12.04.2008

uzun yazmayacağım bu sefer

gufili tişörtümden bahsedeyim size,
bahsetmeyeyim göstereyim.


genelde pijama olarak kullandığım bu tişört, arkadan çok ciddi siyah tişört gibi dururken,
önü açık gömleğin içinde lakayıt olmaya çalışan genç gibi duruyor.
çünkü sadece ön vucut tarafında bu desen var.
gerisi simsiyah (gufi siyahı)

aslında anlatmaya çalıştığım teknolojinin geldiği nokta(.)
yoksa '' bakın benim gufili tişörtüm var.Nasıl ekstra sevim sahibi bir insanım? ay ay ay'' demiyorum.
''teknolojinin geldiği nokta'' da ne kadar klişe oldu neyse..
benim bir internet sitem var.
kafama esen bazı şeyleri oraya yazıyorum,
bir takım değerli inanlar da, ciddiye alıp okuyorlar.
çat diye bilgisayara bağlı bir kamera ile çektiğim resmi buraya oturtabiliyorum(çat,oturtmak, kabalaşmak)
yahut gidip malum video sitesinden
zıplayan gergedan,
çok komik bilmem ne dansı,kolbastıymış adı, saol esra
sevimli bebeğin yaramazlıkları,
daha farklı bir izleyici kitlesi için çeşitli şekillerde bayan vücutları
izlenebiliyor.
ne bileyim, ta bilmem nereler ile iletişim kurulabiliyor.
hatta benim bir teorime göre otomatik tercüme yapan bir program ile dil vizesi ile gidilebilinen internet sınırları dahi kalkacaktır.
bütün bunları, sabah türk kahvesi içerken öylece duran micro genesus atarime bakıpp düşünmedim .
ama aklıma düşmüştür.

artık fotoğraf çeken bir telefonum var.
adı: ts-608 odluğu için kendisine ilk başlarda trabzonspor demiştim şimdileri vazgeçtim özel bir şey demiyorum.
''telefon'' diye çağırıyorum kendisini, hemen geliyor .
düşünsenize ...
başkası ile konuşabiliyorsunuz,
canınızın istediği şeyleri fotoğraflayabiliyorsunuz,
hesap makinası var,
şarkı oynatabiliyor. yolda,dolmuşta falan ''cıpıstıka cıpıstıka'' diye dinleyebiliyorsunuz.
mikrofonlu kulaklığı var. telefonu kulağa dayamadan konuşabiliyorsunuz.
daha bir sürü özellik...
cebinize sığıyor.
ya biz onu taşıyoruz ya o bizi...
ancak kesinlile birisi telefonla konuşurken aynı evdeki paralel hattan şebeklik yapan çocuğun aldığı keyfi bize yaşatmıyor.
ki o paralel hattın bağlı olduğu telefon hala çevirmelidir.

cıpıstıka cıpıstıka diye yolda dinlerken telefonumun yürüttüğü şarkıları, bir şey farkettim. diğerlerinin yaptığı dinlemeler onlar üzerinde hiç sakil durmazken benim yaptığım bu eylem gayet sakil durmakta.
resimdeki gibi

yeşillisi benim.

bayanlarına araba kullanması ile ilgili bir ara bir şeyler yazıcam ama önce cep telefonu kullanmalarının kibarlığından bahsedeyim.
etmeyeyim vazgeçtim.
siz düşünün işte...

böyle ''şu şöyledir, bu böyledir, şöyle insan, böyle insan, onları sevmem, bunları severim,'' gibi önyargı balonları cümleler kursamda kimse hakkında önyargı yapmıyorum
hakkımda önyarı eyleyenleri ise sevgi ve nefret ile selamlıyorum.
böyle anlatıncada ciddi bir şey var gibi oldu.
yok bir şey...

1 frank 14 peseta diye bir film izledim trt 2 de
nefisti


bütünsüz şiir

kısa yazamadım gene.
tanıştığım insanı ayakakbısından hatırlıyorum genelde.
kuzu sesinin doğrusudur ''be''.
de-hey de-hey de-hey.

ne güzel programsın sen paint.
flash tv de yayınlanıyor gerçek kesit.
amanın, çok lazımdı antalyaya alt geçit.
de-hey de-hey de-hey.

içi-dışı pistir klavyemin.
ters çevirip salladım demin.
gerekirse ederim yemin.
de-hey de-hey de-hey.

sokaklarda birbirini görmezden gelende.
feysbukta bir şeyler gönderende.
aynı kişilerdir esasında.
de-hey de-hey de-hey.

esmer kızlar gibidir R&B.
güzeli güzelidir,çirkini feci.
rock müziktir her vakit baki.
de-hey de-hey de-hey.

gece vakti uyukluya ay dosttur.
çayın yanına tek gerçek tosttur.
osur yerine kimisi der osttur.
de-hey de-hey de-hey.

bu son kıtadır şiirde.
us istiyorsan, bu şiiri irde.
sekiz kıta şiir yazacak adam şimdi nirde?
de-hey de-hey de-hey.

aranlara şarkı tavsiyesi
audioslave-borken city

doğan veletlere isimler
erkek:tom
kız:morello

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...