı masada ceketini yandan astığı çantasının üstüne koydu. mekandan çıkmadan garsonlarla bir şey konuştu ve koşmadan seri adımlarla çıktı mekandan
mekandan çıkışını izleyen ikili bir an birbirlerine baktı.
o an anladı koza: oruga isimli bir bayanında pek güzel gözlere sahip olabileceğini.
koza bunları anlarken ''ee'' dedi oruga.
koza bu ''ee''lemelere güzel cevaplar verebilen konuşkan insanlardan değildi.
o anda imdatlarına turuncu tişörtlü elinde tepsi olan biri yetişti siparişlerinizi getirdim buyrun der gibi
''siparişleriniz'' dedi
oruga gözleri ile
''tamam'' dedi
koza bi an aynadan kendine baktı yakından teleziyon izleyen küçük bir çocuk gibi kafasını yüzseksen derecelik açıya getirmiş tepsiye bakarken buldu kendini
ama merak etmişti
siparişlerimiz neydi?
koza bir şey sipariş etmemişti
yaklaşan tepsiyi gören oruga ''aa compareno bira söylemişti o gelmiş sen ne içicektin bira içiceksen bence bunu içmelisin'' cümlesini hızlıca dile getirdi. koza da çaresiz kabul etti.
bu arada blıralbup diye bir ses duyuldu. koza sesin cep telefonundan geldiğini baldır kısmında oluşan titremeden anladı. çıkardı telefonunu baktı companerodan mesaj gelmişti mesajda
''yaw foto mkinasnı untmu$m masada sn alsna babacan,he bide oruganın sefgilisee yoq ;)''
koza,böyle mesaj yazan ve göz kırpan ima eden bir dingil ile arkaşlık ettiği için biraz kendine kızdı ve cevap yazdı.
''0.k''
bu arada o turuncu tişörtlü garson tekrar geldi ''ikramımız eheh'' diyerek masanın orugaya yakın olan kısmına çerez dolu bir tabak bıraktı kozanın arkdasında kaldığı için koza garsonu tam olarak görememişti ancak orguganın gözlüklerinden gelen yansıma ve oruganın yüz ifadesinden aralarından bir sıcaklık olduğunu farketmişti bu duruma pek birşey yapmadı zaten yan masada çağırdılar garson gitti.
koza ve oruga biralarını yudumlarken konuşabilecekleri ilk ortak nokta olan compareno hakkında konuştular
oruga,
''çok iyi çocuktur hep yardımımıza koşar bizim.Kızlar falan okulda çok severdik onu.Diğerleri gibi değildir bizimle tiyatroya falan gelir.'' gibi övgü dolu söylemlerle girizgah yaptı konuşmasına
oruga'nın bu girizahı sonrası
koza
''ulan biz kendimizi futbolun,basketbolun,kavganın,dayağın haytalığın çoşkusuna bırakmışken,birbirimize bulututtan vidyo atarken compareno ne naneler yiyormuş''
diye düşündü
ve ''hmm öyledir benimde çok iyi arkdaşımdır çok severim ayrı okullarda olduğumuz içi pek görüşemedik bir ara''gibi sığ laflar etti.
bir süre içtikleri 3.biranında etkisi ile laf lafı açıyor modern tabirle birbirlerinden çok iyi elektrik alıyor yüz wattlık bir ampul gibi ışıldıyorlardı birbirlerine kafeden kalktılar hesabı ödemek için kasaya yöneldiklerinde ''6 bira içtiyseniz hesabınız önceden giden beyfendi tarafından ödendi''gibi bir cümle duydular bu cümleden sonra kozanın gözünde compareno bir dingil değil adeta uzun yolda yardımımıza koşan bir araba teybiydi.
günler geçiyor koza ve oruga birbirlerini sevdikleri hariç herkonundan bahsediyorlardı ama bir birlerini sevdikleri ikisininde farkında olduğu bir durumdu.

koza, adeta orugayı içine hapsetmiş ve sıkıcı bir yaşamdan pek güzel bir yaşama geçmişti
günler ayları yıllar yılları kovaladı.
bir gün oruga tek kelime ile isteğini belirtti.
''ayrılmak istiyorum''
koza bir süre dondu kaldı sonra burnun yanından bıyık bölgesine inen gözyaşını yarı yolda durdurdu sabah traş olduğu için gözyaşı bıyık bölgesini yakabilirdi koza'nın zaten yeterince acısı vardı.
olgun bir tavır takındı bir anda. ama nereye olgun takılıyordu kıpkırmızı olmuştu suratı
cebinden bıçağını çıkardı göğüs kafesinin en üst bölümün tam ortasında bir boşluk var ya tam oraya sapladı.
oruga çattı kaşlarını.
''salak kendini mi? öldürüyorsun'' dedi.
koza, hayır dercesine saha solla salladı kafasını.
dişlerini sıkarak bıçağı karınboşluğuna kadar baskın bir biçimde ilerletti.
içeriden bir ışık hüzmesi çıktı.
önce iki tane anten göründü sonra güzel gözler.
ışık iyice keskinleşti biraz sonra yavaş yavaş ışık sönünce oruga önce yerde yatan bağrı böğrü deşik kozaya baktı.
sonra içeriden çıkan sarı mor yeşil renklerde sahane kanatları olan mariposaya
koza toparlandı üzerindeki tozları sildi
''tamam gidin'' dedi
oruga
''bu kadar mı?'' dedi
koza
''hayır,mariposalar kozalarından çıkmak için verdikleri uğraş sırasında kanat kaslarını güçlendirirler ancak bu sayede uçabilirler ve o uçamayacak''dedi

sözlük
koza:koza ispanyolcasını bulamadım
companero:arkadaş isp.
compras:alışveriş isp.
oruga:tırtıl isp.
gusano:solucan isp.
mariposa:kelebek
isp.

7 yorum:

Turist dedi ki...

çok güzel olmuş

Piyaztheoz dedi ki...

kişi kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür

Gokce T dedi ki...

eğer çok güzel olmuşsa n'aapıyoruuuuz, arkadaşlarımıza msn'den yolluyoruz "http://piyaztheoz.blogspot.com bak çok güzel" diye, böylece oz'un 12498517093483 okura ulaşma isteği gerçek oluyor, vuhuvvv.

kelime doğrulama: jaslasu

Piyaztheoz dedi ki...

bayan jaslasu haklı

ÇOCUK dedi ki...

olmuş olmuşta yazının başındaki kelebek pokemon değilmiydi,meraklara sardı beni adı neydi mahlukatın butterfly? evet galiba buydu ama renk konusunda pek emin değilim mormuydu sarımıydı diye

Gokce T dedi ki...

eheheğ, buna da güldüğümü belli etmeden geçemedim görüldüğü üzere.
aslında yorumu göndermekten vazgeçecektim (ki görüldüğü üzere kendisi gayet meymenetsiz, yorum bile değil), ama kelime doğrulamamın da "yeecmxf" olduğunu paylaşmam gerekiyordu. evet.

Piyaztheoz dedi ki...

butterfree
http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=butterfree&um=1&ie=UTF-8&sa=N&tab=wi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...